01.12.2024 - 00:35 | Son Güncellenme:
FATİH TANFER - ASLI ÖKTENER
FATİH TANFER / ASLI ÖKTENER- 1991 yılında temellerini attığı Dinamik Isı şirketini, bugün Tire’de 45 bin metrekare kapalı alanda 200’e ulaşan çalışanıyla alanında Avrupa’nın 3. firmasından biri haline getiren deneyimli iş insanı Metin Akdaş’ın ofisindeyiz. Kızı Aslı ve oğlu Alp de bizlere eşlik ediyor. Alp Akdaş, babasını anlatırken, “Hani babanızı küçükken süperman gibi görürsünüz ya benim için de öyleydi. Sonra zamanla büyüdüm ve onun da hataları olduğunu gördüm. Önceleri hayal kırıklığına uğrasam da verdiği mücadeleye tanıklık edince, ‘Evet ya benim babam gerçekten süpermanmiş’ dedim” diyor. Aslı da kardeşini, “Çoban bir babanın çocuğu olarak geldiği noktaya bakarsak çok da haklıyız değil mi ama…” diyerek onaylıyor.
Çocukları ve çalışanlarının gözünde gerçek bir kahraman, yol gösterici olan Metin Akdaş ile “Artık alın teri değil, akıl teri dökülecek çağda yaşıyoruz” diye tanımladığı günümüz iş dünyasını ve mesleki eğitimin önemini konuştuk.
‘Babamı kaybedince büyüdüm’
Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Nerede doğdunuz, nasıl bir ailede büyüdünüz?
1961 yılında Niğde’nin Bor İlçesine bağlı Havuzlu Köyü’nde doğdum. Köyde tarım ve hayvancılık ile uğraşan bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldim. Benden sonra 4 kız kardeşim dünyaya geldi. Babaannem görmüş geçirmiş tam bir Türkmen kadını idi ki, biz onun disiplini ve felsefesi ile büyüdük. İlkokulu köyde tamamladım. Ortaokuldan sonra Niğde Endüstri Meslek Lisesi Torna Tesviye bölümünü okudum. O zamanlar Endüstri Meslek Liseleri eski adı ile Sanat Enstitüleri olan bu okullar, ta ki zamanında kurulan köy enstitülerinin rüzgarını taşıyordu ki sınav ile girilen bu okullara kayıt yaptırılabilmek için de iyi puan almak gerekiyordu. Matematik, Fen gibi temel bilim dersleri görmedim desem yeridir. Okulu bitirdim, üniversite sınavlarına girdim, sonuçlar geldi sürpriz. İç Anadolu Bölge üçüncüsü olarak sınavları eski adı ile İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi, şimdiki adı Yıldız Teknik Üniversitesi olan okulun Makine Mühendisliği bölümünü kazanmışım. Temel bilimler dersleri almadan mühendislik nasıl kazanılır? O zaman tek aşamalı olan üniversite sınavlarında genel yetenek testleri vardı ve ağırlık bu testlerde olup sonuçları direkt etkiliyordu. Ben 100 tane sorunun 87 tanesini doğru cevaplayarak yüksek puana ulaşmışım. 12 Eylül koşulları… Aslında Mühendislik değil Hukuk veya Siyasal bilimler okumak istiyordum. Amacım yıl sonunda tekrar sınava girip, bu okullardan birine geçmekti, yıl sonu gelmeden Ulu Çınarımızı babamı kaybettik. O güne kadar yoksulluğun ve yoksunluğun acısını hiç hissetmemiştim. 19 yaşında, İstanbul’da üniversite 1. sınıfta okuyorum. Çok şükür 4 bacım, anam 6 metrekare alana sahip Türkmen halılarını evimizde kurulu tezgahta dokuyarak gelir sağladılar ve bana destek oldular. Erkek çocuklar babasını kaybettiği gün büyürmüş derler ya o gün büyüdüm. İlk iş okulu bitirdim.
Peki, iş yaşamınıza başlangıcınız nasıl oldu?
Bir vesile ile bir haftalığına İzmir’e geldim. Kordon’a indim insanlar güler yüzlü, koşturma yok. “Burada kalayım” diye düşündüm, iş başvuruları yaptım.Türkiye’nin önemli mekanik tesisat firmalarından biriydi. Otellerin mekanik tesisat ve havalandırma sistemlerini yapıyorduk. Genel Müdür Yardımcısı olmuştum ancak patronum çok genç yaşta vefat edince, firma kapandı. 1991’de kendi şirketimi Dinamik Isı’yı kurdum. O yıllarda Türkiye’de yalıtım malzemesi bulunmuyordu. Bu ürünü ithal ettim. Ardından daha çok teknik yalıtımlar olmak üzere birçok ürün ithal ettim. Ta ki 2004 yılında aynı ürünleri kendi tesislerimizde üretene kadar ithalata devam ettim. Sanayi serüvenimiz; bugün 45 bin m2 kapalı alanda kurulu, %40’ı kadın olmak üzere 200’e ulaşan çalışanı olan, 5 farklı ürün üreten fabrikalara, 4000 den fazla da üretim kalemine ulaştı.
Yapı ve endüstrisinin ihtiyaçlarına yönelik farklı kauçuk ve plastik polimerlerinden teknik köpükler tasarlayan, geliştiren ve üreten, ürün genişliği ve çeşitliği açısından Türkiye’nin yegane, Avrupa’nın da 3 firmasından biriyiz. 22 farklı sektöre hitap eden ürünlerimizle, 40’ı aşkın ülkeye ihracat yapmaktayız.
Bugün 6 fabrikayla hizmet veriyoruz
Bildiğimiz kadarıyla şirketiniz hisseleri borsada işlem görüyor. Neden borsayı tercih ettiniz?
Türkiye’deki işletmelerin yüzde 99’u KOBİ statüsündedir. Biz de bunlardan biriyiz. KOBİ’lerin büyümesi ve yatırım yapabilmesi için en önemli husus öz kaynakların varlığıdır. Bildiğiniz üzere Türkiye özkaynaklar açısından yetersiniz olup, maalesef ciddi de bir destek mekanizması olmayan bir ülkedir. Yani kaynak kıtlığı çekiyorduk. Bu nedenle şirketimiz hisselerinin bir kısmını İstanbul Borsası’na kote etmeye karar verdik. 2015 yılında başladığımız bu süreci 2020 yılında tamamladık. Borsa İstanbul’da çok büyük ilgi ile karşılanan halka arzımız o güne kadar ki tüm halka arzlardan daha büyük rekor bir katılımla yaklaşık 175.000 kişinin teveccühüne mashar oldu ve hisselerimizi satın aldılar. 3 Eylül 2020 tarihinde DNISI kodu ile hisselerimiz Borsa İstanbul’da işlem görmeye başladı. 2021 sonunda 5. fabrikamızı da kurduk. Bugün 6 binadan oluşan fabrikalarımızın çatı alanlarına kurduğumuz GES’ler sayesinde şirketimiz tüm enerjisini yenilenebilir kaynaklardan alıyor.
Üretim yoksa kalkınma olmaz
Tire Organize Sanayi Bölgesi’nde öncelikli sorununuz nedir?
Tüm ülkede olduğu gibi bölgemizin de en önemli sorunlarından biri nitelikli iş gücü eksikliğidir. Her gün onlarca başvuru yapılıyor ancak işe alamıyoruz çünkü başvuruların çoğunun bir mesleği yok. Fabrikalarımızın kapılarında iş arayan gençler beklerken, biz çalışacak insan bulamıyor isek esas sorun işsizlik değil, nitelikli işgücü eksikliğidir. Yani işsizlik değil, mesleksizlik sorunu olduğunu artık idrak etmemiz gerekiyor. Bu sorunların çözülmesi ve sanayide sürdürülebilir bir geleceğin inşası için bizler, gençleri sanayinin ihtiyacına uygun doğru eğitim modelleriyle yetiştirecek onların yolunu açacağız. Gençler de çok çalışıp üretecek ve ülkemize katma değer yaratacak. Çünkü üretim yoksa kalkınmak hayaldir.
‘Alın teri değil akıl teri zamanı’
Boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz? Hobileriniz var mı?
Ben Cumhuriyet’in kazanımları ile tohumlanan, nefes alan, hayat bulan bir Anadolu çocuğuyum. Aziz Sancar Nobel ödülünü Atatürk’e ve Cumhuriyet’e adamıştı hatırlarsanız. Benim için de aynı şey. Yoksul bir aileden gelmeme rağmen bugün başarılı oldu isem bunun tek nedeni Cumhuriyet’in tanıdığı fırsat eşitliği, kurduğu eğitim sistemidir. Maalesef bugün aynı fırsat eşitliğinden bahsetmem mümkün değil.
İlkokulda giydiğimiz kara önlük ve beyaz yakadan oluşan okul formamızın bile bir mantığı vardı, fırsat eşitliğiydi o forma…
Boş zamanım inanın yok desem yeridir. Ben üretmek üzere kodlanmışım. Bir şey daha söyleyeceğim. “Cumhuriyetin imkanları ile hayat buldum” diyorum ya... O zaman benim de bir vazifem var. Başka hayatlara dokunmak, onlara inanç aşılamak, direnmeyi, emek vermeyi, mücadele etmeyi öğretmek. En büyük hobim bu. Birçok sivil toplum örgütünde de görevlerim var.
Şu anda Ege Soğutma Sanayicileri ve İş İnsanları Derneğinin Yüksek İstişare Kurulu Başkanı, EBSO Başkan Yardımcılığı, Tire Organize Sanayi Bölgesi (TOSBİ) Müteşebbis Heyet Başkanlığı, İzmir Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezi Başkan Yardımcılığı, İzmir Teknopark Yönetim Kurulu Üyeliği, İZQ Girişimcilik İnovasyon Danışmanlık Anonim Şirketi Dijital Deneyim Merkezi Yürütme Kurulu Üyeliği görevlerini sürdürüyorum. İzmir Sanayici İş İnsanları Derneği, İZSİAD, Türk Tesisat Mühendisleri Derneği, TMMOB MMO gibi birçok kurumda üyeliğim ve görevlerim devam ediyor.
Çocuklara borcumuz var
İZQ’da okul dışı eğitim ile ilgili bir çalışma başlattık, bunu anlatmadan geçemeyeceğim. Burada dezavantajlı gençlerin dijital dünyayı tanımaları ve farkındalıklarını artırmak üzere Dijital Deneyim Merkezi kurduk. EBSO adına bende yürütme kurulundayım. Kiraz Cevizli’de ve Bergama Dereköy’deki öğrencilerimizi merkezle tanıştırdık. Çocuklarımızın birisi hocamızdan İZQ’nun ön tarafına, yani deniz tarafına geçmek için hocamızdan izin istemiş. Nedenini ise, “İlk defa deniz görüyorum” diye anlatmış.
İşte bizlerin bu çocuklarımıza borcu var… Fakirliğin, kader olmadığını, akıl ile azim ile mücadele ile, sabır ile çalışarak başarılı olunacağını öğretmemiz gerekiyor. Onlar bizi değil biz onları anlamaya çalışacağız. Artık, “alın teri” değil “akıl teri”nin döküleceği bir çağda yaşıyoruz. Akıl verme zamanı değil, akıl alma zamanı. Bu da gençlerde var.
Geçtiğimiz günlerde G3 Girişimcilik Zirvesini; İZTO, EBSO ve Ticaret Borsamızdan oluşan odalarımızın ev sahipliğinde İzmir’de yaptık. Bugüne kadar 16 kez düzenlenen zirvelerin katılımcı rekorunu kırdık. 2000’in üzerinde kişi zirveye katıldı. Söz konusu İzmir olunca bir arada durma başarısı gösteren Mahmut Özgener ve Işınsu Kestelli başkanlarım ile koordinatör oda sıfatı ile görevi benim başkanlığımdaki organizasyon komitesine güvenerek teslim eden Ender Yorgancılar başkanıma özel olarak teşekkür ederim. İyi ki varlar ve İzmir için çok önemliler.
Hedef 500 milyon dolar
Aynı zamanda Tire Organize Sanayi Bölgesi’nin de Müteşebbis Heyet Başkanlığı yapıyorsunuz. 30. yaşını kutlayan TOSBİ bugün hangi noktada biraz bahsedebilir miyiz?
Tire Organize Sanayi Bölgesi’nin temelleri 1994 yılında 4,1 milyon metrekarelik bir alanda atıldı. Bakanlık kredisi kullanmadan kendi yağı ile kavrulmaya çalışan bölgenin müteşebbis ve yönetimine geldiğimizde bölge adeta borç içinde yüzüyor, hatta borçlarını ödeyemediği için 500.000m2 ‘ye yakın arsası da ipotekli idi. Sağ olsun o zamanki EBSO ve TOSBİ yönetimleri anlaşarak borçları yeniden yapılandırdı. 2008 yılında görevi devraldık.
Bölgemiz adeta Anka kuşu misali küllerinden yeniden doğarak ayağa kalktı ve 30 yıllık bir başarı hikayesine dönüştü. Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yapılan istişareler sonucunda 530 bin metrekarelik yeni bir alanın tahsis edilmesini öngörüyoruz. Aynı zamanda ayrıca 750 bin metrekarelik mera alanı ile bölgenin toplamda 1 milyon 470 bin metrekarelik genişleme projesi sürüyor. Küçük Menderes Havzasının kaderini değiştiren bölgemiz, İzmir ve Türkiye’nin parlayan yıldızı olmaya devam edecek.
Tire OSB’de kaç fabrika bulunuyor?
17’si yabancı yatırımcı olmak üzere aktif 95 firma var. Şu anda 7500 kişiye istihdam sağlanıyor. Makine, Gıda, Otomotiv, Kimya, Kağıt, Ambalaj, Yalıtım, Plastik gibi sektörlerin bir arada bulunduğu karma bir OSB’yiz.
2024 için öngörülen ihracat rakamı nedir?
2023 yılında 300 milyon dolar olarak gerçekleştirdiği ihracatını her yıl katlayan bir ivme ile sürdürmeye kararlı olup, 2024 yılında 500 milyon dolarlık bir ihracat ulaşacağımız nerede ise kesinleşti. 2025 yılında da yatırımlarımız devam edecek.