21.06.2023 - 16:58 | Son Güncellenme:
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Titanik'in enkazını incelemek için dalış yapan ve bir süre sonra kaybolan denizaltının akıbeti büyük bir merakla takip ediliyor. 111 yıl önce batan ve modern tarihin büyük deniz kazalarından birisi olarak bilinen Titanik enkazını ziyaret etmek için 250 bin dolar (yaklaşık 6 milyar lira) ödeyen İngiliz milyarder ve kaşif Hamish Harding, Pakistan'ın en zengin insanlarından olan 48 yaşındaki Shahzada Dawood ve oğlunun içinde bulunduğu denizaltının bulunmasına yönelik çalışmalar devam ediyor.
OceanGate Expeditions isimli şirketin organize ettiği dalışta bulunan 5 kişilik ekibin içinde bulunduğu denizaltının normal koşullarda 20 dakikalık aralıklarla yukarıya sinyal göndermesi gerektiğini ifade eden yetkililer, geçtiğimiz pazar günü sinyalin kesildiğini ve denizaltı ile temas sağlanamadığını belirtmişti. Birden fazla ülkenin yürüttüğü arama çalışmaları tüm hızıyla devam ederken, konuyla ilgilenen birçok kişinin aklına geçmişte ‘Titanik’in lanetli mirası’ olarak görülen bir dizi olay geldi. İşte her detayıyla bir lanetin tarihi.
‘KIZ KARDEŞİ’ MAYINA BASTI
Titanik ve Britannic, Kuzey İrlanda’da bulunan Harland and Wolff tersanesinde inşa edilen ve üç yıl arayla denize indirilen kardeş gemilerdi. Titanik’ten sonra inşa edilmiş ve Titanik’in ‘kız kardeşi’ olarak tanımlanan Hastane Gemisi Britannic’in Kasım 1916'da Ege Denizi'nde bir mayına çarparak batışı Birinci Dünya Savaşı’ndaki en büyük gemi kaybı oldu.
Britannic’in batışı İngiltere'nin dünya denizlerindeki prestijini zedeleyen olaylardan oldu. Britannic'in ‘kız kardeşi’ olan Titanik’ten kısa süre sonra batması, bazı kişileri Titanik'te bir 'lanet' olduğunu düşünmeye yönlendirdi.
SAĞ KALANLARI KURTARAN GEMİ DE BATTI
Britannic’in kaybı birçok İngiliz için yaralayıcı olsa da kaderi Titanik’le kesişen ve hayatı deniz tabanında son bulan tek gemi Britannic değildi. Titanik'ten sağ kurtulanları kurtarmakla ünlenen ve hayatta kalanların çoğu kadın olduğu için 'Dulların Gemisi' olarak anılan yolcu gemisi RMS Carpathia da Temmuz 1918'de bir Alman denizaltısı tarafından torpillenerek batırıldı ve gemide görevli 5 personel hayatını kaybetti.
Titanik’in ‘laneti’ sadece gemileri etkilemedi. 15 Nisan 1912’de buz dağına çarparak batan Titanik’ten sağ kurtulan 706 kişinin çoğu, hayatının geri kalanında derin travmalar yaşadı. Rothes kontesi Noel Leslie felaketten bir yıl sonra arkadaşlarıyla yemek yediği sırada Titanik'te deneyimlediği 'korkunç soğuk ve dehşet hissini' hatırladı. Leslie, kısa süre sonra bu durumun restorandaki orkestranın çaldığı müzik sebebiyle olduğunu anladı. Çünkü orkestra Leslie’nin Titanik’te duyduğu son müziği çalıyordu. Kazadan sağ kurtulan ve yaşadığı travmayı atlatamayan onlarca kişi hayatının ilerleyen döneminde intihar ederek yaşamına son verdi.
‘LANET’ SİNEMAYA, MÜZELERE DE BULAŞTI
Titanik trajedisini filme dönüştürmek için yapılan birçok deneme çeşitli talihsizliklerle sonuçlandı. Hitler'in propaganda bakanı Joseph Goebbels, 1943'te, geminin batışını İngiliz emperyalizminin açgözlülüğünün sonucu olarak anlatan bir film için ‘Titanik’ isimli bir film yapılmasını istedi. Gecikmeler ve teknik sorunlar sebebiyle tamamlanamayan film İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde tamamlanamamış ve yönetmeni vatana ihanet suçlamasıyla bir gestapo hapishanesinde idam edilmişti.
Başrollerini Kate Winslet ve Leonardo DiCaprio'nun paylaştığı, 1997 yapımı Oscar ödüllü Titanik filminin çekilmesi de birçok kişi için bir kabusa dönüştü. Çekimler boyunca hipotermi ve griple mücadele eden Winslet, birçok sahnenin çekimi esnasında yaralandı. Meksika’da çekilen sahneler tamamlanıp set Kanada’ya taşındığındaysa Çekimler Kanada'ya taşındığında, oyuncu kadrosu ve yapım ekibinin çoğu, gıda zehirlenmesi yaşadı ve 50'den fazla kişi hastaneye kaldırıldı.
Titanik’in ‘laneti’ müzeleri bile rahat bırakmadı. 2021 yılında ABD’nin Tennessee eyaletindeki Titanik Müzesi'nde duvara asılı olan ve kazaya sebep olan buzdağını temsil eden maket ziyaretçilerin üzerine düştü. Yaşanan olayda 3 kişi yaralandı.