Avrupa’ya örnek eğitim Beyaz Balon Okulu’nda

Beyaz Balon Anaokulları 1989 yılından bu yana, okulöncesi eğitimde fark yaratan bir eğitim anlayışı benimseniyor. Çocuklara bilişsel, sosyal, duygusal ve fiziksel alanlarda doğru eğitimin ve öğrenme ortamının sunulması bilinciyle hareket eden okulda, etkin öğrenme ve sorgulamaya dayalı PYP programı yanı sıra Proje Destekli Eğitim, Gems, Scamper, Multiple Intelligence (Çoklu Zeka) ve Yaşayan Değerler yaklaşımlarının sentezinden oluşan bir eğitim programı uygulanıyor.
Türkiye’nin en yetkin akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Haluk Yavuzer’in danışmanlığında yürütülen okul öncesi eğitim programıyla çocuklar, merak ederek, sorarak, yaparak, yaşayarak, eğlenerek öğrenirken, ilgi alanlarını ve güçlü oldukları yanlarını geliştiriyor. Tüm duyularını ve yaratıcılıklarını kullanarak, gözlem yaparak, grup çalışmalarının zevkine vararak, problem çözerek öğrendiklerini yaşama geçiren öğrenciler bu programla aynı zamanda ilköğretime hazır hale geliyor.
İzmir birinci sırada
Okul öncesi eğitim oranının hâlâ çok düşük olduğu ülkemizde eğitim kalitesi ve oranı olarak İzmir’in birinci sırada yer aldığını ve bu konuda İzmir’i çok başarılı bulduğunu söyleyen Beyaz Balon Anaokulları Okul Öncesi Eğitim Danışmanı Prof. Dr. Haluk Yavuzer, “İzmir bu nedenle benim için çok önemli. Okul öncesi eğitimin yaygınlaşması kadar kalitesi de çok önemli. Sadece oranı artırmak ve kaliteyi gözardı etmek gelecekte karşımıza tehlikeli sonuçlar çıkarabilir. Beyaz Balon Anaokulları bu anlamda hem Türkiye, hem de Avrupa’ya örnek olacak kalitede bir okul öncesi eğitim kurumudur” diye konuştu.
Tüm yaşamını etkiler
Çocuk eğitimi konusunda birçok kitap kaleme alan Prof. Dr. Yavuzer; “Okul öncesi eğitim konusunda 23 yıldır aynı kalitede hizmet veren bir kurumda bulunmak çok heyecan verici. Okul öncesi eğitim, bireyin yaşamındaki en önemli ve hassas dönem. 0-6 yaş grubu çocukların doğru gözlenmesi ve bilinçli eğitim alması tüm eğitim hayatını ve yaşam başarısını doğrudan etkiler. Bu sorumluluk bilinciyle hareket eden bir okul öncesi eğitim kurumunun varlığı son derece mutluluk ve umut verici. Beyaz Balon Anaokulları’nda hayata geçirilen gerek eğitim yapılanması gerekse eğitim materyalleri tüm okul öncesi eğitim kurumlarına örnek teşkil edecek nitelikte” dedi.


İlklerin okulu Dokuzeylül 40. yılına merhaba diyor
1971 yılında kurulan Özel Dokuzeylül Anaokulu, yeni öğretim dönemi ile 40. eğitim yılına giriyor.
Bugün ilk mezunları 45’li yaşlarda olan ve çeşitli meslek dallarında önemli mevkilerde bulunan binlerce İzmirli ismin, ilk eğitim kurumu Dokuzeylül Anaokulu. Eğitimci Cevdet Savran’ın kurduğu ve halen kurucusu tarafından yönetilen Dokuzeylül Anaokulu, okul öncesi temel eğitimde, eğitim adına hep ilklerin uygulandığı bir okul.
Kazançları tartışılmaz
Anaokulu ve anasınıfı çağındaki öğrencilerin eğitiminin, kişinin tüm eğitim çağının en önemli dönemi olduğunu ve bu dönemdeki kazançların tartışılamaz, kayıpların ise telafisinin mümkün olmadığını belirten Cevdet Savran öğrencilerinin, bedensel, zihinsel, duygusal, ruhsal ve sosyal gelişimleri için, sınıf ve çok sayıda branş öğretmenleriyle, koordineli olarak çalışarak, 40. yılında da, hizmetlerini en iyi şekilde sürdüreceklerini söyledi. Savran, ayrıca 40. yıl sebebiyle, yeni-eski veli ve mezunlarla, çeşitli etkinlikler düzenleneceğini de belirtti.


BEM Anaokulu, beyin ve kalbi yarınlara hazırlıyor
BEM Anaokulu’nun vizyonu; 2-6 yaşındaki her çocuğun birey, öğrenen ve hızla değişen dünyanın üyesi olarak çağdaş eğitim ilkeleri, değerleri ve amaçları doğrultusunda çok yönlü gelişiminin sağlandığı, varolan potansiyelinin artırıldığı, beyninin ve kalbinin yarınlara hazırlandığı, bilimsel bilgiler ışığında tasarlanmış, çocuk merkezli, güven, sevgi, saygı, mutluluk ve öğrenme sevinci dolu, üretken, sağlıklı, eşit fırsatların sunulduğu, destekleyici, kaliteli ve etkili bir okul çevresi oluşturmaktır.
BEM Anaokulu’nun amaçları da, “Fiziksel-psikomotor, akademik, zihinsel-bilişsel, toplumsal-yaşama, sanat-estetik-yaratıcılık, kişisel gelişim ve duyuşsal-duygusal gelişim alanlarında yoğunlaşmak” olarak benimsenmiştir .