30.12.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
NATO, koronavirüs pandemisinin yol açtığı yıkıcı sonuçlarını göz önüne alarak biyolojik silahlarla mücadele çabalarını yoğunlaştırıyor. DW Türkçe’nin aktardığına göre, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Brüksel’de DPA’ya verdiği röportajda, koronavirüsün laboratuvar ortamında oluşturulmuş bir virüs olmamasına karşın, biyolojik silahların kullanılması tehlikesini yeniden gündeme getirdiğini belirtti.
NATO’nun bu tür tehlikelerin farkında olduğunu söyleyen Stoltenberg, biyolojik silahlarla düzenlenecek olası saldırıları önlemek amacıyla istihbarat servisleriyle bilgi alışverişini iyileştirmeye çalıştıklarını belirtti. Biyolojik silahların kimyasal silahlar gibi uluslararası hukuka göre yasak olduğunu anımsatan Stoltenberg, “Ancak kullanımlarına hazırlıklı olmalıyız. Bu silahların hâlâ var olduğunu biliyoruz” dedi.
Geniş çaplı biyolojik silah saldırısının teröristler veya devletlerce gerçekleştirilebileceğine işaret eden Genel Sekreter, biyolojik silahların geleneksel veya nükleer silahlara misilleme olarak devreye sokulabileceğini belirtti. “NATO’nun yasaklanmış silahları yok, ancak onlara gerektiği gibi cevap vermek için yeteneklerimiz var” diyen Stoltenberg, biyolojik bir saldırı sonrasında NATO’nun bu yeteneklerini kullanabileceğini vurguladı.
‘Rusya çalışıyor’
Öte yandan İngiliz basını, Rusya’nın ölümcül Ebola ve Marburg virüslerini biyolojik silah olarak kullanmak amacıyla araştırma yürüttüğü iddia etti.
Kar amacı gütmeyen OpenFacto örgütünden müfettişler, Rusya Savunma Bakanlığı’nın, Ebola ve Marburg gibi ‘nadir ve ölümcül’ patojenleri inceleyen “48. Merkez Araştırma Enstitüsü” adlı gizli bir birimi olduğunu keşfettiklerini söyledi. Bu enstitünün, suikastlarda kullanılan Noviçok maddesinin geliştirilmesine yardımcı olan 33. Merkez Araştırma Enstitüsü ile bağlantılı olduğu ifade edildi. 48. Merkez Araştırma Enstitüsü’nün ayrıca Moskova’nın “kıyamet günü projesi” olarak bilinen “Toledo” adlı programın öncülüğünü yapan Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin (FSB) 68240 numaralı birimine veri sağladığı bildirildi. Bu birimin de Ebola ve Marburg virüsünü araştırdığı düşünülüyor.
Virüs hedef seçiyor
Araştırmacılar laboratuvar ortamında virüsleri yapay olarak daha tehlikeli hale getirilebileceklerini çok kez kanıtladı. Bu tür deneylerle doğal virüs mutasyonlarının sonuçlarına karşı donanımlı olmak amaçlanıyor. Bununla birlikte, teröristlerin benzer deneyleri yapmaları halinde bunun ne gibi sonuçlar doğurabileceği de araştırılıyor. Yapılan araştırmalarda ise ilginç felaket senaryoları ortaya konuldu. Buna göre virüsler sadece seçilmiş insan grupları için ölümcül olacak şekilde değiştirilebiliyor.
‘Kovid terörü’ uyarısı
Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı, sağ ve sol radikallerin yanı sıra koronavirüsü inkar eden kişilerin düzenleyebileceği saldırılara karşı uyarıda bulundu. Deutsche Welle’nin aktardığına göre, teşkilat Başkanı Burkhard Freier, “Komplo mitçilerinin kıyamet haberciliği, aşırı sağla birleşiyor” diye konuştu. Freier, söz konusu gelişmenin, koronavirüs önlemlerine aşırı biçimde karşı çıkan kişilerde “terörle sonuçlanabileceği” uyarısında bulundu. Koronavirüsün varlığını inkar eden bir grup kişi, geçen ekim ayında pandemiyle mücadeleden sorumlu Robert Koch Enstitüsü’nün Berlin’deki binasına molotof kokteyli atmış ve üniversite dışı araştırma kuruluşlarının çatı örgütü Leibniz Topluluğu’na kundaklama girişiminde bulunmuştu.