28.10.2021 - 11:49 | Son Güncellenme:
AA
Tsai’ye, ABD Başkanı Joe Biden’ın 22 Ekim’de televizyonda katıldığı forumda, ABD’nin gerekirse Tayvan’ı savunacağına dair yorumunu hatırlatan CNN muhabiri, "Ana karanın (Çin Halk Cumhuriyeti) size kaşı harekete geçmesi halinde ABD’nin sizi savunacağına inancınız var mı?" sorusunu yöneltti.
Tsai, soruya, "ABD ile uzun dönemli ilişkilerimiz göz önüne alındığında evet, inancım var." yanıtını verdi.
ABD Kongresinin ve halkının desteğini de arkalarında hissettiklerini belirten Tsai, "Biz, her gün artan bir tehdit karşısında kendimizi ve demokrasimizi korumaya, 23 milyonluk nüfusumuzun hak ettiği özgürlüğe sahip olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Eğer başarısız olursak bu değerlere inanan insanlar, bu değerlerin uğrunda savaşmaya değer olup olmadığını sorgulayacaktır." ifadesini kullandı.
ABD ASKERLERİ ADADA
Tsai, ABD askerlerinin Tayvan ordusunu eğitmek üzere Ada'da bulunduğunu doğruladı.
ABD ile Tayvan arasında savunma kapasitesini geliştirmeye yönelik geniş bir iş birliği olduğunu ifade eden Tayvan lideri, asker sayısının düşünüldüğünden az olduğunu sözlerine ekledi.
ABD Savunma Bakanlığı kayıtlarına göre, bu yıl itibarıyla Tayvan’da 32 askeri personel görevlendirilmiş bulunuyor.
Tayvan’ın gerektiğinde kendisini savunamaya hazır olduğunu ancak barışa yönelik girişimlerden vazgeçmeyeceğini vurgulayan Tsai Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile diyaloğa hazır olduğunun altını çizdi.
ABD ve Çin arasında yeni olmayan Tayvan anlaşmazlığı uzun yıllardır gergin ilişkilere neden olurken, son dönemde iki ülke arasında gerilim farklı bir noktaya ulaştı.
ABD Başkanı Joe Biden, 21 Ekim'de CNN televizyonuna yaptığı açıklamada, bir Çin saldırısı durumunda Tayvan'ı savunacaklarını söylemişti. Çin, Biden'ın sözlerine tepki göstermişti.
Öte yandan önceki gün, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Tayvan'ın Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına katılması ve BM faaliyetlerinde rol alması için çağrıda bulunmuştu.
ÇİN-TAYVAN ANLAŞMAZLIĞI
Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.