26.01.2022 - 15:00 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
The Economist'in haberlerinde şu ifadelere yer verildi: Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba, Almanya'nın ülkesine silah göndermeyi reddetmesinin 'Vladimir Putin'i cesaretlendirdiğini' söyledi.
Eski Ukrayna Devlet Başkanı'nın eşi de Alman arabalarının boykot edilmesini teklif etti. Almanya'nın NATO'daki müttefikleri daha ihtiyatlı davrandı ancak birçoğu Berlin'in tavrından hayal kırıklığı duyduklarını ima etti. Yabancı basın ise acımasızdı.
Üzülecek çok şey var. Müttefiklerinin bütün ısrarlarına rağmen Almanya, Rusya'dan ülkeye gelen ve Ukrayna'yı baypas eden bir ihracat rotası sağlayan Nord Stream 2 boru hattını hurdaya çıkarmayı şimdiye kadar reddetti.
KOALİSYON HÜKÜMETİ ZORLANIYOR
Almanya'nın koalisyon hükümetine liderlik eden Sosyal Demokratlar (SPD), bu söylemde özellikle suçlu. Birçok Alman politikacı, Avrupa güvenliğinin Rusya'nın rızasını gerektirdiği fikrini koruyor. Şansölye Olaf Scholz da aynısını söyledi.
Almanya'nın yeni 'trafik ışığı' koalisyonundaki üç parti, Rusya konusunda gözle görülür bir şekilde bölünmüş durumda ve Putin'in saldırganlığı, aralarındaki farklılıkların umduklarından daha erken test edilmesine neden oldu.
Koalisyon tartışmaları liderlik gerektirir ancak konuşmaları belirsiz ve soyut olabilen Scholz, bir dereceye kadar kargaşa çıkmasına izin verdi. Scholz ayrıca, Rusya sorununun yanı sıra hızla yükselen enerji fiyatlarından mülteci akınına kadar birçok sorun karşısında vatandaşlarını hazırlayamadı.
MERKEL DEFALARCA GÖRÜŞMÜŞTÜ, SCHOLZ SADECE BİR KEZ
Berlin'deki Alman Dış İlişkiler Konseyi'nde Rusya gözlemcisi olan Stefan Meister, “Doğru kararlar vermiş olabilir ancak bu hükümetin korkunç bir iletişim sorunu var” diye konuştu.
Angela Merkel, yalanlarından nefret etmesine rağmen Putin ile saygılı bir ilişki kurmuştu. Görevdeki son aylarında Rus lider ile Ukrayna ve Doğu Avrupa güvenliğini defalarca kez tartıştı.
Scholz ise yedinci haftasına girdiği görevinde, durumun aciliyetine rağmen bunu sadece bir kez yaptı. Putin şimdi Avrupa liderleri yerine Amerika ile konuşmayı tercih ediyor.
Avrupa Birliği doğalgaz tedarikinin üçte birini Rusya’dan sağlıyor. Rus doğalgazının Avrupa’ya erişiminin aksaması bir enerji krizine yol açabilir.
ABD'li bir yetkili, Rusya'nın normalde Ukrayna üzerinden Avrupa'ya yılda 40 milyar metreküp (bcm) gaz tedarik ettiğini, ancak bu yolla gönderdiği doğalgaz miktarını şimdiden yarı yarıya azalttığını kaydetti.
Avrupa'da kullanılan gazın yaklaşık üçte birini oluşturan Rus gazının tamamen kesilmesinin düşünülemez olduğu uzun zamandır geleneksel kanıydı.
Rus enerjisi üzerine yazılan “Klimat” kitabının yazarı Thane Gustafson, Soğuk Savaş'ın zirvesinde bile Sovyetler Birliği'nin gaz ihracatını durdurmadığını belirtti. 2009'da Rusya'nın Ukrayna ile gaz konusundaki en şiddetli anlaşmazlığı sırasında, yalnızca o ülkeden gelen gaz geçici olarak kesintiye uğradı.
Ancak doğal gazın kesilmesi artık düşünülemez bir olasılık değil. Gustafson şunları söyledi: "Putin, gaz musluğunu gerçekten de kesebilir. Sovyet öncüllerinin aksine, Rus lideri kısa bir enerji şokunun maliyetini karşılayabilir."
KRİZDEN EN AĞIR ETKİLENECEK ÜLKELER
Rusya gaz silahını kullanırsa, Batı'ya ne kadar zarar verir? Kesinti, 2009'da olduğu gibi Ukrayna'dan geçen gazla sınırlı olursa, Avrupa'nın geri kalanı çok zorlanmaz.
Birincisi, Gazprom Ukrayna üzerinden gaz akışını çoktan kesti. Bir banka olan Citigroup, buradan giden gazın geçen yıl görülen seviyenin yarısı ve 2019'daki seviyenin dörtte birine zaten düştüğünü belirtti.
KABUS SENARYOSU
Peki ya Putin'in Avrupa'ya giden tüm gazı kestiği kabus senaryosu? Ani bir kesinti şaşırtıcı olmaz. San Diego'daki California Üniversitesi'nden David Victor, bunun en keskin şekilde Slovakya, Avusturya ve İtalya'nın bazı bölgelerinde hissedileceğini düşünüyor.
Büyük Avrupa ülkeleri arasında en savunmasız olanı ise Almanya. Kömürle çalışan elektrik santrallerini emekliye ayırma yönündeki baskısı ve Japonya'daki Fukushima felaketinin ardından aldığı ani karar nedeniyle nükleer santrallerini zamanından önce kapatma kararı alan Almanya, doğalgaza gereğinden fazla bağımlı kalmaya devam ediyor.
İyi haber şu ki, Avrupa'nın enerji sistemi 2009 krizinde olduğundan daha dayanıklı. Potsdam'daki Erfurt Üniversitesi'nden Andreas Goldthau bazı faydalı değişikliklere işaret etti.
Rekabeti destekleyen önlemler Gazprom'un kontrolünü zayıflattı. Yoğun bir gaz bağlantı ağı, daha önce izole edilmiş ülkeleri artık birbirine bağlıyor.
'ABD ENERJİ TEDARİKÇİLERİYLE GÖRÜŞÜYOR'
DW Türkçe'nin haberine göre, işgal kaygısı Avrupa’ya enerji tedarikinin aksaması kaygılarını da beraberinde getiriyor.
Biden Yönetimi’nden üst düzey bir yetkili ABD’nin dünya genelinde büyük enerji üreticisi ülkeler ve şirketlerle Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda enerji arzında olası yön değişikliklerini ele almak için görüştüğünü bildirdi.
Yetkili ABD’nin görüştüğü ülkelerin ya da şirketlerin adını vermedi ancak görüşmelere aralarında sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) satıcılarının da olduğu çok sayıda tedarikçinin dahil edildiğini belirtti.
Yetkili, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Asya ve ABD gibi Rusya dışındaki doğalgaz kaynaklarının ek hacmini incelediklerini belirtmişti.
Yetkili, "Buna paralel olarak, doğal gaz üretimini geçici olarak arttırma ve bu hacimleri Avrupalı alıcılara tahsis etme kapasitelerini ve isteklerini anlamak için dünyanın dört bir yanındaki büyük doğal gaz üreticileriyle görüşmeler halindeyiz" demişti.
ABD'DEN RUSYA'YA YAZILI YANIT
Rusya Dışişleri Bakanlığı, güvenlik tekliflerine ilişkin ABD'nin yazılı yanıtını aldığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, gerçekleştirdiği basın toplantısında, "ABD ve müttefiklerinin endişelerini Rusya'ya yazılı olarak ilettik. Rusya'ya cevabımız diyaloğa açık olduğumuzu gösteriyor" dedi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ukrayna-Rusya sınırındaki duruma değinerek, "8 bin 500 ABD askeri, konuşlandırılmaya hazır duruma getirildi" dedi.