13.06.2022 - 06:57 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr - Babaanneler ve anneanneler çoğumuzun hafızasında genellikle tatlı ve sevecen olarak yer alır fakat bazıları bizi şaşırtacak kadar gaddar olabiliyor! Nannie Doss da başlangıçta sıradan biriydi. Her zaman güler yüzlü ve neşeliydi. Tonton babaannenin hikâyesi 4 Kasım 1905'te ABD Alabama'da başladı. Jim ve Louisa Hazel çiftinin beş çocuğunun en küçüğüydü. Babası çok baskıcı, disiplinli ve muhafazakâr bir insandı. Hemen her konuda Nannie sürekli baskı altındaydı ve okul hayatı da pek parlak değildi. Okula gitmek yerine ev işlerine bakmak ve aile çiftliğiyle ilgilenmek için evde kaldı. 7 yaşındayken ailesiyle yaptığı bir tren yolculuğunda büyük bir kaza geçirdi. O kazada başından darbe aldı. Yaşadığı bu kafa travması ise hayatını bir daha hiç değişmemek üzere değiştirdi. O günden sonra peşini bırakmayan şiddetli baş ağrıları beraberinde iletişim bozukluğu ve depresyonu da getirdi.
EVLİLİK BUNALIMA SOKTU
Nannie Doss yavaş yavaş büyüdü ve ergenlik çağına geldi. Annesinin okuduğu romantik dergilerle vakit geçiriyor, bir gün müstakbel kocasıyla doğa içinde bir hayat yaşamanın hayalini kuruyordu. Dergilerdeki özellikle de 'yalnız kalpler' köşelerini okumak boş zamanlarının vazgeçilmeziydi. Belki de annesinin kendisini görmezden gelmesinden, babasının baskısından kaçmak için bu dergileri kullanıyordu. Ancak okuduğu romantik dergiler bile onu zorlu yaşamından koparamadı. 16 yaşında evlenerek ailesinden ayrıldı. Sadece 4 aydır tanıdığı bir adamla evlendirildi. Kocası Charley annesine çok düşkündü. Bu da Nannie ile aralarında tartışmalara yol açtı. Kayınvalidesi, Nannie'e babasını hatırlatıyordu çünkü onun gibi tutucu ve muhafazakâr biriydi. Charley Braggs ve Doss'un 1921'den 1927'ye kadar süren birlikteliğinden 4 çocuğu oldu. Çocuklarını büyütme kaygısı ve eşiyle yaşadığı problemler, Doss'un geçmişten gelen rahatsızlıklarını tetikledi.
BİR ANDA ÖLDÜLER
Kısa bir süre sonra Nannie'nin sağlıklı olan iki çocuğu görünürde hiçbir sebep olmadan aniden öldü. Aslında Nannie hayatından sıkılmış ve iki çocuğunu da zehirlemişti! Olay gizemini korurken Charley, bu şüpheli ölümlerden karısını sorumlu tuttu ve ondan boşandı. Boşanmasından bir yıl sonra Nannie dergi üzerinden mektuplaştığı Robert Franklin Harrelson ile evlendi. Harrelson romantik mektuplar yazarken, Doss müstehcen mektuplar ve fotoğraflarla ona karşılık verdi. Evlendikten kısa bir süre sonra Nannie, Harrelson'ın küfürbaz, alkolik ve tacizci olduğunu öğrendi. Kocasının kötü muamelelerine rağmen bu evlilik 16 yıl sürdü. Bu süre zarfında Doss, doğumdan birkaç gün sonra yeni doğan torununu bir saç tokasını beynine saplayarak öldürdü. Torununun ölümünden birkaç ay sonra 2 yaşındaki torunu Robert, Nannie ona baktığı sırada boğularak öldü. Bu iki çocuk ilk kocasından olan büyük kızı Melvina'ya aitti.
Doss'un kocası Harrelson ise kurban listesinde bir sonraki sıradaydı. Kocasının tecavüzüne uğradığı bir gecenin sabahında Nannie, onu içinde zehir olan bir turtayla öldürdü. Pek çok kişi ölümün gıda zehirlenmesinden olduğunu düşündü. Nannie ise kocasından hayat sigortasından gelen parayla bir arsa ve ev satın aldı.
ARSENİKLİ KAHVE ELE VERDİ
Bir süre sonra Nannie yeniden evlendi. Tıpkı Frank gibi alkolik ve zorba olan yeni kocasını da romantik dergilerden buldu. Arlie Lanning ile ilişkisi iki buçuk yıl sürdü. Sevecen eşi oynayan Doss, kısa bir süre sonra Lanning'in yemeklerine de zehir koyarak onu öldürdü. Doktorlar ölümünü kalp krizi ve alkole bağladı. Nannie ise bir süre kayınvalidesiyle yaşadı. Tuhaf bir şekilde bir süre sonra da yaşlı kadın hayatını kaybetti. 1953'te eşinin vefatından sonra düşüp kalçasını kıran Doss’un annesinin bir bakıcıya ihtiyacı vardı. Kadın, Doss'un ona bakmayı kabul etmesinden birkaç ay sonra aniden öldü. Nannie bir ara kız kardeşini ziyarete gitti. Kardeşi de tuhaf bir şekilde hayatını kaybetti.
Nannie Doss'un son kurbanı Samuel Doss oldu. O ne sarhoş ne de tacizci bir adamdı. Karısına yalnızca eğitim amaçlı dergi okuyabileceğini veya televizyon programlarını izleyebileceğini söylemek gibi bir hata yaptı. Nannie ona zehirli bir pasta yaptı. Fakat bu pasta Samuel'i öldürmedi. Hastanede geçirdiği bir aylık süreden sonra evde içtiği yüksek dozda arsenikli kahve Samuel'in sonu oldu ve Nannie'yi de bu kahve ele verdi. Bu durumu şüpheli bulan polis, otopsi isteyince Nannie'nin foyası da ortaya çıktı.
'KIKIRDAYAN BABAANNE'
Yetkililer, Nannie’nin çoğu kan bağı olan 12 kişiyi öldürdüğünden şüphelendi. Nannie beş eski kocasından dördünü öldürdüğünü ancak aile üyelerini öldürmediğini itiraf etmişti. Bu itiraflar sırasında kocalarını nasıl öldürdüğünü her anlattığında gülüyordu. Gazeteciler bu sebeple ona 'Kıkırdayan Büyükanne' adını verdi. Doss'un kocalarını öldürmek için şaşırtıcı bir nedeni bile vardı. Sigorta parasının peşinde değildi. Kendi sözleriyle, Doss'un romantizm dergileri onun ruhu üzerinde derin bir etkiye sahipti ve mükemmel eşi, hayattaki gerçek romantizmi arıyordu. Bir kocasından bıktığında Doss onu öldürüp bir sonraki kurbana geçiyordu.
Kocalarının çoğunda alkolizm veya kalp rahatsızlıkları gibi başka sağlık sorunları olduğu için doktorlar ve yetkililer hiçbir şeyden şüphelenmediler. Polisler, Doss'un önceki kurbanlarından bazılarının cesetlerini mezardan çıkarıp incelediğinde ise vücutlarında olağanüstü miktarda arsenik veya fare zehri buldular. 'Kıkırdayan Büyükanne'nin katil kartviziti, sevdiklerini büyük miktarda zehir katılmış içecekler veya yiyeceklerle zehirlemekti. Ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Nannie, 2 Haziran 1965'te 59 yaşındayken lösemiden hayatını kaybetti.