17.06.2019 - 18:55 | Son Güncellenme:
AA
Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi (67) mahkeme salonunda hayatını kaybetti.
Mısır devlet televizyonunun haberine göre, Mursi mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığın ardından yaşamını yitirdi.
Yerel basında yer alan haberlerde de Mursi'nin duruşma esnasında hakimden söz alarak konuştuğu belirtildi.
Duruşmanın sona ermesinin ardından mahkeme salonunda bayılan Mursi, yaşamını yitirdi.
Mısır yönetimine yakın El-Yevm es-Sabi gazetesi Mursi'nin naaşının gerekli işlemler için hastaneye sevk edildiğini aktardı.
Temmuz 2013'te askeri darbeyle görevden uzaklaştırılan Mursi, kamuoyunda "Hamas adına casusluk" olarak bilinen dava için bugün hakim karşısına çıkmıştı.
Muhammed Mursi, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i (1981-2011) istifaya zorlayan 2011 yılındaki halk devriminin ardından, 2012 yılında ülke tarihinde demokratik yollarla göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı olmuştu.
Mursi, 3 Temmuz 2013'te dönemin Savunma Bakanı ve ardından Cumhurbaşkanı olan Abdulfettah es-Sisi tarafından gerçekleştirilen askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştı.
ÖLMEDEN ÖNCEKİ SON SÖZLERİ
Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, çıkarıldığı mahkemede vefat etmeden önceki son sözlerinde "Mısır'ın güvenliği ve selameti için kendisiyle mezara gidecek sırları olduğunu" söyledi.
Mursi'nin avukatı Abdulmunim Abdulmaksut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, duruşma salonundaki sanık kafesinde bulunan Mursi'nin son konuşmasında yargılanma sürecini eleştirdiğini belirtti.
Ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı'nın, "Şu ana kadar mahkemede neler olup bittiğini anlamıyorum. Avukat görmüyorum. Medya görmüyorum. Ortada bir mahkeme de görmüyorum. Mahkemenin görevlendirdiği avukat da beni savunacak bir bilgiye sahip olmayacak." dediğini kaydeden Abdulmaksut, Mursi'nin bir şiire atıfta bulunarak "kendisine zulmetse de ülkesine bağlı olduğunu" söylediğini aktardı.
Abdulmaksut, Mursi'nin ayrıca şu ifadeleri kullandığını kaydetti:
"Mahkemeden gizli bir duruşma istemiştim. Mahkeme reddetti. Bitti, bu mahkemenin kararı. Ancak ülkemin güvenliği, selameti ve egemenliği için benimle mezara gidecek sırlarım var."
MISIR BAŞSAVCILIĞI: MURSİ HASTANEYE GETİRİLDİĞİNDE ÖLMÜŞTÜ
Mısır Başsavcılığınca, ülkenin demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin hastaneye getirildiğinde ölmüş olduğu ve vücudunda yakın zamanda meydana gelen herhangi bir yaralanma olmadığı belirtildi.
Mısır Başsavcısı Nebil Sadık, yaptığı yazılı açıklamada, Mursi'nin mahkemede 2013/56458 nolu davanın duruşması esnasında vefat ettiğine ilişkin bilgi aldıklarını aktardı.
Mahkeme sırasında diğer sanıkların savunmalarının bitiminde Mursi'nin konuşmak için izin istediği ve kendisine izin verildiğini aktaran Sadık, Mursi'nin 5 dakikalık konuşmasının ardından duruşmanın sona erdiğini ifade etti.
Açıklamada, diğer sanıklarla mahkeme salonundaki sanık kafesinde bulunduğu sırada bayılarak yere düşen Mursi'nin derhal hastaneye kaldırıldığı ve vefat ettiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
Başsavcı Sadık, hazırlanan ilk tıbbi raporda, "Muhammed Mursi'nin soluk alıp vermediği anlaşıldı. Tansiyon ve nabız alınamadı. Göz bebekleri geniş, ışığa ve dış etkilere duyarsızdı. Hastaneye yerel saatle 16.50'de ölü olarak geldi. Ölenin vücudunda yakın zamanda meydana gelen herhangi bir yaralanma olmadığı görüldü." ifadelerinin yer aldığını belirtti.
Sadık, savcılık üyelerinden bir ekibe, Mursi'nin naaşının incelenmesi ve salondaki kameraların saklı tutulması yönünde talimat verdi.
Başsavcılık ayrıca Mursi'nin tedavisine ilişkin tıbbi dosyanın saklı tutulması ve defin işlemlerine hazırlık adına ölüm sebebine ilişkin otopsi raporunun hazırlanması için özel bir heyet oluşturulmasına karar verdi.
"Korkunç ama öngörülebilir bir durum"
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Orta Doğu Direktörü Sarah Leah Whitson ise yaptığı açıklamada Mursi'nin mahkeme salonunda geçirdiği kalp krizi nedeniyle vefat ettiğini belirtti.
Whitson, sosyal medya paylaşımında, ölüm hadisesinin korkunç olduğunu ancak Mısır hükümetinin Mursi'ye yeterli tıbbi bakımı sağlamaması ve aile ziyaretlerinin gerçekleşmemesi göz önüne alındığında oldukça öngörülebilir bir durum olduğunu ifade etti.
HRW'nin Muhammed Mursi'nin sağlık durumuna ilişkin hazırladığı raporun son aşamalarında olunduğunu belirten Whitson, söz konusu raporun detaylarına ilişkin bilgi vermedi.
MURSİ'NİN OĞLU AÇIKLAMA YAPTI
Mısır'ın darbeyle görevinden uzaklaştırılmış eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin ölüm haberinin ardından ilk açıklama oğlundan geldi.
Mursi'nin en büyük oğlu Ahmed, sosyal medya hesabı Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığın ardından yaşamını yitiren babasını kaybetmiş olmanın acısını, "Babam! Allah'ın huzurunda buluşacağız." şeklinde ifade etti.
MISIR'DA ALARM VERİLDİ
Mısır İçişleri Bakanlığı, darbeyle görevinden uzaklaştırılan eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin vefatının ardından ülkede alarm durumu ilan etti.
Mısır medyasında yer alan haberlere göre, İçişleri Bakanlığı, planlamalarını kapsamlı bir şekilde gözden geçirmeye, ülke genelinde sabit ve mobil binlerce güvenlik devriyesi konuşlandırmaya başladı.
Subay ve emniyet görevlilerinin izinlerini de iptal eden bakanlık, kamu ve özel kuruluşlar ile kiliseler ve otellere yönelik güvenlik önlemlerini artırdı.
Bakanlık ayrıca, yollarda sıkı emniyet tedbirlerinin alınması, meydanlardaki güvenlik görevlilerinin artırılması ve "terörist" unsurlara karşı önleyici operasyonların gerçekleştirilmesini kapsayan "C" planını devreye soktu.
MURSİ'NİN AVUKATI: NAAŞIN NEREYE GÖTÜRÜLDÜĞÜNÜ BİLMİYORUZ
Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin avukatı Abdulmunim Abdulmaksud, Mursi'nin naaşının nereye götürüldüğüne dair bilgilerinin olmadığını belirtti.
Abdulmaksud, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Mursi, mahkeme salonundan sedye ile taşındı, naaşının nereye götürüldüğünü bilmiyoruz." dedi.
Mursi'nin avukatı, ölüm sonrası prosedürleri takip ettiklerini dile getirdi.
Mısır yönetimine yakın El-Yevm es-Sabi gazetesi ise Mursi'nin naaşının gerekli işlemler için hastaneye sevk edildiğini aktardı.
KATAR EMİRİ'NDEN MURSİ'NİN AİLESİ VE MISIR HALKINA BAŞSAĞLIĞI
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin vefatından büyük üzüntü duyduklarını belirtti.
Katar Emiri Al Sani, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Eski Cumhurbaşkanı Dr. Muhammed Mursi'nin ani ölüm haberini son derece üzüntüyle karşıladık. Ailesi ve kardeş Mısır halkına başsağlığı diliyoruz. Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz." ifadelerini kullandı.
DARBE SONRASI İLK AÇIKLAMASI AKILLARA KAZINMIŞTI
Mısır'ın demokratik yöntemlerle göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin, bugün mahkeme salonunda hayatını kaybetmesi, darbe öncesi yaptığı son konuşmayı yeniden akıllara getirdi.
Temmuz 2013'te askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Mursi, bilinmeyen bir yere götürülmeden önce Mısır halkına seslenerek, akıllara kazınan tarihi konuşmasını yapmıştı.
25 Ocak 2011 devriminde elde edilen hakları ve meşruiyeti korumanın bedelini hayatı pahasına ödemeye hazır olduğunu vurgulayan Mursi, "Hakkı ve hukuku korumanın bedelini gerekirse hayatımla öderim." demişti.
Mursi, konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı: "Sizleri, çocuklarımızı, bizden sonra gelecek evlatlarımızı korumak istiyorum. Kızlarımızı, geleceğimizin annelerini korumak istiyorum. Onlar çocuklarına sizin babalarınız ve ecdadınız erkektiler, haksızlık ve bozuk görüşler karşısında asla boyun eğmediler, vatanlarından, haklarından ve dinlerinden en ufak taviz vermediler, diyecekler." Mısır halkının haklarını muhafaza için canını ortaya koyduğunu vurgulayan Mursi, şöyle devam etmişti: "Bu haklarımızın bedeli için benim kanım akacaksa, ben hazırım. Vatan uğruna canımı kolayca veririm. Allah her şeye kadirdir. Kimse sizi aldatmasın. Sakın tuzaklara düşmeyin." Muhammed Mursi ayetlerle dua ederek konuşmasını tamamlamış, "Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi eğritme, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu en bol olan yalnız sensin. Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler." demişti. Mursi, o konuşmanın ardından bilinmeyen bir yere götürülmüş, aylarca kendisinden haber alınamamıştı.
SAĞLIK HİZMETLERİNDEN MAHRUM HAPİSHANE HAYATI
Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin hapishanede, sağlık hizmetlerinden mahrum bırakıldığı zaman zaman uluslararası insan hakları kuruluşlarının raporlarına da yansıdı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin hapishane hayatını ve aile hasretini 19 Haziran 2017'de yayımladığı bir raporla gözler önüne serdi.
Rapora göre, Mısırlı makamlar, "kanunsuz" şekilde Mursi'nin ailesi ve avukatlarıyla iletişim kurmasını ve bu kişilerin Mursi'yi ziyaret etmesini engelledi.
Ayrıca Mursi, sağlık hizmetlerinden de mahrum bırakıldı.
Mursi'nin cezaevine girdiği 4 yıl içerisinde, 4 Haziran 2017'de ilk kez ailesi ve avukatının ziyaretine izin verildi. Bu durum, Mursi'nin tutukluluğuna hukuki itirazını dile getirme ve kendisine karşı yöneltilen birçok suçlamaya karşı kendini savunma hakkını baltaladı.
HRW'ye konuşan ve adı açıklanmayan Mursi'nin bir akrabası, 4 Haziran'da Mursi'nin eşi ve kızını sadece 30 dakika görmesine izin verildiğini, 4 oğlu ve diğer akrabalarıyla görüşmesinin engellendiğini ortaya koydu.
Aynı tarihte, Mursi avukatıyla Ocak 2015'ten sonra ilk kez 10 dakika görüşebildi.
Mursi'nin avukatları, 8 Haziran 2017'de başsavcılığa dilekçe yazarak müvekkillerinin hayatının tehlikede olabileceğini ve muayene için özel bir sağlık merkezine naklini talep etti.
Mursi'nin akrabası da 4 Haziran'daki aile ziyaretinde Mursi'nin sağlığının çok iyi olmadığını ve ciddi oranda kilo verdiğini aktarmıştı.
Söz konusu ziyaretten 3 gün sonra yapılan duruşmada ise mahkeme Mursi'nin konuşmasına izin vermedi.
Telefonla konuşması, gazete okuması, TV izlemesi yasaktı
Mursi'nin akrabası, ailenin mahkeme günü Mursi'nin yakınında tutulan başka mahkumlardan, Mursi'nin bayıldığına ve şeker komasına girdiğine dair bilgi aldığını söyledi.
Akrabası, Mursi'nin diğer mahkumlara hayatından endişe ettiğini ve konserve gıdaları yemekten kaçındığını söylediğini de aktardı.
Hapishane hemşiresi ya da doktorunun, Mursi'nin düzenli tansiyon ve şekerini ölçtüğü ancak başka bir sağlık hizmeti sunmadığı bilinirken, Mursi'nin ailesinin de hapishaneye yiyecek ya da ilaç getirmesine izin verilmedi.
Ayrıca, Mursi'nin gazete okuması, televizyon izlemesi ya da telefon görüşmesi yapması yasaktı.
Mursi'ye gösterilen muamele siyasi tutukluların durumuna işaret ediyor
HRW Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Joe Stork, söz konusu raporla ilgili yaptığı açıklamada, Mısırlı yetkililerin Mursi'nin haklarını ihlal ettiğine ve sağlığını tehlikeye attığına dikkati çekerek, "Mursi'ye gösterilen muamelenin Mısır'daki binlerce siyasi tutuklunun şartları konusunda da fikir verdiğini" kaydetmişti.
Stork, "Mısır, Mursi ve ailesine yönelik bu zalim intikamı durdurmalı. Tüm siyasi tutuklularla Mursi'nin de haklarına tamamen saygı duyulmalı ve bu haklar garanti altına alınmalı." çağrısında bulunmuştu.
ABD, Mısır'daki darbeye 'demokrasi inşası' demişti
ABD yönetimi, 3 Temmuz 2013'te Mısır'daki askeri darbeyi "meşrulaştıran" söylemleriyle dikkat çekerken, ülkenin demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin darbe ile görevinden uzaklaştırılmasına göz yumduğu için eleştiri toplamıştı.
Uluslararası kamuoyu Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Mursi'nin vefatını konuşurken, dönemin ABD yönetiminin darbe karşısındaki tavrı bir kez daha gündeme geldi.
3 Temmuz 2013'te dönemin Savunma Bakanı ve ardından Cumhurbaşkanı olan Abdulfettah es-Sisi'nin gerçekleştirdiği darbe için o gün ABD Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten John Kerry, "Mısır ordusu demokrasiyi inşa ediyor." değerlendirmesini yapmıştı.
Darbenin yaşandığı gün Pakistan'ı ziyaret eden Kerry, Geo News kanalına verdiği demeçte, "Mısır'ın kaos ve şiddete sürüklenmesinden korkan milyonlarca kişinin ordudan duruma müdahale etmesini istediğini" savunarak, "Mısır'da ordu demokrasiyi yeniden inşa etmektedir" ifadesini kullanmıştı.
Dönemin ABD Başkanı Obama da konuyla ilgili ilk açıklamasında darbeye "darbe" diyememiş, ordunun idareyi en kısa sürede demokratik yollarla seçilmiş sivil bir yönetime devretmesi konusunda çağrıda bulunmakla yetinmişti.
ABD yönetiminin 2013 darbesine "darbe" nitelemesi yapmaması, ABD'nin Mısır'a yıllık 1,5 milyar dolar askeri yardımda bulunuyor olmasıyla ilişkili olarak değerlendirilmişti. ABD yasalarına göre yönetim, askeri bir darbe olduğunu kabul ettiği ülkeye dış yardım yapamıyor.
2011-2015 yılları arasında New York Times gazetesinin Kahire Büro Şefi olarak görev yapan ve ABD ile Mursi yönetimi arasındaki ilişkilere dair birçok makale kaleme alan David Kirkpatrick, makalelerinde, Obama'nın Mısır politikasını eleştirmiş ve o dönem darbeyi savunan isimlerin daha sonra Donald Trump yönetiminde üst düzey pozisyonlarda görev aldıklarını yazmıştı.
HAMAS'TAN MURSİ İÇİN BAŞSAĞLIĞI
Hamas, çıkarıldığı mahkemede hayatını kaybeden Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi için başsağlığı diledi.
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, "Allah'ın yazdığı kadere tam bir rıza göstererek, kardeş Mısır'a ve halkına, tüm İslam alemine başsağlığı diliyoruz." denildi.
Mursi'nin uzun soluklu mücadele sürecini, Mısır'a, halkına ve başta Filistin meselesi olmak üzere ümmet meselelerine hizmet ederek geçirdiği kaydedilen açıklamada, "Mursi, milletvekili olduğu zamandan bu yana Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı savunmak için çok şey yaptı." ifadeleri kullanıldı.
MISIRLI MUHALİFLERİNDEN MURSİ İÇİN TAZİYE MESAJLARI
Mısır'ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin mahkeme salonunda hayatını kaybetmesinin ardından, Mısır'da muhaliflerden de taziye mesajları yayınlandı.
Mursi'nin cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine muhalefet eden ve daha sonra Abdulfettah es-Sisi karşısında 2014 yılında cumhurbaşkanlığına aday olan Hamdin Sabbahi, sosyal medya üzerinden yayınladığı taziye mesajında, "Allah'tan geldik ve Allah'a dönüyoruz. Muhammed Mursi'nin ölümünü büyük ve derin bir üzüntüyle karşıladım. Allah'tan geniş rahmetiyle onu geniş cennetinde karşılamasını, iyiliklerini kabul etmesini, yanlışlarını görmezden gelmesini ve sevdiklerine sabır vermesini niyaz ediyorum." ifadelerine yer verdi.
Benzer şekilde Mursi'nin cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine muhalefet eden sivil toplum hareketi 6 Nisan Hareketince sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımda, "Allah Doktor Muhammed Mursi'ye rahmet eylesin. Ailesinin ve tüm Mısırlıların başı sağolsun." açıklamasında bulunuldu.
Öte yandan Mursi'ye yakın el-Cemaat el-İslamiye oluşumunun siyasi partisi İnşa ve Kalkınma Partisi'nden yapılan yazılı açıklamada, "Mısır'ın 25 Ocak 2011'den sonra seçilmiş ilk cumhurbaşkanı" tanımlaması yapılarak taziyede bulunuldu.
Askeri darbenin ardından yurt dışında oluşturulan Sürgündeki Mısır Parlamentosunca yapılan açıklamada, "Hayatım meşruiyetin bedeli olsun' diyen, verdiği sözü yerine getiren şehide Allah rahmet etsin" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, uluslararası komisyon tarafından Mursi'nin vefatına ilişkin soruşturma açılması talebinde de bulunuldu.