20.07.2024 - 00:00 | Son Güncellenme:
DİDEM SEYMEN
DİDEM SEYMEN- Kalın bağırsak duvarında çıkıntı yapmış küçük kese ya da torbacıkların iltihaplanması anlamına gelen divertikülit hastalığı, toplumda özellikle 50 yaş ve üzerinde yaygın olarak görülen bir hastalık. Kolon ve rektum cerrahisi alanında çalışan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Aras Emre Canda, divertiküler hastalığı olanların düzenli takip edilmelerinin oluşabilecek ciddi problemleri erken saptamak için önemli olduğunu vurguladı. Dr. Canda, divertiküler hastalığı ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgiler verdi…
Divertiküler hastalığı çoğu zaman hiçbir belirti vermeden gelişebildiği gibi, karnın sol alt bölgesinde batma, ağrı, şişkinlik, düzensiz bağırsak hareketleri, kabızlık, ishal, dışkıda kan görülmesi, gaz çıkarmada güçlük, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu, yüksek ateş gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Nadir de olsa bu iltihaplanmaya bağlı olarak bağırsak delinmesi ve tıkanmasının yaşanabildiğini belirten Dr. Canda, “Kalın bağırsağın mesane gibi komşu bir organa açılması sonucu idrardan dışkı gelmesi, makatta aşırı kanama gerçekleşmesi gibi durumlarda ameliyata başvurulur. Bu ameliyatlar da artık kapalı yani laparoskopik yöntemle yapılarak hızlı iyileşme sağlanabilir” dedi.
Bol lifli beslenmek önemli
Prof. Dr. Emre Canda, divertikülit gelişimine özellikle batı tipi karbonhidrat ve proteine dayalı beslenme, hazır gıda tüketimi, hareketsizlik ve şişmanlama gibi yaşam alışkanlıklarının sebep olduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi: “Ne kadar lifli gıda tüketilirse, o kadar hacimli dışkı üretilir. Diş macunu azaldığında sıkmanın zorlaşması gibi, bağırsaklar da az hacimli dışkıyı vücuttan atarken daha çok kasılır ve bağırsak içi basınç yükselir. Zamanla bu yüksek basınç, bağırsağın dış tabakasını dışa doğru iterek kesecikler oluşturur ve divertiküler hastalığına yol açar. Bu nedenle lifli gıda tüketimi bağırsak sağlığı açısından çok değerlidir.”
Prof. Dr. Canda, lifli beslenmenin önemine dikkat çekerek, insanların günlük diyetlerinde daha fazla sebze, meyve, tam tahıllar ve baklagiller gibi lif açısından zengin gıdaları tüketmelerini önerdi. Bu gıdaların tüketiminin, divertiküler hastalık riskini azaltmada ve genel bağırsak sağlığını iyileştirmede büyük rol oynadığını belirtti.
Sol alt karında ağrı varsa!
Canda, divertikül teşhis konulan hastaların düzenli olarak takip edilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Bilindiği gibi kalın bağırsak kanserinde erken teşhis tedavide büyük kolaylık sağlıyor ancak divertikülleri olan hastalar ‘Benim divertiküllerim var, şikayetlerim ondandır’ diyerek bağırsakların verdiği sinyalleri görmezden gelebiliyor. O nedenle divertiküler hastalığı olanların düzenli doktor kontrollerini aksatmamaları gerekir.” Dr. Canda, ayrıca hastaların divertikülit belirtilerini tanımasının ve gerektiğinde doktora başvurmasının önemini vurguladı. Bu belirtiler arasında aniden başlayan şiddetli karın ağrısı, özellikle sol alt karın bölgesinde hissedilen batma hissi, ateş, mide bulantısı, kusma ve dışkıda kan görülmesi yer alıyor. Bu tür belirtilerin ortaya çıkması durumunda, hastaların vakit kaybetmeden bir sağlık profesyoneline başvurmaları gerektiğinin altını çizdi.
Düzenli egzersiz ve bol su etkili
Divertiküler hastalığının tedavisinde, genellikle antibiyotik tedavisi ve sıvı diyeti önerilir. İleri vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Dr. Canda, ameliyatların genellikle laparoskopik yöntemle yapıldığını ve bu sayede hastaların hızlı iyileştiğini belirtti. Ayrıca, yaşam tarzı değişikliklerinin de hastalığın yönetiminde önemli rol oynadığını ifade ederek, düzenli egzersiz yapmanın, bol su içmenin ve sigara içmemek gibi alışkanlıkların divertikülit riskini azaltabileceğini söyledi.
Son olarak Dr. Canda, toplumun divertiküler hastalık konusunda bilinçlendirilmesinin ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının teşvik edilmesinin önemine dikkat çekerek, bu hastalığın erken teşhis ve uygun tedavi ile yönetilebilir olduğunun altını çizdi. Düzenli kontroller ve uygun tedavi yöntemleriyle divertiküler hastalığın komplikasyonlarının büyük ölçüde önlenebileceğini belirtti.
Profilaktik cerrahi ve laparoskopik cerrahi
Tekrarlayan divertikülit atakları yaşayan hastalar için cerrahi müdahaleler gerekebilir. Bu tür müdahaleler, hastalığın ilerlemesini ve ciddi komplikasyonların ortaya çıkmasını önlemek için yapılır. Profilaktik cerrahi ile bağırsakta divertikül oluşumunu azaltarak hastaların yaşam kalitesini artırılabilir. Dr. Canda, bu yöntemin minimal invaziv olması nedeniyle hastaların daha az ağrı yaşadığını, hastanede kalış sürelerinin kısaldığını ve daha hızlı iyileştiklerini belirtti. Laparoskopik cerrahi, karın bölgesinde birkaç küçük kesiden yapılan işlemlerle gerçekleştirilir ve bu sayede büyük kesilere gerek kalmadan tamamlanır.