23.06.2020 - 00:35 | Son Güncellenme:
AA
Jeffrey, Washington merkezli düşünce kuruluşu The Middle East Institute (MEI) tarafından düzenlenen "Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası'nın Etkilerinin Değerlendirilmesi" başlıklı panelde konuştu.
Söz konusu yasanın Suriyeli sivilleri Esad rejiminin zulmünden korumayı amaçladığını vurgulayan Jeffrey, Esed rejimine yasa üzerinden saldırıları durdurması ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2441 Sayılı kararına uyması gerektiği mesajı verildiğini belirtti.
Jeffrey, Sezar Yasası'nın ABD Kongresinin her iki kanadından da tam destek alarak geçmesinin oldukça önemli olduğuna dikkati çekerek, yasanın sadece Esed ve yakın çevresini değil aynı zamanda rejim ile iş birliği yapan herkesi hedef alan "kapsamlı ve caydırıcı" bir adım olduğunu söyledi.
"Amacımız Suriye ekonomisini yıkmak değil"
Diğer yandan yasanın Suriye’de rejim değişikliği amaçlamadığını ve bu zamana kadar yapılan mutabakatlardan bağımsız olmadığını dile getiren Jeffrey, "Bu yasa BM kararlarına paralel olarak geçirildi çünkü Esed rejiminin verilen çabalara yönelik olumlu bir adım atmadığı ortada." ifadelerini kullandı.
Jeffrey, ayrıca Esed'in Suriye'de uygulamaya devam ettiği yıkıcı politikaları terk etmediği sürece uygulamaya konulan yaptırımların devam edeceğini kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
"Bizim amacımız rejimin ileri sürdüğü gibi Suriye ekonomisini yıkmak değil. İnanın ki Suriye dinarını değersiz hale getiren Esed bu konuda zaten elinden geleni fazlasıyla yapıyor. Bizim amacımız rejimle iş birliği yapan herkese acı vererek rejimle olan bağlarını koparmasını sağlamaktır."
Bununla beraber Esed rejiminin bölgedeki terör örgütlerine göz yumarak komşu ülkeleri de tehdit ettiğine dikkati çeken Jeffrey, bu kapsamda Suriye'de askeri havacılık sektörü başta olmak üzere enerji ve inşaat alanında rejimle iş birliği yapan tüm firmaların da hedef alınacağını vurguladı.
"ABD önemli miktarda bağış taahhütünde bulunacak"
Öte yandan Jeffrey, yasanın sadece yaptırımlardan ibaret olmadığını ve özellikle Suriye'deki insani yardım çalışmalarına büyük önem verdiğini belirtti.
Suriye'de Esed kontrolündeki alanlar da dahil olmak üzere yapılan insani yardım çalışmalarını hedef almadıklarını aktaran Jeffrey, ABD olarak Suriye’deki siyasi ve askeri gelişmeler ile insani yardımları birbirinden ayrı tuttuklarını, bu nedenle Esed kontrolündeki alanlara da insani yardım gönderdiklerini belirtti.
Jeffrey ayrıca ABD devleti olarak Suriye'deki insani yardım çalışmalarına büyük bir bağış yapma hazırlığında olduklarını duyurarak, şunları söyledi:
"Sezar Yasası aynı zamanda ABD yönetimi olarak bizlerden, yaptırımların alandaki insani yardım çalışmalarını baltalamadığı yönünde Kongre'ye rapor vermemizi öngörüyor. ABD, bu ayın sonunda düzenlenecek (Avrupa Birliği) insani yardım konferansında önemli miktarda bağış taahhütünde bulunacak. Zaten 10,6 milyar doların üzerinde bir rakamla en büyük bağışçı konumundayız. Bu durum Kovid-19 salgını zamanında durmadı ve devam edecek."
Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası
ABD Kongresinde Aralık 2019'da kabul edilen ve 17 Haziran'da yürürlüğe giren yasanın başlığında yer alan "Sezar", 2014'te Esed rejiminin rejim muhaliflerini tuttuğu hapishanelerde işkenceyle öldürülen tutukluların fotoğraflarını dünya basınına sızdıran "askeri polisin kod adı" olarak kullanılmıştı.
"Sezar" kod adlı askeri polisin çektiği fotoğraflar, 2014'te ilk kez Anadolu Ajansı tarafından yayımlanmıştı. Söz konusu fotoğraflar, Esed rejiminin sistematik işkence yaparak ve aç bırakarak öldürmek dahil işlediği savaş suçlarının delili olarak büyük yankı uyandırmıştı.
ABD Senatosu, 18 Aralık 2019'da Suriye'de Esed rejimi ve destekçisi Rusya ile İran'ın faaliyetlerine yardım sağlayan kişi ve kuruluşlara ilave yaptırımlar uygulanmasını öngören yasa tasarısını kabul etmişti.
ABD Başkanı Donald Trump da ABD'nin 2020 savunma bütçesi içine eklenen "Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası"nı 21 Aralık'ta imzalamıştı.
17 Haziran'da yürürlüğe giren yasaya göre rejime, Rusya ve İran adına hareket eden üstlenici şirketlere destek sağlayan ya da onlarla büyük miktarda para alışverişinde bulunan yabancı kişi ve kuruluşlara yaptırım uygulanabilecek.