07.11.2016 - 05:33 | Son Güncellenme:
AA
Clinton'ın e-postalarına ilişkin daha önce temmuz ayında verdikleri kararı değiştirecek yeni bir bulgunun tespit edilmediğini ifade eden Comey, mektubunda, “Temmuz ayında açıkladığımız pozisyonumuzda herhangi bir değişiklik yok." ifadesini kullandı.
Kongreye gönderilen bugünkü mektupla FBI, özel e-posta hesabını kullanmasıyla ilgili Clinton'a suçlamada bulunmayacağını duyurmuş oldu.
Hillary Clinton cephesi FBI'ın kararını memnuniyetle karşıladı. Clinton'ın seçim kampanyasında iletişim direktörlüğünü yürüten Jennifer Palmieri, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Bu sorunun çözülmesinden memnuniyet duyuyoruz." ifadesini kullandı.
TRUMP TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
Cumhuriyetçi Parti başkan adayı Donald Trump ise karara tepki gösterdi. Seçim kampanyası için bulunduğu Minnesota'da, gazetecilere açıklama yapan Trump, rakibi Clinton'ın hileli bir sistem tarafından korunduğu iddiasını yineledi. Trump, “Onun başkanlık için yarışmasına dahi müsaade edilmemeli." dedi.
SORUŞTURMA 2015'TE BAŞLAMIŞTI
FBI, Clinton'ın 2009-2013 yıllarını kapsayan Dışişleri Bakanlığı döneminde resmi yazışmaları kendi özel hesabından yaptığı gerekçesiyle Ağustos 2015'te soruşturma başlatmıştı.
Bu yazışmalarda herhangi bir güvenlik açığı olup olmadığı araştırılırken, FBI Clinton'ın yargılanmasına gerek olmayacak şekilde soruşturmanın kapatılmasına temmuzda karar vermişti.
Ancak FBI Direktörü Comey, geçen ayın sonunda ABD Kongresine gönderdiği mektupta Clinton'ın e-posta "skandalı" ile ilgili yeni bilgilere ulaştıklarını ve bu kapsamda soruşturmayı yeniden açacaklarını bildirmişti.
Adalet Bakanlığından aldığı izinle FBI, Clinton'ın en yakın danışmanlarından Huma Abedin'in eşi eski Kongre üyesi Anthony Weiner'a ait bir bilgisayarda ortaya çıkan yaklaşık 650 e-postayla ilgili araştırma yapacağını duyurmuştu.
Başka bir soruşturma kapsamında bilgisayarları incelenen Weiner'in bir bilgisayarında Clinton ile Abedin arasındaki yazışmaların da yer aldığı e-postalara rastlayan FBI, bunu yeni bir belge olarak değerlendirip yeniden araştırma kararı almıştı.
BEKLENEN GÜN YARIN
ABD halkı, aylar süren seçim kampanyalarının ardından yeni başkanını seçmek için yarın sandık başına gidiyor.
Amerikalıların, ülkenin 45'inci başkanı olarak Demokrat Parti adayı eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ı mı yoksa Cumhuriyetçi Parti adayı iş adamı Donald Trump’ı mı seçeceği yarın belli olacak.
Halk, ABD Kongresinin 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi kanadının tamamı, 100 üyenin bulunduğu Senatonun üçte biri ve bazı valilikler için de oy kullanacak. Seçimler sonucunda ABD Kongresindeki sandalye dağılımları da yenilenecek.
Üç farklı saat dilimi olan ülkede, oy verme işlemlerinin başlayışı ve bitişi eyaletlerin yer aldığı dilime göre değişecek. Doğu yakasının saat dilimi esas alındığında, oy verme işlemleri saat 06.00’da başlayacak, sandık kapanması ise saat 19.00’da başlayıp eyaletlere göre gece yarısına kadar sürecek.
Ülkede 37 eyaletin yanı sıra başkent Washington'da 26 Ekim’den itibaren erken oy verme veya mazeretli oy verme işlemleri başlamış olmasına rağmen halkın çoğunluğu yarın oyunu kullanacak. Seçmenler oylarını, eyaletlerde kurulan seçim merkezlerinde verecek.
Erken oy verme sürecinde yaklaşık 40 milyon seçmenin, 8 Kasım’ı beklemeden oylarını kullandığı belirtiliyor. Ancak seçimlere katılımın çok yüksek olması beklenmiyor. Bu seçimlerde kayıtlı yaklaşık 230 milyon seçmen bulunurken, bunlardan 150 milyonunun oy kullanacağı tahmin ediliyor.
Daha önceki seçimlere de katılım oranının düşük olduğu ABD'de seçmenin en önemli oy kullanmama nedenlerinden biri adayları beğenmemesi.
EN FAZLA OYU DEĞİL, SEÇİCİ DELEGELERİ KAZANAN BAŞKAN OLACAK
ABD seçim sistemine göre seçimde en fazla oyu almak başkan olmak için yetmeyebiliyor.
Ülkedeki seçim mantığı, her eyaletin, başkanı ayrı ayrı seçmesi üzerine kurulu. Federal yönetim yapısının bulunduğu ülkede halk, her eyalette partilerin başkan adayına bağlı olan "seçici" grubuna oy veriyor. Eyaleti kazanan başkan adayı, eyaletlerin nüfus yoğunluğuna göre belirlenen seçici delegelerin tamamını da kazanmış oluyor. Dolayısıyla seçici delegelerde çoğunluğu alan, ülkenin de başkanı oluyor.
Bu nedenle yarın gözler Hillary Clinton ile Donald Trump’ın halkın ne kadarının oyunu aldığında değil, hangi eyaletleri kazandığında olacak.
Başkanın seçilmek için 50 eyalet ve özel statüsü bulunan başkent Washington DC'deki 538 seçici oyun mutlak çoğunluğunu, yani 270'ini alması gerekiyor.
California, 55 kişi ile en çok seçici kurul üyesi barındıran eyalet. İkinci sırada 38 üyeyle Teksas geliyor.
Seçimlerde Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında gidip gelen "salıncak eyaletler" (swing states), başkan adaylarının kazanmak için çok çaba sarf ettiği yerler olarak biliniyor.
Bu yılki seçimlerde oy dağılımının en çok merak edildiği eyaletler arasında Ohio, Florida, Kuzey Carolina, Virginia ve Pensilvanya gösteriliyor.
Adaylar arasındaki çekişmeden dolayı “savaş alanı” olarak da nitelendirilen bu eyaletlerden Virginia’da Demokrat Clinton, anketlere göre yarışı önde götürüyor. Ohio, Florida, Kuzey Carolina ve Pensilvanya’da ise baş başa giden bir yarış görülüyor.
Florida, California ve Teksas gibi oy ağırlığı yüksek olan eyaletler seçimlerde belirleyici olurken, "kazanan hepsini alır" kuralı gereği salıncak eyaletlerin hangi adaya oy vereceği de başkanlık için önemli hale geliyor.
ANKETLER CLINTON DİYOR
Ülke genelinde yapılan anketler Demokratların yarışı önde tamamlayacağını gösteriyor.
NBC News ile Wall Street Journal tarafından 3-5 Kasım'da yapılan ankete göre, Clinton yüzde 44 ile Trump’ın dört puan önünde. Liberteryan (Özgürlükçü) Parti adayı Gary Johnson yüzde 6, Yeşil Parti adayı Jill Stein ise yüzde 2 desteğe sahip.
Seçimlerde “kazanan hepsini alır” kuralı nedeniyle zaten Johnson ve Stein’e şans tanınmıyor.
Washington Post ile ABC News’in 1-4 Kasım arasında yaptığı ankette de Clinton, rakibinin önünde yer alıyor. Araştırmaya göre Clinton, yüzde 48 ile Trump’ın beş puan önünde bulunuyor.
SON GÜN CLINTON 3, TRUMP 5 EYALET DOLAŞACAK
Öte yandan başkan adayları seçim çalışmalarını son dakikaya kadar sürdürecek.
Hillary Clinton son güne Kuzey Carolina’da yapacağı etkinlikle başlayacak. Raleigh kentinde seçmenlere seslenecek olan Clinton, daha sonra Michigan eyaletine gidecek.
Clinton seçim arifesi gecesini ise çekişmeli eyaletlerden Pensilvanya’da geçirecek. Philadelphia kentindeki etkinliğinde Clinton’a ABD Başkanı Barack Obama ile eşi Michelle Obama da katılarak destek sunacak. Clinton’ı bu son programında eşi eski ABD Başkanı Bill Clinton ile kızı Chelsea Clinton da yalnız bırakmayacak.
Cumhuriyetçi aday Donald Trump ise son günde beş eyalette çalışmalarda bulunacak. Florida eyaletinde kararsız seçmenleri ikna etmek için uğraşacak olan Trump, daha sonra sırasıyla Kuzey Carolina, Pensilvanya, New Hampshire ve Michigan’daki etkinliklerde son mesajlarını verecek.
İKİSİ DE SONUÇLARI NEW YORK'TA TAKİP EDECEK
Adaylar, seçim sonuçlarını memleketlerinden izleyecek. Clinton ve Trump, seçim kampanyalarının merkezleri olan New York şehrinde seçim sonuçlarının netleşmesini bekleyecek. İki aday da seçim sonunda, zafer veya yenilgi mesajlarını buradan verecek.
NEDEN SALI GÜNÜ YAPILIYOR?
ABD'de başkanlık seçimleri her dört yılda bir kasım ayının ilk salı gününde düzenleniyor. Seçimin salı günü yapılması geleneği 1800'lü yılların ortalarına kadar gidiyor.
O yıllarda California, Florida ve Teksas gibi bazı eyaletler henüz kurulmamışken ABD Kongresinin bir seçim günü belirlemesi gerekiyordu. Uzak bölgelerde tarımla uğraşan Amerikalıların, atla kent merkezlerine gidip oy kullanıp geri dönmeleri 3 günü bulabiliyordu.
Hafta sonu ise dini görevlerini yerine getirenler düşünüldüğünde salı ya da çarşamba günleri en uygun alternatiflerdi. Çarşamba günleri birçok kentte pazar kurulduğundan salıda karar kılındı.