Savaşta son dakika... Orta Doğu'da beşinci cephe açıldı! İsrail'e ilk saldırı, mesafe 1600 kilometre

İsrail Gazze Şeridi’nin dört bir yanında sivilleri hedef almaya devam ederken, güneydeki Refah kentine planladığı geniş çaplı kara saldırısı endişeye yol açıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Sekreteri Tedros Ghebreyesus yaptığı açıklamada, tahmini 1,2 milyon Filistinlinin barındığı Refah’ta herhangi bir kara saldırısının büyük bir felakete yol açacağı konusunda uyarılarda bulundu. Ghebreyesus, "Refah kentinde geniş çaplı bir askeri operasyonun kan gölüne yol açmasından ve zaten çökmüş olan sağlık sistemini daha da zayıflatmasından derin endişe duyuyoruz” dedi.

Refah’ta gerçekleştirilecek bir saldırının ölüm ve hastalık oranlarını önemli ölçüde artıracağını belirten Ghebreyesus, “Yeni bir yerinden edilme dalgası aşırı kalabalığı daha da arttıracak, gıda, su, sağlık ve temizlik hizmetlerine erişimi daha da kısıtlayacak, hastalık salgınlarının artmasına, açlığın kötüleşmesine, daha fazla can kaybına yol açacaktır” ifadelerini kullandı.

Bozuk sağlık sisteminin Refah’a yapılacak bir saldırının yol açacağı ölüm ve yaralanma vakalarındaki artışla başa çıkamayacağını aktaran Ghebreyesus, kentte şu anda kısmen faaliyette olan 3 hastaneye çatışmalar yoğunlaştığında ulaşımın zorlaşacağını ve sonuç olarak hastanelerin işlevsiz hale geleceğini vurguladı. Ghebreyesus, "DSÖ, acil ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve Gazze Şeridi’ne ve acil insani yardımın gerekli ölçekte ulaştırılmasının önündeki engellerin kaldırılması çağrısında bulunmaktadır” diye konuştu.

“Kara operasyonu daha fazla acı ve ölüm anlamına gelecektir”

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke ise bugün erken saatlerde yaptığı açıklamada, Refah’a yapılacak askeri operasyonun “katliama yol açabileceği” uyarısında bulundu. Laerke, “Gazze Şeridi’nde zaten insani yardım sağlamakta zorlanan kuruluşlar için kara saldırısı feci bir darbe olur. Herhangi bir kara operasyonu daha fazla acı ve ölüm anlamına gelecektir” dedi.

Filistin’e destek protestolarına sahne olan üniversiteler arasına Almanya’nın Köln Üniversitesi de katıldı. Köln kentindeki üniversitede öğrencilerin ve akademisyenlerin yanı sıra yaklaşık 300 kişinin katıldığı gösteride, “Filistin’e özgürlük”, “Almanya silah desteği veriyor, Filistinliler öldürülüyor”, “Yaşasın uluslararası dayanışma” sloganları atıldı. Protesto alanını Gazze'de öldürülen insanların fotoğraflarının yer aldığı bildiriler ile donatan göstericiler, “İnsanlık onuru için Filistin’e barış”, “Katliamı durdurun” yazan pankartlar taşıdı. Ellerinde İsrail bayrağı taşıyan yaklaşık 10 kişiyi ise bir polis grubunun koruduğu görüldü.

Akademisyen ve öğrencilerin yaptığı konuşmalarda, Filistin'de
gerçekleştirilen katliamın durdurulması gerektiğine vurgu yapılırken, İsrail'e destek veren Alman hükümeti eleştirildi.

“FİLİSTİNLİLERİN YANINDAYIZ, GİTMİYORUZ VE SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”

Protesto gösterisinin organizatörlerinden Voice, "Biz bugün burada Almanya’nın en büyük üniversitesinde buluştuk. Alman öğrenciler hala uyuyor. ABD’de, Fransa’da, Belçika’da, İngiltere’de protesto kampları kuruldu. Biz de bugün burada protesto kampı kurmak istiyoruz onun için bugün burada toplandık” dedi.

Voice, “Polis bizi tehdit etti, kamp kurmaya çalışırsak şiddet uygulayacaklarını söylediler. Biz bu soykırımın bitmesini istiyoruz. Buradan bütün dünyaya bir mesaj göndermek istiyoruz. Biz Filistinlilerin yanındayız, gitmiyoruz ve sonuna kadar mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.

Gösteriye katılan Hacer Köysen ise, "Filistin'e destek amacıyla geldik. Oradaki katliamı görüyoruz. Bütün dünya da buna şahit oldu. Burada akademisyenler olarak üniversite öğrencilerine destek amaçlı bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

İsmi açıklanmayan Hamas yetkilisi, yarın Mısır’ın başkenti Kahire’ye gidecek bir heyetin esir takası ve ateşkes anlaşması müzakerelerinde İsrail’in sunduğu teklife yazılı bir yanıt vereceğini söyledi.

İsrail ile Hamas arasındaki esir takası ve ateşkes anlaşması müzakerelerinin ne zaman sonuç vereceği merak konusu olmaya devam ediyor. Müzakereler bu hafta da Mısır’ın başkenti Kahire’de gerçekleştirilecek. Hamas’ın üst düzey yetkilisi Husam Badran, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu ateşkes ihtimalinin baltalamaya yönelik açıklamalar yapmakla suçladı. Badran, Netanyahu’nun Refah’a askeri güç gönderme konusunda ısrar eden açıklamalarının “anlaşmaya varılması ihtimalini ortadan kaldırmaya” yönelik olduğu uyarısında bulundu. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun daha önceki müzakerelerde de engelleyici olduğunu vurgulayan Badran, "Bir anlaşmaya varmakla ilgilenmiyor. Bu nedenle mevcut çabaları engellemek için açıklamalar yapıyor" dedi.

Badran açıklamasında, Hamas’ın hedefinin kalıcı bir ateşkes ve “işgal güçlerinin Gazze Şeridi’nden tam ve kapsamlı bir şekilde çekilmesi” olduğunu yineledi.

Mısır, Katar ve ABD arabuluculuğunda gerçekleştirilen İsrail ile Hamas arasında esir takası ve ateşkes anlaşması müzakereleri devam ediyor. İsrail’in teklifini sunduğu ve Hamas’ın cevabının beklendiğine yönelik açıklamalar yapılırken, sonucun ne olacağı belirsizliğini koruyor. ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Başkanı William Burns, bugün Mısır’ın başkenti Kahire’ye geldi. Burns’un müzakerelerde son duruma ilişkin görüşmelerde bulunacağı tahmin ediliyor.

ABD’nin New Jersey eyaletindeki Princeton Üniversitesi’nde devam eden Filistin'e destek gösterileri farklı bir aşamaya geçti. Öğrenciler yayımladıkları bildiriyle açlık grevi başlattıklarını bildirdi. Yapılan açıklamada, “Katılımcılar, taleplerimiz karşılanana kadar su hariç her türlü yiyecek ve içecekten uzak duracaklar. Bedenlerimizi Filistin’in özgürleşmesine adıyoruz. Princeton, şimdi bizi duy! Bir yere gitmiyoruz” ifadeleri kullanıldı.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne başlattığı saldırılar 210 gündür devam ediyor. Dünyanın dört bir yanında İsrail güçlerinin sivilleri katletmesine tepki gösteren milyonlarca kişi her hafta protesto gösterisi düzenlerken, bu gösteriler okullara ve turistik yerlere yayılarak yankı uyandırıyor. Fransa’nın başkenti Paris’teki Pantheon Anıtı önünde yüzlerce öğrenci Gazze Şeridi için bir araya geldi. Ülkenin seçkin üniversitelerinden biri olan Sorbonne Üniversitesi yakınlarındaki anıtta toplanan kalabalık, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya tepki gösterdi. Filistin bayrakları taşıyan göstericiler, Gazze Şeridi’nde ateşkes sloganları attı. “Filistin’e Özgürlük” diye bağıran yüzlerce öğrenci, saldırıların durmasını talep etti.

Gösteriye katılan bir Filistin destekçisi yaptığı açıklamada, "Bizim konuşma özgürlüğümüz, kendimizi ifade etme özgürlüğümüz ve bir şeyleri protesto etme özgürlüğümüz var. Fakat hükümet bunu istemiyor. Göz yaşartıcı gazla veya polisler tarafından sert müdahalelerle bizleri uzaklaştırmaya çalışıyor. Bu kabul edilemez” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Gazze Şeridi'nde halihazırda eskiye oranla daha fazla gıda bulunmasına karşın kıtlığın tamamen ortadan kalkmadığını açıkladı.

DSÖ'nün Filistin bölgesi temsilcisi Rik Peeperkorn, 2,3 milyon nüfuslu bölgede insani durumun hala kötü olduğunu belirtti ve bölgede kıtlığın henüz önlenemediğini söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Mart ayından bu yana beş yaşın altında 40'tan fazla aşırı şekilde yetersiz beslenen çocuk, ek sağlık sorunları ile hastanelere getirildi.

Örgütten yapılan açıklamada, iki yaşındaki bazı çocukların ağırlığının ise 10 ila 14 kilo olması gerekirken, 4 kilo civarında olduğuna işaret edildi.

Açıklamada, çatışmaların başladığı Ekim ayından önce Gazze Şeridi'nde çocuklar arasında yetersiz beslenmenin 'yok denecek kadar az' olduğuna vurgu yapıldı.

DSÖ temsilcisi Peeperkorn, yetersiz beslenmenin yol açtığı sorunların kısa vadede çözülmesinin beklenmemesi gerektiğini sözlerine ekledi, "Sonuçlarını yıllarca hissedeceğiz" dedi.

YETERSİZ BESLENME ÇOCUK ÖLÜMLERİNİ TETİKLİYOR

Filistinli yetkililere göre son haftalarda yetersiz beslenen yaklaşık 25 çocuk hayatını kaybetti. Peeperkorn bu çocukların açlıktan ölmediğini, yetersiz beslenme sonucu oluşan komplikasyonlar nedeniyle yaşamlarını yitirdiklerini kaydetti.

BM kalkınma ajansı UNDP'nin yerel direktörü de, Gazze Şeridi'ndeki durumu "İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana bir bölgede yaşanan en büyük yıkım" olarak tanımladı.

Gazze'deki savaşın 210'uncu gününde İsrail'de yapılan yeni anket, toplumun rehine takası anlaşmasının Refah'a kara saldırısından daha önemli olduğunu gördüğünü ortaya koydu.

Maariv gazetesinde yayımlanan ankete katılanların yüzde 54'ü rehine anlaşmasına, yüzde 38'i ise Refah'ın karadan işgal edilmesine destek verdi. Anket sonuçları merkez sol partilere oy verenlerin yüzde 81'inin rehine anlaşması istediğini, sağ seçmenin ise yüzde 79'la Refah'a kara saldırısına destek sunduğunu gösterdi.

ABD genelinde 140 üniversiteye yayılan Filistin protestoları Beyaz Saray'da nihayet yankı buldu, Başkan Joe Biden ilk kez konuştu.

New York kentindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin kampüste çadır kurmasıyla başlayan protesto dalgası, ABD'nin 45 eyaletindeki 140 üniversiteye sıçradı. Yanı sıra aralarında Fransa, Kanada, Avustralya'nın da yer aldığı çok sayıda ülkeye yayıldı.

Polis birçok üniversite kampüsünde Gazze'de ateşkes ve okullarının İsrail'le ilişkisi olan şirketlerle finansal bağlarını koparmasını isteyen öğrencilere biber gazı sıktı, sert şekilde müdahale etti. ABD'de iki haftayı dolduran protesto dalgasında 2 binden fazla öğrenci gözaltına alındı.

Son olarak Los Angeles kentindeki California Üniversitesi'nde (UCLA) İsrail destekçisi maskeli grup, Filistin yanlısı göstericilerin kamp kurduğu alana saldırdı. UCLA'da 24 saat süren gerilimde polis 209 kişiyi gözaltına aldı.

Son 24 saat içinde Yale, Dartmouth, Stony Brook, Portland Eyaleti, Wisconsin Üniversitesi ve Dallas'taki Texas Üniversitesi'nde de gözaltılar gerçekleşti.

ABD Başkanı Biden üniversitelerde arka arkaya gelen polis müdahalelerinin ardından konuştu, "Biz otoriterliğin hakim olduğu bir ulus değiliz. İnsanları susturmak ve muhalefeti bastırmak amacında değiliz. Ama kanunsuzluğun hüküm sürdüğü bir ülke de değiliz" dedi.

Protestoculara yasalara uyma çağrısı yapan Biden, "Düzen yeniden sağlanmalı. Kimsenin kaos yaratma hakkı yok" ifadesini kullandı.

ABD lideri, üniversite kampüslerindeki protestolara ulusal muhafızların müdahale edip etmemesi gerektiği yönündeki soruya 'Hayır' yanıtını verdi.

Bir grup Arap Amerikalı seçmenin kurduğu Ulusal Kararsızlar Hareketi, Biden’ı savaş karşıtı protestoları karalamaya çalışmakla suçladı.

Grubun lideri Abbas Alawieh, "Biden'ın ülke çapındaki gençleri veya siyasetini değiştirmesini isteyen yarım milyondan fazla kararsız seçmeni dinlemediği açık. Umarız çok geç olmadan bizi duyar" diye konuştu.

İran ve İsrail arasındaki tansiyonda belirgin bir düşüş gözlemlenirken, vekil güçlerin dahil olduğu çatışmalar tırmanıyor.

İsrail birkaç haftalık aranın ardından yeniden Suriye'ye hava saldırısı düzenledi, savaş uçaklarının ateşlediği füzeler başkent Şam'ı hedef aldı. Resmi açıklamaya göre füze saldırısında maddi hasarın yanı sıra sekiz asker de yaralandı.

İran destekli Iraklı gruplar ise, İsrail'in başkenti Tel Aviv'e doğru füzeler ateşledi. Perşembe günü yayınlanan görüntülerde çöldeki iki rampadan fırlatılan uzun menzilli füzeler yer aldı.

Haşdi Şabi ve diğer grupları da bünyesinde barındıran şemsiye yapı İslami Direniş, ilk kez İsrail'in başkenti Tel Aviv'i hedef aldığını duyurdu.

İsrail tarafında ise söz konusu füzelerin nereye düştüğüne ya da engellenip engellenmediğine dair bir bilgi yok.

Şimdiye kadar İsrail'e yönelik hiçbir saldırı gerçekleştirmeyen Bahreyn'deki İran destekli grup El Aştar Tugayları da, yayınladığı videoyla Orta Doğu'da yeni bir cephe açıldığını duyurdu.

Orta Doğu'yu alev topuna çeviren savaşın yedinci ayında gerçekleşen ilk saldırıda, İsrail'in en güneyindeki Eilat şehrindeki bir şirket merkezi hedef alındı.

Gazze Şeridi'nde direnen Filistinlilere destek için söz konusu saldırıyı düzenlediğini belirten Aştar Tugayları, epeyce sansürlenmiş bir video yayınladı. Görüntüde ilk dikkat çeken ayrıntı, 2017 yılında Bahreyn'den İran'a kaçmaya çalışırken öldürülen dört kişinin resmi oldu.

Newsweek, El Aştar Tugayları'nın ateşlediği silahlı insansız hava aracının Yemenli Husilerin fırlattığı kamikaze drone'lara ve İran'ın uzun menzilli drone serisi Samad'lara benzediğini yazdı.

İran'ın Direniş Ekseni adını verdiği gruplar, savaşın başladığı 7 Ekim'den beri Irak, Lübnan, Suriye ve Yemen'den İsrail'e saldırılar gerçekleştirdi. Newsweek, Bahreynli Aştar Tugayları'nın da katılmasıyla İsrail'e karşı beşinci cephenin açıldığı yorumunu yaptı.

Arap Yarımadası'nın doğusunda, Basra Körfezi kıyısında yer alan Bahreyn'le İsrail'in başkenti Tel Aviv arasında kuş uçuşu 1670 kilometre, Kızıldeniz kıyısındaki Eilat ile ise yaklaşık 1600 kilometre mesafe bulunuyor. İsrail'in en güneyindeki Eilat şehri, geride kalan aylarda İran destekli bir diğer grup Yemenli Husiler tarafından defalarca füzeler ya da kamikaze silahlı insansız hava araçlarıyla hedef alındı.

Küçük Körfez ülkesi Bahreyn'in başkenti Manama, ABD donanmasının 5. Filo'sunun karargahına ev sahipliği yapıyor.

Bahreyn yönetimi saldırıya dair ilk resmi açıklamasını bugün yaptı, 'terörist' olarak kabul edilen El Aştar grubunun Krallık sınırları dışarısında faaliyet gösterdiğini savundu. El Aştar Tugayları, ABD ve birçok Avrupa ülkesi tarafından 'terör örgütü' olarak kabul ediliyor.

Karayipler ülkesi Trinidad ve Tobago, Filistin Devleti'ni resmen tanıdığını ilan etti. Port of Spain yönetimi, söz konusu adımın kalıcı barışa ulaşılmasına yardımcı olmasını umuyor.

Trinidad ve Tobago Dışişleri Bakanlığı, resmi açıklamasında Filistin'in tanınmasının ahlaki ve adil olduğunun altını çizdi.

Avrupa Birliği üyesi birçok ülkenin de Mayıs ayı sonuna kadar Filistin'i tanıması bekleniyor. Liste henüz doğrulanmasa da bu ülkelerin İspanya, Belçika, İrlanda, Malta ve Slovenya olduğu tahmin ediliyor.

Gazze Şeridi'ndeki savaş yedinci ayına girerken, iki devletli çözüm dünya çapında giderek daha çok destek görüyor. İsrail'in ana müttefiki ABD, Nisan ayındaki oylamada Filistin'in Birleşmiş Milletler'e tüm üye olmasını isteyen kararı veto etti. Beşi daimi 15 üyeli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki oylamada 'evet' tercihinde bulunan ülkeler Fransa, Çin, Rusya, Cezayir, Guyana, Japonya, Güney Kore, Mozambik, Slovenya, Ekvador, Malta ve Sierra Leone oldu. İngiltere ve İsviçre ise çekimser kaldı.

Türkiye'nin ilan ettiği kararla aynı gün yayımlanan bir analiz, İsrail'in başını ağrıtan asıl sorunu tüm ayrıntılarıyla deşifre etti. Haaretz'teki analize göre, 'çok ciddi' olarak görülen kararın etkisi şimdiden savaşta ve müzakerelerde görüldü bile.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Gazze Şeridi açıklarında devam eden geçici liman inşaatına dair konuştu. Bakan Austin, Gazze'yi yöneten Hamas'ın Amerikan askerlerine saldıracağını gösteren bir işaret olmadığını söyledi.

Amerikan ordusu, yaklaşık 1000 kadar askerle söz konusu limanı inşa ediyor.

İsrail'in sınır kapılarından yardım geçişini kısıtlamasıyla Gazze Şeridi'nde açlıkla yüzleşen yüz binlerce insana havadan ve deniz yoluyla insani yardım gönderilmeye başlandı.

Gazze'de herhangi bir liman olmadığı için, Güney Kıbrıs'tan hareket eden yardım gemilerinin yüklerini boşaltabilmesi için bir yüzer liman inşaatına başlandı.

İsrail ordusu, birkaç haftalık aranın ardından bir kez daha Suriye'nin başkenti Şam'ı füzelerle vurdu.

Resmi haber ajansı SANA, İsrail savaş uçaklarının füzeleri işgal altında tutulan Golan Tepeleri'nden ateşlediğini ve 8 askerin yaralandığını duyurdu. Saldırıda maddi hasar da meydana geldi.

İsrail'in 1 Nisan Pazartesi günü İran'ın Suriye Büyükelçiliği'ndeki bir binayı yerle bir etmesi, Orta Doğu'da yeni bir savaşı tetiklemişti. İsrail füzeleri İran Devrim Muhafızları'nın yurt dışı operasyon birimi Kudüs Gücü'nün önemli isimlerinden general Muhammed Rıza Zahedi'yi ve yanındaki komutanları öldürdü.

İran bunun üzerine 13 Nisan akşamı ilk kez kendi topraklarından İsrail'e saldırı başlattı, 300'den fazla füze ve kamikaze silahlı insansız hava aracı ateşledi. İsrail de buna karşılık İran'ın merkezindeki İsfahan'da yer alan bir askeri üsse füze fırlattı.

İsrail'le ticarete Nisan ayı başında kısıtlamalar getiren Türkiye, 2 Mayıs akşamı ithalat ve ihracatın tamamen durdurulduğunu açıkladı. Ticaretin bütünüyle durdurulduğunu yazılı açıklamayla duyuran Ticaret Bakanlığı, 9 Nisan'dan bu yana devam eden ihracat sınırlamasının tüm ihracat ve ithalat ürünlerine uygulanacağını belirtti.

Ankara, İsrail hükümetinin Gazze Şeridi'ne kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardım akışına izin verinceye kadar yasağın kesin ve kararlı bir şekilde uygulanacağını belirtiyor.

Türkiye'nin kararı İsrail'de ve dünyada hemen yankı buldu. İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, kararın ilan edilmesinden kısa süre önce Türkiye'nin anlaşmaları ihlal ettiğini savundu, başka ülkelerle ticaret yapacaklarını kaydetti. Önceki Türkçe sosyal medya paylaşımlarının aksine bu kez İngilizce ve İbranice mesaj yayınlayan İsralli Bakan, "Biz kazanıyoruz, onlar kaybediyor" diye yazdı.

Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, 'Türkiye İsrail'in Gazze'deki askeri faaliyetleri nedeniyle bütün ticareti kesti' başlığıyla servis ettiği haberde, tüm ihracat ve ithalatın askıya alındığını, Gazze'ye insani yardım akışının sağlanmasıyla kararın değiştirilebileceğini aktardı.

Nisan ayında 54 ürün grubuna ihracat kısıtlaması getirildiğini hatırlatan AP, son 20 yılda Türkiye ve İsrail arasında gerilimlerin arttığı ve azaldığı dönemler yaşandığını yazdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'i Gazze'de soykırım yapmak ve savaş suçu işlemekle suçladığını belirten AP, Gazze Şeridi'ni 2007 yılından bu yana yöneten Hamas'ın ise Ankara tarafından özgürlük savaşçıları olarak nitelendiğini bildirdi. AP haberinde ayrıca, Türkiye'nin bu hafta Güney Afrika'nın Birleşmiş Milletler'in en üst yargı organı Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı soykırım davasına da müdahil olacağını duyurduğunu hatırlatıldı.

AFP: İLİŞKİLERİ KÖTÜLEŞTİREN SON OLAY

'Türkiye İsrail'le bütün ticareti askıya aldığını söylüyor' başlığını atan Agence France-Presse (AFP) haber ajansı, bu adımın geçen ay getirilen ihracat kısıtlamasının ardından iki ülke arasındaki ilişkileri kötüye götüren son olay olduğu yorumunu yaptı. AFP, ayrıca Türkiye'nin İsrail'i tanıyan az sayıdaki Müslüman çoğunluklu ülkeden biri olduğunu öne çıkardı.

Amerikan Bloomberg haber ajansı 'Türkiye Gazze'deki savaş nedeniyle İsrail'le tüm ticareti durdurduğunu doğruluyor' başlığını seçti, bu hamlenin İsrail'e önceki ihracat kısıtlamasını genişlettiğini belirtip Ankara ve Tel Aviv arasında 2023 yılında 6,8 milyar dolarlık ticaret yapıldığını kaydetti. Ticarette Türkiye'nin ihracatının oranı yüzde 76.

THE GUARDIAN: MUHTEMELEN DERİNLEŞECEK

İngiliz The Guardian gazetesi 'Türkiye Gazze'deki 'insani trajedi' nedeniyle İsrail'le tüm ticareti durduruyor' başlığıyla okurlarının karşısına çıktı, kararın Tel Aviv'in sert eleştirilerine yol açtığını yazdı. Mevcut kavganın iki eski yakın müttefik arasında Gazze'deki savaştan beri kötüleşen gerilimi muhtemelen derinleştireceği yorumunu yapan The Guardian, Türkiye ve İsrail'in 2023 yılında birbirlerine 6,8 milyar dolarlık ürün sattığını aktardı.

Amerikan New York Times gazetesi 'Türkiye bozulan ilişkilerin ortasında İsrail'le ticareti durduruyor' derken, Fransız Le Monde başlığında 'Türkiye İsrail'le bütün ticareti askıya aldığını ilan ediyor' ifadesini kullandı.

Al Jazeera, 'Türkiye Gazze'ye yardım erişimi nedeniyle İsrail'le ticareti durdurduğunu söylüyor' başlığını tercih etti, resmi açıklamada Gazze'deki insani krizden söz edildiğini bildirdi.

BBC 'Türkiye Gazze'deki 'insani trajedi' üzerine İsrail'le ticareti durduruyor' derken, Financial Times 'Türkiye Gazze'deki çatışma nedeniyle İsrail'le ticareti kesti' başlığını seçti.

İsrail medyasından Israel Hayom 'Türkiye bölgesel gerilim tırmanırken İsrail'le ticareti bitiriyor' başlığıyla okurlarının karşısına çıktı, Times of Israel'in başlığı 'İsrail Erdoğan'ın limanları bloke ederek anlaşmaları ihlal ettiğini söylüyor' oldu. Haaretz ise 'Türkiye Gazze'deki savaşın ortasında İsrail'le bütün ticareti durdurduğunu bildiriyor' dedi.

Çin haber ajansı Xinhua gelişmeyi 'Türkiye İsrail'le ticaretin tamamını durduruyor' başlığıyla abonelerine servis etti, Birleşik Arap Emirlikleri'nden The National News ise 'Türkiye Gazze'deki savaş nedeniyle İsraille ticareti koparıyor' başlığını tercih etti.

Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, Hamas ve İsrail arasında müzakere edilen son ateşkes metninin detaylarına ulaştı.

AP'ye göre, müzakerelere ilişkin sızdırılan detaylar hem İsrail'in hem de Hamas'ın Gazze'deki savaşı sone erdirmek için tavizler vereceğine dair ipuçları barındırıyor.

Ateşkesin ilk aşaması 40 gün sürecek, Hamas bu süreçte elindeki rehineleri serbest bırakırken İsrail de hapishanelerinde tuttuğu Filistinli mahkumları bırakarak ilk adımları atacak.

Sonraki adımda İsrail işgal birlikleri Gazze Şeridi'nin kıyı kesiminden iç bölgelere çekilecek, böylece Gazze'ye yardım girişi kolaylaştırılacak.

İsrail katliamından kaçıp güneye sığınan Filistinliler kuzeydeki evlerine dönebilecek, yanı sıra Hamas elindeki esirlerin listesini duyuracak.

AP, tarafların üç hafta içerisinde Gazze'de silahların kalıcı şekilde susması için dolaylı müzakerelere başlayacağını ve ardından İsrail işgal ordusunun Gazze Şeridi'nin merkezinden çekileceğini yazdı.

İkinci altı haftalık süreçte İsrail hapishanelerinde tutulan daha fazla Filistinli mahkum özgürlüğüne kavuşacak, buna karşılık Hamas bütün rehineleri serbest bırakacak. Gazze'de tamamen sükunet sağlanmadan Hamas'ın elindeki İsrail askerleri ise bırakılmayacak.

Üçüncü ve son aşamada ise ölen rehinelerin cenazeleri iade edilecek, İsrail daha fazla tutukluyu serbest bırakacak. Harabeye dönen Gazze Şeridi'nde beş yıllık bir yeniden inşa planı başlayacak.