DünyaTenis, şıklığını Lenglen’e borçlu

Tenis, şıklığını Lenglen’e borçlu

02.07.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:

Yarın başlayacak Wimbledon Tenis Turnuvası kortlardaki şıklığı da gündeme taşırken, bu spordaki moda stiline 1920’lerde Fransız tenisçi Suzanne Lenglen damga vurmuştu.

Tenis, şıklığını Lenglen’e borçlu

Pelin Aykın - Londra’da yarın başlayıp 16 Temmuz’da sona erecek Wimbledon, tenis sporunun en eski ve en prestijli turnuvası. 1877’den beri her yıl düzenlenen ve çim kortta oynanan tek grand slam turnuvası olan Wimbledon, kortlardaki sporcuların şıklığıyla da göz kamaştıracak. 22 Mayıs - 11 Haziran arasında gerçekleşen Fransa Açık Tenis Turnuvası’ndan sonra Wimbledon’da da tenisçiler  yeteneklerinin yanı sıra stillerini de yarıştıracak. “En şık” spor olarak bilinen teniste sporcular, moda markalarıyla yaptıkları iş birliğiyle de ön plana çıkıyor. Örneğin Britanyalı tenisçi Emma Raducanu, Dior gibi üst düzey markalarla anlaşmalar yapıyor. Kadın tenisçiler giyim sektöründe elde ettikleri bu avantajı, aslında efsanevi Fransız tenisçi Suzanne Lenglen’e borçlu. 

Haberin Devamı

Tenis, şıklığını Lenglen’e borçlu

Alman tenisçi Steffi Graf’ın giyim tarzı Suzanne Lenglen’e çok yakındı.

Etkiledi 

Suzanne Lenglen, 1919 - 1926 yılları arasında pek çok hastalık geçirmesine ve I. Dünya Savaşı da dahil çeşitli sıkıntılar yaşamasına rağmen 6 kez Wimbledon Tenis Turnuvası şampiyonu oldu. 25 kez Grand Slam şampiyonluğu yaşayan Lenglen, dünyanın ilk küresel spor ünlüsüydü. Şöhretiyle beyzbolda Babe Ruth’u ve boksta Jack Dempsey’i bile gölgede bırakan Lenglen’in kortlardaki giyim stili, tenis yeteneği ve çığır açan kariyer başarısı kadar etkileyici oldu. 1920’lerde sadece spor dünyasında değil, kadın giyiminde de devrim yaratan Lenglen’in mirası günümüzde tenisi şık bir spor haline getirdi. 

 Tenisçiler modanın gözdesi

Haberin Devamı

Moda uzmanları, Lenglen’in aristokrat ve zengin sınıfa hitap eden spor giyiminin günümüzde tenisi her zaman modaya en yakın spor haline getirdiğini söyledi. Nitekim, daha sonra İngiliz tenisçi Fred Perry ve Fransız tenisçi Rene Lacoste gibi ünlü isimler Lenglen’in de etkisiyle kendi isimlerini taşıyan giyim markalarını kurdu. Bu markalar günümüzde de tenis kıyafetlerinin günlük yorumlarıyla birçok tasarım sunuyor.

Tenis, şıklığını Lenglen’e borçlu

Rus tenisçi Maria Sharapova kortlarda her zaman bir film yıldızı gibiydi.

Bronzluğu ‘lüks’ yaptı

Basının eleştirisine rağmen sıradışı olmaya  devam eden Suzanne Lenglen’in farklı renklerde ve puantiye desenli saç bantları, kort dışında günlük yaşamda da kullanıldı. Lenglen’in turnuvalarda seyircilerin karşısına çıkarken kullandığı kürk atkı ve mantolar da kadın giyiminde dönemin popüler unsuru haline geldi. Tenisçinin kısa kollu elbiseler yerine kolsuzları tercih etmesiyse büyük değişime yol açtı. Kolsuz elbiselerin etkisiyle bronzlaşan Lenglen, o dönem alt sınıfı temsil eden bronzluğu, zenginliğin simgesi haline getirdi. Hatta Suzanne Lenglen’in bronzluğu, cildi daha fazla açığa çıkaran mayo tasarımında rönesans yarattı. Günümüzde “hafif, zarif ve pratik” denilen Adidas’ın “Stan Smith” ayakkabılarının öncüsünün de Lenglen’in kortta giydiği beyaz ayakkabılar olduğu biliniyor. 

Haberin Devamı

Wimbledon’ın ilk ‘giyim devrimi’

Suzanne Lenglen, kadınların spor kıyafetlerinin hantal ve kısıtlayıcı olduğu bir çağda korseler ve jüponları bir kenara attı. Lenglen’in 1919’da ilk Wimbledon Tenis Turnuvası’na çıktığında etek yerine korsesiz giydiği kısa kollu, diz altı elbisesi ve büyük şapkası katı giyim kuralları olan turnuvanın ilk “moda öncüsü”ydü. Basın, kıyafetine “uygunsuz” demesine rağmen, Lenglen turnuvayı ve sonraki 4 Wimbledon şampiyonluğunun yanı sıra 2 Fransa Açık ve 3 Olimpiyat madalyasını kazanmaya devam etti.

Jean Patou ile çığır açtı

Eteği ayak bileğine kadar uzatan ve kadınlar için spor giysiler tasarlayan Fransız modacı Jean Patou, Lenglen’i hem turnuvalarda hem de özel hayatında giydirdi. Örme mayo ile tenis eteğinin mucidi kabul edilen Patou, Lenglen için kolsuz ve diz altı tenis kıyafetleri tasarladı. Bu kıyafet günlük giyimde de popüler oldu. Patou’nun tasarımı hırkaları giyen Lenglen, hırkaların popülerleşmesini de sağladı. Sıra dışı tasarımlarını Lenglen’e giydirerek büyük başarı elde eden Patou, modayı doğallığa ve rahatlığa taşıyan ilk tasarımcıydı. İngiliz terzi John Redfern, 1870’lerde kadınlar için özel spor giysileri tasarlayan ilk kişiydi, ancak Patou ve Lenglen, özellikle Coco Chanel’in cinsiyetsiz ve rahat kalıplarının ilham perisiydi.