30.10.2024 - 23:25 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgal ettiği savaşta 390'ıncı güne girildi, Lübnan'daki kara işgali ise bugün itibarıyla birinci ayını dolduruyor.
İsrail medyası son dakika olarak duyurdu. İran 5 Kasım öncesi İsrail'i vuracak denildi. Detayları CNN TÜRK Özel Haberler Şefi Fulya Öztürk böyle anlattı;
İran ABD seçimi öncesinde misilleme yapacak. İran 5 Kasım öncesi İsrail'i vuracak. Böyle bir son dakika var şu an İsrail medyasında.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati'nin 'her an ateşkes olabilir' dediği iddia edildi. CNN TÜRK Washington temsilcisi Yunus Paksoy, ABD'den detayları şöyle anlattı;
İsrail ve Lübnan hükümeti arasında ateşkes olacak. Peki Hizbullah olacak mı buna? Asıl soru işareti o. Maddeler ise: Her iki taraf da hem Lübnan hükümeti hem de İsrail kendini savunma hakkını koruyacak. Yani kendilerine bir saldırı olursa karşılık verebilecekler. Daha önce BM barış gücü ve Lübnan hükümeti ordusu Litany hattının güneyine konuşlandırılabilecek. Ve burada hem UNIFIL, yani BM barış güçleri, hem de Lübnan ordusu burada 10 bine yakın bir askeri güç konuşlandıracak. Lübnan, Hizbullah'ın yeniden silahlanmasını durdurmakta sorumlu olacak. Silahların girmesini engelleme ve Hizbullah'ın altyapısını yeniden kurmasını durdurma görevine de Lübnan hükümeti sahip olacak. Ayrıca Litany hattının güneyinde Hizbullah'ın bir altyapısı varsa da onun yok edilmesinden de Lübnan hükümeti sorumlu olacak. Yalnız Lübnan hükümetinin böyle bir gücü yok. 60 günlük bir uygulama süresi olacak. Bu 60 günlük uygulama süresi boyunca İsrail Lübnan'da kalacak. Ve bu süre zarfında Hizbullah'ın Litany hattının güneyindeki varlığı sona erdirilecek. Kuzeyine geçmesi sağlanacak. Taraflar silahsızlanma anlaşmasının ilerlemesinden memnun kalmadıkça çatışma kalıcı olarak sona ermeyecek. Bu 60 gün sonra İsrail'in operasyonlarını devam ettirebilmesi anlamına gelebilir. Eğer memnun kalınırsa İsrail ve Lübnan hükümeti 1701 sayılı BM Güvenlik Konsey kararının tam olarak nasıl uygulanacağını ve sınır anlaşmazlıklarının nasıl görüşeceğini çözeceklerini görüşecek.
Bir de burada bağımsız bir yapı kurulacak. Bu bağımsız yapının da başını Amerika Birleşik Devletleri çekecek. Amerika Birleşik Devletleri bir izleme mekanizması kuracak. Bu mekanizmaya başka uluslararası kuruluşlar ya da ülkeler de dahil edilebilecek. İhlaller yaşanması durumunda bu mekanizma makul bir süre içinde inceleme yapacak ve soruşturma yürütecek. İhlaller için yaptırımlar da dahil olmak üzere sonuçlar belirlenecek. İsrail belirli alanlarda ele alınmayan tanınan ihlallere karşı askeri eylemde bulunma hakkına sahip olacak. Ve son olarak İsrail-Lübnan üzerinde keşif uçuşları yapma hakkına sahip olacak.
Kassam Tugayları'ndan yapılan yazılı açıklamada, hedef alınan tanklardan birinin Cibaliya kentinde, ikisinin de Meşru Beyt Lahiya bölgesinde olduğu aktarıldı. Açıklamada, Merkava tipi olduğu belirtilen tankların patlayıcılar ve Yasin 105 füzeleriyle imha edildiği kaydedildi.
Tanklar için bölgeye bakım ekibi gelir gelmez anti-personel mühimmatıyla hedef alındığı, ölü ve yaralılar olduğu belirtildi.
CNN TÜRK Özel Haberler Şefi Fulya Öztürk Lübnan'dan sıcak gelişmeyi böyle duyurdu;
Baalbek için dakikalar önce bir uyarı daha yapıldı. Genel bir uyarıydı aslında bu. İsrail ordu sözcüsü dakikalar önce dedi ki, güvenliğiniz için evlerinizi boşaltın, güvenlikleri için evlerini boşaltan tüm Lübnan köy sakinlerine çağrımızdır. İsrail savunma kuvvetlerinin baskınları devam ediyor. Kendi güvenliğiniz ve aile üyelerinizin güvenliği için bir sonraki duyuruya kadar evinize dönmeyin dedi.
Beyaz Saray Sözcüsü Jean-Pierre, günlük basın brifinginde, İran'ın yakın zamanda İsrail'e karşılık verip vermeyeceğine ilişkin gündemi değerlendirdi. İran'ın başkanlık seçimlerinden önce saldırı olasılığına ilişkin Jean-Pierre, "İran, İsrail'in misillemesine karşılık vermemeli, bunu yapmamalılar. Eğer karşılık vermeyi seçerlerse biz İsrail'in kendini savunmasına destek vereceğiz ancak İran, İsrail'in misillemesine yanıt vermemeli." değerlendirmesini yaptı.
İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırıları hakkında da yorum yapan Jean-Pierre, Mavi Hat boyunca diplomatik bir çözüm bulunması gerektiğine inandıklarını ve bunun için çalıştıklarını söyledi.
Cumhuriyetçilerin adayı ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya seçimleri kazanması halinde görevi devralana kadar İsrail'in Gazze’ye saldırılarını sonlandırmasını istediği öne sürüldü.
İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Meşru Beyt Lahiya bölgesinde bir pazar yerine yaptığı saldırıda 5 Filistinli hayatını kaybetti.
Yerel kaynakların AA'ya verdiği bilgilere göre, İsrail ordusunun, Filistinlilerin toplandığı bir pazar yerini hedef alması sonucu 5 kişi yaşamını yitirdi, 15 kişi de yaralandı.
Meşru Beyt Lahiya bölgesinde düzenlenen saldırıda yaralanan Filistinlileri kurtarmak için olay yerine intikal etmeye çalışan sağlık ekiplerinin engellendiği kaydedildi.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 210'u çocuk, 11 bin 742’si kadın olmak üzere 43 bin 163 Filistinli öldü, 101 bin 510 kişi yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail, tarihi kuzey Lübnan şehrindeki herkesi tahliye etmeye çağırdıktan sonra Baalbek'i vurmaya başladı. Baalbek Bachir Khodr, "Şu anda Baalbek şehri ve çevresine yoğun baskınlar yapılıyor," dedi. AFP ise bölgeden ilk fotoğrafları geçmeye başladı.
İsrail bugün itibarıyla için bir tahliye emri yayınladı. Bu, İsrail'in Lübnan'ın kuzeyindeki bir şehri ilk kez sakinlerine terk etme emri verdiği anlamına geliyor.
Şehir, 1984 yılında UNSECO Dünya Mirası Alanı olarak listelendi ve Roma tapınaklarının bulunduğu antik bir komplekse ev sahipliği yapıyor.
Hizbullah'ın yeni lideri Naim Kasım, canlı yayında ilk kez konuştu. Hizbullah'ın planını üç aşamada anlatan Kasım, ilk aşamanın Gazze, ikinci aşamanın Lübnan olduğunu aktardı. Üçüncü başlık olarak ise yapılması gerekenleri aktardı. Nasrallah, "Darbe aldık, sarsıldık ama 11 günde toparladık" dedi. Nasrallah'ın konuşması şöyle:
"Burada şunu söylüyorum, Hizbullah'ın kadrosunun ve yüksek şurasının ki hepsi mücahitlerden oluşuyorlar, ben kendilerine teşekkür ediyorum beni bu ağır göreve seçtikleri için. Allah'tan istiyorum ki bu yolun hizmetçisi olarak Allah beni muvaffak etsin. Bu yol, mücahitlerin, şehitlerin yoludur. Bu bir emanettir. Seyid Abbas Musevi bu büyük lider Hasan Nasrallah'ın bana söylediği sözü hatırlatıyorum. Onlar, Hizbullah Genel Sekreteri öldürerek bizdeki cihat ruhunu öldürmek istediler ama onun kanı bizim damarlarımızda kaynayacak ve bu yolda daha hızlı yürümemizi sağlayacak.
Doğal olarak soru şudur, Hasan Nasrallah'ın siyasi cihat sahasında, toplumsal olarak, kültürel olarak, savaşın gereklerini yerine getirecek planı uygulanacaktır. Buradan yeni duruşumuzu şimdi açıklamaya başlıyorum.
Birincisi Gazze'ye desteğe devam edeceğiz, İsrail tehlikesiyle bütün bölgede çarpışmaya devam edeceğiz. Bu savaşın kapısı Gazze'dir ve Gazze'nin bizim üzerimizde hakkı var. Biz onlara yardım etmek zorundayız. İnsanlık olarak ve İslami olarak. Neden Gazze'ye yardım ediyorsunuz deme hakkı yok kimsenin. Neden? diye sorulmasın, çünkü bizim direnişimiz işgalcilere karşı çarpışmakla başladı. Onlar topraklarını genişletmek istiyorlar.
İsrail'in yaptıklarını unutabilir miyiz? 75 yıldır Filistinlileri öldürüyorlar, kutsal değerlerimize saldırıyorlar, katliamlar ve soykırımlar yapıyorlar. Lübnan'da Hizbullah var olmadan önce İsrail 1978'de girdi topraklarımıza ve uluslararası kararlara rağmen Lübnan'ı işgalinden vazgeçmedi. Filistin direnişimizi ve milli direnişimizi kırmak için yaptılar bunu neden çünkü sınırda bir güvenlik hattı oluşturup yerleşkeleri çoğaltmak istediler.
Tam olarak istedikleri zamanda savaşı başlattılar. Ama Allah'a hamdolsun bizler önce Gazze'ye destek savaşıyla başladık ve siyonistlerin Lübnan'ı işgal projelerini hezimete uğrattık. Direniş, İsrail'in bu uğursuz projelerini boşa çıkardı ve biz İsrailliler'in eline bahane vermemek adına elimizden geleni yaptık. Diyorlar ki 'israil'e bahane vermeyin.' İsrail bahane dinlemiyor ki zaten. Direniş hem savunma yapıyor hem saldırıyor."
"NASRALLAH'IN İZİNDEYİZ"
Nasrallah'ın izinde olduğunu söyleyen Kasım şöyle devam etti: "Her halükarda biz kendimizi hem savunmadayız ve aynı zamanda işgal edilen topraklarımızı da özgürleştiriyoruz. Bugün Gazze'de, Lübnan'da ve bölgede büyük bir projenin karşısındayız. Bu İsrail'in sadece Gazze'ye savaşı değil. Dünyanın bütün savaş imkanlarını İsrail'e sundular, sırf bölgedeki direnişi kırmak için. Bu Amerika tarafından yönetilen bir oyundur. Bütün vahşilikleri yapıyorlar, soykırım işliyorlar. 43 bin şehit verildi Gazze'de, 100 bin yaralı var ve dünyanın umurunda değil. Bu hiç kimseyi uyandırmıyor mu? Oyun oynayan çocukların nasıl öldürüldüğünü görmüyor musunuz? Bu dünyayı uyandırmıyor mu? Vahşice kan döküyorlar ve suç işliyorlar ve biz bunların karşısında durmayalım mı? Bizim bunların karşısında durmamız farzdır.
Gelecek nesillerin inşasını bu direniş yapacaktır. Bizler şu anda Lübnan'a savaş aşamasındayız. Bu savaş çağrı cihazlarıyla başladı 17 Eylül'de ve defalarca kez söyledik 'biz savaş istemiyoruz'. Gazze'ye ilk destekten itibaren şehidimiz Hasan Nasrallah da savaş istemediğimizi söylüyordu. Ama bize zorla savaş açılırsa kendi kararlarıyla kendi topraklarını savunmak için savaşacağız.
Kimsenin projesinden yana değiliz. Kendi toprağımızı özgürleştirmek için savaşıyoruz. Bizim projemiz bu. Kendi ülkemizin özgür olması için savaşıyoruz ve İsrail ve Amerika bizi yönetmesin diye savaşıyoruz. Biz evet bedel ödüyoruz ve fedakarlıklar yapıyoruz ama özgürlük, onur ve vatanımızı özgürleştirmek, Filistin'i özgürleştirmek için savaşıyoruz.
İran İslam Devleti bizi destekliyor, bizden bir şey istemeden bizi destekliyor. İran'ı değil Lübnan'ı özgürleştirmeye çalışıyoruz. İsrailliler bizim gençlerimizle savaştığında biz kendi sınırlarımızda savaşıyoruz. İran'ın bizim savaşımıza ihtiyacı da yok ama bizim kanaatimiz neyse İran'ın kanaaati de odur."
"11 GÜNDE TOPARLADIK"
"Biz, hangi devlet İslam devleti ve Arap devleti olsun bize destek olursa, biz onu kabul ederiz. Arap ülkelerinden hangisi destek oldu da biz kabul etmedik. biz silah istiyoruz, destek istiyoruz. Burada, bu yüce şahsiyete (Humeyni'yi kastediyor) ve hedefi İsral'in yok edilmesiydi. Biz bu hedefi aynen sürdüreceğiz. Bu, toprağın sahibi olan Filistinliler için. İsrail'in işkencelerine tahammül eden Filistinliler için istiyoruz. Şu anda Ayetullah Hamaney bayrağı taşıyor ve sürekli bizi yönlendiriyor. Bütnü maddi ve manevi desteğini esirgemiyor. İran'ı ve devrim muhafızlarını bize destek için teşvik ediyor. Çünkü bu toprakların sahibi Filistinliler ve Lübnanlılarındır ve biliniz ki İran Filistin'e destek için büyük bedel ödüyor. 'Bize ne Filistin'den' demiyor kimi ülkeler gibi. Bilin ki şu şerefli duruş bazı sıkıntılar getiriyor ama İran İslam Cumhuriyeti dünyadaki direnişlerin bayrağıdır. Direniş ekseninin mimarı Şehid Kasım Süleymani bütün çabalarını sundu ve İran ile Lübnan arasında gidip gelerek direnişi güçlendirdi. Filistin direnişine kimsenin vermediği desteği Şehid Kasım Süleymani verdi. Neden onu öldürdüler? Amerika'nın ve İsrail'in bölgedeki hedeflerini boşa çıkardığı için onu öldürdüler.
Biz bütün direnişe destek veren Yemen'e ve Irak'a destek oluyoruz. Kimseden bir beklentileri de yok. Görüntü nettir, kendi topraklarımızda savaşıyoruz. İşgal edilen topraklarımızı özgürleştiriyoruz, kimse bizi bir şeye zorlamıyor.
Üçüncü olarak, planımız savaş meydanı ve yapılması gerekenleri içeriyor; 17 Eylül'de çağrı cihazı olaylarıyla karşılaştık ve 18 Eylül'de de telsizler patladı. 4 bin mücahit erkek ve kadın, siviller, sağlık çalışanları etkiledi. Bu çağrı cihazları sivillere de dağıtılmıştı. Bu savaş, anormal bir şekilde sürüyor. Eğer telsizler ve çağrı cihazları patlaması bir ordunun başına gelse ordu yıkılır, devletin başına gelse devlet yıkılırdı. Dünyada hangi grup bunu yaşasaydı çok acı bir durumla karşılaşırdı. Hemen arkasından büyük şehit rehberimiz Hasan Nasrallah şehit edildi. Doğal olarak bu kadar çok sayı kaybettik. Doğal olarak sarsıldık. Bilin ki acı çektik, ağır bir darbe yedik ama 17 Eylül'den 28 Eylül'e kadar 11 gün bu Hizbullah tekrar boşlukları doldurdu ve alternatifler hemen yerlerine geçtiler. Savaş meydanı zaten bunu ispatlıyor."
İsrail, Lübnan'ın doğusundaki Bekaa Vadisi'nin en büyük şehri Baalbek'in tümüyle tahliye edilmesini isteyen bir uyarı yayınladı.
İşgal ordusu, yaklaşık 80 bin kişinin yaşadığı Baalbek'in yanı sıra etrafındaki banliyölerin de boşaltılmasını istiyor.
Sosyal medya hesaplarından bazı haritalar yayınlayan İsrail ordusunun verdiği tahliye emri, alışılmadık derecede geniş bir alanı kapsıyor.
Hizbullah'ın kalesi olarak bilinen Bekaa Vadisi, İsrail'in yoğun hava saldırılarına başladığı 23 Eylül tarihinden bu yana sıklıkla bombardımana tutuldu.
İsrail'in tahliye emrinin duyulmasıyla Baalbek'te büyük bir panik yaşandı, şehir içinde ve Baalbek'in çıkışında trafik tıkandı.
Uluslararası haber ajansı AFP, Baalbek'teki paniği yansıtan fotoğrafları dünyaya servis etti.
Yetkililer, araçlarla şehri dolaşarak Baalbek sakinlerine derhal kentten ayrılmalarını anons ediyor.
Uyarıdan yaklaşık bir saat sonra Baalbek'in tamamen boşaldığı yönünde bilgiler var.
Hizbullah, bu sabah İsrail'in stratejik liman şehri Hayfa'daki bir askeri üssü hedef aldığını açıkladı. Yerel saatle 07.45 sularında gerçekleşen saldırıda, kamikaze silahlı insansız hava araçları (SİHA) filosu kullanıldı.
İsrail ordusu ise, Hayfa'ya öğle saatlerinde dakikalar içinde 15 füze ateşlendiğini ve bazı füzelerin düşürüldüğünü duyurdu.
Hava savunma sistemlerini aşmayı başaran bazı füzeler olduğu biliniyor. Saldırı öncesinde Akka ve Hayfa çevresinde sirenler çaldı.
Ordu ayrıca, son yarım saatte Hizbullah'ın ateşlediği üç kamikaze drone'un hava savunma sistemleri tarafından düşürüldüğü bilgisini verdi.
Ordunun açıklaması, bu sabah bir uçak parçaları fabrikasının kamikaze drone'la vurulduğu Nehariye ve birçok yerde öğle saatlerinde duyulan sirenlerin ardından geldi.
Akdeniz kıyısındaki Nehariye'nin kuzeyinde yer alan Gesher Haziv'e düşen şarapnel parçaları yangına neden oldu.
Lübnan sınırının sıfır noktasındaki Metula'da ise Hizbullah'ın ateşlediği roket iki kişinin yaralanmasına yol açtı. İsrail basını, yaralıların tarlada çalışan iki çiftçi olduğunu yazdı.
Hizbullah'ın yeni lideri Şeyh Naim Kasım, ilk konuşmasını bugün gerçekleştirecek.
Hasan Nasrallah'ın 27 Eylül'deki İsrail bombardımanıyla öldürülmesinin ardından Haşim Seyfeddin'in Hizbullah'ın başına geçmesi bekleniyordu. Nasrallah'ın kuzeni olan Seyfeddin de birkaç gün sonra yine Beyrut'taki hava saldırılarında öldürüldü.
27 Eylül'den bu yana Lübnanlı grubun fiili liderliğini yapan Şeyh Naim Kasım'ın, 28 Ekim Pazartesi günü Hizbullah'ın yeni lideri olduğu açıklandı.
İşgal ordusunun ana destekçisi ABD, 7 Ekim'de başlayan savaşta İsrail'e yaklaşık 100 bin top mermisi, 20 bin M4A1 tüfeği, 13 bin 981 tanksavar füzesi, 14 bin 100 adet Mk-84 bombası, 8 bin 700 adet Mk-82 bombası, 3 bin 500 gece görüş cihazı, 3 bin JDAM mühimmatı, 3 bin hassas güdümlü havadan karaya Hellfire füzesi gönderdi.
Gazze Şeridi'ndeki kara işgali birinci yılını doldururken, 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı bölgeyi neredeyse haritadan silen İsrail ordusu ilan ettiği hedeflerin çoğuna ulaşamadı.
7 Ekim baskınında rehin alınan İsraillilerin kurtarılamadığı işgalde Hamas lideri Yahya Sinvar öldürülse de Filistinli direniş grubu işgal güçlerine karşı koymaya devam ediyor. İsrail ordusu, biri subay dört askerinin Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye'deki çatışmalarda öldürüldüğünü dün (29 Ekim Salı günü) açıkladı.
Gazze'nin kuzeyine yoğun saldırılar düzenleyen ve bölgeyi tekrar kuşatan İsrail ordusu, Cibaliye'de dünyayı bir kez daha şoka sürükledi.
Amerikan CNN International televizyonu, Cibaliye'de yaklaşık 200 kadar kişinin enkazlar arasında yarı çıplak bekletildiği bir fotoğrafı yayınladı. Fotoğraftakilerin çoğu erkek, aralarında yaşlılar ve en az bir çocuk var. Dahası, bazıları gözle görülür bir şekilde yaralı.
Görgü tanıkları, kalabalıktaki kişilerin Cibaliye mülteci kampındaki evlerinden kaçmayı denerken İsrail işgal askerleri tarafından gözaltına alındığını aktardı. İşgal birlikleri yaklaşık 200 kişiye soyunmaları emrini verdi ve fotoğraftakileri soğuk havada saatlerce bekletti.
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı karenin 25 Ekim Cuma günü çekildiği bilgisini veren CNN International, fotoğrafın ilk olarak bir İsrail Telegram kanalı tarafından yayınlandığı bilgisini verdi.
CNN International televizyonu, İsrail işgal askerleri tarafından çekildiği tahmin edilen fotoğraftaki beş kişiyle konuştu. Beş kişiden biri olan Muhannah Halef, eşi ve çocuklarıyla Cibaliye'deki vahşetten kaçmaya çalışırken İsrail birlikleri tarafından durdurulduklarını söyledi.
"Hepimizi bir yere topladılar; erkekler, kadınlar, yaşlılar ve çocuklar. Yerel saatle 11.00 sularıydı. Beş saat sonra, 16.00 sularında kadınlar ve çocuklardan hareket edip tüm çantalarımızı taşımalarını istediler" diyen Muhannah Halef, kalanlara soyunma emri verildiğini ve soğuk havada beklerken kendilerine İsrail askerlerinin hakaretler yağdırdığını ekledi.
İşgal askerlerinin gülerek fotoğraflarını çektiğini de belirten Filistinli Halef, daha sonra kalabalıktan beşer kişinin sırayla öne çıkması yönünde bir emir verildiğini anlattı. Halef, 200 kişiden bazılarının tutuklanıp götürüldüğünü aktardı.
Fotoğraftaki küçük kız çocuğunun kimliği ise, Curi el Vard. Üç buçuk yaşındaki Curi bisikletine bindi ve babasıyla birlikte Gazze şehrine gitmeye çalışırken gözaltına alındı. Çocuğun babası Muhammed Ebu Vard, CNN'e iç çamaşırına kadar soyunmaya zorlandığını ve bu halde sekiz saat boyunca kızının yanında tutulduğunu söyledi.
İsrail ordusunun Cibaliye'yi üç hafta önce kuşattığını ve yeni bir kara operasyonu başlattığını bildiren CNN International, Gazze'nin kuzeyi için defalarca tahliye emri verildiğini hatırlatıyor.
İsrail işgal ordusunun fotoğraf için yorum yapmayı reddettiğini ancak çıplak arama yaptığını kabul ettiğini belirten uluslararası televizyon, söz konusu uygulamanın Cenevre Sözleşmesi'ni ihlal ettiğini ve Birleşmiş Milletler'den Kızılhaç'a, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Uluslararası Af Örgütü'ne birçok kurum tarafından eleştirildiğini yazdı.
ÜÇ GÜN GÜN ÖNCESİ
CNN International, hafta sonu da Beyt Lahiya'daki Kemal Advan Hastanesi'ni basan İsrail işgal askerlerinin hasta yakınları ve doktorları bir alana topladığını ve soyunma emri verdiğini bildirdi.
Toplama kamplarını aratmayan görüntülerde, elleri bağlı bir grup Filistinli erkek İsrail tankının önünde yarı çıplak halde bekliyordu.
İsrail, Gazze Şeridi'ni tamamen boşaltıp Filistinlileri göçe zorlama planı uyguluyor.
İsrail işgal ordusu, hastanenin bulunduğu Beyt Lahiya'daki beş katlı bir binayı Salı günü vurdu ve en az 93 Filistinli yaşamını yitirdi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Kayserya'daki yazlık evi 19 Ekim Cumartesi sabahı bir kamikaze silahlı insansız hava aracı (SİHA) tarafından vuruldu. Hizbullah'ın ateşlediği kamikaze drone, İsrail'in hava savunma sistemini aşmayı başarıp Netanyahu'nun yatak odasının penceresine çarptı.
Binyamin Netanyahu ve eşi Sara saldırı sırasında evde değildi ancak söz konusu kamikaze dalış İsrail için bir dönüm noktasını işaret ediyor.
İsrail'de hafta başındaki kabine toplantısı başbakanlık ofisi ya da Genelkurmay Başkanlığı'nda yapılmadı, toplantı açıklanmayan bir adreste gerçekleşti.
Yerel medya Netanyahu'nun evinin vurulmasının protokolleri değiştirdiğini yazdı, dahası bakan danışmanlarının toplantıya katılmasına izin verilmedi.
Bugün ise kamu yayıncısı KAN televizyonu Başbakan Netanyahu'nun oğlunun düğününü ertelemek istediğini duyurdu.
Habere göre, Netanyahu'nun oğlu Avner'in düğünü 26 Kasım'da Tel Aviv'in kuzeyindeki Sharon bölgesinde gerçekleşecekti.
Güvenlik kaygıları ve kamikaze drone tehdidi nedeniyle düğünün ileri bir tarihte yapılmak istendiğini aktaran KAN'a göre, Netanyahu çevresindekilere Ronit Çiftliği'ndeki törenin katılımcılar için bir risk oluşturabileceğini söyledi.
ABD seçimlerine bir haftadan az bir süre kala, mevcut Başkan Yardımcısı ve Demokrat Parti'nin başkan adayı Kamala Harris başkent Washington'da mitingdeydi.
Mitingin konumu hayli dikkat çekiciydi, 6 Ocak 2021'deki Kongre baskını öncesinde dönemin başkanı Donald Trump'ın konuşma yaptığı The Ellipse.
On binlerce Demokrat Parti'linin katıldığı mitingde rakibi Trump'a yüklenen Harris, Cumhuriyetçi adayın ABD'ye yalnızca 'kaos' ve 'kriz' getireceğini söyledi. Kamala Harris, "Donald Trump, on yılını Amerikan halkını bölünmüş ve birbirinden korkan şekilde tutmaya çalışarak geçirdi çünkü kendisi bu fakat bu akşam size şunu söylemek için buradayım: Bu, biz değiliz. Tüm Amerikalıların başkanı olmayı ve ülkeyi partiden her zaman üstün tutmayı vadediyorum" dedi.
Başkan adayı Harris konuşurken yaklaşık 300 kişiden oluşan kalabalık grup, Filistin ve Gazze lehine sloganlar attı. Joe Biden-Harris yönetimini protesto eden Filistin destekçileri, İsrail'e silah ambargosu uygulanması talep edilen pankartlar taşıyıp "Kamala, ne diyorsun? Seçim günü sana oy vermeyeceğiz. Bugün kaç çocuk öldürdün?" sloganları attı.
İsrail ve Hizbullah arasında şiddetlenen savaşta, Lübnanlı grup işgal ordusunun hava saldırılarına füze yağmurlarıyla misillemede bulunuyor. İsrail ordusu, Hizbullah'ın Salı günü 75 kadar füze ateşlediğini açıkladı. Hizbullah füzelerinden biri Ma’alot-Tarshiha'da bir kişinin ölümüne neden oldu.
Savaş uçaklarının bombardımanına gece üç füze salvosuyla yanıt veren Hizbullah, sınır hattındaki yerleşimlere kamikaze silahlı insansız hava araçları (SİHA) ateşledi.
Nehariye ve Akka'yı da içine alan Batı Celile'deki yerleşimlerde sabah 05.15 sularında sirenler çaldı, hemen ardından patlama sesleri duyuldu.
İsrail ordusu iki kamikaze drone'un engellendiğini duyururken, Akdeniz kıyısındaki Nehariye'de bir binaya kamikaze SİHA isabet etti. Saldırı sırasında hiçbir siren çalmaması dikkat çekici, İsrail ordusu olayın soruşturulduğunu belirtiyor. Nehariye belediyesi, binanın hasar gördüğünü kaydetti.
Hizbullah'ın asıl sürprizi ise sabah saatlerinde geldi, İsrail'in kuzeyindeki Hayfa'dan başkent Tel Aviv yakınlarındaki Sharon'a kadar ülke genelinde sirenler çaldı. Yayınlanan haritada Netanya çevresinin tamamen kırmızıya boyandığı görüldü, İsrail işgali altındaki Suriye toprağı Golan Tepeleri'nde bile hava saldırısı alarmı verildi.
Paniğin nedeni kısa sürede ortaya çıktı, Lübnan'dan bir balistik füze ateşlendiği açıklandı. Yüz binlerce İsrailli sığınaklara koşarken, ordu Hizbullah'ın fırlattığı karadan karaya bir füzenin havada infilak ettiğini duyurdu. Ordu ayrıca, Hayfa çevresine şarapnel parçalarının düşebileceği uyarısında bulundu.
Saldırı sırasında İsrail ordu radyosu Lübnan'dan olağanüstü bir füze salvosunun başladığını bildirdi, dahası Suriye'den de füze ateşlenmiş olabileceğini aktardı.
On binlerce üyesi ve cephaneliğinde 150 bin kadar füzesi olduğu tahmin edilen Hizbullah, yeni liderini Salı günü ilan etti. 27 Eylül akşamı İsrail bombardımanında ölen Hasan Nasrallah'ın yerine, bir ay sonra yardımcısı Şeyh Naim Kasım'ın geldiği resmen açıklandı.
Lübnan'ın en büyük askeri gücü olan Hizbullah, ilk balistik füze saldırısını geçen ay Tel Aviv'e gerçekleştirdi. İsrail'in başkenti ve çevresinde milyonlarca insan sığınaklara koştu, Hizbullah dış istihbarat servisi Mossad'ın ana karargahını hedef aldığını bildirdi.
İsrail ordu radyosu, yarın sona erecek Ekim ayında toplam 52 askerin öldüğünü açıkladı. 33 asker Lübnan'ın karadan işgalinde öldürüldü, 19'usu ise Gazze'deki çatışmalarda Filistinli direniş grupları tarafından hedef alındı.
Radyodaki haberde, "Kara Ekim'in başından bu yana savaş kapsamında ve çatışmalarda 80 İsrailli sivil ve asker öldü" denildi.
Radyoya göre, Ekim ayında öldürülenler arasında 12 İsrail polisi ve 16 sivil de var.
Al Jazeera muhabiri Nur Odeh, İsrail ordusunun son olarak Cibaliye'deki çatışmalarda biri subay dört askerin öldüğünü duyurduğunu, tam da bugünlerde parlamentonun yeni bir zorunlu askerlik yasasını tartıştığını aktardı.
İsrail tarihinin en sağcı koalisyon hükümetini oluşturan partilerin söz konusu yasayı hazırladığını kaydeden Odeh, tasarıdaki dindar gençleri askerlikten muaf tutan düzenlemenin koalisyonu dağıtma tehdidi olduğunu hatırlattı.