Peru'da seçimlerin açık bir galibi yok

Güney Amerika ülkesi Peru'da, Devlet Başkanı Martin Vizcarra'nın Kongre'yi feshetmesinin ardından yapılan yasama organı seçimlerinde hiçbir parti, rakiplerine açık bir üstünlük sağlayamamış görünüyor.

Ulusal Seçim İşleri Ofisinin yayımladığı erken sonuçlar ve sandık çıkış anketleri, 9 parti ve parti ittifakının katıldığı seçimde, hiçbir tarafın yüzde 15'lik oy oranını yakalayamadığını gösteriyor.

Erken sonuçlara göre, seçimi reformist eğilimli merkez partileri Popüler Eylem Partisi ile Mor Parti önde götürürken; önceki seçimlerde Kongre'de en büyük gruba sahip olan Keiko Fujumori liderliğindeki Halkın Gücü Partisinin ciddi sandalye kaybına uğrayacağı anlaşılıyor.

130 sandalyeli Kongre'de, hiçbir partinin yasama organını yönlendirebilecek hakimiyet sağlaması beklenmiyor.

Parlamentonun feshedilmesine giden süreç

Peru Devlet Başkanı Vizcarra, hükümetin Anayasa Mahkemesinin üyelerinin belirlenme sürecini değiştirmek için sunduğu teklifi kabul etmesi için Kongre'ye çağrıda bulunmuş, teklifin kabul edilmemesi halinde Kongre'yi dağıtacağını söylemişti.

Yolsuzluk suçlamasıyla hapis yatan muhalif lider Keiko Fujimori taraftarı milletvekillerinin çoğunlukta olduğu Kongre ise 30 Eylül 2019'da hükümetin sunduğu bu teklifi oylamak yerine, Kongre Başkanı Pedro Olaechea'nın kuzeni Gonzalo Ortiz de Zevallos Olaechea'yı Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçmişti.

Hükümete göre, "oldukça tartışmalı geçen ve şeffaflığından şüphe edilen" oylama sonrası Vizcarra, Kongre'nin daha önce iki güvenoyunu reddettiğini de hatırlatarak, 30 Eylül 2019'da yasama organını dağıtma ve ülkeyi 26 Ocak 2020'de seçime götürme kararı almıştı.

Vizcara taraftarları, kararı desteklemek için birçok kentte sokağa çıkmış ve başkent Lima'daki Kongre çevresinde toplanmıştı.

Anayasal kurallar çerçevesinde dağıtılan Kongre ise oturumuna devam ederek Vizcarra'yı geçici olarak görevden aldığını duyurmuş, Devlet Başkan Yardımcısı Mercedes Araoz'u "Geçici Devlet Başkanı" atamıştı.

Araoz, bu unvanla yemin etse de sonrasında hiçbir bürokratik, sivil ya da uluslararası destek bulamayıp istifa ettiğini açıklamıştı.