11.08.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seher Deniz
İşletme sayısının bir elin parmaklarını geçmediği yıllarda onlar, Çeşme’nin dünyaca tanınan ünlü beldesi Alaçatı’da mekân açma cesaretini gösterdiler.
Yaptıkları işe her zaman saygı ve sevgi duydular. Işıklarını yaz kış hiç kapatmadılar. Ege bölgesine ait lezzetleri misafirleriyle paylaştılar. Onlar, ayrıca Çeşme’nin ihtiyacı olan estetik duygusunu da harekete geçirerek özel ambiyansıyla bölge kültürünü özenle yaşattılar. Herbirinin hikayesi birbirinden özel ve birbirinden ilham verici...
Günümüzde de beyaz keten örtülerle, mumlarla ve çiçeklerle misafirlerini ağırlamaya devam ediyorlar. Bu belki de rahmetli Leyla Figen’in başlattığı bir gelenektir. Erkek işletmeciler alınmasınlar ama bu işi çok da iyi yapıyorlar. Çeşme’nin köklü ve başarılı işletmelerinin mimarı olan girişimci kadınlarımızdan; Tomris Maravent, Ayşe Nur Mıhçı ve Gülay Tokgöz’ün hikayelerini dinledim…
‘Hayatın bana sunduğu şans’
Alaçatı’nın simgelerinden olan Köşe Kahve, bundan 18 yıl önce 8 masasıyla ışıklarını açtı ve bir daha hiç kapanmadı. Şans eseri 15 dakikalık bir kararla temelleri atılan mekan, kurucusu Tomris Maravent’in ellerinde ilmek ilmek işlenerek bugünlere kadar geldi. Misafirlerine dinlenmelik, şirin bir atmosfer sunan Köşe Kahve, harika bitki çayları, kahveleri, leziz tartları, kahvaltıları ve küçük atıştırmalıklarıyla buram buram Alaçatı kokuyor. Mekânın kurucusu Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Tomris Maravent, “2004’te Köşekahve’nin o zamanlarki sahibi Metin Akalın beni aradı, “Al burayı” dedi. “Nasıl olur, olur mu?” derken 15 dakika sonra aldık. Alaçatı’da bu konseptte bir kafe yoktu. Burası bana hayatın bir şansı oldu” şeklinde konuştu.
İç tasarımından, ürün çeşitliliğine, lezzetlerden, sunumlara kadar her şeyin farklı olmasının Köşe Kahve’yi özel kıldığını söyleyen Maravent, “Biz burada yaz-kış ışığı yanan bir yer yapmayı arzuladık. Serüvenimiz çay ve kahveyle başladı. Sonraları hiç mutfağa giren biri olmadığım halde arkadaşlarım ve şeflerden aldığım tariflerle birkaç tart yapıp sunmaya başladık. İlmek ilmek işlendi yani menü. İyi niyet, kalite ve özen, doğru ürün, doğru fiyat anlayışı ile hareket ediyoruz. Samimiyetimin insanlara geçtiğini düşünüyorum. Yıllardır Köşe Kahve’ye gelip konuk olan dostlarım var. Yaptığım işe daima saygı ve sevgi duydum. 18 yıllık sırrımız bence bu” dedi.
Aile defterinden çıkan lezzet
Bundan 12 yıl önce sadece 2 masa ile yola çıkan Asma Yaprağı, bugün Alaçatı’nın en sevilen mekanlardan biri haline geldi. Ayşe Nur Mıhçı’nın el emeği göz nuru olan mekan, iki katlı taş evde misafirlerini ağırlıyor. Tamamı mevsimsel ve Ege mutfağına ait malzemelerle yapılan yemekleri özel kılan şey ise Ayşe Hanım’ın aile mutfağından çıkan tariflerden oluşması. Oğlu Kerem ile el ele verip bir yola çıktıklarını dile getiren Ayşe Hanım, “Aile tariflerine sahip çıktığım için çok mutluyum. Halamın sinkontosu, annemin patlıcanlı pilavı, domates bastısı, anneannemin fırında domates dolması… Sanki onlara buradan sesleniyormuşum gibi geliyor. Biz işimizi aşkla yapıyoruz. Bostanımızdan bir şeyleri alıp kendi mutfağında pişiriyor olmak büyük bir keyif. Yetişemediğimiz yerde; bölgemizin üreticisinden çiftçi komşularımızdan alıyoruz” diye konuştu.
Heyecanı hiç bitmez
Sailors, köy meydanındaki yaklaşık 120 yıllık o eski binada 2001 yılında kapılarını açmıştı. Yıllarca, herkesin en az bir kahve molası için oturduğu, mutfaktan lorlu kurabiye kokularının geldiği, üst katında beş sempatik odasıyla konaklama olanağı da veren Alaçatı’nın çok değerli işletmelerinden biriydi. 2006 yılında Alaçatı hayalini gerçekleştiren Gülay Tokgöz, zaman içinde ilçedeki başarılı kadın işletmeciler arasında yerini aldı. “Yirmi yaşlarımdan itibaren hep, ‘dört masa-dört oda’ hayalim vardı” diyen Tokgöz başarı hikayesini şöyle anlattı; “Alaçatı çok iyi bir seçenekti. 2007 yılında, Sailorsotel Bahçe’de işe başladım. İşletme sahibi Nilüfer Etkin ve Mahmut Etkin’den çok şey öğrendim. 2010 yılında eşimi kaybettim… 2012 yılı sonuna kadar yoğun bir tempoda çalıştım. Ama bir türlü kendimi başarılı hissedemiyordum. İngilizcemi geliştirmek için 3 aylığına İngiltere’ye gittim. Döndüğümde ise Sailors’dan ayrıldım. 2013 mayıs ayında yine Alaçatı’ nın eski işletmelerinden Köşekahve’de işe başladım. Zaten hayran olduğum Köşekahve ve yaratıcısı Tomris Hanım ile de çok keyifli bir çalışma sürecim oldu. Bu arada Sailors, Hacımemiş’deki yeni yerine taşınmıştı. Mahmut Etkin ve ortağı bir gün beni yanına çağırdı ve benden destek olmamı istedi. Sailors, hep adım adım ilerledi, sağlam adımlarla, ruhuyla enerjisiyle… Yaşar, nefes alır, bir heyecanı vardır ve bunu kapısını açtığınızda hissedersiniz. İşte budur bizi diğerlerinden ayıran özellik ve 22 yıl…”