EgeBaraja izin verin

Baraja izin verin

23.08.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Çevre Bakanlığı’nın, Büyükşehir Belediyesi’ne yapmak istediği Çamlı Barajı için kuraklığa rağmen “gerekli değil” diye onay vermemesi tepkiyle karşılandı

Baraja izin verin

Bu kez bilim konuştu
İZMİR, kuraklıkla karşı karşıya gelirken, çevre, sağlık, içişleri bakanlarıyla eski  TBMM Başkanı AKP’li Bülent Arınç ve Melik Gökçek’in ortaya attığı “arsenik” tartışmalarına sivil toplum örgütlerinden  yanıt geldi. Konunun uzmanı bilim adamları ve uzmanlar basın toplantısı düzenledi. 

“Halk tedirgin edildi”
DOĞRULUĞU bilinmeyen haberler ve çirkin politik amaçlarla halkın tedirgin edildiği belirtildi. Çevre Bakanlığı’nın Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmak istenen Çamlı Barajı’na susuzluk tehlikesine rağmen “acil ve gerekli değil” diye onay vermediğine dikkat çekilerek, şu görüşler ortaya atıldı. 

Arsenikli suda samimiyet testi

İzmir’in suyu konusundaki arsenik ve kanser tartışmalarına meslek odalarından da tepki geldi. “Bakanlar samimilerse, Efemçukuru’na altın madeni yerine, Çamlı Barajı’nın yapımını sağlamalılar” denildi

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, İzmir’in suyuna ilişkin arsenik ve kanser iddiaları, kentteki meslek kuruluşlarını da isyan ettirdi. Tabip Odası ve Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir şubeleri ortak basın toplantısı düzenledi. Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Karababa da katıldı.
Tabip Odası Başkanı Suat Kaptaner, ÇMO Başkanı Halil Gezer, ÇMO Sekreteri Öztan Küçük ve Prof. Karababa, tartışmanın, Ankaralılara Kızılırmak suyunu içiren, olayın ortaya çıkmasından sonra ‘hedef saptıran’ Melih Gökçek tarafından bu boyuta taşındığını dile getirdi. Çevre, Sağlık ve İçişleri bakanlarının da İzmir’in suyuyla ilgili açıklama yaptığı hatırlatıldı, “Samimilerse, sorunu çözmek istiyorlarsa bunu, Çamlı Barajı’nın yapımını sağlamakla göstermeleri gerek” denildi. 

Küçük: Asıl sorun susuzluk
Tartışmada, ‘öz’den uzaklaşıldığını dile getiren Gezer, “Konu, politikanın çirkin amaçlarına alet edilmiştir. Kaynağı ve doğruluğu bilinmeyen haberler, ortalığı karıştırmakta, insanları tedirginliğe, çaresizliğe sürüklemektedir” dedi.
Tahtalı Barajı’nda doluluk oranının yüzde 8’lerin altına indiğine dikkat çeken ÇMO Sekreteri Öztan Küçük ise, “Şu an litrede 9 ya da 11 mikrogram arsenik miktarını konuşmanın anlamı yok. Önümüzdeki günlerde arsenikten öte susuzluk sorunuyla karşı karşıya kalacağız. Çamlı Barajı’nın yapılması düşünülen Efemçukuru, altın madenciliğine feda ediliyor. Bu durum, samimiyeti gösteren bir turnusol olacaktır. Kimler gerçekten insandan yana, İzmir’den yana, sağlıklı sudan yana, bu süreçte görülecektir” diye konuştu.

‘Bilimsel gerçeklerden uzak’
“İzmir’in suyu Melih Gökçek’in sorunu değildir” diyen Dr. Kaptaner ise şöyle konuştu: “Gökçek’in, ‘kanser vakalarının arttığı söylemi’ bilimsel gerçeklerden uzaktır. Bu açıklamayı İl Sağlık Müdürlüğü’yle Sağlık Bakanlığı yapar. Gökçek’in yaptığı suçtur. Çünkü bu söylemler halkı huzursuz ve tedirgin ediyor.”
Prof. Karababa da yürütülen tartışmaların etik ve bilimsel değerlerden uzak olduğunu dile getirdi. Karababa, “Ülkedeki diğer su kaynaklarının nitelikleri bir yana bırakılarak tek gündem İzmir’in su kirliliği oldu. Ağır metallere bağlı kanser, uzun erimde ortaya çıkabilecek bir sorundur. Bu aşamada arseniğe bağlı bir kanser artışından bahsetmek için yeterli zaman geçmemiştir” dedi.
Efemçukuru’na yapılması planlanan Çamlı Barajı’nın, altın madenine kurban edildiğinin de altını çizen Karababa, sözlerini şöyle tamamladı: “Madene izin verilirse baraj yapılamayacak. Kentin en önemli yüzeysel su kaynağı Tahtalı Baraj gölü de ağır metallerle kirlenecek.”

Baraja izin verin