06.08.2019 - 02:06 | Son Güncellenme:
İZMİR DHA
Serebral palsi (beyin felci) hastalığı ile mücadele eden Ebru Beşer, Yaşar Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nden 2’incilikle mezun olduktan sonra akademik hayattan kopmadı. “İşçilerin Türk Sineması’nda Temsilini” konu alan tez çalışmasıyla başarısını sürdürdü. Hayat boyu karşılaştığı tüm fiziksel engelleri ailesinin desteğiyle aştığını anlatan Beşer, “kiz kardeşim Ece ile birlikte kuvözde oksijensiz kaldığımız için serebral palsi rahatsızlığı ile yaşama başladık. Anne ve babamız iyi bir eğitim almamız için çok mücadele etti. Bunun karşılığında biz de çok çalıştık. Okumayı ve öğretmeyi çok seviyorum. Bu nedenle hedefim akademisyen olarak meslek hayatına atılmak” diye konuştu. Ebru Beşer’in tez danışmanı Dr. Öğretim Üyesi Ürün Yıldıran Önk ise, “Araştırmasında pek çok kişinin ulaşamayacağı filmlere ve yönetmenlere ulaştı. Öyle ki bu filmlerin pek çoğu internette yer almıyor. Akademik dünyaya kapsamlı bir çalışma kazandırdı” dedi.
Kremlerine kavuştu
İzmir’de yaşayan ve halk arasında balık pulu hastalığı olarak bilinen ‘İktiyozis’ hastası Kayra Uzman’ın (10) engelli maaşının kesilmesiyle, zor durumda kalan ve gerekli kremleri alamayan ailenin yardımına hayırseverler yetişti. Türkiye’nin birçok yerinden kolilerce krem desteği alan Kayra’nın yüzü güldü. Tüm kolileri annesiyle birlikte açan Kayra, “Her gönderenin ismini yazdım ve her akşam onlara ismiyle dua ediyorum” dedi.
Yardımlarla yaklaşık yedi ay boyunca krem sıkıntısı yaşamayacaklarını belirten anne Süheyla Uzman, “Hepsine minnettarım ve çok teşekkür ediyorum. İstediğimiz kremlerin hepsini eksiksiz almışlar. ‘Demek ki iyi insanlar varmış’ dedim. Şu anda yaz aylarında olduğumuz için elinde ve yüzünde yaralar var ancak kremlerimizi sürekli kullanıyoruz ve en azından dışarı çıkabiliyoruz. Kremler, Kayra ve ben her yere böyle gidiyoruz. Yoksa ben çalışırdım ama çocuğuma bakmam için bu mümkün değil. Günde 8 farklı krem sürüyor, 5 şurup içiyor” dedi.
Öte yandan Kayra, perşembe günü yeniden engelli raporu alabilmek için heyete girecek.
‘Adresim belli olsun’
Osmaniye’de henüz altı aylık bebekken cami avlusuna bırakılan ve Antalya Zübeyde Hanım Çocuk Yetiştirme Yurdu’na yerleştirilen Burak Türk (30), 18 yaşını doldurduktan sonra yurttan ayrıldı. Çeşitli işlerde çalışan, bir yandan da ailesini arayan genç adam, İzmir’in Bornova ilçesine gelerek burada web tasarım işleri yapmaya başladı. Ancak işsiz kalınca sokak ve parkları kendine yuva yaptı.
Memur olarak atanmayı beklediğini belirten Türk, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı yurtlarda iki yıldan az olmamak üzere kalanlar devlet memurluğuna kurayla atanıyor. Ancak ikametgahım sabit olmadığı için atanma durumumu öğrenemedim. Bu yıl bir kez daha bu hakkı kazandım. İşe başlayana kadar çalışabileceğim bir iş ve sürekli kalabileceğim bir yer arıyorum” dedi.