09.08.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
ASLI ÖKTENER
Yangının vurduğu Milas’a sabahın erken saatlerinde, dumanların etkisiyle kızıla çalan güneş eşliğinde vardık. İlk durağımız, 8 gündür orman yangınlarıyla mücadele eden kentin Belediye Başkanı Muhammet Tokat oldu. Yardım için kente gelenlerle tek tek ilgilenen Tokat, yaşadıklarını ve son duruma ilişkin bilgileri paylaştı.
Son 1 haftadır toplasan 20 saatlik uykuyla ayakta durduğunu belirten Başkan Tokat, “Yorgunluk önemli değil de başından bu yana ‘hava desteği’ diye çırpındığımız halde olayın öneminin anlaşılmaması ve sahadaki kahramanlarımızın emeğinin heba olduğunu görmek çok üzücü!” diye söze başladı.
“Hayatta görmediğim tecrübeyi 7 günde yaşadım” diyen Başkan Tokat şöyle devam etti; “Yangının ilk çıktığı yarım saatten bugüne dek hep sahadaydım. Milas’ın yüzölçümünün yüzde 56’sı ormanlık alan. Gözümün önünde binlerce hektar alan kül oldu, insanlar ölümden döndü, hayvanlarımız yaşamını yitirdi. 3. gün de biz Ören’de mahsur kaldık. Alevler birden her yanı sardı. Ateşlerin 60 dereceye yükseldiğini hissettik. Cep telefonumdan biri sıcaktan kullanılmaz hale geldi. Orada baygınlık geçirdim. Yollar geçit vermediği için alandan uzun süre çıkamadım. Burnumdan da ameliyat olmam gerekiyor. Doktorum, ‘Size sigarayı yasakladım, dumanlara maruz kalıyorsunuz, dikkat edin’ diye uyardı.”
Tek yeşil ağaç kalmadı!
Milas’ta yangının Beyciler’den, Bodrum’da Gökpınar’dan başladığını hatırlatan Başkan Tokat, “Kısa sürede tahribat birleşti. Şimdi Kemerköy’den Bodrum’a tek yeşil ağaç kalmadı. Benzer bir yangını biz 6 yıl önce gördük. Ama o zaman söndürmek için çaba görmüştük. Ama bunda öyle olmadı. İlk günden itibaren hava desteğinin yetersiz kaldığını söyledik. Ama anlatamadık. 10 mahallemiz zarar gördü. Oysa hızlı müdahale olsaydı Milas’ta yangın en geç 2. gün, Çökertme yanmadan söndürülürdü. İçişleri Bakanlığı’na soruyoruz, ‘Uçaklar geliyor siz görmüyorsunuz’ diyen oldu. En son Gürceğiz Muhtarı tek başına mücadele verdi. Şimdi alevlerin Yeniköy Termik Santrali’ne ulaşması korkusuyla, müdahaleyi artırdılar, yol kenarlarındaki ağaçları kesiyorlar. Bölgelerde soğutma çalışması sürüyor. Ama rüzgarın şiddeti ve yönü çok önemli” diye konuştu.
‘Önleme sistemi kurulmalı’
İklim değişikliğiyle bölgede yangın riskinin her daim olacağını belirten Tokat, “Maalesef orman muhafaza memurları, bütçe kısıtlaması nedeniyle 2 yıldır görev yapmıyor. Ormanlarımız yangına açık durumda. Oysa artık teknolojik dronelarla tespit edilip, anında büyümeden söndürülmeli. Milas’ta güçlü hızlı, koruma ve önleme sistemleri kurulmalı. Ormanların yoğun olduğu bölgelerimizde helikopter değil uçaklar hazır bekletilmeli” diye konuştu.
Yangın, Milas’ta arıcılığın yapıldığı 800 metre rakımlı Fesleğen Köyü’nü de vurdu. Kovanları, ahırları yanan köy halkı, alevlerin evlerine ulaşmasını kendi imkanlarıyla aldıkları önlemlerle önledi.
Ancak köyü ziyaretimizin ardından köyde alevler dün ne yazık ki yeniden yükseldi.
Atlattıkları ilk yangını “Her şey 10 dakika içinde oldu” diyen köy sakini Tayfun Özer, “Jandarma tehlike artınca bizi tahliye etmek istedi. Kadın ve çocuklarımızı gönderdik ama erkekler kaldık. Biz bu köyde doğduk büyüdük. 800 metrede yaşıyoruz, pek çok yangını büyümeden söndürdük. Rüzgar nereden gelir, nasıl ilerler biliyoruz. Ekiplere de anlatmaya çalıştık ama çok dinlemediler. Biz de arıcılıkta kullandığımız su tanklarımızı traktörlerimizin arasına bağladık. Hortumlarla alevler evlerimize sıçramadan söndürdük. Hala köyde 24 saat nöbetteyiz. Kovanların çoğu daha soğuk kentlere görülmüştü. Yanan az oldu o yüzden... Ancak şimdi arıları getirsek nereye koyacağımız sorun! Çamlar, basra böcekleri yok oldu...” dedi.
‘30 metrelik şerit çekilmeli’
Oğulları ve torunlarıyla köyde yaşayan ve 77 yaşındaki Ayşe Çakır, yanan ahırını bize gösterirken hemen ardındaki dağlardan dumanlar yükseliyor, helikopterlerin müdahalesi devam ediyordu.
“Ben hayatımda böyle bir yangın görmedim” diyen Çakır, o anları, “Yaklaştığı haberleri gelince 5 hayvanımızı zarar ederek kestirdik. Diğerleri de güvenli bölgelere taşındı. Köyde hayvanlarının nerede olduğunu bilmeyenler var. Zararımızın karşılanmasını ve yem desteği yapılmasını bekliyoruz” diye konuştu. Köyde konuştuğumuz vatandaşlar, yaşanacak olası bir yangına önlem için orman içinde 30 metrelik güvenlik şeritleri oluşturulmasını istedi.
‘Enerji içeceği gönderin’
Girişlerin yasaklandığı, yol kenarında ağaç söküm çalışmalarının sürdüğü Ören’in eski şehir stadyumunda ise AFAD, Türk Kızılayı ve belediye yardım çadırları kurulmuş, farklı illerden gelen gönüllüler, sahadaki personele ve ihtiyaç sahiplerine destek sağlıyor. Gönüllüler, “Ekiplerin en çok buz, su, enerji içecekleri ve kola gibi şekerli içeceklere ihtiyacı var” diyor.
Evlerinden tahliye edilen aileler çadırlarda kalırken, hemen yanlarındaki alanda köyden taşınan hayvanları bulunuyor. Bozalan Köyü sakini Ayşe Sanlı, 15 dönümlük zeytinliklerinin yandığını, eşi, 2 oğlu ve 10 hayvanıyla alana sığındıklarını anlatıyor. Ardında ise 6 yaşındaki Nazire Bozkurt, elinde oyuncağı ile çadırlar arasında dolaşıyor.
Gönüllü dernekleri aracılığıyla Bursa’dan gelen ve hayvanlarla ilgilenen Didem Kuda, “Yemlerini, sularını veriyor, tıbbi bakımlarını burada yapıyoruz. Hava çok sıcak. Bağlı kalamıyorlar, belli aralıklarla gezdiriyoruz. Sahipleri gelene kadar bakacağız” dedi.
‘400 arı noktamız var’
Milas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Reşit Özer, Milas için; çam balı ve zeytinciliğinin önemli olduğunun altını çizdi, “Milas’ta çam balı üretim oranı yüzde 33. Toplam 400 arı noktamız var. Yangında binlerce dönüm ormanımız yok oldu, 450 kovanımız yandı. Yanan alanlarda zeytinlikler de vardı. Hasar tespiti sonrası üreticilere desteğimiz sürecek. Bir an önce önlemler alınmalı” dedi.