09.03.2018 - 11:01 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
ABD Başkanı Donald Trump ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un Mayıs ayında görüşeceklerinin duyurulmasına Rusya ve Çin'den ilk tepkiler geliyor.
Dünyayı çalkalayan haberi değerlendiren Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, randevuyu doğru yönde atılmış bir adım olarak niteledi.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Geng Shuang ise, Washington ve Pyongyang'dan gelen olumlu sinyallerden memnuniyet duyduklarını söyledi.
Twitter hesabından açıklama yapan ABD lideri Trump da, büyük bir ilerleme kaydedildiğini aktardı.
Geçen yıl nükleer savaşın eşiğine gelen ABD ve Kuzey Kore birçok kez birbirlerine tehditler savurmuş, iki ülkenin liderleri ağza alınmayacak hakaretleri dünyanın gözü önünde sarfetmişti.
Rusya, Çin'le birlikte Kuzey Kore'nin önemli müttefiklerinden biri.
Güney Kore'de bayram havası
Trump ve Kim'in görüşeceklerini Beyaz Saray'daki basın toplantısında dünyaya ilan eden Güney Kore Ulusal Güvenlik Danışmanı Chung Eui-yong'un konuşması, Seul'de bayram havası estirdi. Güney Kore lideri Moon Jae-in, haberi bir 'mucize' olarak değerlendirdi.
Sürpriz randevu, beklendiği gibi dünyanın en büyük medya organları tarafından ilk haber olarak veriliyor.
Amerikan CNN International, 'Bir fırsat veya bir tuzak' manşetiyle görüşmeyi duyuruyor.
Her şey bir uçak gemisinin yola çıkışıyla başladı
ABD ve Kuzey Kore arasındaki gerilim, geçen yıl Nisan ayında uçak gemisi USS Carl Vinson'ın bölgeye gönderilmesiyle zirveye tırmanmıştı.
Temmuz ayında ilk kıtalararası balistik füzesini fırlatan Kuzey Kore, aralık ayı başında son kıtalararası balistik füzesini denedi. 4 bin 475 kilometre irtifaya ulaşan füze dünyaya geri dönerek Pasifik Okyanusu'na düştü. Hwasong-15 tipi füzenin, ABD'nin başkenti Washington'ı vurma kapasitesi bulunuyor.
Dünyayı titreten Kim, Güney Kore ile yılbaşından bu yana yeni bir sayfa açtı. Kuzey Koreli sporcular Güney Kore'de düzenlenen Kış Olimpiyat Oyunları'na katıldı, halen resmi olarak savaş halinde olan düşman kardeşler ilk kez doğrudan temas kurdu.
Kuzey Kore, yürüttüğü nükleer program nedeniyle Birleşmiş Milletler ve ABD'nin yaptırımları altında bulunuyor.