20.05.2019 - 21:48 | Son Güncellenme:
AA/DHA
İRAN'DAN BOMBA HAMLE
İran Atom Enerjisi Kurumu, zenginleştirilmiş uranyum üretimini dört kat arttırdığını bildirdi.
İran Atom Enerjisi Sözcüsü Behruz Kemalvendi, İran'ın bugünden itibaren Natanz Nükleer Merkezi'nde yüzde 3,67 oranındaki uranyum zenginleştirme üretimini dört kat arttırdığını belirtti.
İranlı yetkili birkaç hafta içinde İran'ın bu düzeydeki uranyum stokunun 300 kilogram tavanını aşacağını açıkladı.
2015 yılında imzalanan İran Nükleer Anlaşması gereği, Tahran yönetimi, elinde 300 kilogram işlenmiş uranyum biriktiğinde bunu yurt dışına çıkarmakla yükümlü.
60 GÜNLÜK ÜLTİMATOM VERMİŞTİ
Tahran yönetimi, 8 Mayıs'ta ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımlara tepki olarak söz konusu anlaşmadaki bazı yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğini belirterek, zenginleştirilmiş uranyum stokunu yurt dışına göndermeyerek ülke içinde muhafaza edeceğini belirtmişti. İran ayrıca 60 günlük bir süre içinde anlaşmaya taraf ülkelerin, isteklerini yerine getirilmemesi halinde, iki yükümlülüğünü daha yerine getirmeyeceği konusunda uyarıda bulunmuştu.
TRUMP'TAN YENİ AÇIKLAMA
ABD Devlet Başkanı Donald Trump, ABD'nin İran ile müzakereye çabaladığına dair yayınlanan haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, 'İran hazır olduğunda bizi arayacak. Bu arada, ekonomileri çökmeye devam ediyor' dedi.
ABD'nin, Basra Körfezi'ne savaş gemisi göndermesi sonrası iyice yükselen tansiyon, birkaç gün sonra karşılıklı açıklamalar ile düşmüştü; ancak Trump'ın dünkü "İran savaşmak istiyorsa, bu İran'ın resmi sonu olur. ABD'yi bir daha asla tehdit etmeyin" mesajı sonrası tansiyon yeniden yükseldi.
ABD Başkanı Trump, İrana yönelik sosyal medyada salvolarına bugün de devam etti. Trump, Twitter hesabından yaptığı açıklamada 'Yalan haberler, hiçbir bilgileri olmadan, ABDnin İran ile müzakere yapmaya çalıştığına dair tipik bir yanıltıcı açıklama yayınladı. Bu bir yanlış rapordur. İran hazır olduğunda bizi arayacak. Bu arada, ekonomileri çökmeye devam ediyor - İran halkı için çok üzücü!' dedi.
AB'DEN ÇAĞRI
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, ABD ile İran arasında artan gerilime ilişkin, "Bölgenin daha fazla istikrarsızlık unsuruna ihtiyacı yok." dedi.
Komisyon Sözcüsü Maja Kocijancic, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Twitter'dan "Eğer İran savaşmak istiyorsa, bu İran'ın resmen sonu olur." paylaşımına dair bir soruyu yanıtladı.
Herhangi bir tweet özelinde yorum yapmayacağını belirten Kocijancic, "Ancak, daha geniş açıdan bakarsak, bölgenin daha fazla istikrarsızlığa ihtiyacı yok. Bu sürekli olarak söylediğimiz bir şey. Her çeşit provokasyondan kaçınılmalı ve gerilimi azaltacak her türlü çaba gösterilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
BM'DEN UYARI
Birleşmiş Milletler (BM), ABD ve İran arasında gerginliği arttıran söylemlerin bölgeyi daha fazla istikrarsızlaştıracağı uyarısında bulundu.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın brifinginde, ABD ve İran arasında artan gerginliğe ilişkin soruları yanıtladı.
İki ülke arasında yükselen tansiyonun endişe verici olduğuna dikkati çeken Dujarric, ''Tüm taraflara gerginliği artıran söylemlerini azaltması çağrısı yapıyoruz. Bölge kırılgan ve gerek sahadaki eylemler, gerek retorik olsun tüm gelişmeler yanlış yorumlanabilir ve halihazırda kırılgan olan bölgeyi daha da istikrarsızlaştırabilir.'' dedi.
İRAN'DAN BM'YE ÇAĞRI
İran, ABD ile artan gerilimin ardından Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Gutterres'ten Körfez'deki "alarm verici" gerginliğin azaltılması için "bölgesel diplomatik diyalog" başlatmasını istedi.
İran'ın BM Daimi Temsilciliğinden, Guterres ve BM Güvenlik Konseyi'ne gönderilen mektupta, Tahran yönetimi, BM'ye bölgedeki gelişmelere "kayıtsız kalmaması" çağrısı yaptı.
İran'ın BM Daimi Temsilcisi Takht Ravanchi, "bölge dışından bazı çevreleri" provokatif politikalarla Orta Doğu'yu istikrarsızlaştırmakla suçlayarak, "İran, hiçbir zaman savaşı seçmeyecek ama savaşmaya zorlanırsa da kendini sonuna kadar savunacak." dedi.
Olası bir krizin çıkması durumunda sorunun bölgenin de ötesine geçerek uluslararası barış ve güvenliği tehdit edeceği uyarısında bulunan Ravanchi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'ten Körfez'deki "alarm verici" gerginliğin azaltılması için "bölgesel diplomatik diyalog" başlatmasını istedi.
Ruhani'den ABD açıklaması: Tam 8 kere talep ettiler
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, müzakere ve diplomasi taraftarı olduğunu ancak bugünkü şartların müzakere değil direniş ve mücadele şartları olduğunu söyledi. Ruhani, 'ABD Dışişleri Bakanlığı 8 defa müzakere talebinde bulundu. Bugünkü şartlar hiçbir şekilde müzakere şartları değil, direniş ve mücadele şartlarıdır' dedi.
Başkent Tahran'da Şii din adamlarıyla bir araya gelen Ruhani, ABD yaptırımlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Beyaz Saray'da oturanların geçen 40 yılda sürekli olarak İran'a karşı çalıştığını, baskı ve silahla mücadele etmeyi planladıklarını ve bugün tüm bunların bir araya geldiğini belirten Ruhani, şunları söyledi:
"Düşman sürekli olarak gerginliği İran'ın başlatmasını istiyordu ancak bunu yapmadık. İçeride de birileri nükleer anlaşmadan çıkmamızın peşindeydi ancak bu zeminde direnmek çok zordu. Eğer ABD'nin tahrikleriyle nükleer anlaşmadan çıksaydık, bugün hükümetin halka yönelik attığı adımları savunmak çok ağır ve karmaşık bir hal alırdı. Böyle bir durumda ABD'nin dışında uluslararası kamuoyu ve BM de ülkemize karşı yaptırım uygulardı."
ABD yaptırımlarına karşı halk ve ülkeyi yönetenler arasında görüş ayrılığı olmadığını dile getiren Ruhani, şahsen müzakere ve diplomasi taraftarı olduğunu ancak bu şartlarda müzakere yapılmasını hiçbir şekilde kabul etmediğini ifade etti.
Hasan Ruhani, geçen yıl BM toplantısı esnasında 5 büyük ülke liderinin, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi için aracı olduğunu ifade ederek, "ABD Dışişleri Bakanlığı 8 defa müzakere talebinde bulundu. Bugünkü şartlar hiçbir şekilde müzakere şartları değil, direniş ve mücadele şartlarıdır." şeklinde konuştu.
"Daha iyi yönetebilmek için karar mekanizmasına ihtiyacımız var"
Bugünkü şartlarda halkın çok fazla sorun ve zorluklarla karşı karşıya bulunduğunu ancak tüm bunların hükümetle ilgili olmadığını ve geçmişte halkın gelir seviyesini yükselttiklerini kaydeden Ruhani, "Bugün daha iyi yönetebilmek için karar mekanizmasına ihtiyacımız var. İran-Irak savaşında bir konsey kuruldu ve tüm yetkiler bu mekanizmanın elindeydi, Meclis ve yargı erki de buradan çıkan karara müdahale etmiyordu. Ekonomik savaşta olduğumuz bugün de böyle bir yetki gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Hiçbir dönemde bankacılık işlemleri ve petrol satışıyla ilgili sorunlarla karşılaşmadıklarını ve bugünkü uygulamalara maruz kalmadıklarını dile getiren Ruhani, şunları kaydetti:
"Dünyada para dolaşımın yüzde 87'si dolar üzerinden gerçekleşmektedir. Ülkemizin bu döviz cinsi ile ticaret yapması kanunsuz bir şekilde yaptırıma tabi. Hükümetin gelirinin düşmesi ve bankacılık sektörünün dünya ile olan irtibatının kısıtlı olması mevcut sorunlardan birkaçıdır."
ABD-İran gerilimi
Körfez'de savaş endişelerine neden olan İran-ABD geriliminin ardından ABD Başkanı Donald Trump, Twitter hesabından İran'ı bir kez daha tehdit ederek, "Eğer İran savaşmak istiyorsa bu İran'ın resmen sonu olur." ifadesini kullanmıştı.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise Trump'a Twitter üzerinden "Trump, 'B takımı'nın kışkırtmalarıyla İskender, Cengiz Han ve diğerlerinin başaramadığını elde etmeyi umuyor. Tüm işgalciler giderken İran bin yıldır ayakta. Ekonomik terör ve soykırım iğnelemeleri İran'ı bitiremeyecektir." ifadesiyle cevap vermişti.
Trump yönetimi, 2015'te İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan 8 Mayıs 2018'de çekilmesinin ardından İran'a yönelik yaptırımlarını tekrar uygulamaya koydu.
Tahran yönetiminin petrol ihracatını hedef alan yaptırımların ardından ABD, nisanda da İran Devrim Muhafızları Ordusu'nu "yabancı terör örgütleri" listesine aldı.
İran, ABD'nin yaptırımlarına karşılık 8 Mayıs'ta ülkesinin nükleer faaliyetlerinin bir kısmına yeniden başladığını ve anlaşmanın taraflarına İran'ın çıkarlarını koruyacak önlemler alması için 60 gün süre verdiklerini duyurmuştu.
ABD, kısa süre önce İran'dan gelebilecek tehditlere karşı tedbir amacıyla USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Taarruz Grubu ile 4 nükleer kapasiteli B-52 bombardıman uçağından oluşan Bombardıman Görev Gücü'nü Basra Körfezi'ne göndermişti.