12.11.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Zaman hızla tükeniyor. 38 haftalık liglerin 12 haftasını geride bıraktık bile. Hafta sonları Spor Toto Süper Lig ile Spor Toto 1. Lig’deki altı Ege takımının maçlarını TV’den düzenli izliyorum. Hafta içinde de Fatih Tanfer, Mehmet Demirtaş ile spor sayfamızda takımlarımızı yorumluyoruz. Aritmetik zekası gelişmemiş, ayrıntılara girmekten kaçınan, tembel bir yapım var.
Derin sulara yöneldiğimde yalpalıyorum. Liglerdeki puan sıralamalarına bu hafta ilk kez ayrıntılı baktım. Durum tatsız. Manzara huzur vermiyor. Altay ve Göztepe, Süper Lig’in ikilisi.
Altınordu, Menemen, Manisa FK, Denizli 1. Lig dörtlüsü. Altı takım, 12 haftada toplam olarak 70 maç oynamış. 19 galibiyet, 10 beraberlik, 41 yenilgi almışlar.
79 gol atıp 119 gol yemişler. Ve 67 puan kazanmışlar. Bu süreçte Süper Lig’de Trabzon tek tabanca 30 puan, 1. Lig’in lideri Ankaragücü de 27 puan toplamış. Yıllar önceydi. Bir maç sonrası TV söyleşisinde yanılmıyorsam Mustafa Denizli’ye soruluyor, “Şampiyonluk puanı kaç olur?”
“Maç sayısı çarpı iki, artı bir puan” demişti galiba Denizli. Yani varsayalım 34 maç çarpı iki 68. Artı bir eder 69. Şampiyonluk puanı. Bu hesaplamaya göre Süper Lig ile 1. Lig’in üst sıralarına baktım. Trabzon ile Ankaragücü almış başını gidiyor.
Tutabilene aşk olsun. Döndüm, iki ligin alt sıralarına baktım. Göztepe, Altınordu, Manisa FK, Menemen, Denizli çökmüşler dibe.
Yani altı takımdan beşi, düşme sınırında.
Peki beş maç, 15 puanla uzun yıllar sonra Süper Lig’e muhteşem bir başlangıç yapan ve son yedi maçtır yalpalayan Altay’da durum nedir?
Yanıt, endişeliyim. Ve diğerleri.
Manisa FK, ilk üç maç dokuz puan ile muhteşem bir giriş yaptı 1. Lig’e. Tam dokuz haftadır yalpalıyor.
Geçen yılın Play Off finalisti Altınordu, sürpriz sorunlarla boğuşuyor.
Ligin dibinde. Ve Menemen, Denizli devamlılık arayışında gelgit yaşıyorlar.
Öncüler vazgeçmez
Bu bir eleştirel yazı değil. Durum saptaması. Geride daha 26 hafta var.
Çok şey değişir, hayat güzelleşir.
Yıllar öncesinin efsane takımı Göztepe, amatör lige indi. Ardından küllerinden yeniden doğdu.
Altınbaşlar ile Mehmet Sepil’in büyük katkılarıyla Süper Lig’e uzandı.
Uzun yıllar üst lige damgasını vuran, adını kazıyan Altay, Özgür Ekmekçioğlu’nun inancıyla, büyük idealiyle düştüğü çukurdan Süper Lig’e selam çaktı.
Bir ihtimal amatör liglere düşme kaygısı yaşayan Altınordu, Seyit Mehmet Özkan’ın gelecek bilimcilere özgü yaklaşımları ve de sıra dışı planlama, örgütlenme, tesisleşme gücüyle 1. Lig’de geliştirdiği, yetiştirdiği ve de oynadığı futbol kalitesiyle Türk futbol tarihine adını kazıdı.
Kim tahmin edebilirdi Menemen’in sporda, futbolda böylesine görkemli bir yapıya bürünebileceğini?
Tahir Şahin’in önderliğinde yarışmacı, yetiştirmeci futbol kulübü kimliğine ulaştı Menemen.
Ve de elbette bir futbol fenomeni Cengiz Ergün. Sporcu, yarışmacı kimliğiyle, vazgeçmeyen karakteriyle futbolda dibe çökmüş Manisa’yı ayağa kaldırdı, şampiyonluklar yaşattı.
Ve Denizli. Pes etmeden, isteyerek, yarışarak, kazanarak gelecektir hedeflediği konuma elbette.
Bu güzel, değerli, donanımlı insanlar, hala kulüplerinin başında dimdik duruyorlar. Onlar öncü.
Ve öncüler vazgeçmez.
Bir bilge kişi, “Yaşam, aldığınız soluklarla değil soluk kesen anlarla ölçülür” demiş.
Bizler soluk kesen anları yaşamayı seviyoruz.