25.07.2021 - 12:35 | Son Güncellenme:
AA
Aslen Ordulu olan Celal Karaaslan 40 yılı aşkın süredir yaşadığı Avusturya’da Hollandalı eşi Kirsten Karaaslan’la yaklaşık 9 yıldır yaptığı İtalyan tarzı dondurma üreticiliğini ve hedeflerini AA muhabirine anlattı.
Karaaslan, Almanya sınırında yer alan Salzburg eyaletine bağlı Zell am See bölgesindeki kayak merkezinde otel işletmeciliği yaparken dondurma üretimine ilgi duyduğunu, bunun için İtalya’da eğitimler aldığını, İtalya’dan ustalar getirdiğini ve Avusturya’daki farklı ustalarla çalışarak kendini bu alanda geliştirdiğini söyledi.
Dondurma tutkusu nedeniyle uzun yıllar yaptığı otel işletmeciliğini bırakarak tamamen bu alana yöneldiğini dile getiren Karaaslan, dondurma üretiminde kullandığı malzemelerin doğallığına özen gösterdiğini, özellikle şeker oranının diğer üreticilerden çok daha düşük olduğunu ifade etti.
BAŞARININ ARKASINDA ÇOCUKLARI MUTLU ETMEK YATIYOR
Karaaslan, dondurma üretimini büyük bir sevgiyle yaptığını belirterek, "Çocukların dondurmayı alıp da mutlu bir şekilde gitmesi, beni en çok mutlu eden olaylardan biri. Bu nedenle belki de başarımın en büyük sırrı bu." diye konuştu.
280 kadar dondurma formülü geliştirdiğini ifade eden Karaaslan, şunları söyledi:
"2018’de düzenlenen Avrupa Dondurma Festivali yarışmasını, 'cheesecake royale' isimli dondurmamla kazandım. Bu dondurmada memleketimden çok ürünler kullandım. Örneğin tava yoğurdu, çökelek, kiraz, Ordu’nun fındığını ve çikolata kattım. Bu tür bir dondurma hiç piyasada yoktu. Şu anda İtalya’da, Avrupa’nın çok farklı dondurma salonlarında benim dondurmama benzer dondurmalar görüyorum, bu da bana ayrı bir gurur veriyor."
AVRUPA DONDURMA BİRİNCİSİ OLDU
Karaaslan, "2018’den bu yana toplamda 6 yarışmaya katıldık, her katıldığım yarışmada da kazandım, birinci oldum." dedi.
İki yıl üst üste birinci olduğu Avrupa Dondurma Festivali yarışmasında üç farklı jürinin bulunduğunu ifade eden Karaaslan, öncelikli olarak adayların yarışmaya katıldıkları dondurmaları burada hazırladıklarını ve gizli jürilerin dondurmanın hazırlanışından içeriğine, kullanılan ham maddeye, dondurmanın tadı ve görünümüne oy verdiklerini aktardı.
Karaaslan, daha sonra 6 kişiden oluşan asıl jürinin adayların dondurmalarını değerlendirdiğini belirterek, bu jürilerin dondurma ustalarına çeşitli sorular yönelttiğini, dondurmanın sunumundan lezzetine kadar birçok kriter göz önünde bulundurularak oylama yaptıklarını söyledi.
DONDURMASIYLA MEŞHUR İTALYANLARI GERİDE BIRAKTI
Karaaslan, üçüncü jürinin ise festivale katılan sıradan ziyaretçilerin oluşturduğunu, bu 3 jürinin verdiği oylarla birinci seçildiğini anlatarak, "2018’i yüzde 33, 2019’u ise yüzde 31’le kazandık, geri kalan puanlar 15 yarışmacı arasında paylaştırıldı. İkinci olan yarışmacıyı aldığımız puanla neredeyse ikiye katladık. Girdiğim bütün yarışmalarda, dondurmanın ustası olan İtalyanları çok şükür geride bıraktım. Onlar da bana ve karışımlarıma hayran kaldılar ve çok beğendiler." değerlendirmesinde bulundu.
Avusturya’da gastronomi alanında otorite olarak kabul edilen Falstaff dergisi tarafından geçen yıl ve bu yıl en iyi dondurma salonu seçildiğini belirten Karaaslan, bu zamana kadar elde ettiği başarılardan ötürü aynı derginin nadir işletmecilere verdiği, "yüksek başarı tacını" kazandığını dile getirdi.
Karaaslan, bu yıl düzenlenecek dünya dondurma şampiyonasına da katılmak için hazırlıklarını sürdürdüklerini söyledi.
GUİNNESS REKORLAR KİTABI'NA GİRME HEDEFİ
Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek için başvuruda bulunduğunu belirten Karaaslan, dünyada en yüksek rakımda dondurma üretiminde bulunmak istediğini, ayrıca en uzun ve en çok çeşidin bulunduğu dondurma vitrini rekorlarına imza atmak için Guinness’le görüştüğünü ve başvurusunun kabul edildiğini anlattı.
Karaaslan, günlük 700 kilonun üzerinde dondurma ürettiklerini, üretim kapasitelerinin 1,5 tonun üzerinde olduğunu dile getirerek, şu an için Salzburg bölgesinde belirli kafeterya ve marketlere tedarikte bulunduklarını ancak gelecek yıl için Avusturya genelinde 1200 şubesi bulunan bir market zinciriyle de anlaştıklarını kaydetti.
Dondurma üretimi alanında eğitimler de vermek istediğini belirten Karaaslan, "Avusturya’da bir marka olduk ancak Avusturya’dan çıkarak bir Türk dondurmacısı olarak uluslararası bir marka olmak istiyorum." dedi.
BİZİM HAYATIMIZ DONDURMA OLDU
Kirsten Karaaslan da eşinin dondurma işine girmesinden çok memnun olduğunu, kendisinin de dondurmayı çok sevdiğini ifade ederek, bu alanda eşi Celal Karaaslan’ın kendisini geliştirmek için çok çaba sarf ettiğini anlattı.
Her zaman eşine destek olduğunu, birbirlerini cesaretlendirdiklerini dile getiren Kirsten Karaaslan, "Eşim, İtalya’da fuarlarda yeni şeyler öğreniyor. Her şeyi öğrenmek istiyor. Yaptığı şeyin en iyisini yapmak istiyor. Sınır yok hep üstüne bir şeyler eklemek istiyor. Geceleri uyuyamıyor (dondurmayı düşünmekten), bunu en iyi ben biliyorum. Bizim hayatımız dondurma oldu." ifadesini kullandı.