Eğitimin kaynağı doğadan geliyor
26.03.2018 - 01:41 | Son Güncellenme:
Montessori Anaokulu’na giden iki kızının yaşadığı gelişmeyi gözlemleyen Melis Kurtel Emin, Urla’nın Bademler köyünde Montessori yöntemiyle eğitim veren bir ilkokul kurdu
Montessori sistemiyle eğitim veren bir okul açmaya karar veren ve 2017 Nisan ayında ilk adımları atan Melis Kurtel Emin, hem hayalini hem de İzmir’de bir ilki gerçekleştridi. 8 dönüm arazi içerisinde 4 bloktan oluşan ve 1000 metrekare kapalı alanda kurulan Montessori İlkokulu 2017-2018 eğitim öğretim yılında ders başı yaptı. Melis Kurtel Emin, tüm velileri 28 Mart’ta ve 14 Nisan’da düzenlenecek olan Montessori yönteminin uygulandığı, “Sessiz Keşif ve Deneyim” toplantılarına, kampüse davet etti.
Patronlar yetiştiriyor
Çocuklarının devam ettiği anaokulunun sahibi sayesinde 6-12 yaş Montessori eğitmeni Çiğdem Hanım ile tanıştığını anlatan Melis Kurtel Emin, “Alçakgönüllü, kendine güvenli, sistemi sorgulayan, topluma saygısı olan bireyler yetiştirmeye çalışan bir sistem. Amazon, Google gibi markaların kurucuları bu sistemle yetişmiş. Bu sistemi tam uygulayabilmek için okulun mutlaka doğanın içerisinde olması gerekiyor. Çocuklar, meyve sebze yetiştiriciliğinden hayvan bakımına kadar her şeyi yapıyor. Bademler, çok güzel bir yer. Halkta bizi çok güzel karşıladı” dedi.
Montessori sistemi
Sistem hakkında bilgiler veren Melis Kurtel Emin, “İtalya’nın ilk kadın doktoru, pedagog, antropoloji profesörü ve aynı zamanda eğitimci olan Maria Montessori, Montessori Vakfı’nın kurucusu. Atatürk, eğitim kongresi yaptığı zaman, bu sistemi araştırtmış ve Köy Enstitüleri de bu sistemden esinlenerek kurulmuş. Bu sistem sadece akademik odaklı değil. Bütünden detaya inerek ‘Biz çok büyük bir sistemin parçasıyız’ fikrini aşılıyor.
Müfredata uygun
Müfredata uygun programın işlendiğini belirten Melis Kurtel Emin, “Bizden çıkan bir çocuk TEOG ya da başka bir sınavda başarıyı elde edecektir. Buradaki fark yolun farklı olmasıdır” dedi.
Özgüven ve kendi kendine yetebilme
Montessori eğitim sisteminin çocuklara, kendi kendine yetebilme ve özgüven verdiğini belirten Emin, “Sistemin empati ve topluma faydalı birey olarak yetişme sorumluluğunu verdiğini gördüm. Sistemde yetişkinler de çocuğun içindeki yeteneği ve gizli gücü uyandırmak ve onları gelişim sürecinde desteklemekle görevli” dedi.
