Gazze'deki savaşta son dakika... Şam vuruldu! İran'a bir darbe daha, Orta Doğu yanıyor

İsrail’in Gazze Şeridi’nde yönelik uyguladığı politika İsrail halkı tarafından da büyük tepki görüyor. Kudüs’teki Cumhurbaşkanlığı Konutu önünde toplanan binlerce İsrailli yeni bir seçim çağrısı yaparak, “Farklı türde bir liderlik istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Gösteride konuşma yapan eski Savunma Bakanlığı yetkilisi Avner Vilan, "İnsanlar size bu gece savaş sırasında protestoya gelmenin uygun olmadığını söyledi. Sorun şu ki kimse savaşın ne zaman biteceğini söylemiyor. Hükümet savaşı bir TikTok hikayesiymiş gibi yönetiyor. Savaş sonrası için planın ne olduğunu bilmiyorlarsa İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) nasıl kazanabilir” dedi.

İsrail askerleri, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentine bağlı Abasan al-Kabira bölgesindeki terk edilmiş binalara yerleştirdikleri patlayıcılarla saldırı düzenledi. Patlamanın ardından gökyüzünü duman kaplarken, binalar yıkıldı. Patlamanın ardından İsrailli askerlerin sevinçleri ise dikkat çekti.

ABD, Yemen’deki İran destekli Husilere yönelik saldırılarını sürdürüyor. ABD ordusundan bugün yapılan Husilere ait 3 gemisavar füzesinin imha edildiği açıklamasından saatler sonra yeni bir açıklama daha geldi. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından yapılan açıklamada, bir Husi gemisavar füzesinin daha vurulduğu duyuruldu.

İsrail’in bugün Suriye’nin başkenti Şam’ın batısındaki El Mazze Mahallesi'nde bir binaya düzenlediği hava saldırısında can kaybı artıyor. İran Devrim Muhafızları Ordusu tarafından yapılan açıklamada, “Siyonist İsrail rejiminin Şam’a yönelik gerçekleştirdiği ve 4 üst düzey askeri danışmanın hayatını kaybettiği saldırıda ağır yaralanan Muhammed Emin Samadi adlı bir diğer askeri danışman daha hayatını kaybetti. Şu ana kadar 5 askeri danışman hayatını kaybetti" ifadeleri kullanıldı.

Öte yandan Devrim Muhafızları Ordusu, saldırıda ölen 4 askeri danışmanın isimlerinin ise Hüccetullah Ümidzade, Ali Ağazade, Hüseyin Muhammedi ve Said Kerimi olduğunu açıkladı.

“BU REJİME UYGUN ZAMAN VE YERDE KARŞILIK VERME HAKKIMIZI SAKLI TUTUYORUZ”

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, İsrail’in Şam'a yönelik saldırısını kınadı. Kenani bu saldırıyı suç niteliğinde ve “terörist” bir eylem olarak nitelendirerek, tüm ülkelerin ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası kuruluşların bu saldırıya tepki göstererek kınamaları gerektiğini söyledi. İran’ın bu saldırının siyasi, hukuki ve uluslararası takibini yapacağını kaydeden Kenani, “Bu rejime uygun zaman ve yerde karşılık verme hakkımızı saklı tutuyoruz" dedi.

İspanya’da Barselona şehri başta olmak üzere 70’den fazla şehirde Filistin’e destek yürüyüşleri düzenlendi. Barselona’da bulunan Sants İstasyonu’ndan İspanya Meydanı’na yürüyen binlerce Filistin destekçisi Filistin halkına özgürlük ve uluslararası topluma seferberlik çağrısı yaptı. “Nehirden denize Filistin özgür olacak” ve “İsrail’e yaptırımlar nerede” sloganları atan göstericiler, “Çocukları öldürmek nefsi müdafaa değildir”, “Özgür Filistin” pankartları taşıdı. Yürüyüşteki bir pankartta yer alan Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in resminin altındaki “Bayan Soykırım” yazısı ise dikkat çekti.

Madrid’de düzenlenen yürüyüşte de binlerce Filistin destekçisi, “İsrail öldürüyor, Avrupa destekliyor” ve “Orası bir hastaneydi, askeri üs değil” sloganları attı.

Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Marzuk, hareketin İsrailli esirleri tutmak istemediğini ve yeni bir esir takası anlaşması arayışında olduğunu söyledi.

Hamas Siyasi Büro Üyesi Izzet al-Risheq, ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail’in bir Filistin devletinin kurulmasını kabul edeceği yönündeki yorumlarını reddederek, “Biden soykırım savaşının tamamıyla ortağıdır ve halkımız ondan herhangi bir iyilik beklememektedir” dedi.

Fransa’nın başkenti Paris’teki Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan 21 kişiden oluşan Filistinli grup İsrail saldırılarının durması talebiyle bugün Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan Avrupa Konseyi’ne yürüyüş başlattı. Başkentteki binlerce Filistin destekçisi tarafından uğurlanan grup, “Soykırımı Durdurun” pankartı taşırken, yürüyüş organizatörleri yaptıkları açıklamada, Filistin'deki soykırımın sona ermesi için 1 Şubat'a kadar Avrupa Konseyi'ne yürüyerek İsrail'in Gazze halkına yönelik aralıksız bombardımanına uluslararası düzeyde dikkat çekmeyi amaçladıklarını belirtti.

Açıklamada, Filistin halkıyla dayanışmayı güçlendirmeyi amaçlayan yürüyüşün barış amacı taşıdığı ve İsrail'in sivil halka karşı uyguladığı soykırımın bir an evvel durdurulmasının talep edildiği vurgulanırken, “Bu yürüyüş bizim adalet ve barış isteme hareketimizdir” ifadeleri yer aldı.

Yahudiler ve İsrail vatandaşı Filistinliler, İsrail'in kuzeyindeki Hayfa şehrinde savaşı protesto etti. 

Al Jazeera muhabiri Stefanie Dekker'ın bölgeden bildirdiği üzere; protesto, Yahudileri ve İsrail vatandaşı Filistinlileri bir araya getirmesi açısından önemli olarak değerlendirildi.

Dekker'a göre, verilen mesaj 'savaşın sona ermesi' ve ancak Filistinliler için siyasi bir çözüm olmasıyla yan yana barış içinde yaşayabilecekleri' oldu.

İran Dışişleri Bakanlığı, Suriye'nin başkenti Şam'daki saldırı nedeniyle İsrail'i suçladı ve intikam sözü verdi.

İsrail'in bugün Suriye'nin başkenti Şam'da toplantı yapan İran Devrim Muhafızları istihbarat komutanlarını vurduğu füze saldırısını, Lübnan'ın güneyindeki drone saldırısı izledi.

Lübnan'ın en ciddi askeri gücü Hizbullah'la 8 Ekim'den bu yana çatışan İsrail ordusu, bugün bir aracı daha hedef aldı.

Lübnan kaynakları, Akdeniz kıyısındaki Sur kentinde vurulan araçtaki iki Hamas üyesinin öldüğünü söylüyor.

İsrail ordusu, 2 Ocak Salı akşamı Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta Hamas'ın iki numarası Salih Aruri'yi bir silahlı insansız hava aracından ateşlenen füzelerle öldürdü.

Savaşta bir dönüm noktasına işaret eden suikastı, Hizbullah'ın Meron hava kontrol üssü ile İsrail ordusunun kuzey komutanlık karargahını vurduğu misillemeler izledi.

İsrail ise buna karşılık Hizbullah'ın önemli saha komutanlarından Vissam el Tavil'in içerisinde bulunduğu bir otomobile füzeyle saldırdı.

Tavil'in öldüğü saldırıya Hizbullah'ın nasıl misillemede bulunacağı merak edilirken, bugün Sur şehrindeki füze saldırısı gerçekleşti.

Üç buçuk ayı dolduran Hizbullah-İsrail çatışması çoğunlukla sınır hattının dışına çıkmadı ancak İsrail'in suikastları başkent Beyrut'a kadar uzandı.

Gazze Şeridi'nde tutulan hiçbir rehineyi operasyonla kurtaramayan ve İsrail'i sonu gelmez bir savaşa sürükleyen Başbakan Binyamin Netanyahu'ya karşı öfke büyüyor.

Hamas'ın elindeki rehinelerin aileleri, Binyamin Netanyahu'nun Caesarea semtindeki evinin dışında çok sayıda çadır kurdukları gösterilerine devam ediyor. Göstericiler, İsrail Başbakanı'nın dışarı çıkıp kendileriyle konuşmasını talep ediyor.

Rehine yakınlarından biri, Netanyahu'nun kendilerine gözlerinin içine bakarak yalan söylediğini kaydedip İsrail tarihinin en sağcı hükümetini kuran siyasetçinin ellerinde kan olduğunu belirtti.

Doğu Kudüs'ten bildiren Al Jazeera muhabiri Laura Han, bazı rehine ailelerinin halihazırda Netanyahu'ya karşı çok sert ifadeler kullandığını vurguladı.

7 Ekim'den bu yana yakınlarından haber alamayan rehine aileleri, İsrail'in Gazze'deki saldırılarını durdurup bir anlaşmaya varmasını istiyor.

Kasım ayı sonundaki bir haftalık ateşkeste aralarında yabancıların da bulunduğu, 110 rehine Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas tarafından serbest bırakılmıştı. Buna karşılık, İsrail cezaevlerinde tutulan 240 kadın ve çocuk mahkum da özgürlüğüne kavuştu.

Şu anda Hamas'ın elinde 132 rehine olduğu tahmin ediliyor.

Filistinli yetkililer, İsrail işgal ordusunun üç buçuk aydır katliam yaptığı Gazze Şeridi'nde son 24 saatte 165 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Böylece, Gazze'de yaşamını yitirenlerin ayısı 24 bin 927'ye çıktı.

İsrail katliamında can verenlerin üçte ikisinden fazlası çocuklar ve kadınlar.

Gazze'deki savaşta 106'ıncı güne girilirken, Filistinli savaşçılar 41 kilometrelik Akdeniz kıyı şeridinin kuzeyinde yer alan Cibaliye'de dört gün arka arkaya İsrail işgal güçlerine saldırı düzenledi.

Filistinli gruplar, İsrail ordusunun daha önce 'temizlediğini' ilan ettiği Cibaliye mahallesine yeniden sızdı Washington merkezli Savaş Araştırmaları Enstitütüsü (ISW), Filistinli grupların daha önce 24-27 Aralık tarihlerinde üst üste dört gün saldırı gerçekleştirdiğini hatırlatıyor.

Cibaliye, Gazze Şeridi'nin İsrail'le olan kuzey sınırına oldukça yakın bir konumda.

Gazze'yi aralıksız bombardımana tutan İsrail işgal güçlerinin yeniden kıyı şeridinin kuzeyini vuruyor. Gazze'nin kuzeyinde her şeyin yeniden başlamış gibi göründüğünü bildiren Al Jazeera, işgal ordusunun özellikle binaları hedef aldığını aktardı. Bombalanan yerler arasında Cibaliye'nin yanı sıra Gazze şehrinin batısı ve Beyt Lahya da var.

Güneyin en büyük şehri Han Yunus'ta ise İsrail hava saldırıları özellikle Nasır ve Ürdün sahra hastanesinin çevresinde yoğunlaştı. Han Yunus'un El Balad ve Beni Süheyla mahallerinde çok sayıda binanın yerle bir olduğu bildirilirken, sosyal medyada paylaşılan görüntülerde gökyüzüne yükselen siyah duman bulutları var.

Günlerdir elektriklerin kesik olduğu ve internete erişimin olmadığı Gazze'de günün ağarmasından bu yana İsrail saldırılarında en az 18 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ordusu, 2023'ün son günlerinde 30 yıldır İran'ın Suriye'deki operasyonlarını yürüten general Rıza Musevi'yi Şam'da öldürmesinin ardından bugün bir kez daha saldırdı.

Suriye'nin başkenti Şam, Cumartesi günü büyük bir patlamayla sarsıldı. Mezzeh mahallesindeki bir binadan dumanlar yükselirken, Suriye resmi medyası detay vermeden İsrail'in hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.

Yerel kaynaklar, saldırının İran Devrim Muhafızları komutanlarının toplantı yaptığı sırada gerçekleştiğini bildiriyor. Al Jazeera'ya bilgi veren kaynaklar, füze saldırısında Devrim Muhafızları'nın istihbarat biriminin hedef alındığını söyledi. 

Devrim Muhafızları, Mezzeh'deki saldırıda ölenlerin isimlerini Hüccetullah (Sadık) Ümidzade, Ali Ağazade, Hüseyin Muhammedi ve Said Kerimi olarak duyurdu. Yetkililerin Suriye ordusuna danışmanlık yaptığını savunan Devrim Muhafızları, füze saldırısının ayrıca Suriye ordusundan bazı komutanların da ölümüne yol açtığını ekledi.

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise, akşam saatlerine doğru yaptığı açıklamada ölü sayısının 10'ü yekseldiğini aktardı.


Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla bilinen Telegram kanalları,  Sadık Ümidzade'nin gençlik yıllarında çekilmiş bir fotoğrafını servis etti. Bir dönem Orta Doğu'nun en korkulan ismi olan Kudüs Gücü'nün eski komutanı Kasım Süleymani ile fotoğrafları bulunan Ümidzade, halihazırda Kudüs Gücü'nün İstihbarat Direktör Yardımcısı pozisyonundaydı.

Yerle bir olan bina, Suriye rejimine danışmanlık yapan İranlılar tarafından kullanılıyordu.

İsrail'den beklendiği gibi henüz saldırıya dair bir yorum yok.

Uluslararası haber ajansı AFP'nin geçtiği fotoğraflarda, tamamen yıkılmış binanın enkazındaki kurtarma ekipleri ve çevrede toplananlar var.

Mezzeh mahallesi, birçok diplomatik temsilciliğe ev sahipliği yapan bir yer. Mahallede İran ve Lübnan büyükelçilik binaları bulunuyor.

İsrail'in dört hafta önce evinde vurduğu General Rıza Musevi, İran Devrim Muhafızları'nın yurt dışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü'nün en önemli isimlerinden biriydi. ABD'nin öldürdüğü Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani'nin arkadaşı olan Musevi, 30 yıldır Suriye'de görev yapıyordu ve hatta Suriye Savunma Bakanlığı'nda bir ofisi bile vardı.

İran, Musevi'nin öldürülmesine Irak'ın kuzeyindeki Erbil'e füze yağdırarak misillemede bulundu. Tahran yönetimi, İsrail istihbarat örgütü Mossad'ın Erbil'deki karargahını vurduğunu savunurken, yerel yönetim İran saldırısında bir işadamı ve ailesinden üç kişinin öldüğünü açıkladı. Erbil saldırısında ABD konsolosluğu ve askeri üssünün de hedef alındığı biliniyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, bir Amerikan vatandaşının 19 Ocak tarihinde İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da öldüğünü doğruladı.

ABD'li sivilin nasıl öldüğünü araştırdıklarını aktaran Dışişleri Bakanlığı, İsrail'den daha fazla bilgi istendiğini de ekledi.

Tevfik Ayak adlı 17 yaşındaki ABD vatandaşı, Ramallah'ta İsrail işgal askerleri tarafından öldürüldü.

7 Ekim'de başlayan savaş siyasi kariyerini kurtaran İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hafta içi ülkesinin en yakın müttefiki ABD'ye meydan okudu. Gazze’deki savaş sona erdiğinde bile bir Filistin devletine karşı olduğunu belirten Netanyahu, bu mesajını Beyaz Saray’a da ilettiğini söyledi.

İsrail tarihinin en sağcı koalisyon hükümetini kuran ve radikallerle kabinesini dolduran Bibi lakaplı Netanyahu, Şeria Nehri’nin (Ürdün Nehri) batısındaki tüm toprakların İsrail’in güvenlik kontrolünde olması gerektiğini de savundu. 74 yaşındaki Binyamin Netanyahu, "Bu gerekli bir durum ve Filistin egemenliği fikri ile de çelişiyor. Peki ne mi olacak? Bu gerçeği Amerikalı dostlarımıza da söyledim. Aynı zamanda İsrail’in güvenliğine zarar verecek şeyleri bize empoze etme girişimini de durdurdum" dedi.

İsrail Başbakanı'nın kamuoyu önünde farklı pozisyonunu açıkça dile getirmesi, Tel Aviv yönetimi ile Batılı müttefiklenin arasının açılmasını gösteriyor.

ABD'nin başını çektiği Batılı blok, iki devletli çözümün Orta Doğu'nun güvenliği için gerekli olduğunu savunuyordu. Netanyahu'nun sözlerinin sorulduğu ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, iki ülkenin farklı görüşte olduğunun çok açık olduğunu kaydetti.

Bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, bir Filistin devleti kurulmadan İsrail'in güvenlik sorunlarını çözmenin imkansız olduğunu söyledi.

25 bin Filistinlinin katledildiği işgalde üç buçuk ay geride kalırken, savaş stratejisi hiç beğenilmeyen Binyamin Netanyahu'nun üstündeki baskı giderek artıyor.

Söz konusu baskı yalnızca Batılılardan gelmiyor, İsrail içinden, Netanyahu'nun koalisyon hükümetinden ve savaş kabinesinden de. İsrail'in önceki genelkurmay başkanı ve halihazırda savaş kabinesi üyesi olan Gadi Eisenkot, Başbakan Netanyahu'ya rest çekti.

İsrail Başbakanı'nı Gazze'deki askere hedeflere dair gerçeği söylememekle suçlayan Eisenkot'a göre, Hamas'ın mutlak yenilgisini savunanlar gerçeği dile getirmiyor.

Savaş kabinesinin kilit üyesi Gadi Eisenkot ayrıca, 7 Ekim baskınından İsrail'i koruyamayan Binyamin Netanyahu'nun sorumluluğu kesin ve açık şekilde paylaştığını belirtip erken seçim çağrısı yaptı.

BBC, Eisenkot'un sözlerini ilk sayfasından 'İsrail savaş lideri Netanyahu'nun Gazze stratejisine meydan okuyor' başlığıyla verdi.

İsraille Batılı müttefikleri arasındaki uçurumun genişlediği yorumunu yapan BBC'ye göre, Başbakan Netanyahu ile Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın artık birbirleriyle zar zor konuştuğu savaş kabinesinde gerilim tırmanıyor.

Doğu Kudüs'ten bildiren Al Jazeera muhabiri Hamdah Salhut'a göre, hem anket sonuçları hem de sokakta konuştuğu İsrailliler Netanyahu'nun hiç de sevilmeyen bir figür olduğunu gösteriyor.

Savaş kabinesindeki isimlerin Netanyahu tarafından özel olarak seçildiğini hatırlatan Salhut, İsrail Başbakanı'nın üzerindeki baskının her geçen gün arttığını aktardı.

Washington'dan bildiren Al Jazeera muhabiri Alan Fisher ise, mevcut tabloyu 'Gazze savaşının ardından neler olacağına dair ABD ve İsrail Başbakanı arasında büyüyen kopukluk' cümlesiyle özetledi.

Deneyimli muhabir Fisher'a göre, ABD lideri Biden'ın Netanyahu'yu kamuoyu önünde eleştirmek istediği çok açık ancak Washington'da İsrail Başbakanı'nın Beyaz Saray'ı görmezden geldiğine dair artan bir hissiyat da belirgin.

"Beyaz Saray'ın bizim inanmamızı istemesine rağmen, ABD ile İsrail arasında iki devletli çözüm meselesinde bir kopukluk var" diyen Fisher, Washington'ın 20 yılı aşkın süredir iki devletli çözümün arkasında olduğunu hatırlatıyor.

Gazeteciler, ABD lideri Joe Biden'a Netanyahu'nun başbakan olduğu bir denklemde iki devletli çözümün imkansız olup olmadığını sordu. "Hayır, değil" yanıtını veren Biden, Netanyahu'nun muhalefet etmeyeceği iki devletli çözüm yöntemleri olduğunu savundu, Birleşmiş Milletler üyesi olup kendi orduları olmayan ya da sınırlamaları olan ülkeleri örnek gösterdi.

ABD'nin Orta Doğu'daki operasyonlarını yürüten Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Yemen'in batısını kontrol eden Husilerin fırlatmaya hazırlandığı üç gemisavar füzeyi vurduğunu duyurdu. Füzeler, Cuma akşamı saat 18.45 sularında imha edildi.

İran destekli Husiler, Kasım ayı ortasından bu yana Kızıldeniz'den geçen ticari gemilere füze ve kamikaze drone ateşliyor.

ABD'nin başını çektiği uluslararası koalisyonun savaş gemileri Babülmendep Boğazı çevresinde devriye gezmeye başladı, ancak bu hamle Husilerin saldırılarını durdurmadı.

Amerikan ve İngiliz savaş uçakları ilk kez geçen hafta Yemen topraklarındaki Husi hedeflerini bombardımana tuttu.

İran destekli grubun hava saldırılarına yanıtı, bir Amerikan savaş gemisine füze ateşlemek oldu. Husiler, bu hafta içinde de çok sayıda ticari gemiye füze saldırısı düzenledi.