Altay ayağa kalktı!

Bülent Buda: Boruyu patlatan da basınçtır, elması ortaya çıkaran da... Ölü toprağını üzerlerinden atıp bu sürpriz patlamanın kaynağı nedir? Basınçtır efendim! Futbolcuya kimliğini anlatmak, ona ne değerde olduğunu anımsatmak, işlevsel yönetim sanatıdır. Ne yapar ki bir teknik adam ve arkadaşları şu kısa sürede? Anımsatırlar sadece. Bir değer olduklarını, kazanmanın önce istemekten geçtiğini ve de ‘Asla vazgeçme’ mottosunu oyunun her saniyesinde anımsama.

En büyük tehlike şöhretli, ünü büyük bir liderin arkasında küçük adamlar olarak kalmaktır. Oysa her canlı değerli birer bireydir. Bir araya geldiklerinde, değerlerini birleştirdiklerinde, çoğalttıklarında değerli grubun üyesi olurlar. Kendilerini geride tutarak Altaylı futbolcuların bütününe ne değerli birer birey olduklarını anımsatanlara selam olsun. Futbol oyunu ya da bir başka yarışma sonucu, tarot falı açarak belirlenmez. Bütün sorun, gerçekleri görerek çıkış yolu aramak. Yaşama savaşı karizmayla değil donanımla, paylaşımla, büyük yürek ama alçak gönüllülükle kazanılır. Her yenilgi sonrası, “Bu takım 50 puan barajını aşar, bundan kimsenin kuşkusu olmasın” sloganıyla yükseklerden adeta ders verir tavrıyla konuşarak değil. “Şimdi nedir ki bu? Sadece bir galibiyet” diyenler olacak. Göztepe maçının yorumu nerede? Çok kısa. İnandılar, istediler, paylaştılar, yarıştılar, kazandılar. Ne güzel değil mi?

Fatih Tanfer: Yazılarımı takip edenler bilirler. Serkan Özbalta’dan Manisa FK’yı çalıştırırken de övgüyle bahsetmiştim. Göztepe derbisinde öncelikle doğru analiz yapmanın faydalarını gördük. Hedefi gol yememek, sonrası da bulacağı bir golle direncini artırıp sahadan puan ve puanlarla ayrılmaktı. Başta kaleci Lis’in iyi oyunu, defans merkezinde Murat ve Björkander’in reaksiyon hızları, çabuklukları ve enerjileriyle kalelerini iyi savundular.

Bu maçta Altay’ın kilit oyuncusu Thaciano’ydu. Fizik kalitesi, ön liberodaki başarılı oyunuyla çok top kazandı. Attığı golle de iyi oyununu taçlandırdı. Rodriguez de arkadaşlarına eşlik edince etkili oldular. Altay 2-0 öne geçtikten sonra rakibini üstüne çekip hızlı hücumlarla tehlikeler yarattı. Tüm oyuncular oyun planını uygulamak adına büyük çaba gösterdi. Kararlılık, cesaret ve asla kaybetmeme anlayışı hakimdi. Tek kelime ile beklenenin üstünde bir performans sergilediler. Puanlarını 21’e çıkarıp sadece umutlandılar. Gelecek adına yol uzun. Mücadele en üst düzeyde olacak. Bununla ilgili ilk önemli maçta rakip Rizespor. Başta oyuncular ve vefakar taraftarı gerekeni yapmalıdır.

Mehmet Demirtaş: Sorunlu ve de zorlu geçen ilk yarının en iyisi kuşkusuz Lis. En çok topla buluşan ismi de. Ve de önündeki Murat Akça yaptığı müdahalelerle savunmasını diri tutan günün başarılı isimlerinden. Geriye çok yaslandıklarında kaptırdıkları toplar başlarına bela oldu. Orta sahanın direnci istenilen seviyede değildi. Bu dilimin ilk ve tek şutu Deniz Kadah’ın penaltı golüydü.

İkinci yarının hemen başında Thaciano’nun nefis son dokunuşu ile farkı iki yapmaları, moral ve motivasyon için iyi bir olaydı. Artık top Göztepe’ye verilecekti, risk almaları ve hata yapmaları beklenecekti. Öyle de oldu. Kontralarla ikinci 45’lik bölümde iyiydiler. 16 maçlık sorunlu evreyi aşmak çok büyük bir olgu onlar için.

Bundan sonrası ne olur bilinmez ama derbiyi hem de Göztepe’nin evinde kazanmak onlara öz güven sağladığı kesin.

Alsancak’ta siftah zamanı

Spor Toto Süper Lig’de 16 haftalık galibiyet özlemini Göztepe zaferiyle sonlandıran Altay, Alsancak Mustafa Denizli Stadı’ndaki ilk galibiyetini almak için kenetlendi. Alsancak’ta çıktığı Trabzonspor, Hatayspor, Alanyaspor ve Konyaspor maçlarını kaybeden siyah beyazlılar, cuma günü konuk edeceği Rizespor’u mağlup ederek zincir kırmak istiyor. Teknik Direktör Serkan Özbalta, “Göztepe galibiyetini hemen unutarak hedefimize odaklanmalıyız” dedi.

Rehavet kurbanı!

Spor Toto Süper Lig’de alt sıralardan kurtulamayan ve taraftarını üzen Göztepe’yi değerlendiren yazarlarımız, “Son dört karşılaşmada oynadıkları futbolu oynasalardı maçı kazanırlardı. Var olan kimliklerinin üstüne çıkmayı yeğlediler. Ve de yenildiler” dedi

Bülent Buda: Olağanüstü bir iştah ile maça giriştiler. Sanki, “Birkaç saniyede gole ulaşmalıyız” der gibiydiler. Yalnız önde basarken onun kadar önemli bir bölge daha vardı. Arkası. Kuşkusuz Altay’ı hafife almadılar. Ama basarken kaybedilen topların geriye dönüşünde oluşturacağı sorunları ya öngöremediler ya da ‘Bize bir şey olmaz’ anlayışının tuzağına düştüler. Bu denli coşkuyla, istekle başlayan oyun nasıl kaybedilir?

Olasılıkları, ‘Bugün bunlara kaç gol atarız?’ denklemine taşıyıp başına neler gelebileceğini ıskalarsan, yaşayacağın düş kırıklığı hiç de öngöremediğin bir eksiklik olarak kalır anılarında. Sarı kırmızılı formayı kuşananlar, istekliydiler, savaşçıydılar. Hayatın her adımında kaslardan çok akıl kullanılır. Savrulmalar, yalpalamalar, hatalar aklın tatile çıktığı, ölçü kavramından uzaklaşıldığı anlarda öne çıkar ve de yıkıcı sonuçlar oluşturur.

Göztepe, daha önceki maçlarda oynadığı normal futbolu oynasaydı bir olasılıkla maçı kazanırdı. Var olan kimliklerinin üstüne çıkmayı yeğlediler. Ve de yenildiler. Dünyanın sonu değil elbette. Lakin Altay’a yenilmek, tribünlerde son olarak algılanıyor.

Fatih Tanfer: Göztepe’nin, derbi öncesi seyircisinin yaptığı koreografi ve desteğiyle sahadaki etkisini görünce kendi kendime, bir takımın seyircisinin takımını nasıl pozitif etkilediğini düşündüm. Futbol adına her şey vardı.

Göztepe’nin maçın başından itibaren ofansif bir oyun anlayışı mevcuttu. Topa sahip oldular. Merkezde sayısal üstünlük sağlayıp etkili hücumlar yaptılar. Altay kalecisi Lis, inanılmaz kurtarışlara imza attı ve takımını ayakta tuttu. Altay’ın ilk yarıdaki tek şutu Deniz Kadah’ın takımını öne geçiren penaltısıydı. İkinci yarıda Göztepe gol bulmak adına etkili bir biçimde başladı. 49. dakikada Thaciano, Altay’ın ikinci golünü atınca elbette oyun anlayışı değişti. Çareyi uzun toplarla oynamakta aradı. Stoperler pozisyon almada zorlandı. Basit pas hataları yaptılar. Orta alanın eski gücü yoktu. Geçiş hücumlarında sıkıntı yaşadılar. Oyuncu değişiklikleri de bana göre geç yapıldı. Kısacası derbiyi kaybettiler. Bu mağlubiyete bir yol kazası diyelim. Haftalardır taraftarlarını mutlu eden Göztepe, bildiğimiz yüksek fizik kalitesini ve dinamik oyun anlayışını sahada sergilerse, 5 haftada büyük başarılar elde ettiği gibi taraftarını yine sevindirecektir. Yeter ki bu maçtan gerekli dersler çıkarılsın.

Mehmet Demirtaş: Altay’ın aksine seyircisinin görsel şovu ile maça girişi harika olan Göztepe, ilk 45’te rakibine oyununu kabul ettirdi.

Doğru yerde durdu, doğru zamanda iyi işler yaptı. Merkezde istediği yoğunluğu sağlayıp kurduğu pres hattıyla önde topları kaptı. Bunları da ciddi tehlikelere dönüştürdü. Çizgiden getirdiği topları havadan ve yerden Altay kale alanına indirdi. Geçiş hücumlarında da sahadaki en boy oranını iyi parsellemişlerdi. 8 kez Altay üç direğini yoklamışlardı. Fakat sayı üretemeyince siyah beyazlıların direncini kıramamışlardı. 49’da kalelerinden çıkardıkları ikinci top, psikolojik baskıya neden oldu. Pas istasyonlarında sorunlar gözlendi. Riskler alınıp hatalar yapıldı. Kısaca Göztepe birkaç oyuncusu dışında dersine iyi çalışamamış. Ben artık Nestor El Maestro’nun kadro konusunda radikal kararlar almasını ve oyuncu değişikliği tercihlerinde zamanlamayı tekrar gözden geçirmesini arzuluyorum. Bu hafta adına en büyük kazançları ise Altay hariç alt basamaklardaki rakiplerinin kazanamaması oldu.

Göz Göz tura inanıyor

Göztepe, gözünü Ziraat Türkiye Kupası’na çevirdi. Yarın son 16 turunda deplasmanda Beşiktaş’ın rakibi olacak sarı kırmızılılarda teknik ekip ve futbolcuların tura çok inandığı kaydedildi. Teknik Direktör Nestor El Maestro, “Hem kupada hem de ligde istediğimiz seviyeye geleceğiz” dedi.