DünyaNew York’ta Türkiye’nin AB üyeliği tartışıldı

New York’ta Türkiye’nin AB üyeliği tartışıldı

08.04.2009 - 10:09 | Son Güncellenme:

.

New York’ta Türkiye’nin AB üyeliği tartışıldı

London School of Economics and Political Science (LSE) Avrupa Enstitüsü “Çağdaş Türk Çalışmaları Kürsüsü” Başkanı Prof. Dr. Şevket Pamuk, AB’nin Türkiye’yi üye olarak kabul edebilmesi için daha fazla özgüvene ihtiyacı olduğunu belirterek “Ancak kendine güven duyan bir Avrupa Türkiye’yi üye olarak kabul edebilecektir” dedi.
Pamuk, New York’ta Türk-Amerikan Cemiyeti’nin (ATS), LSE ve New York Devlet Üniversitesi (SUNY) Levin Enstitüsü ile işbirliği yaparak düzenlediği toplantıda Türkiye’nin AB ile ilişkilerini anlattı.
Açılış konuşmalarını ATS Başkanı Murat Köprülü ve Levin Enstitüsü Başkanı Garrick Utley’in yaptığı toplantıda Avrupa Komisyonu Delegasyonu’nun BM Temsilcisi Büyükelçi Fernando Valenzuela, Pamuk’u kürsüye davet etmeden önce Türkiye’nin AB üyelik süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Valenzuela, Türkiye ile AB arasında özel bir ilişkinin bulunduğunu ve bu ilişkinin 1960’lardan beri devam ettiğini, AB Komisyonu’nun Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğini ve desteklemeye devam edeceğini söyledi. Müzakere sürecinde ilerleme sağlandığını belirten Valenzuela, üyelik sürecinin uzun ve zorlu geçebileceğini, ayrıca AB içinde daha önceleri İspanya ve Portekiz’in üyeliğine karşı olanların da bulunduğunu ifade etti. “Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin anahtarı kendi ellerindedir” diye konuşan Valenzuela, Türkiye’nin reformlarına devam etmesi gerektiğini, bu reformların AB üyeliği için değil öncelikle 21. yüzyılda ülkelerin kendileri için gerekli olduğunu söyledi.
Valenzuela, Türkiye’nin üyeliğinin AB için gerekli olduğunu da belirterek, özellikle Kafkaslar’da, Orta Doğu’da güvenlik, istikrar, enerji yollarının güvenliği için Türkiye’nin AB için son derece önemli olduğunu vurguladı.

“AB’NİN ADAY ÜLKELERE DESTEK VEREN AÇIKLAMALARI ÇOK ÖNEMLİ”
Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin geçmişine de değinen Prof. Pamuk da bu ilişkilerin 1995 yılında gümrük birliğinin imzalanmasının ardından çok geliştiğini, 1999 yılından itibaren Türkiye’nin reform sürecine başladığını, AK Parti hükümetinin 2002 yılından sonra bu reformlara devam ettiğini ve başarılı olduğunu söyledi.
2005 yılından sonra ise reform sürecinde duraksama olduğunu savunan Pamuk, AB ve Türkiye’deki şu anki ekonomik krizin de bu ilişkileri daha karışık hale getirdiği görüşünü öne sürdü.
AB içinde Fransa ve Almanya gibi ülkelerin Türkiye’nin üyeliğine karşı duruşlarının Türkiye’de AB karşıtı olan çevreleri beslediğini ifade eden Pamuk, “Avrupa’da Türkiye’nin AB üyeliğine karşı kuşku duyan çevreler Türkiye’de AB’ye kuşku duyan çevreleri besledi, aynı şekilde Türkiye’de AB üyeliğine kuşkuyla bakanlar da AB içinde Türkiye’nin üyeliğine kuşkuyla bakanları besledi” diye konuştu.
AB’nin aday ülkelere destek veren açıklamalarının önemine dikkati çeken Pamuk, Türkiye’nin bu desteğe ihtiyacı olduğunu belirtti. Yerel seçimlerden AK Parti’nin birinci parti olarak çıktığı ancak seçmenin kendisini uyardığı görüşünü savunan Pamuk, AK Parti’nin AB üyeliğinde kararlılık göstermesi ve siyasi reformlara devam etmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin Türkiye’nin siyasi kurumlarını, demokrasisini ve ekonomisini güçlendireceğinin altını çizen Pamuk, Türkiye’nin ev ödevini yapması gerektiğini söyledi.

“TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİ AB’YE YARAR GETİRECEK”
Türkiye’nin AB üyeliğinin AB’ye yarar getireceğini vurgulayan Pamuk, Türkiye’nin gümrük birliği sürecinin son derece başarılı olduğunu, Türkiye’nin gümrük birliğine hızla uyum sağladığını, ihracatını büyük oranda arttırdığını bildirdi.
AB’nin Karadeniz’de, Kafkaslar’da, Orta Doğu’da ve enerjinin güvenliği konularında Türkiye’ye ihtiyacı olduğuna işaret eden Pamuk, Avrupalıların da bu gerçeği iyi bildiklerini söyledi.
Pamuk, “AB içine kapanan değil dışa dönük, kendine güvenli ve medeniyetler çatışmasını değil, medeniyetlerin buluşmasını destekleyen bir topluluk olmayı istiyorsa Türkiye’yi üye olarak alması gerektiğini” de belirtti.
AB’nin de Türkiye’yi “ılımlı Müslüman bir ülke” değil “laik ülke” olarak kabul etmesi gerektiğini kaydeden Pamuk, AB’nin şu an ekonomik kriz ortamında bulunduğunu ve çok sayıda ülkeyi içine almaktan “genişleme yorgunu” olduğunu söyledi. Pamuk, bu kapsamda, Türkiye’nin üyeliğinin AB’ye yararlarının uzun dönemde daha fazla fark edileceğini kaydetti. Pamuk bir soru üzerine, ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye’nin AB üyeliğine destek vermesinin son derece iyi olduğunu, ama tabii bu kararın AB tarafından verileceğini vurguladı. Pamuk, “Ama bu karar Kopenhag kriterleri temelinde verilecek, başka kriter temel alınmamalı” diye konuştu.

“KENDİNE GÜVENLİ AVRUPA...”
Türkiye’nin AB üyeliğinin sadece kendi elinde olmadığını, bunun AB’ye de bağlı olduğunu ifade eden Pamuk, “Türkiye’nin AB üyeliği AB’nin kendisine ne kadar güven duyup duymadığına, dünyada ne gibi bir rol oynamak istediğine de bağlı, ancak kendine güvenli bir Avrupa Türkiye’yi üye olarak kabul edecektir” dedi.
Toplantının ardından Türk gazetecilerin soruları üzerine bazı değerlendirmelerde bulunan Pamuk, Türkiye’nin AB’ye iktisadi, dış politika, güvenlik ve enerji yollarının çeşitlendirilmesi konularındaki katkılarını Avrupa’da tartışan ve sorgulayan olmadığını, herkesin bu konuda hemfikir olduğunu belirtti.
“Türkiye’nin AB üyeliği şu anda esas olarak kültürel konu nedeniyle sorgulanıyor” görüşünü dile getiren Pamuk, uzun vadede AB’nin kendine daha fazla güvenmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin mutlaka kendi ev ödevini yapıp, reformları tamamlaması, Kopenhag kriterlerine uygun bir ülke durumuna gelmesi gerektiğini ifade eden Pamuk, “Bu reformları yapmak Türkiye’ye yarar sağlayacak bir şey, Türkiye bunları üye olmak için değil, kendisinin daha istikrarlı, daha demokratik bir ülke olması için yapmak durumunda. Ancak AB’nin Türkiye’yi üye olarak kabul edebilmesi için daha fazla özgüvene ihtiyacı var, AB’nin kendi içine dönük değil, dünya ölçeğinde daha güçlü bir rol oynamaya aday olması lazım, o zaman Türkiye’nin üyeliğinin AB’ye yararlı olduğu daha iyi anlaşılacak” dedi. Avrupa’nın bu günlerde kendi içindeki ekonomik ve toplumsal sorunlarla boğuştuğunu da belirten Pamuk, “Biraz daha güçlü, kendine daha fazla güvenen bir Avrupa’nın Türkiye’ye daha fazla ihtiyacı olacaktır, dünya arenasında Türkiye’nin üyeliğinin Avrupa’ya yararları o zaman daha iyi anlaşılacaktır” ifadesini kullandı.
Son zamanlarda üye sayısının hızla artmasının AB’yi yorduğuna işaret eden Pamuk, “AB’nin biraz daha zamana ihtiyacı var, o yüzden Türkiye’nin AB üyeliği çok yakın tarihte gerçekleşmeyecektir” yorumunda bulundu.

“AB’NİN DESTEK VERİCİ AÇIKLAMALARI ÖNEMLİ”
Prof. Pamuk, başka aday ülkelerin üyelik sürecinde olduğu gibi AB’nin Türkiye’nin de bu sürecini desteklemesinin çok önemli olduğunu belirterek, “Bu destek olmadan, Türkiye’deki reformların gerçekleştirilmesi siyasi olarak zor” diye konuştu. Pamuk, şu anda AB’nin Türkiye’ye bu tür desteği bazı üye ülkelerin liderlerinin muhalefeti nedeniyle veremediğini kaydetti.
Pamuk, sözlerini şöyle tamamladı:
“Atatürk için Türkiye’nin Avrupa camiasına katılması her zaman temel hedefti, Türkiye’deki laik orta sınıflar için AB doğal bir hedeftir, onun için AB’nin de bu laik kesimlere kaygılarını giderecek desteği ve ilgiyi göstermesi lazım, o mesajları vermesi lazım. AB üyesi bir Türkiye daha laik bir ülke olacaktır, laik demokratik kurumları daha güçlü bir ülke olacaktır. AB’nin Türkiye’ye bu mesajı daha net biçimde vermesi gerekir.”