26.02.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
Prof. Dr. Erkan Sevinç, iş, sanat, spor ve edebiyat dünyasından İzmir sevdalısı 70 ünlü ismi son kitabında bir araya getirdi. ‘70 Hayat’ kitabının satışından elde edilecek gelir Koruncuk Vakfı İzmir Şubesi’ne bırakılacak. Kitabın, İzmir belleğinde önemli bir belge olacağını ve gelecek kuşakların kente hizmet etmiş insanları bu vesile ile tanıyacaklarını belirten Sevinç, “Bu kitap yaşamın inişli çıkışlı olduğunu gösteren kim ne derse desin sonunda iyilerin kazandığını ispat eden bir eserdir” dedi.
- Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
11 Mayıs 1950’de Zonguldak’ın Karadeniz Ereğlisi ilçesinde doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi İzmir Özel Türk Koleji’nde tamamladıktan sonra 1968 yılında girdiğim Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1974’de mezun olup aynı yıl Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Kürsüsü’nde asistan olarak göreve başladım.
Bu kürsüden 1979’da ihtisasımı vererek uzman oldum. İhtisasımın son senesi Danimarka’da Kopenhag Üniversitesi Tıp Fakültesi Ultrasonografi Bölümü’nde bulundum. İhtisas sonrası askerlik görevim nedeniyle 200 yataklı Kayseri Asker Hastanesi Röntgen Servisi’ni yönettim. Askerlik dönüşü başvurduğu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı’nda uzman araştırma görevlisi kadrosuna atandım. Ağustos 1984’de aynı anabilim dalında yardımcı doçentliğe, Ekim 1985’de doçentliğe yükseldim.
1988-1992 yılları arasında 2000 yataklı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Başhekim Yardımcılığı yaptım. 1988’de Eczacıbaşı Bilimsel Araştırma Teşvik Ödülü ve 1989’da Dr. İsmet Özdemir Ödülü kazanan araştırmacılar arasında yer aldım ve 1992’de de profesör unvanını aldım.
Bir dönem AIUM (Amerikan Ultrason Derneği) Uluslararası İlişkiler Komisyonu’nda Türkiye’yi temsil ettim. Uzun yıllar Tıbbi Ultrasonografi Derneği Genel Başkanlık görevi yanısıra Akdeniz ve Afrika Ülkeleri Ultrason Dernekleri (Mediterranean and African Society of Ultrasound-MASU) Başkanlığı’nda da bulundum.
2005 senesinde emekliliğimi isteyip önce Özel Bodrum Hastanesi’nin daha sonra kurulduğu günden faaliyetine son verene kadar Çeşme Özel Sissus Hastanesi’nin başhekimliğini yürüttüm. 100’ü aşkın ulusal ve uluslararası yayınım, 10’a yakın yazarı olduğu ya da katkıda bulunduğum tıbbi kitabım mevcut.
Basın yaşamıma daha Tıp Fakültesi’nde okuduğum yıllarda Demokrat İzmir gazetesinde başladım. Milliyet, Sabah, Akşam, Gözlem, Ege Telgraf, Karacan Yayınları, Kanal Ege, Sky TV, tvDEN gibi yazılı ve görsel basında çeşitli görevlerde bulundum ve “Bir döneme adını yazdıran gazeteci” ödülünün sahibiyim. Şu anda Popüler Yayın Grubu dergilerinin (Spor Life, Roll Life ve Asklepios) genel yayın yönetmenliğini yapıyorum. Hazırlayıp sunduğum “Her Şeyden Önce Sağlık” isimli televizyon programıyla iki kez “Yılın En İyi TV Programı” ödülünü kazandım. Ege Kültür Platformu’nun “Son On Yılın En İyi İletişim Adamı” ödülünü kazandım. 70’lerin sonu 80’lerin başında arkadaşlarımla kurduğum Mebajans ile önemli etkinliklere imza attım. Boyut Yayınları’nca yayınlanan 30 kitaptan oluşan Sağlık Kitapları’nın ve 2 ciltten oluşan Sağlık Ansiklopedisi’nin de editörüyüm. Evli ve 3 çocuk sahibiyim.
- 70 Hayat iş dünyasının İzmir aşığı yöneticilerini barındıran önemli bir eser oldu. Peki, 70 Hayat fikri nasıl doğdu?
Uzun süredir yeni bir kitap yazamamıştım. İlk iki tıp dışı kitabım ‘Mavinin Rengi’ ve ‘Dinlediğin Müziği Söyle’nin de yeni baskıları yapılmamıştı ancak eski kitapçılarda rastlayabiliyordum. 2000’lerden sonra Milliyet’le devam eden gazetecilik serüvenimde 300’ü aşkın kişiyle röportajlar yaptım. Görüyordum ki bu kişiler zamanla dünyadan göç etmekteler. “İnsanlar yaşarken de anılmalı” sözünden yola çıkarak gelecek kuşaklara bir şeyler bırakmak adına 70’inin yaşam öykülerini bir kitapta toplamak fikri oluştu. Tabii seçim zor olacaktı o yükü üzerimden yayınevine attım. Yayınevi 100 deyince de klasiklikten çıkıp 70’e karar verdim. Sayıların yaşamımızda çok önemi var. Yaş 70 iş bitmiş derler. 70’ine merdiven dayanan biri olarak buna karşı isyan olarak 70’i seçtim. Nazım Hikmet’in de bu konuda çok güzel satırları vardır bilirsiniz: “Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından.”
- Kitapta kimler yer alıyor? Seçiminizi neye göre yaptınız?
Kitapta iş dünyasından, sanat dünyasından, spor ve edebiyat dünyasından 70 güzel insan var. Ortak özellikleri; İzmir doğumlu olsun olmasınlar, İzmir aşığı olmaları, bu kent için bir şeyler yapmış olmaları. Ben de İzmir doğumlu değilim ama ilkokul yıllarından beri İzmir’deyim ve bu kent için pek şok ilkin içinde yer aldım. İlk pazar ilavesi, ilk müzik festivali, ilk basın iletişim ajansı, ilk İzmir çıkışlı dergiler gibi… Kitaptaki kişilerin seçimi tamamıyla tesadüftür. Kitap yayınlandıktan sonra keşkelerim çok oldu. Bunu telafi etmek için ilk fırsat bulduğum zaman diliminde ‘70 Hayat 2’yi hazırlayacağım.
- 70 Hayat’tan sizi en çok etkileyen kim oldu?
Bir ayrım yapmam mümkün değil. Hepsinin yaşam öyküsü ilginç. İçlerinde genç olanlar da var 90 yaşında olanlar da. Yaşamın inişli çıkışlı olduğunu gösteren, kim ne derse desin sonunda iyilerin kazandığını ispatlayan bir kitap bu. Çoğu kişi bana sorar, “Nereden başladı bu yazı merakı?” diye. “Bu merak değil ki mesleğim benim” diye cevap verince de ardından ikinci soru gelir “Siz doktor değil misiniz?” ve mecburen uzun uzun anlatmak gereğini duyarım 70’li yıllar… Tıp Fakültesi’nde okuyorum. Dönemin önemli gazetelerinden Demokrat İzmir’e başvurdum. Gazetenin başında Attila İlhan var. Hazırladığım müzik sayfası sadece İzmir’de değil Türkiye’de gündem oldu. Bu nedenle fakültedeki arkadaşlarım mezuniyet andacımızda benim için
“Her ne kadar kariyer yapacağını iddia etse de biz onun ünlü bir gazeteci olacağına inanıyoruz” yazdılar.
Kariyerimden vazgeçmeden gazeteciliğimi de sürdürdüm. Zaten daha ilköğretim yıllarında duvar gazetesi çıkarır, kolej yıllarında çeşitli dergilere tercüme yazılar yazardım. Her iki klasik deyim de bana uyuyor… “Tıptan her şey çıkar arada tam bir doktor çıkar” ve “Önce insanım sonra gazeteci”. Eklemek isterim ki bu edebiyat kitabı değil, ben de edebiyatçı yazar değilim. Bu tarihe not düşmek isteyen bir gazetecinin kitabı diyebilirsiniz.
-Kitabın bir de sosyal sorumluluk boyutu var bildiğimiz kadarıyla. Bu konudan da biraz bahseder misiniz?
Kitapta iş dünyasından isimler var. Bu varlıklı kişilerden nemalanmak için yazılmış demesinler diye hem de hayatımda para ile hiç işim olmadığı için kitabın gelirini Koruncuk Vakfı İzmir Şubesi’ne bağışlayacağım. Biliyorsunuz Koruncuk Urla’da muhtaç çocuklar için bir çocuk köyü yapıyor. Bir katkım olsun istedim.
KORUNCUK İÇİN DESTEK
- Diğer kitaplarınızdan da biraz bahseder misiniz?
Tıp dışı kitaplarımı soruyorsunuz herhalde. 70 Hayat, dördüncü kitabım. İlk kitabım 2000 yılında yayınlandı. Mavinin Rengi adını taşıyordu. İsim babası geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Turgay Gönenç’dir. Sayılara olduğu kadar renklere de inanırım. Özgürlüğün rengi maviyi kendime çok yakıştırırım. Mavinin Rengi denemelerden oluşan bir kitap. 2008’de bu kez Dinlediğin Müziği Söyle’yi yazdım. Bir anı biyografi kitabı. 70 ve 80’lerde magazin muhabirliği ve müzik yazarlığı yaptığım için çok sanatçı ile anılarım var. Onları yazıya döktüm. Bu kitabım dönemin popüler dergileri Aktüel ve Tempo’da haftalarca liste başı oldu. Daha sonra “28 Gün” adlı Türkiye cezaevlerinin durumunu göz önüne seren bir gerçek öykülerden oluşan kitabım var ve de 70 Hayat… İçlerinde en kalını ve en özeli.
- Son olarak okuyucular kitabı hangi satış noktalarında bulabilirler?
Kitabın şu anda çeşitli lansman ve imza günlerinde satışı yapılıyor. İnternet ortamında da var. Edinmek isteyenler Koruncuk Vakfı İzmir Şubesi’ni arayabilirler. Sıcak satış sonrası kitabevlerine dağıtımı da yapılacak.