Altın Güvercin’in yolculuğu kitapta

‘Bir Daha Yaşarsam İki Olsun’ adlı eseriyle okuyucuyla buluşan Türker, “Hayatın içinde olan acıyı, sevinci ihaneti ve çalışma azmini anlatıyor. Klasik hayat hikayesi yerine gerçeğe ve gözlemlere dayalı olan öyküler demeti yer alıyor” dedi. Kitabın ikinci bölümünde trafik kazasında hayatını kaybeden oğlu Ozan’dan bahsettiğini dile getiren Türker, “Acı yüklü dram cümlelerini tekrarlamak yerine Türkiye’nin kronik bir sorunu haline gelen trafiğe eğilmeyi tercih ettim. Garip ama gerçek Ozan’ı kaybedişimizden bu yana 30 yıldır bu ülkede trafikteki can kayıpları meselesi yürekleri yakıyor. Kitapta yer verdiğim gibi son 10 yılda ölümlerin istatistik bilgileriyle birlikte ceza yasalarını yetersizliği hukukçuları bile isyan ettirmiş durumda” diye konuştu.

‘Olmaz denileni başardık’

Gazeteciliği bıraktıktan sonra müzik piyasasında farklı uğraşlarla uğraşan Türker, “90’lı yılların başında POPSAV’la başlayan müzikteki örgütlenme çalışmalarımız 10 yıl sonra MÜYORBİR le yani ‘Müzik Yorumcuları Meslek Birliğiyle’ reform diyebileceğimiz bir atılıma ulaştı. Bu iki örgütün de kurucu genel sekreteri olmaktan gurur duyarım. Türkiye’de yorumcuların örgütlenme konusuna imkansız diyenler çoktu. Örgütlenmenin önüne geçenler de oldu ancak yasa değişikliği yaparak ve 52 kurucu üyeyle meslek birliği tüzüğünü hazırlayarak olmazı başardık” ifadesini kullandı.
Son bölümde Kuşadası Altın Güvercin Beste Yarışması’na yer veren Türker, “Gizemlerle yüklü güvercin öyküsü inat ve sabırla bir gelenek nasıl yaratılır onu anlatıyor. Altın Güvercin’in çarpıcı yaşam öyküsünün yanı sıra bir kaynak bölüm olması düşüncesiyle yarışmada yıl yıl ödül alanları, katkı sağlayanları ve yitirdiklerimizi de hatırladık” dedi.