24.06.2024 - 14:12 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr
Amerikan New York Times gazetesine göre, Lukas McClish, arkadaşının bölgenin doğal güzelliğinden bahsetmesinin ardından 11 Haziran'da Kaliforniya, Boulder Creek'teki Big Basin Redwoods Eyalet Parkı'nda üstüne bir tişört veya gömlek bile giymeden üç saatlik bir yürüyüşe çıkmıştı.
34 yaşındaki McClish, nereye gittiğini kimseye söylemedi ve yanında yalnızca birkaç malzeme getirmişti. McClish yerel medyaya verdiği demeçte, "Bir pantolonum, yürüyüş ayakkabılarım ve şapkamla ayrıldım. Bir el fenerim ve makas takımım da vardı, hepsi bu kadardı" dedi.
McClish, dokuz gece 10 gün boyunca yemek aramak, dereden su içmek, yabani meyveler yemek ve ıslak yapraklar üzerinde uyumak zorunda kalacaktı. Tecrübeli bir yürüyüşçü olduğunun altını çizen McClish, kaybolduğu için 'şaşırdığını' kaydetti. Yürüyüş yaptığı alanın 2020'deki bir yangında alevlere teslim olduğunu ve 'diğer tüm arazilerden tamamen farklı göründüğünü' açıkladı.
"Bu, hesaba katmadığım bir şeydi, yangın bu şekilde ormanın büyük kısmını yok ettiğinde, yönünüzü bulamıyorsunuz."
Yürüyüş yolları gibi yönü gösteren tipik işaretler kaybolmuştu. Fakat ilk başta McClish içinde bulunduğu zor durumu, hayatta kalma becerilerini test etme şansı olarak değerlendirdi. Amerikan basınına, "Ben hevesli bir sırt çantalı gezginim, bu yüzden bir veya iki gece dışarı çıkmak benim için norm dışı değil" dedi.
Ancak o ilk soğuk gecede McClish kendine bir kamp kurmaya çalışsa da ateş yakmak için kullandığı çalılar ıslaktı. Daha sonra daha iyi bir sığınak bulmak için çalışmalara koyuldu ve ertesi gün yakınlarda olacağını düşündüğü bir dereyi bulmak için harekete geçti. McClish, ilk günleri anlatırken, "Orada olduğum her an kendimi rahat hissettim. Bu konuda endişelenmedim" dedi.
Ancak beşinci günde McClish endişelenmeye başladı ve medeniyete geri dönmenin bir yolunu bulmaya çalıştı. Bu arada ondan bir süredir haber alamayan ailesi endişelenmeye başladı ve kayıp ihbarında bulundu. Bu, yaklaşık 300 kişinin ve çeşitli kurumlardan acil durum personelinin dahil olduğu büyük bir arama çalışmasına yol açtı.
Annesi Diane McClish, yaşadığı korkuyu anlatırken şöyle konuştu:
"Bazı geceler, her ne kadar onun iyi olacağına dair tanrıya güvensem de, bazı geceler ise yatağa gittiğimizde bunu yapmak zor oluyordu çünkü onun nerede olduğu, nerede uyuduğu konusunda endişeleniyordum."
Arama çalışmaları devam ederken McClish, yardım için bağırmaya başladı. Sekizinci ve dokuzuncu günler boyunca "İmdat, yardım edin, buradayım" diye bağırdığını ve "Orada kimse var mı?" diye bağırdığını aktardı. McClish yanı sıra, yabani meyvelerle hayatta kalmak zorunda kaldığı için bir sonraki yemeğini hayal etmeye devam ettiğini de ekledi.
"Bir burrito veya taco istiyordum. İlk beş günden sonra her gün bunu düşünüyordum."
Nihayet Perşembe günü akşam saatlerinde iki park görevlisi bir tepeye doğru ilerliyorlardı ve McClish'in çığlıklarını işittiler. McClish, "Umarım bu bir serap değildir diye düşünüyordum" dedi.
İtfaiye ekipleri kısa sürede bir drone konuşlandırdı ve yerini belirledi, tam bu sırada bir arama köpeği de yerini tespit etmeyi başardı. Daha sonra polisler onu alıp endişeli ailesiyle yeniden bir araya getirdi. McClish, kurtulduktan sonraki geceyi yerel bir hastanede güvenli bir şekilde geçirdi. Burada gerekli sağlık kontrolleri yapıldı.
Doğadan korkmadığını söyledi ancak şunu itiraf etti:
"Muhtemelen yılın geri kalanına yetecek kadar yürüyüş yaptım."