18.03.2019 - 01:30 | Son Güncellenme:
Türkiye’nin Wellington Büyükelçisi Ahmet Ergin tarafından havalimanında karşılanan Oktay ve Çavuşoğlu, dün çeşitli görüşmelerde bulunurken, bugün de saldırının gerçekleştiği bölgelerde incelemeler yapması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay , Twitter hesabından, “Yeni Zelandada terör saldırısına hedef olan kardeşlerimize destek olmak, yaralıları ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerimizi iletmek üzere #Christchurchteyiz” mesajını paylaşırken, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Twitter’dan,” Hain terör saldırısına maruz kalan kardeşlerimize destek olmak ve Yeni Zelanda halkıyla dayanışmamızı göstermek üzere Christchurchteyiz. İslamofobiye karşı topyekûn mücadele etmeliyiz” mesajını yayınladı.
Terör saldırısıyla ilgili güncel bilgileri paylaşmak amacıyla basın toplantısı düzenleyen Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern de, Türkiye’den heyet gelmesinden duydukları memnuniyeti paylaştı, “Türkiye’den gelen heyet Müslümanlara desteğini göstermeye geliyor, bundan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye çoğunluğu Müslüman olan bir ülke, onları bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Terör eylemi’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile görüştü. Oktay’ın kaldığı otelde, basına kapalı gerçekleştirilen görüşmede, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da yer aldı. Görüşmede, camilere yönelik terör saldırısına ilişkin Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın derin üzüntüleri iletildi.
Yaralı Türk vatandaşlarının son durumu ve soruşturma hakkında detaylı bilgi alınan görüşmede, saldırının bireysel olaydan ziyade organize bir eylem olabileceği üzerinde duruldu ve Türkiye’nin tecrübesiyle Yeni Zelanda’ya her türlü desteğe hazır olduğu mesajı verildi. Aşırı sağcı eğilimlerin arttığının ve ırkçılığın yanı sıra İslam düşmanlığının körüklenmesinin üzüntü verici olduğu kaydedilen görüşmede, bu uç yaklaşımların, teröre eğilimli kişileri teşvik ettiği vurgusu yapıldı. Görüşmede, saldırının açıkça bir terör eylemi olduğu, teröristlerin yarın başka din mensuplarına da yönelebileceği, terör saldırılarına karşı ortak duruş gösterilmesi gerektiği ifade edildi.
‘Üzüntü verici’
Oktay ve Çavuşoğlu, Yeni Zelanda Müslüman Dernekleri Federasyonu Başkanı Mustafa Faruk ve beraberindeki heyeti de kabul etti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, basına kapalı kabulde, “Her hal ve şartta mesafeden bağımsız olarak gönül birliği doğrultusunda yanınızda olacağımızı bilmenizi isteriz” dedi. Oktay, “Aşırı sağcı eğilimlerin artması ve ırkçılığın yanı sıra İslam düşmanlığının körüklenmesi üzüntü verici. Bu uç yaklaşımların terör eğilimli kişileri teşvik ettiği çok açık. Saldırıyı lanetliyorum” diye konuştu.
Oktay, Bakan Çavuşoğlu ile bugün saldırının düzenlendiği iki camiyi ziyaret edeceklerini söyledi. Yeni Zelanda Genel Valisi Dame Patsy Reddy ile de görüşeceklerini anlatan Oktay, “Terör saldırısının detaylarıyla ilgili özel bir brifing alacağız. Olayların tekerrür etmemesi için Türkiye’nin tecrübesi ışığında güvenlik iş birliği amaçlı bir brifing olacak bu. Yeni Zelanda makamlarıyla yakın bir çalışma içindeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, terör saldırıları sonrasında Yeni Zelanda’ya gerçekleştirdiği ziyaret, dünya çapında takdir gördü.
Çavuşoğlu’nun, Oktay ile Yeni Zelanda’ya gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin Twitter hesabından yaptığı paylaşım, farklı milletlerden çok sayıda kullanıcı tarafından beğenildi ve destek mesajları verildi. Pakistanlı bir kullanıcı, Çavuşoğlu’nun paylaşımına yanıt olarak, “Türkiye’ye daima büyük takdir ve sevgim var. Türk hükümeti her zaman masum Müslümanların yanında ön saflarda duruyor” yorumunu yaptı. Kanadalı bir kullanıcı da, “Türkiye ile gurur duyuyoruz. Sizler insani meselelere destek vermek için daima çaba gösteriyorsunuz. Teşekkürler” ifadesini kullandı. İsveç’ten bir kişi de, “Türkiye daima Müslümanların yanında duruyor” paylaşımını yaptı.
Terör mağdurunun ailesi de gitti
Yeni Zelanda’ya giden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağında, terör saldırısında yaralanan Zekeriya Tuyan’ın ailesi de bulunuyordu. Christchurch kentinde cuma namazı sırasında yapılan terör saldırılarında yaralanan Türk vatandaşı Zekeriya Tuyan’ın babası Ahmet Tuyan ile kardeşi Yahya Tuyan, Oktay ve Çavuşoğlu’nun bulunduğu uçakla Yeni Zelanda’ya gitti.
HALK DERİN ŞOK YAŞIYOR!
Cuma günü namaz sırasında gerçekleşen ve 50 kişinin hayatını kaybettiği, 50’ye yakın kişinin de yaralandığı Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde iki camiye yönelik terör saldırısı sonrası ülke ve kent halkı şoku üzerinden atlatamamış durumda. Başta en çok insanın hayatını kaybettiği Nur Camii olmak üzere, kentin pek çok yeri adeta çiçek bahçesine dönmüş. Halk ve kurbanların yakınları, gözyaşları içinde, donuk yüz ifadeleriyle anmaya geliyor...
Bu arada o huzurlu ülkede sinirler gerilmiş. Nitekim Yeni Zelanda’ya bağlı Güney Adası’nın ikinci büyük şehri Dunedin’de bulunan havaalanı, şüpheli paket nedeniyle bir süre uçuşlara kapatıldı ve bomba imha ekipleri çağrıldı.
Ailesi üzgün
Yerel basından edindiğimiz haberlere göre kurbanların cenazeleri ailelerine teslim edilmeye de başlandı. Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, henüz az sayıda cenazenin ailelerine teslim edilebildiğini ancak Çarşamba günü sürecin tamamlanmasını beklediklerini açıkladı.
Bu arada 50 kişiyi katleden Brenton Tarrant’ın Avustralya’daki ailesi, hayatını kaybedenlerin ailelerinden özür diledi. Avustralya basındaki habere göre aile çok üzgün olduğurnu bildirirken, Tarrant’ın anne ve kız kardeşinin polis korumasına alındı. Tarrant’ın 81 yaşındaki anneannesi Marie Fitzgerald ise, bir TV kanalına yaptığı açıklamada saldırıları ilk duyduğunda şoke olduğunu söyledi. “Ailemizden birisinin böyle bir şey yapmış olmasını hazmetmek çok zor” diyen Fitzgerald, “Aileler için, ölenler ve yaralananlar için çok üzgünüz. Eve gidip sadece saklanmak istiyoruz” diyerek özür diledi. Avustralya basını, ayrıca Tarrant’ın öğretmen olan annesi Sharon’ın, haberi dersin ortasında okul müdüründen aldığını yazdı.
Tarrant’ın dayısı Terry Fitzgerald da, yeğeninin ne yaptığını televizyonda haberlerden öğrendiklerini ve çok şaşırdıklarını anlattı. Fitzgerald, “İlk gördüğümde, bu o olamaz dedim, ama sonra fotoğrafını gördüm” diyor.
Öte yandan ülkede alınan geniş güvenlik önlemleri de sürüyor. Kapılarını ibadete açmaya devam etme kararı alan camiler için ek güvenlik önlemleri alınırken, işyerleri ve okullar açılacağı için bugün ülke genelinde güvenlik önlemlerinin artırılacağı duyuruldu.
Camı kırdı, kıl payı kurtuldu
Terör saldırısında yaralanan Türk vatandaşlarından Mustafa Boztaş, bacağına aldığı ilk kurşundan sonra caminin penceresini eliyle kırarak kaçtığını, birkaç saniye geç kalsaydı ölmüş olabileceğini belirtti. İmamı dinlerken birkaç el silah ses duyduğunu, önce deprem sandığını söyleyen Boztaş, saldırının farkına vardıktan sonra camideki insanlarla kaçmaya başladığını anlattı. Boztaş, caminin içinde köşede bir yerde sıkıştıklarını söylerken, “Terörist hepimize ateş etmeye başladı. İlk başta bacağıma geldi. Sonra gitti. Mermi mi değişti bilmiyorum ama ses bir anda kesildi. O ara yukarı baktım, kimse yoktu. Pencereyi elimle kırdım ve o anda kaçtım. 2-3 saniye geç kalsaydım ölmüştüm. Teröristin çektiği görüntüde öyle gözüküyor. Beni kaçarken çekmiş” dedi.
‘Bu, alışık olduğumuz bir durum değil!’
Terör saldırısının gerçekleştiği Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde herkes şaşkın ve şokta. Özellikle Yeni Zelandalılar, bunun hiç ode alıştıkları ya da bekledikleri bir durum olmadığını üzerine basa basa dile getiriyor. Ve genel olarak bunun bir daha tekrarlanmayacağını, bir defalık bir felaket olduğunu düşünmek, inanmak istiyorlar...
Nitekim soyadını vermek istemeyen Fernando, “Bu sizin bildiğiniz Yeni Zelanda mı?” sorumuza “Hayır, bu kesinlikle alışık olduğumuz yaşadığımız bir durum değil” yanıtını veriyor ve devam ediyor: Tek seferlik bir şeydi bence, bir daha olmaz! Ne yapılması gerektiğini ise bilmiyorum...
‘Üzgünüz, biraz da öfkeli’
Yoga eğitmeni Maida ise, dört yıldır bu kentteymiş. Arjantinli. Olaya doğrudan tanık olmamış, ancak işten dönüşte polisleri görünce tersliği fark etmiş. “Hemen internete baktım. Bir arkadaşım, hey, iyi misin diye sordu. Neler olduğunu öğrendim. Hepimiz üzgünüz toplum olarak. Bu biz değiliz... Burada göçmeniz ve bizi hedef aldılar. Açık ve kucaklayıcı bir ülke burası. Üzgünüz, belki biraz da öfkeli!..” diyor. Benzeri bir olayın olmaması için silah satışına ilişkin güçlü bir yasa çıkmalı. Belki aşırıcı gruplar daha fazla takip edilmeli önerilerinde bulunuyor. Kendisini nasıl hissettiğini sorduğumda ise “Berbat haldeyim! Konuşacak, durumda, doğru akılda değilim!” cevabını veriyor.
Till ise, 6 aydır burada. Hem okuyor hem de çalışıyor. Saldırı günü şehir merkezinde bir restoranda çalışıyormuş. “Rutin bir çalışma günüydü. Sonra diğer restorandakiler geldi ve kapıları kapatmamızı söyledi. Herkes, ne olup bittiği internetten öğrenmeye çalıştı” diye anlatıyor o günü...