Savaşta son dakika... El Kassam Tugayları duyurdu! İsrail ordusunun kalbine saldırı

Hamas'ın Telegram hesabından yapılan açıklamada, "Filistin halkımıza yönelik saldırıların durdurulması amacıyla arabulucu kardeşlerimizle (Mısır-Katar) fikir alışverişinde bulunduk." ifadeleri kullanıldı. Açıklamada daha fazla bilgiye yer verilmedi.

İsrail, Lübnan’ın güneyindeki Sur kentine düzenlediği saldırıda üst düzey Hizbullah komutanı Muhammed Nimah Nasır'ı öldürürken, Hizbullah İsrail’e 100 roket fırlatarak karşılık verdi.

İsrail ve Hizbullah arasındaki saldırılar devam ediyor. İsrail ordusunun, Lübnan’ın güneyindeki Sur kentine düzenlediği hava saldırısında üst düzey Hizbullah komutanı Muhammed Nimah Nasır ve iki Hizbullah üyesi hayatını kaybetti. Hizbullah'ın güney Lübnan'daki üç bölgesel tümeninden biri olan Aziz biriminin komutanı olarak bilinen Nasır, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana öldürdüğü en üst düzey ikinci Hizbullah komutanı oldu.

İsrail ordusu, Nasır’ın 2006'daki sınır ötesi kaçırma operasyonu da dahil olmak üzere İsrail'e yönelik çok sayıda saldırıya katıldığını açıkladı.

HİZBULLAH’TAN İSRAİL’E 100 ROKETLE KARŞILIK

Nasır’ın öldürülmesinin ardından Hizbullah, İsrail’e 100 roket atarak karşılık verdiklerini duyurarak, Golan Tepeleri’ndeki İsrail’e ait iki mevzinin hedef alındığı ifade edildi.

Hizbullah, İsrail’in Sur’a düzenlediği saldırı ve suikasta karşılık olarak Nafah Kışlası’ndaki Golan Tümeni Karargahı'nı ve Keila Kışlası'ndaki hava ve füze savunma karargahını hedef aldıklarını açıklayarak, söz konusu saldırının İsrail mevzilerine karşı düzenlenen altıncı saldırı olduğunu aktardı.

Birleşmiş Milletler (BM), İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'ya 7 Ekim 2023'den bu yana 28 hava saldırısı düzenlediğini bildirdi.

BM Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

İsrail'in sadece geçen hafta işgal altındaki Batı Şeria'ya 2 hava saldırısı düzenlediğini aktaran Dujarric, aynı zamanda İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Tulkerim'deki Nur Şems Mülteci Kampı'na saldırısında 200 evin zarar gördüğünü kaydetti.

Dujarric, İsrail'in Batı Şeria'ya 7 Ekim'den bu yana 28 hava saldırısı düzenlediğini belirterek, bu saldırılarda aralarında 14 çocuğun da bulunduğu 77 Filistinlinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

İsrail ordusunun Filistinlilere ait arazilere el koyması

İsrail ordusunun, işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere ait yaklaşık 12 bin 715 dönümlük araziye el koymasına ilişkin ise Dujarric, "Bu çok çok yanlış yönde bir adım. Müzakere edilmiş iki devletli çözüm yönünde hareket edilmesini istiyoruz." dedi.

Gazze'de "Starlink" tartışması

Dujarric, bazı haberlerde İsrail ve BM'nin Elon Musk'ın uydu internet hizmeti sağlayan Starlink'inin Gazze'de kullanılması konusunda anlaştığının sorulması üzerine, "İnsani yardım çalışanlarımıza destek olmak için gerekli teçhizatın sağlanması konusunda İsrailli yetkililerle görüşmeler yürütüyoruz." ifadesini kullandı.

İnsani yardım operasyonu yürüttükleri tüm ülkelerde benzer sistemlerin bulunduğunu ve buna ihtiyaçları olduğunu ifade eden Dujarric, "Personelimizin her zaman nerde olduğunu bilmek istiyoruz, onlara her zaman ulaşabilmek istiyoruz." dedi.

Dujarric, bunun için iletişim araç gereçlerine ihtiyaçları olduğunu, konunun Starlink'le alakasının olmadığını, baz istasyonuna ihtiyaç duyulmayan herhangi bir platformu kullanmaya açık olduklarını dile getirdi.

The Times of Israel'in haberine göre, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ofisi, diplomasi muhabirlerine "üst düzey bir savunma yetkilisi" adına İsrail ile Hamas arasındaki Gazze'de ateşkes ve esir takası müzakerelerine dair bir açıklama gönderdi.

Açıklamada, "Hamas, (ateşkes) anlaşmasında İsrail'in ilk aşamadan sonra (Gazze'de) savaşa geri dönmesini engelleyecek bir madde üzerinde ısrarını sürdürüyor." denilirken, bu durumun İsrail açısından "kabul edilemez" olduğu vurgulandı.

Müzakere sürecinde "doldurulması gereken ilave boşluklar" olduğu belirtilen açıklamada, İsrail'in kalan 120 rehinenin tamamının serbest bırakılmasını sağlamak için Hamas'a "askeri ve diplomatik baskı uygulamaya devam edeceği" ifadesine yer verildi.

Kassam Tugaylarının Telegram hesabından yapılan açıklamada, Şucaiyye'de İsrail ordusunun kurduğu karargaha saldırı düzenlendiği belirtildi. Saldırıda çok sayıda İsrail askerinin öldüğü ve yaralandığı aktarılırken bu kişileri tahliye etmek için bir helikopterin bölgeye indiği kaydedildi.

Kassam'dan daha önce yapılan açıklamada da Şucaiyye'de İsrail askerlerinin havan toplarıyla hedef alındığı belirtilmişti. Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde bulunan Tel es-Sultan Mahallesi'nde İsrail ordusuna ait iki Merkava tipi tankın Yasin-105 roketleriyle hedef alındığı ifade edilmişti.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 15 bin 694’ü çocuk, 10 bin 279'u kadın olmak üzere 37 bin 953 Filistinli öldü, 87 bin 266 kişi yaralandı.

Enkaz altında hala binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyinden yapılan açıklamada, "İşgal makamları (İsrail), Nablus'un güneydoğusundaki Akraba köyünde vatandaşların toplam 12 bin 715 dönümlük arazisine el koyma kararı aldı." denildi.

İsrail'in Filistinlilerin topraklarını gasbetme kararının, söz konusu bölgenin "devlet arazisi olduğu" bahanesiyle alındığı ve bu sebeple Filistinlilerin bölgeye girişinin yasaklanıp, arazinin yasa dışı yerleşim yerleri kurulması amacıyla kullanılacağı kaydedildi.

İsrail'in kararının "Bölgedeki geniş arazileri ele geçirerek başta Ürdün Vadisi ve yakın bölgeleri olmak üzere Batı Şeria'nın doğu kesimlerini kontrol altına almayı amaçlayan daha büyük bir planın parçası olduğu" vurgulandı.

Açıklamada, "2024'ün başından bu yana İsrail işgal makamları Filistinlilerin topraklarının devlet arazine dönüştürülmesini kapsayan 4 karar aldı. Bu kararlar sonucu vatandaşların topraklarına erişmesi ve kullanması yasaklanmaktadır." ifadesine yer verildi.

İsrail'in yılbaşından bu yana Filistinlilere ait 24 bin araziyi "devlet arazisi" ilan ettiği belirtilen açıklamada, aynı tarihten itibaren "çeşitli isimlerle el konulan" arazilerin toplamının 39 bin dönüme ulaştığı kaydedildi.

İşgal altındaki Batı Şeria'da 451 bin, Doğu Kudüs'te ise 230 bin İsrailli, Filistin topraklarını gasbediyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki bu yerleşimler yasa dışı sayılıyor.

Hizbullah'tan yapılan yazılı açıklamada, Lübnan sınırına yakın El-Malikiye'de yer alan İsrail casusluk teçhizatlarının vurulduğu belirtildi.

Lübnan resmi ajansı NNA'da yer alan haberde ise İsrail savaş uçaklarının, başkent Beyrut ve çevresinin yanı sıra güneydeki bazı bölgelerde alçak uçuşlar yaptığı kaydedildi.

İsrail savaş uçaklarının, Lübnan semalarında ses duvarını aştığına, panik ve korku atmosferi oluşturduğuna işaret edilen haberde, İsrail topçu birliklerinin de ülkenin güneyindeki El-Cebin beldesini hedef alarak elektrik şebekesine zarar verdiği aktarıldı.

İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023'ten bu yana devam eden çatışmalarda şu ana kadar 358 Hizbullah mensubu öldürüldü.

İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberine göre, İsrailli dört komutan, bu hafta başında Başbakan Binyamin Netanyahu ile bir araya gelerek, 9 aydır devam eden saldırıların ardından askerlerde bir yorgunluk halinin ortaya çıkmaya başladığının dikkate alınması gerektiğini iletti.

İsrailli komutanlar ayrıca "İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki başarılarının arttığını ve Hamas tugaylarını dağıtmaya yaklaştıklarını" savundu.

"Refah Tugayı, İsrail hükümetinin iddia ettiği gibi kötü durumda değil"

Öte yandan KAN, isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberinde, "Hamas'a bağlı Refah Tugayı'nın durumunun, İsrail hükümetinin halka pazarlamaya çalıştığı kadar kötü olmadığını" belirtti.

Haberde, Refah Tugayı'nda 3 bini aşkın silahlı bulunduğu ve bunların çoğunun tugayın gelecekteki kapasitesini korumak için şehri terk ettikleri ileri sürüldü.

Refah Tugayı'nın 4 taburdan oluştuğuna yer verilen haberde, Refah'ın güneyinde Yabna taburunun yenilgiye uğratıldığı, Doğu Refah taburunun kısmen hasar gördüğü, şehrin merkezindeki Şabura ile batıda Tel es-Sultan taburlarının ise çatışmaya devam ettiği ifade edildi.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, İsrail'in Lübnan'ın güneyine yönelik saldırılarını ve ihlallerini, uluslararası toplumun engel olmasını gerektiren "yıkıcı ve terör saldırıları" olarak nitelendirdi.

Mikati, başkent Beyrut'ta sivil toplum kuruluşu Diyalektik kurumunun çağrısıyla düzenlenen "İsrail ihlalleri ile uluslararası sözleşmeler arasında Lübnan'ın rolü ve konumu" başlıklı etkinliğe katıldı.

Ülkesinin İsrail'in Filistinlilere yönelik uyguladığı soykırımın durdurulması meselesiyle ilgilendiğini ifade eden Mikati, "Barışın özü, Filistin halkının kendi topraklarında özgür ve bağımsız bir devlette yaşamasıdır. Bunun önüne geçecek her türlü girişim, Orta Doğu'da ve dünyada daha fazla krize neden olacaktır." uyarısında bulundu.

Mikati, Lübnan'ın 1948'den bu yana yüzbinlerce Filistinli mülteciye ev sahipliği yaptığını belirterek, uluslararası toplumun Filistinli mültecilere yönelik insani ve ahlaki sorumluluğu olduğunu vurgulandı.

İsrail'in, Hizbullah ile çatışması kapsamında Lübnan'ın güneyindeki köy ve kasabaları hedef alan saldırılarına ilişkin "halkın kasıtlı olarak öldürüldüğünü, kasabaların hedef alındığını ve buradaki mahsullerin yakıldığını" ifade eden Mikati, bunları, uluslararası toplumun engel olmasını gerektiren "yıkıcı ve terör saldırıları" olarak nitelendirdi.

Aylarca korkuyla beklenen kara işgali Mayıs ayı başladığında İsrail tankları hemen sınır hattına girdi ve 1979 anlaşmasını ihlal etti.

İsrail'le anlaşma imzalayan ilk Arap ülkesi Mısır, Tel Aviv yönetimini defalarca uyarmasına rağmen tanklar Gazze sınırındaki tampon bölge Philadelphia Koridoru'nu ele geçirince Refah sınır kapısını kapattı.

Kahire yönetimi bir adım daha atıp, Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olduğunu duyurdu.

Mayıs ayı içerisinde sınır hattında korkulan oldu, İsrail ve Mısır birlikleri arasındaki çatışmada bir asker hayatını kaybetti.

İsrail tarafında ise onuncu ayına girilen savaşta özellikle aşırı sağcılar birçok kez Mısır'ı gündemde tuttu, radikal Yahudiler Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin Sina Yarımadası ya da başka bir ülkeye sürülmesi gibi kan donduran teklifleri dillendirdi.

Kahire söz konusu açıklamalara çok sert tepki gösterdi ve sınıra asker yığarak bir göçmen akınına izin vermeyeceğini bildirdi.

14 kilometre uzunluğunda ve birkaç yüz metre genişliğindeki Philadelphia Koridoru'nun gündemden düştüğü bugünlerde, İsrailli aşırı sağcı bir bakanın sosyal medyada paylaştığı mesaj deprem etkisi yarattı.

İsrail Miras Bakanı Amichai Eliyahu, Sina Yarımadası'nın işgalini isteyen bir sosyal medya mesajını retweet etti.

Faşist Yahudi Gücü Partisi'nin üyesi Eliyahu'nun sayfasındaki mesajda bir tişört reklamı var. Tişörtteki haritada Batı Şeria, Gazze ve Sina Yarımadası İsrail haritasının içinde gösteriliyor ve 'Halk işgal istiyor, şimdi işgal' sloganı yer alıyor.

Dahası, söz konusu paylaşımda verilen linke tıklandığında ise açılan sitede bu kez Ürdün ve Lübnan'ın da İsrail sınırlarına dahil edilmesi savunuluyor.

Sina Yarımadası, 1979 anlaşması gereği İsrail tarafından 1982'de Mısır'a iade edildi.

Skandalın ardından Amichai Eliyahu ya da Yahudi Gücü Partisi'nden herhangi bir açıklama yok. Başbakanlık ise söz konusu paylaşıma dair yorum yapmayı reddetti.

Asıl Mısır ve diğer devletlerin İsrailli faşist bakana vereceği tepki merak ediliyor.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail katliamında can kaybı 37 bin 953'e çıktı. Filistinli yetkililer, son 24 saatteki saldırılarda 28 kişinin daha yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Avrupa'da yaklaşık iki yıldır devam eden savaşa Kuzey Kore'nin asker gönderdiği ortaya çıktı.

ABD'nin Gazze savaşı politikası nedeniyle görevinden istifa eden 12 Amerikalı yetkili, Washington'ın ulusal güvenliği tehlikeye attığını söyledi.

Eski yetkililerin yayımladığı ortak açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden'ın politikalarının Ortadoğu'yu daha da istikrarsızlaştırdığına dikkat çekilerek "Amerika'nın İsrail'e verdiği diplomatik destek ve ülkeye sağladığı sürekli silah akışı, Gazze'de kuşatma altındaki Filistin halkının öldürülmesinde ve aç bırakılmasında inkar edilemez bir suç ortağı olmamıza yol açtı" denildi.

Washington'ın yürüttüğü savaş siyasetiyle 'ABD'nin sırtına hedef tahtası yerleştirdiğini' belirten eski hükümet yetkilileri, bu tutumun hem Filistinlilere hem de İsraillilere zarar verdiğine işaret etti.

Ortak açıklamada, "Ulusumuzun bölgedeki siyasi ve ekonomik çıkarları önemli ölçüde zarar görürken, dünyanın yeni bir stratejik rekabet dönemiyle şekillendiği ve ABD'nin güvenilirliğine en çok ihtiyaç duyduğumuz böyle bir zamanda, bu güvenilirlik dünya çapında derinden sarsıldı" denilerek Gazze savaşı politikasının ulusal güvenlik riski oluşturduğu vurgulandı.

Bildiriyi imzalayanlar arasında, Biden'ın İçişleri Bakanlığı'na özel yardımcı olarak atadığı ve dün istifasını duyuran Amerikalı Müslüman Maryam Hassanein'in yanı sıra Dışişleri Bakanlığı'nda yabancı ülkelere silah transferlerini denetleyen ve ekimde istifa eden Josh Paul da yer alıyor.

Açıklamaya eski bir Beyaz Saray yetkilisi, iki eski Hava Kuvvetleri personeli ve Savunma İstihbarat Teşkilatı'ndan (DIA) istifa eden subay da imza attı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, ortak bildiriyle ilgili henüz açıklama yapmadı.

7 Ekim tarihinde başlayan savaşta İsrail işgal ordusunun bir numaralı hedefi, Hamas'ın lideri Yahya Sinvar'ı bulmaktı.

Tarihi baskının arkasındaki isim Sinvar'ı bulmak için insansız hava araçlarından ajanlara, ABD'nin istihbarat desteğinden digital izlemeye kadar her yol denendi.

İsrail geride kalan dokuz ayda Yahya Sinvar'ın izini tespit edemedi, yanı sıra Hamas'ı yok etmek ve rehineleri geri getirmek gibi vaatler de tamamen boş çıktı.

Savaşın onuncu ayına bugün girilirken Hamas liderine dair yalnızca bir tünelden yürüyerek geçtiği görüntü var.

Amerikan medyası Mayıs ayında Yahya Sinvar'ın Han Yunus'un altındaki tünellerden hiç ayrılmadığını yazarken, Londra merkezli Suudi gazetesi Şarkul Avsat bugün sıra dışı bir habere yer verdi.

Şarkul Avsat halihazırda Hamas liderinin yerini yalnızca iki ya da üç kişinin bildiğini, Sinvar'ın dışarıyla iletişiminin de söz konusu kişiler tarafından sağlandığını yazdı.

Haberini Hamas içindeki kaynaklara dayandıran gazete, Yahya Sinvar'ın şimdiye kadar hiçbir bombardımana hedef olmadığını da ekledi.

Şarkul Avsat'ın haberinde dikkat çeken bir başka nokta daha var: 62 yaşındaki Sinvar Gazze Şeridi'nden dışarı çıkıp sürgüne gitmeyi düşünmüyor.

Hamas lideri 7 Ekim'deki baskının ardından yalnızca bir kez kamuya açık mesaj paylaştı, Kasım ayı sonundaki rehine takası sırasında Gazze Şeridi'nin altındaki tünellerden birinde İsrailli rehinelerle konuştuğu biliniyor.

Yaygın olarak Filistinliler arasında Ebu İbrahim adıyla bilinen Yahya Sinvar'ın İsrail tarafından aranırken tünellerde rehinelerle buluşması, büyük bir sürpriz niteliğindeydi.

İlk kez 19 yaşındayken gözaltına alınan 61 yaşındaki Sinvar, 1988'den 2011 yılına kadar İsrail hapishanelerinde tutuldu. Hamas'ın rehin tuttuğu İsrailli asker Gilad Şalid karşılığında serbest bırakılan 1100 mahkum arasındaydı.

Gazze Şeridi'ndeki işgalin geleceğine dair farklı tutumlar benimseyen ABD lideri Joe Biden ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu ay sonuna doğru Washington'da bir araya gelebilir.

Netanyahu, 24 Temmuz tarihinde ABD Kongresi'ne hitap edecek ve bu skandal konuşmayı şimdiden Biden'ın partisi Demokratlardan birçok senatör ya da temsilci protesto edeceklerini ilan etti.

Bir Beyaz Saray yetkilisi, İsrail Başbakanı'nın Washington'da bir hafta geçireceğini ancak şimdiden belirlenmiş bir randevunun olmadığını söyledi.

Kasım ayından bu yana Kızıldeniz'i dünyanın en tehlikeli su yolu haline getiren ve ABD'nin başını çektiği koalisyonla adı konulmamış bir savaş yürüten Yemenli Husiler, Rusya ile resmi temas kurdu.

İran destekli grup, Rusya lideri Vladimir Putin'in Orta Doğu ve Afrika ülkeleri özel temsilcisi Mihail Bogdanov ile görüştüklerini açıkladı.

Moskova ile Husiler arasındaki görüşmede Gazze Şeridi'ndeki savaşın yanı sıra Amerikan ve İngiliz savaş uçaklarının Yemen topraklarındaki bombardımanları da ele alındı. Husilerin sözcüsü, Kızıldeniz'deki operasyonları hakkında Moskova'ya bilgi verdiklerini söyledi.

Başkent Sana ve ülkenin en büyük limanı Hudeyde dahil Yemen'in batısını kontrol eden Husiler, İsrail işgal ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesini istiyor.

Bir kargo gemisine el koyarak Kızıldeniz'deki saldırılarını başlatan İran destekli Husiler, geride kalan yaklaşık sekiz ayda onlarca gemiyi Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nde vurdu. Füzeler ve kamikaze drone'ların kullanıldığı saldırılarda iki gemi battı.

ABD'nin liderlik ettiği uluslararası koalisyonun savaş gemileriyle Kızıldeniz'deki devriyeleri, Husileri durduramadı.

Avrupa ve Asya arasındaki en kısa rota olan Kızıldeniz, küresel ticaretin yaklaşık yüzde 13'üne ev sahipliği yapıyordu ancak mevcut tabloda Husi saldırıları nedeniyle birçok nakliye devi ve petrol şirketi bu güzergah yerine Afrika Kıtası'nı dolaşıyor.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki en büyük şehir Han Yunus ile Mısır sınırındaki Refah için verdiği acil tahliye emri, yüzbinlerce Filistinlinin apar topar bir kez daha sığındıkları yerlerden kaçmasına neden oldu.

Uluslararası haber ajansları kafileler halinde yollara düşen, çoğu yaya olarak kaçmayı deneyen Filistinlilerin fotoğraflarını dünyaya servis etti.

Tahliye emrinden dakikalar sonra Han Yunus ve Refah'ta yeni bir katliam gerçekleştiren İsrail, mevcut tabloda 1,9 milyon Filistinlinin Gazze Şeridi'nin orta kesiminde toplandığını duyurdu.

41 kilometre uzunluğundaki kıyı şeridi Gazze'de savaştan önce 2,3 milyon Filistinli yaşıyordu, geride kalan dokuz ayda İsrail 38 bin Gazze sakinini katletti.

Filistinli direniş grupları ise çekildiği birçok yerde yeniden ortaya çıktı, işgal ordusuna ağır kayıplar verdirdi.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları, kuzeydeki Gazze şehrinde yer alan Şucaiyye'de İsrail işgal birlikleriyle çatıştığını bildirdi.

Bir evdeki 14 İsrail askeri Kassam Tugayları tarafından hedef alınırken, evin termobarik roketle vurulduğu bilgisi var. Kassam Tugayları roketin ateşlendiğini doğruladı.

Washington merkezli Savaş Araştırmaları Enstitütüsü Şucaiyye'deki karmaşık pusuda termobarik roketler kullanıldığını, ayrıca binanın alev topuna dönüşmesinin ardından hızlı müdahale ekibinin de vurulduğunu aktardı.

İsrail işgal birlikleri Nisan ayında Şucaiyye'den çekilmişti ve Salı günü gerçekleşen bir dizi saldırı Filistinli direniş gruplarının yeniden organize olduğunu gösterdi.

Filistinli gruplar Şucaiyye'de Salı günü en az 10 saldırı gerçekleştirdi, vurulan hedefler arasında bir tank ve zırhlı araçlar da var.

Şucaiyye'de çekilen bir video kaydında, Filistinli keskin nişancının İsrail işgal askerini tek atışla öldürdüğü görüldü.

Gazze'nin en güneyinde yer alan Refah'ta da iki İsrail tankı roketle imha edildi. İsrail işgal ordusunun Refah'taki yaralıları taşımak için helikopter gönderdiği görüldü.

Refah'ta çekilen görüntüde ise, iki Filistinli savaşçının bir İsrail tankına ilerlediği ve patlayıcı yerleştirilen tankın havaya uçtuğu dikkat çekti.

İsrail ordusundan henüz verilen kayıplara dair resmi bir açıklama yok.