26.04.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Sudan’da taraflar arasında ilan edilen 72 saatlik ateşkes önceki geceden itibaren uygulamaya girdi, ancak dün de ülkede silah sesleri duyuldu.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Sudan’daki taraflar arasında Pazartesi gece yarısından itibaren 72 saatlik ateşkes ilan edildiğini duyurmuştu. Buna rağmen daha önceki ateşkes girişimlerinde olduğu gibi, yine silah sesleri susmadı. Ateşkese rağmen salı günü başkent Hartum ve Omdurman’da silah sesleri duyuldu. Sudan’daki iç savaşın taraflarından Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF), Sudan ordusunun ateşkesi ihlal ettiğini iddia etti.
Sudan’da 15 Nisan’da Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile konseyin başkan yardımcısı Orgeneral Mohammed Hamdan Dagalo tarafından yönetilen RSF arasında başlayan çatışmalarda bugüne kadar en az 420 kişi hayatını kaybetti, 3 bin 700 kişi de yaralandı. Ülkedeki yabancıların tahliyesi için ise çalışmalar sürüyor. Dün İngiltere ve diğer bazı ülkeler, vatandaşlarını ülkeden çıkarmak için askeri uçaklarla operasyonlar gerçekleştirdi.
Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Sudan’da savaşan taraflardan birinin kızamık ve kolera patojenlerinin yanı sıra diğer tehlikeli maddeleri içeren bir laboratuvarı ele geçirip, burada çalışan teknisyenleri kovmasının ardından başkent Hartum’da “yüksek biyolojik tehlike riski” ortaya çıktığını bildirdi.
DÜNYANIN GÖZÜ SUDAN'DA! TÜRKİYE ROL ALABİLİR
Pelin Aykın - 15. İstanbul Güvenlik Konferansı’nda Sudan’daki son gelişmelerle ilgili Milliyet’in sorularını yanıtlayan Ankara Politikalar Merkez Başkanı Ceylan, “Sudan’da bu tür büyük tartışmalar başladığı dönemde kapsamlı bir barış anlaşması ortaya konulmuştu. Orada görev yaparken ülke bir bütündü. Ancak daha sonra Kuzey ve Güney Sudan olarak ayrıldı. Bunun getirdiği sonuçlar oldu ve Güney Sudan’ın dışındaki bölgelerde de istikrarsızlıkların patlak verdiğini gördük” dedi. Eski cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir’in koltuğundan indirildiğini ve halen hapiste olduğunu hatırlatan Ceylan, “Darfur sorunu nedeniyle uluslararası çapta da çok ciddi sıkıntılarla karşılaşmıştı. Ve Sudan adım adım istikrarsızlığa doğru gitti” ifadesini kullandı.
‘KISA SÜREDE BİTMEZ’
Şu anda gelişmelerin seyrinin ne yönde ilerleyeceğini görmenin mümkün olmadığını ancak hızla iç savaşa evrilen bir tabloyla karşı karşıya kalındığını kaydeden eski büyükelçi Ceylan, şöyle devam etti:
“Sudan maalesef tam olarak ulus bilincinin yerleştiği bir ülke değil. Afrikalılarla Arapların kaynaştığı bir ülke, kabile bağlarının çok güçlü olduğu bir toplumdur... Hem kabilelerin içinde hem de kabileler arasında mücadele var. Güney Sudan bağımsız olduğunda da istikrara kavuşamadı, kanlı bir dönem geçirdi. Güney Sudan bir ölçüde sakinleştiğinde bu kez de Kuzey Sudan’da istikrarsızlık patlak verdi.”
Bu güç mücadelesinin kısa sürede tamamlanmayacağını, bitse de etkilerinin süreceğini söyleyen eski büyükelçi Ceylan, “Hem Afrika hem de Arap Birliği’nin devreye girmesine yahut ikisinin iş birliğiyle bir sükunet dönemine ihtiyaç var ancak önce silahlı çatışmaların durdurulması gerekli. Kısa dönemde bu durumun biteceğini düşünmüyorum. Zaten kısa dönemde biteceği düşünülseydi, neredeyse oradaki tüm elçiliklerin tahliyesine girişilmezdi. Belli ki bu devam edecek” diye konuştu.
‘BEKLENTİLERİ VARDI’
Darfur sorunu döneminde Beşir dönemi muhaliflerinin de Türkiye’den “yatıştırıcı rol” anlamında beklentisi olduğunu kaydeden Ceylan, “Türkiye yapabileceğini yapmalı. Belki Afrika Birliği ve Arap Birliği’yle diyalog kurarak rol oynayabilir. Özellikle silahlı çatışmaların durması için belirleyici olmasa da katkı sağlayabilir. Türkiye, gerek Sudan silahlı kuvvetlerinin gerekse emniyet güçlerinin eğitilmesinde büyük rol oynamıştır. Bir takım bağlantıları da mutlaka vardır. Bence bu bağlantıları, elindeki tüm imkânları iç barışın sağlanması için kullanmalıdır” değerlendirmesini yaptı.