Amerika’nın “Camelot”u olarak anılan Kennedy ailesi, özellikle John F. Kennedy’nin başkanlığıyla birlikte uzaktan bir peri masalını andırıyordu. Ancak bu masal, 1963 yılında Başkan Kennedy'nin suikasta kurban gitmesiyle trajik bir şekilde sona erdi.
Jacqueline Kennedy eşini kaybettikten beş yıl sonra 1968’de, Yunan armatör Aristoteles Onassis ile evlendi. Bu evlilik, dönemin magazin basının en çok konuşulan konusuydu. Ancak bir yandan da 'lanet' söylentileri dillendirilmeye başlandı. Çünkü Onassis ailesi de kendi trajedilerini taşıyordu.
Onassis Ailesinin Acıları
Aristoteles Onassis’in oğlu Alexander, 1973 yılında henüz 24 yaşındayken bir uçak kazasında hayatını kaybetti. Bu olay, Onassis’i derinden sarstı ve kısa süre sonra kendisi de sağlık sorunlarıyla boğuşarak 1975’te hayatını kaybetti.
Onassis’in kızı Christina ise babasının ölümünden sonra büyük bir servetin sahibi oldu. Fakat mutluluğu hiçbir zaman tam anlamıyla bulamadı. Psikolojik sorunlar, çalkantılı evlilikler ve uyuşturucu bağımlılığı ile geçen yılların ardından 1988’de, sadece 37 yaşındayken hayatını kaybetti.
Kennedy Ailesinin Bitmeyen Kayıpları
Kennedy ailesi ise JFK suikastından sonra da ardı arkası kesilmeyen kayıplarla anıldı. Robert Kennedy, ağabeyinden beş yıl sonra suikasta kurban gitti. JFK’nin oğlu John F. Kennedy Jr. ise 1999 yılında eşi ve baldızıyla birlikte geçirdiği uçak kazasında yaşamını yitirdi.
Bir Lanet mi, Tesadüfler Zinciri mi?
Bu trajedilerin bazıları talihsiz kazalar, bazıları ise dönemin siyasi atmosferinin acı sonuçlarıydı. Ancak Jacqueline Kennedy Onassis'in, iki trajik hanedanın kesişim noktasında yer alması, halkın gözünde onu bir nevi “lanetin taşıyıcısı” haline getirdi.
Miras ve Mitoloji
Bugün hâlâ bu iki aile, kitaplara, belgesellere ve teorilere konu olmaya devam ediyor. Servetin ve gücün ardındaki kırılganlığı, görünmeyen bedelleri ve insanî dramları hatırlatıyorlar.
Uzaylılarla ilgili yaptığı açıklamalarından sonra Yusuf Güney, şaşırtan paylaşımlar yapmaya devam ediyor.