18.04.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Haftanın Takımı: Göztepe Haftanın En İyileri: Beto, Poko, Castro (Göztepe) Murat (Altınordu) Hasan Kılıç (Denizlispor) Haftanın Teknik Direktörü: Tamer Tuna (Göztepe) |
Bülent Buda: İlk kez 90 dakikayı canlı izlemedim. Benim kalpsizler sefer görev emrini Menemen’e çıkardılar bu hafta. Neyse, akşama özete Fatih’in de maç öyküsünü ekleyerek yazarak bir şeyler buluruz diyerek döndük Menemen’den eve. Gece 23.00’e kadar beklemek gerekti özet için. Ayrıntıya girmeden,
- Nebil Ghilas’ın siftahına sevindim.
- Göztepe tribünleri tüm dünya tarafından seyredilmeli.
- Benzer konukseverlik oyun alanında esirgendi. Bursaspor puansız dönüşe yöneldi.
Fatih’in maç öyküsüne göre takım iyi, dengeli, coşkulu, akıllı bir futbol sergiledi. Bazen şu yok, bu yok diyerek eksiklerden söz ederiz. Takım olmanın bir anlamı da o tür yakınmalara fırsat vermemektir. Uzun zamandır süre almayanlar takır takır oynadı maçı kazandı. Ne demişti ünlü bir teknik adam (ismini hatırlayamıyorum) Aynı formayı giyerek değil, aynı formayı terleterek takım olunur. Güzel bir sezon yaşıyoruz. Ben mutluyum.
Fatih Tanfer: Bursaspor karşısındaki Göztepe maç yazımda da belirttiğim gibi dengeli, oynayıp son dakikaya kadar mücadele etti. Bu oyunu gördükten sonra Göztepe sezon başından itibaren bilhassa kendi evinde birçok defa öne geçtiği maçları son dakika golüyle kazanamadı. Musa Sow durumu 2-1 yaptı. İnanın en ufak şekilde maçtan kuşku duymadım. Çünkü Göztepe doğru oynuyordu. Formayı tüm oyuncular beraber terlettiler, herkes görevini en iyi biçimde yaptı. Beto’dan başlayıp, Poko’yla ve oyunun lideri Castro’yla en üste çıktı. Şans bulan Ndgando’nun oyununu gördükten sonra çok keyiflendim ve umut bağladım. Belki abarttı diyebilirsiniz ama gelecek adına sevindim. Ghilas maçın başında bir hava topu sonrası sakatlanmasına rağmen oyunda kaldığı müddetçe Bursa’nın savunmasının merkezine iyi pres yaptı, ustada bir kafa golü attı. Göztepe bu kadar iyi oynayınca seyircisinin yaptığı tezahüratın desibel oranıda en üste çıktı. Hep söyleriz iyi takım olmak yönetim, teknik adam, futbolcu ve seyirci dörtgeninin işbirliğiyle olur. Bunun en güzel örneğini de pazar günü gördük. Kısacası Göztepe kazanmak için gereken doğruları yaptı ve kazandı. Göztepe’nin bu inanç ve pozitif oyununu görünce neden Avrupa olmasın diye umutlarımı artırıyorum. (Süper Lig’de son beş haftanın fikstrünü inceleyecek olursak Süper lig şampiyonunun belirlenmesinde de önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum)
Mehmet Demirtaş: Göztepe üç hafta sonra galibiyetle tanıştı. Demba Ba’nın yerine Ghilas oynadı. İlk yarıda gayretliydi ancak bekleneni veremedi. İkinci yarının başında öyle güzel bir kafa golü attı ki coşkulu tribünleriyle beraber takımı ateşledi adeta. Yerini Tayfur’a bıraktı, oda kapanışı yaptı. Uzatmada Muhammed Enes’in attığı çok şık bir gol geldi sayılmayan. Ofsayt kararı doğruydu. Olsun en azından gençler Göztepe’nin geleceği adına umut vereceğe benziyor. Daha çok süre alarak elbette. Son iki hafta Süper Lig’in kaderini belirleyecek olan takım Göztepe olabilir. Konya’yı düşürebilir, Galatasaray’ı şampiyonluktan edebilir. Bu sonuçla da kendi adını Avrupa’ya yazdırabilir. Neden olmasın? Ateşli taraftarıyla Süper Lig’e renk kattığı gibi bu taraftar Avrupa heyecanını sonuna kadar hak ediyor. Ayrıca Göztepe deplasman dönüşü trafik kazası geçirip vefat eden Bursaspor taraftarına Allah’tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Acının rengi olmaz!
Akhisarspor’un direnci eksikti!
Bülent Buda: Lopes, Muğdat kart cezalısı. Soner, Olcan sakat. Beşiktaş gibi bir takıma bu kadarı fazla. Okan Hoca maç öncesi konuşmasında sorunu doğal olarak abartmıyor. Yerlerine oynayanlar sorunu çözümler diyor ama olmuyor. Aykut, haliyle zorlanıyor sağ bekte. Karşısında Babel formda. Caner’de yüklenince o bölgeden Aykut ne yapsın? Erken iki gol. İkincisi bir tür ikram. Takım armonisinde sorunlar gözleniyor. Sissoko yetersiz, top görmüyor. Solda Kadir, etkisiz. Selezynov top alabilmek için hücumun merkezinden uzaklaşıyor. Beşiktaş dilediği gibi pas oyununu kuruyor. Yine de Ömer, biri duran top tam 3 adet gollük indiriyor rakip kale önüne. Bitirici dokunuşlar eksik. İkinci yarının başı Babel skoru ulaşılmaza bağlıyor. Ama Akhisar farka karşın iki net daha kaçırıyor. Gazeteleri okuyorum, yorumlar Beşiktaş’ı bulutların üstünde gezdiriyor. Akhisar’ın 5 netini ıskalıyor. Adamlar haklı. Kazanan her zaman doğruyu yapmıştır. Bende diyorum ki olmayanlar sahada olsaydı Beşiktaş o skora öyle kolayından ulaşamazdı. Kapışmada bir başka türlü olurdu.
Fatih Tanfer: Şahane bir stadyum, harika bir zemin, pırıl pırıl aydınlatma, insana keyif ve huzur veren atmosfer. Akhisar ve Beşiktaş seyircisi kendi tribünlerini doldurmuş. Asla küfür ve kötü tezahurat yok. Böylesi güzel bir ortamda Akhisar Belediyespor’un oyununa yön veren, üretken oyuncuları Lopes, Soner, Muğdat ve Olcan’ın yokluğu maç öncesi kadrolara bakınca net bir biçimde hissedildi. Ama bu futboldur sahada oynanır dedik, olmadı. 3. dakikada Babel’in ayağından yediği golle planlar bozuldu. Elbette Beşiktaş gerçekten çok güçlü bir takım ve final haftaları yaklaştıkça daha doğru ve takım halinde oynuyor. Yetenekli oyuncularını da saymaya gerek yok. Akhisar güçlü rakibi Beşiktaş karşısında erken yediği gollerle tabiri yerindeyse dükkanı erken kapattı. Biraz Larsson hücumda etkili olmaya çalıştı. Selezynov Beşiktaş defansının arasında kayboldu. Böyle oluncada bildiğimiz Akhisar yerine enerjisi düşük, direnci olmayan bir görünüm çıktı. Gençlerbirliği kaybetti. Alanya, Antalya, Konya kazanamadı. Akhisar’ın bu kaybı çok fazla puan cetveline yansımadı. Ancak kalan haftalar ve maçlar çok önemli. Moral bozukluğu ve tempo düşüklüğü yerine çok daha fazla konsantrasyon ve dikkatgerek. Her türlü sürpriz olabilir. Akhisar’ın gerekli tedbirleri alması gerektiğine inanıyorum.
Nerde o eski Akigo!
Mehmet Demirtaş: Süper Lig’e çıktığından itibaren kötü zeminli Manisa Stadı’nda 6 sezon çok başarılı sonuçlar alan Akhisar camiasi, yeni stadına bu sezon kavuştu. Harika bir stadı var. Taraftarıda tribünleri dolduruyor. Ancak bu sezon takımda yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğu gerçek. Bir türlü istenilen istikrarı yakalayamadı. Sakat ve cezalı oyuncular ile birlikte buna ek olarak fikstürün zorluğuda eklenince Avrupa’ya hedefi olan Akigo’ların son 5 haftadaki puan kayıplarıyla birlikte ligin alt tarafının alev alev olması nedeniyle lige tutunabilme telaşı sardı. Yeşil siyahlılar bugün Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanş maçında Galatasaray ile pazar günü ise Göztepe ile karşılaşacak. Süper Lig’de üst sıralarda kıran kırana geçen şampiyonluk yarışı varken ligin alt tarafıda alev alev yanıyor. Aman dikkat Akigo.
Kaldı 3 final haftası
Bülent Buda: Fatih Hocam beni bağışlasın. Kulübeyi mekan bellemiş İsmail Haktan’ı 70’de. Taşkın 81’de, Barış 89’da oyuna katılıyorlar. Bir miktar rötarlı değil mi? Bu arada ıskalamayayım sol bek Keremcan’da kulübede. İsmail Haktan giriyorsa Mehmet Akyüz neden çıkar. Kanatlardan Mehmet Akyüz’e en elverişli topları gönderecek olan İsmail değil mi? Her şeye karşın 91’de İsmail savunma arkasında buluştuğu o net pozisyonda duraksamasa, bitirici vuruşu yapsa harikaydı 3 puan. Yıllardır bu takımı, bu futbolcuları birlikte ya da farklı takımlarda izliyorum. Oyuna İsmail Haktan katılıncaya kadar Denizli ikinci yarıda Rize kalesinin önüne hiç gidememişti. Hareket, gecikmeli hamlelerden sonra başladı. Her şeye karşın liderden alınan bir puanı kazanılmış olarak yorumlayalım.
Fatih Tanfer: Denizli lider karşısında aldığı puanla, puanını 34’e çıkardı. 3 takım aynı puanda kaldılar. Bir başka ifadeyle ateş hattındaki mücadele görünen o ki son düdüğe kadar devam edecek. Artık bir golün bile neticeyi etkileyeceği haftalarda en az hatayı yapan takım ligde kalacaktır. Denizli oyun gücünü ve futbolcu yapısını başta bu haftaki Samsun maçından başlayarak sahaya yansıtmalıdır.
Mehmet Demirtaş: Lidere karşı oynanan bu oyuna rağmen 1 puan iyidir. Bu saatten sonra Denizlispor kendi kaderini kendisi belirleyecek.
Size bir üst lig yakışır
Bülent Buda: Farklı Bolu yenilgisine hiç üzülmemiştim. Çok kötüydüler. Ümraniye yenilgisi üzdü, Gazişehir kahretti. 3 maç 10 gol formda Erce’ye karşın. Özgüvenle takım ayırmaksızın takır takır oynuyorlar. Ancak aşırı pozisyon verdiklerini vurgulamalayız. Ürettiklerinin de çok azını atıyorlar. Altınordu bir sistem takımıdır. Bu modelle oynayan takım için olmayanlar fark etmez diyebilirsiniz. Ama öyle değil. Şimdi Hasan ile Mirkan’ın yokluğunu Antep’te hiç duyumsamadık diyebilir miyiz? Gelelim yenilen gollere. Üçüncüye diyeceğim yok. Gazişehir sağ beki Yasin’in yaptığı vuruş ile gelen gol bu futbolcunun çocuklarına anlatacağı anı olarak kırk yılda bir bir defa olur. Ancak diğer iki kafa golü Erce’nin önündekiler bütünüyle seyirci. Onlara Erce’de katılınca Altınordu tabelada haliyle altta kaldı.
Fatih Tanfer: Altınordu, Gazişehir karşısında hakemin son düdüğüne kadar bitmeyen bir heyecan vardı. Barış’la öne geçti. Sonrası sezon başından beri bir türlü çözülemeyen savunma problemleri ortaya çıktı. Altınordu’nun sağ kanatta oynadığı oyuna hayranlık duyduğum oyuncusu Murat’ın pasıyla, Alican’ın güzel bir golüyle beraberliği sağladı. Sonrası uzatmalarda futbolun enteresan bir oyun olduğu gerçeğini gördük. Yasin’in tam anlamıyla fantastik vuruşu ile mağlup oldu. Altınordu’nun son haftalarda yediği gol sayısı kaleci Erce’nin iyi oynamasına rağmen dikkat çekecek ölçüde. (Bu arada son maçlarda rakiplerinin Altınordu kalesine uzak mesafelerden attığı şutlar kaleci Erce’nin öne çıkışlarının rakipler tarafından tespit edilmesinin bir sonucudur.) Orta alan, defansif açıdan etkili değil. Defansın da durumu ortada. Bunları neden söylüyoruz. Altınordu’nun bundan sonraki hedefi Play Off, o mücadeleyide hak ettiği anda Hüseyin Eroğlu’nun bu problemleri çözüp, tekli maçlarda gücünü en üst düzeye çıkaracağına inanıyorum. Çünkü Altınordu kadar pas oyununu doğru yapan, doğru futbol oynayan ekip sayısı az. Elbette bu maçta Mirkan ve Hasan’ında eksikliği önemli bir rol oynadı. Ben umutluyum. Oynanan doğru futbolun sonuçları alınmalıdır.
Hedeften uzaklaştılar
Bülent Buda: Dakika 88 Balıkesir tek farkla geride. Hücumcu, golcü Otoo çıktı, yerine savunmacı Cüneyt girdi. Evet Cüneyt sağ beke, sağ bek Uğur sağ kanattan hücum bölgesine geçti. Ama maç bitti Uğur o bölgede topla hiç buluşamadı. İlk yarı bitiyor, Giresun köşe vuruşu kullanıyor, stoper Çağlar’a pas olarak kullanılıyor, oda sol ayağıyla indiriyor cezaalanına. Yüksek topa Giresun’un diğer stoperi Aykut kafayı yapıştırıyor gol... Oyun o golle bitiyor. Tatsız, tutsuz, renksiz, coşkusuz bir maç. Amaç kalmayınca ya da uzak göründüğünde futbol demek böyle oluyor güzel ülkemde.
Fatih Tanfer: Balıkesir, Giresun karşısında Abdülkadir, Burak, Otoo ile birçok gol pozisyonu kaçırdı. Deplasmanda bu kadar gol kaçırırsan atamayana atarlar kuralı işler mağlup olursun. Hakemin Giresun’dan Korkishko’yu oyundan atmaması inanılır gibi değildi. Oyuncunun sarı kartı var, tekrar sarı kartı gerektirecek faul yaptı devam etti. Taç çizgisi önünde topu eliyle tokatladı yine oyunda kaldı. Giresun’un 30. dakikadan itibaren 10 kişi kalması Balıkesir adına bir avantaj olacaktı. Balıkesirspor bu mağlubiyetle 45 puanda kalıp Play Off yolunda önemli bir kayba uğradı.
Manisaspor’un yalnız gençleri
Bülent Buda: Eğer Manisa halkının bu çocuklara biraz sevgisi, bir miktar saygısı olsaydı farkındalık yaratmak için tribünleri doldurur, o genç adamların geleceğe umutla bakmalarının önünü açarlardı. Manisa’da bu takıma yapılan acımasızlık, gaddarlık, umursamazlıktır. Hani biz düşene elimizi uzatırdık. Öyle midir yoksa palavra mıdır bu sözler? Palavradır! Uçuk kaçık geliyor değil mi bu yaklaşımlar. Manisa’nın duyarsızlığının yanında dokunduklarım az bile.
Fatih Tanfer: Sevgili Bülent Abim diyor ki Manisa halkının bu oyunculara saygısı olsa bu maça gelip destek verirlerdi. Sevgili Bülent Abim Manisa’da birçok kişi Manisaspor bu hale gelsin diye elinden geleni yaptı. Şimdi de onun mutluluğunu yaşıyorlar! Devreyi 1-0 galip bitiren, sonra 6 gol yiyen inançlı ancak güçleri bu kadar olan gençlerin üzüntüsünü seyretmeten şahsen ben daha çok üzülüyorum. Artık lig bitsede bu kabustan kurtulsak.
Mehmet Demirtaş: Tüm maddi manevi olumsuzluklara rağmen bu gençlere kendi sahalarında deplasman yaşatan Manisalıyım diyen herkese teşekkür etmek gerekiyor. Gelinen nokta acı verici. Koskoca Manisaspor yalnızlığa terk edildi. Çok Yazık!