30.01.2017 - 17:12 | Son Güncellenme:
Alman Hükumet Sözcüsü Steffen Seibert, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in 2 Şubat'ta Ankara'ya yapacağı ziyaretin, Suriye'deki durumun ve Türkiye-AB ilişkilerinin yanı sıra bazı ikili sorunların gündemde olduğu bu dönemde önem arz etttiğini söyledi.
ZİYARETİN ZAMANLAMASI SORULDU
Seibert, Merkel'in Türkiye'de yapılacak anayasa referandumu öncesinde Ankara'ya gitmesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa konusundaki görüşlerini desteklediği şeklinde bir intiba yaratıp yaratmayacağı şeklindeki sorusuna karşılık, "Bunlar bir başbakanın seyahat planlarının nasıl oluşturulduğu yönünde anlamsız düşünceler. Bu çalışma ziyareti, bizim düşüncemize göre Türkiye gibi NATO müttefiki ve AB'nin çok önemli bir komşusuyla daimi irtibatta kalabilmek açısından önemli. Özellikle Suriye'deki durumu, ikili sorunları ve Türkiye'nin AB ile olan ilişkilerini değerlendirmemiz gereken bu günlerde görüşmeyi aramamız önemli. Ziyareti, Türkiye'de yapılacak referandumdan dolayı başbakanın bu konuda bir tutum aldığı şeklindeki düşüncelerle irtibatlandırmak saçmalık. Bunu kesin bir 'hayır' ile yanıtlayabilirim. Bu tür düşünceler Başbakan'a yabancıdır." şeklinde cevap verdi.
Başbakan Merkel'in ziyaret planının ayrıntılarının henüz belli olmadığını ifade eden Seibert, bu konuda Türk tarafıyla temasların sürdüğünü kaydetti.
Almanya'dan iltica talebinde bulunan NATO'da görevli Türk vatandaşları hakkındaki değerlendirmesinin sorulması üzerine de Seibert, bunun kendileri için siyasi bir karar olmadığını, iltica talebinde bulunan her bir kişinin durumunun ayrı ayrı inceleneceğini ve buna göre yetkili merciler tarafından karar verilleceğini aktardı.
Basın toplantısına katılan Almanya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Johannes Dimroth da, kaç Türk askerinin ve diplomatın Almanya'dan iltica talebinde bulunduğu konusunda ellerinde bilgi olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine, meslekleri ayrı ayrı kaydetmedikleri için bu konuda bilgi veremeyeceğini, ancak geçen yıl Almanya'dan iltica talebinde bulunan Türk vatandaşlarının sayısında belirgin bir artış olduğunu söyledi.
Bu sayının 2015 yılında yaklaşık bin 700, 2016 yılında ise 5 bin 700'den fazla olduğuna işaret eden Dimroth, uzun zamandan beri ilk kez böyle bir artış kaydedildiğini ve herkesin durumunun tek tek incelendiğini sözlerine ekledi.