Gazze'deki savaşta son dakika haberi... İsrail askerleri akıl sağlığını kaybediyor! Savaşa dönmeyi reddediyorlar, 1973'ten beri en büyüğü

İsrail güçlerinin Gazze Şeridi’ne yönelik bombardımanı sürerken, bölgede ateşkes ve esir takası anlaşması için de çalışmalar devam ediyor. İsrail heyetinin Katar’da gerçekleştirilen görüşmelere katılması beklenirken, aşırı sağcı İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’den Başbakan Binyamin Netanyahu’ya çağrı geldi. Smotrich, Netanyahu’dan İsrailli heyetin Katar’da gerçekleştirilen görüşmelere gitmesini yasaklaması çağrısında bulundu. Smotrich, “Natanyahu, heyetin İsrail’de kalmasını ve İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) derhal Refah’a girmesini ve Hamas yok edilene dek askeri baskıyı artırmasını emretmelidir. Ancak bu şekilde esirlerin iadesi mümkün olacaktır” dedi.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları sürerken, savaş istemeyen binlerce İsrailli başkent Tel Aviv’de protesto gösterisi düzenledi. Başbakan Binyamin Netanyahu ve hükümetini protesto eden ve esir anlaşması talep eden binlerce kişi, ülkede acilen seçime gidilmesi çağrısında bulunurken, caddeleri ateşe verdi. İsrail polisi ile göstericiler arasında çatışma çıkarken, polis sis bombası kullandı.

“SAVAŞ YÜZÜNDEN HEMEN SEÇİM”

İsrail hükümetini protesto etmek üzere Kudüs’teki Başbakanlık Konutu önünde toplanan binlerce kişi de acilen seçime gidilmesi çağrısı yaptı. Gösteride konuşan yedek subay Benny Barabash, “Netanyahu lider olarak suçludur. Yaşam ya da ölüm seçimi önümüzde” ifadelerini kullanırken, göstericiler, “Savaşa rağmen şimdi seçim, savaş yüzünden şimdi seçim” sloganları attı.
Gösterinin organizatörü ise yaptığı konuşmada, hükümetin yetkilerini bırakması çağrısında bulunarak, “Nereye baksanız kaos var. Bu politikanın sonucu, kaos politikasının ta kendisi” dedi.

Belçika Başbakanı Alexander De Croo, Gazze Şeridi’nde ateşkes ve esirlerin serbest bırakılması görüşmeleri kapsamında Katar’a geldi. Başkent Doha’da Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Thani ile bir araya gelen De Croo, Katar’ın oynadığı rol için Katar Emiri’ne teşekkürlerini iletti. Görüşmenin ardından açıklama yapan De Croo, “Gazze’de çocukların açlıktan ölmesi kesinlikle kabul edilemez. Her iki tarafın da derhal bir ateşkes imzalaması gerekiyor” dedi.

“İSRAİL’İN ACİLEN DAHA FAZLA İNSANİ YARDIM ERİŞİMİ SAĞLAMASI GEREKMEKTEDİR”

Belçika Başbakanı De Croo, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini ile de görüştü. Görüşmede, İsrail’in Gazze’deki “aç bırakma" taktiklerinin kabul edilemez olduğunu belirten De Croo, “İsrail’in acilen daha fazla insani yardım erişimi sağlaması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Belçika’nın UNRWA’ya destek vermeye devam edeceğini belirten De Croo, “UNRWA Gazze’deki insanlara yapılan yardımların bel kemiğidir” diye konuştu

İsrail güçlerinin 7 Ekim’den bu yana bombardımanına devam ettiği ve insani yardımların girmesine izin vermediği Gazze Şeridi’ne havadan yardımlar sürüyor. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından yapılan açıklamada, “CENTCOM ve Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri, Gazze’de devam eden çatışmalardan etkilenen sivillere temel yardım sağlamak amacıyla bugün yerel saatle 11.58’de Kuzey Gazze’ye ortak bir havadan insani yardım operasyonu gerçekleştirdi” ifadeleri yer aldı.

Ortak operasyonda Ürdün tarafından sağlanan gıda ve ABD Hava Kuvvetleri'ne ait bir C-130 uçağının yer aldığı belirten açıklamada, “ABD C-130, 170 kilogramlık 16 paket pirinç, un, süt, makarna ve konserve gıda bırakarak Kuzey Gazze’de hayat kurtaran insani yardım sağladı” denildi.

Açıklamada, ABD Savunma Bakanlığının havadan yardım operasyonlarının, ABD ve ortak ülke hükümetlerinin insanların acılarını hafifletmeye yönelik devam eden çabalarına katkıda bulunduğu belirtilirken, havadan teslimatlarının devam etmesinin planlandığı aktarıldı.

ABD lideri Joe Biden, Senato çoğunluk lideri Demokrat Chuck Schumer’in İsrail’de seçim çağrısı yaptığı konuşmasıyla ilgili 'iyi bir konuşmaydı' değerlendirmesinde bulundu.

Schumer, hafta içinde Senato kürsüsünde yaptığı konuşmada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yerine birinin seçilmesi için seçim çağrısı yaptı.

Biden, Schumer’ın konuşması öncesinde üst düzey Beyaz Saray ekibiyle iletişim kurduğunu söyledi.

Schumer konuşmasında Netanyahu’yu Ortadoğu’da barışın önünde engel olarak nitelemiş ve İsrail’in çıkarlarının önüne kendi siyasi yaşamını koyduğunu belirtmiş ve yönünü kaybettiğini söylemişti.

ABD Başkanı Biden, “Konuşmanın ayrıntılarına girmeyeceğim, iyi bir konuşma yaptı ve sanırım sadece kendisinin değil birçok Amerikalı’nın endişelerini dile getirdi” dedi.

Schumer, ABD tarihindeki en üst düzey seçilmiş Yahudi yetkili.

Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, Hamas ve İsrail arasındaki yeni ateşkes müzakerelerinin Pazar günü öğleden önce başlamasının beklendiğini duyurdu.

Haberini Mısırlı yetkililere dayandıran AP, müzakerelerin İsrail'in Hamas'ın önerdiği yeni teklifi tartıştığı sırada gerçekleştiğini vurguluyor.

AP'ye göre üç aşamalı anlaşmada İsrail cezaevlerinde tutulan 350 Filistinli mahkuma karşılık 35 İsrailli rehinenin serbest bırakılması öngörülüyor. Sonraki aşamalarda ise İsrail işgal birliklerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesi ve ablukanın kaldırılması gibi adımlar var.

İsrail dış istihbarat servisi Mossad'ın yöneticisi David Barnea'nın görüşmelere katılmak üzere Katar'ın başkenti Doha'ya seyahat etmesi bekleniyor.

Times of Israel, müzakere görüşmelerine arabulucu ülkeler Katar ve Mısır'dan yetkililerin de katılacağını yazdı.

Halihazırda Hamas'ın elinde 130 kadar rehine olduğu tahmin ediliyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat mülteci kampında bir evi hava saldırısıyla yok edip 36 Filistinliyi katleden İsrail ordusu, bu sabahtan itibaren yine kampı hedef alıyor.

Al Jazeera, İsrail işgal güçlerinin Nuseyrat'a çok sayıda saldırı düzenlediğini ve iki kişinin daha yaşamını yitirdiğini bildirdi.

Filistinli yetkililer ise, savaşın başından bu yana Gazze'deki can kaybının 31 bin 553'e çıktığını açıkladı. Verilen bilgiye göre, son 24 saatteki İsrail saldırılarında 63 kişi yaşamını yitirdi.

Doğu Akdeniz'de 370 kilometre mesafe kat ettikten sonra Gazze Şeridi kıyısına ulaşan yardım gemisindeki 200 ton gıda tamamen boşaltıldı ve artık dağıtıma hazır.

Pirinç, un, baklagiller, konserve sebzeler ve proteinlerden oluşan gıda yardımını, dünyaca ünlü İspanyol şef ve uluslararası yardım gönüllüsü Jose Andres tarafından kurulan ABD merkezli World Central Kitchen (WCK) isimli kuruluşu sağladı.

WCK, 200 tonluk insani yardımın Gazze Şeridi'nde açlıkla boğuşan insanlara dağıtım için hazırlandığını açıkladı. Gazze'de bir liman olmaması nedeniyle Open Arms gemisi tarafından açığa kadar getirilen yük, altı düz bir mavna ile kıyıya çekildi.

İsrail işgal ordusunun yerle bir ettiği Gazze'de son haftalarda en az 25 Filistinli açlık veya susuzluktan hayatını kaybetti.

Open Arms gemisinin taşıdığı insani yardım, Güney Kıbrıs ile Gazze Şeridi arasındaki deniz koridorunda ilk pilot projeydi. Güney Kıbrıs'ın Larnaka limanında ikinci bir yardım gemisine de on binlerce tonluk gıda yüklendi.

Gazze ile dünya arasındaki tek bağlantı noktası olan Refah sınır kapısından yardım geçişi, İsrail tarafından haftalardır kademeli olarak azaltıldı.

Gazze sakinleri açlıkla yüzleşirken ABD, Avrupa Birliği ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından deniz koridoru projesi gündeme getirildi.

Yardım kuruluşları, deniz yoluyla getirilen yardımın hem maliyetli hem de verimsiz olduğunu belirtip İsrail'in Refah sınır kapısı ve diğer noktalardan daha fazla yardım geçişine izin vermesini istiyor.

Birçok ülke ve yardım kuruluşu, İsrail'in açlığı bir silah olarak kullandığını belirtiyor. Buna, Avrupa Birliği de dahil.

Gazze Şeridi'ni 162 gündür bombardımana tutan İsrail ordusu, 1973'teki Arap-İsrail savaşından bu yana en büyük akıl sağlığı kriziyle yüzleşiyor.

Ekim ayı sonunda başlayan Gazze işgalinde yüzlerce askeri öldürülen İsrail ordusundaki tabloyu, zihin sağlığı departmanının açıklaması ortaya koydu.

Buna göre, halihazırda Gazze'deki işgale katılan binlerce asker travma sonrası stres bozukluğu veya savaş travmasıyla uğraşıyor.

Zihin sağlığı biriminin başındaki albay Lucian Tatsa-Lour, İsrail gazetesi The Marker'a yaptığı açıklamada en az 1000 askere akut stres bozukluğu teşhisi konulduğunu söyledi.

Tatsa-Lour'un verdiği bilgiler arasında en sıra dışı olanı, zihin sağlığı bozulmasıyla gitgide daha fazla asker geçici izin alıp savaşa dönmeyi reddediyor.

İsrailli albay, akıl sağlığı krizinin ordunun Gazze'de yürüttüğü işgali zorlayan bir akıma dönüştüğünü de itiraf etti. Tatsa-Lour, "Bir psikiyatrist olarak keşke tüm bu dönemi yok edecek bir sihirli değneğim olsaydı" cümlesini kurdu.

Güney Kıbrıs'tan yola çıkan ilk yardım gemisinin Gazze Şeridi'ne ulaşmasıyla, gözler Larnaka'dan denize açılacak yeni gemilere çevrildi.

Japonya Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa, Tokyo yönetiminin Gazze'de kıtlıkla yüz yüze olan 2,3 milyon insana yardım götüren deniz koridoruna katılacağını duyurdu.

Yerel medya, Japonya'nın Gazze Şeridi'ne yardım ulaştırmak için deniz koridorunda rol alan diğer ülkelerle acil şekilde koordinasyon sağlamaya hazırlandığını yazdı.

370 kilometrelik Doğu Akdeniz yardım hattı, Güney Kıbrıs, ABD, Avrupa Birliği ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından başlatıldı.

Suudi Arabistan'da yayın yapan El Arabiya televizyonu, Ramazan ayının ilk haftası dolarken Gazze'deki savaşı durduracak bir ateşkes ve rehine takası müzakerelerinde halen bir ilerleme olmadığını duyurdu.

El Arabiya'ya konuşan Mısırlı yetkililer, bir ateşkes anlaşmasının önünde engeller olduğunu söyledi. Adlarının açıklanmaması kaydıyla televizyona konuşan Mısırlı yetkililerden biri, "Hamas kaç rehinenin halen hayatta olduğunu söylemedi ve İsrail savaş nedeniyle evlerini terk edip güneye kaçan Gazzelilerin kuzeye dönmelerine izin vermeyi kabul etmeyecek" dedi.

Gazze Şeridi'ni 2007 yılından bu yana yöneten Hamas, İsrail'e iki aşamadan oluşan yeni bir ateşkes teklifini arabulucular aracılığıyla iletti. Cuma günü ortaya çıkan yeni teklifin ilk aşamasında, Hamas'ın elinde bulunan İsrailli rehinelerden kadın, çocuk, yaşlı ve hastaların serbest bırakılması, karşılığında İsrail hapishanelerinde bulunan 700 ila 1000 Filistinlinin cezaevinden çıkması var. İlk aşamadaki en dikkat çekici yenilik, rehineler arasındaki İsrailli kadın askerlerin de bırakılacak olması. İsrail hapishanelerinden özgürlüğüne kavuşacak Filistinli mahkumlardan 100'ü ise, ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış kişiler.

Planın ilk aşamasının tamamlanmasıyla Hamas'ın kalıcı bir ateşkes için belirlenecek bir tarihe yeşil ışık yakacağı kaydedildi. Hamas bu aşamada İsrail'in Gazze'den çekilmesi için de mühlet belirlenmesini talep etti. Hamas'ın teklifinin bir sonraki aşaması ise iki tarafın elindeki tüm rehine ve tutukluların serbest bırakılmasını öngörüyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Cuma akşamı yaptığı açıklamada Hamas'ın sunduğu yeni planı gerçekçi bulmadığını söyledi.

Aylardır küresel ticaretin en önemli güzergahlarından Kızıldeniz'i dünyanın en tehlikeli su yoluna haline getiren Yemenli Husiler, Hamas'lı yetkililerle nadir gerçekleşen bir görüşme gerçekleştirdi.

AFP haber ajansı, üst düzey Hamas yetkilileriyle Husilerin geçen haftaki buluşmasında İsrail'i hedef alacak saldırıların koordinasyonu masaya yatırıldı.

Kızıldeniz'de seyreden ticari gemileri füzeler ya da kamikaze drone'larla vuran Husiler, İsrail'in derhal Gazze Şeridi'nden çekilmesini istiyor.

Hamas ve Husiler, İran'ın 'Direniş Ekseni' verdiği koalisyonun üyeleri arasında. Direniş Ekseni'nde ayrıca Lübnan Hizbullah'ın yanı sıra Suriye ve Irak'taki İran destekli milis grupları da var.

AFP, Husilerle yapılan önemli görüşmeye Hamas'ın yanı sıra bir diğer Filistinli grup İslami Cihad'tan yetkililerin de katıldığını aktardı.

Gazze'deki savaşın sonraki aşamasının da ele alındığı gizli toplantının nerede gerçekleştirildiği bilinmiyor. AFP'ye konuşan yetkililer, görüşmenin konumuna dair bir bilgi vermedi.

ABD'nin Orta Doğu'daki operasyonlarını yürüten Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) ise, Husilerin Cuma akşamından itibaren Kızıldeniz'deki kargo gemilerine üç gemisavar balistik füze ateşlediğini bildirdi.

Husi saldırılarını durdurmak için ABD'nin başını çektiği uluslararası koalisyonun yanı sıra Avrupa Birliği de kendi görev gücünü Kızıldeniz ile Aden Körfezi'ni birbirine bağlayan Babülmendep Boğazı çevresine konuşlandırdı. Amerikan ve İngiliz savaş uçaklarının Yemen'deki Husi hedeflerini bombardımana tutması da, Kızıldeniz'deki saldırıların önünü kesemedi. Husiler bugüne kadar onlarca gemiyi vurmayı başardı.

Gazze'deki savaşın Lübnan'a sıçrama ihtimali her geçen gün artarken, Hizbullah İsrail'den gelen tehditlere yeni bir video kaydıyla yanıt verdi.

Hizbullah, İsrail ordusuyla 8 Ekim'den bu yana Lübnan sınırında çatışıyor. Gazze'deki savaş devam ederken kuzeyden yeni bir cephe açılmasından endişe duyan İsrail, son haftalarda sınıra 100 kilometre mesafedeki Bekaa Vadisi'nde bulunan Hizbullah hedeflerini bile vurdu. İsrail'in krizin diplomatik yolla çözümü için 15 Mart (dün) tarihine kadar Hizbullah'a süre verdiği, aksi halde Lübnan'a topyekun savaş ilan edeceği Lübnan basınındaki haberlere yansıdı.

60 bin savaşçısı ve 150 bin kısa veya uzun menzilli füzesi bulunduğu tahmin edilen Hizbullah ise, yayınladığı 1 dakika 9 saniyelik videoyla İsrail'e meydan okudu.

Hizbullah'ın televizyonu El Menar'ın 'Direniş işgale bir mesaj gönderiyor: Genişliyor... genişliyor' başlığıyla sunduğu videoda, söz konusu mesajın Arapça verildiğini belirtti. El Menar ayrıca videoda İbranice 'Eğer siz genişletirseniz, biz de genişleteceğiz' denildiğini kaydedip sınır hattındaki İsrail hedeflerinin son 24 saatte füzeler, topçu saldırılarıyla vurduğunu duyurdu.

Habere göre, Burkan füzesinin de kullanıldığı saldırılar radar üsleri, İsrail askerlerinin toplanma alanları ve diğer mevzileri hedef aldı. Aynı anda üç füzenin gökyüzünde göründüğü videoya dair diğer detayları aktaran El Menar, haberin sonunda sınır hattında vurulan noktaları gösteren bir harita da yayınladı.

Hizbullah, gün içinde ise Burkan füzeleriyle Ramim kışlasını vurduğuun duyurdu. Lübnanlı grubun Telegram hesabından yaptığı açıklamaya göre, saldırı yerel saatle 13.04'te gerçekleşti.

İRAN'A GÜVENCE VERDİLER

İran ile Orta Doğu'daki en sıkı müttefiki Hizbullah arasında Şubat ayında Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta gerçekleşen görüşmenin ayrıntıları, Cuma günü ortaya çıktı. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ile İran'ın yurt dışı operasyonlarını yürüten Devrim Muhafızları ordusu Kudüs Gücü komutanı İsmail Kani bir araya geldi. Görüşmede Hizbullah İran'a çatışmanın tırmanması ve Tahran yönetiminin savaşın içine sürüklenmemesi halinde İsrail'e karşı tek başına savaşacağını söyledi. İsrail'in Hizbullah'a karşı geniş çaplı bir saldırı başlatmasına dair senaryonun masaya yatırıldığı toplantıda konuşulanlar, yedi ayrı kaynağa dayandırılıyor.

Hasan Nasrallah, Kudüs Gücü komutanı Kani'ye İran'ın İsrail ya da ABD ile bir savaşa sürüklenmesini istemediklerini belirtip grubun kendi başına savaşacağına dair güvence verdi.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Wilson Center, Hizbullah'ı muhtemelen 'Ortadoğu'daki ve görece dünyadaki en zorlu devlet dışı askeri aktör' diye tanımlıyor.

Hizbullah ve İsrail ordusu arasındaki sınır çatışmaları, Gazze'deki savaştan bir gün sonra, 8 Ekim tarihinde başladı. Şimdiye kadar çoğunlukla sınır hattının dışına çıkmayan çatışmalarda Hizbullah 200'den fazla üyesinin öldüğünü açıkladı. İsrail jetlerinin hava saldırılarında aralarında çocuklar, kadınlar ve gazetecilerin de bulunduğu çok sayıda sivil yaşamını yitirdi. İsrail tarafında ise aralarında yüksek rütbeli subayların da bulunuduğu 10'dan fazla asker öldü. Ayrıca sınır hattındaki onlarca İsrail yerleşimi tahliye edildi.

120 KİLOMETRELİK MAVİ HAT

Savaştan önce de sıklıkla çatışmalara sahne olan Lübnan-İsrail sınırında Birleşmiş Milletler barış gücü askerleri UNIFIL konuşlu. İsrail'in 1982'de işgal ettiği Lübnan'ın güneyinden 2000 yılında çekilmesinin ardından toplamda 120 kilometre uzunluğundaki sınırın güvenliği UNIFIL'in denetimine geçti. Mavi Hat adıyla bilinen sınır bölgesinde UNIFIL güçleri devriye geziyor. BM Güvenlik Konseyi kararıyla 1978 yılında kurulan UNIFIL'de onlarca ülkeden 10 460 asker görev yapıyor. İsrail, başta Şebaa Çiftlikleri olmak üzere BM kararlarına aykırı şekilde Lübnan topraklarının bir kısmını işgal altında tutmaya devam ediyor.

İsrail Cuma günü Gazze'de ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması için yeni görüşmeler yapmak üzere Katar'a bir heyet göndereceğini açıklayarak, Hamas'ın uzun zamandır beklenen karşı teklifini reddetmesine rağmen ateşkes umutlarını canlı tuttu.

Müzakereciler, kutsal Ramazan ayına yetişecek bir ateşkes anlaşmasına varamadılar. Ancak ABD ve Arap arabulucular, İsrail'in Refah'a saldırısını engellemek ve kitlesel açlığı önlemek için insani yardımın girmesine izin verecek bir anlaşmaya varmaya hala kararlılar.

Buna karşın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Cuma günü Gazze Şeridi'nin güney ucundaki Refah kentine bir saldırı planını onayladığını açıkladı. Tel Aviv, 2,3 milyonluk Gazze nüfusunun yarısından fazlasının barındığı Refah’a saldırı için herhangi bir zaman dilimi vermedi. Resmi açıklamada "Başbakan Netanyahu Refah'taki eylem planlarını onayladı. İsrail ordusu operasyonel olarak ve nüfusun tahliyesi için hazırlık yapıyor" denildi.

Hamas'ın iki aşamalı yeni ateşkes ve rehine anlaşması teklifine de değinilen açıklamada, "Hamas'ın talepleri hala gerçekçi değil. Güvenlik kabinesi İsrail'in tutumunu tartıştıktan sonra bir İsrail heyeti Doha'ya hareket edecek" ifadeleri yer aldı.

İsrail'in en yakın müttefiki Washington bile insani bir felakete yol açacağını söyleyerek, Refah’a saldırıya karşı çıkıyor. Washington'da artan rahatsızlığın altını çizen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD'nin Refah için sivillerin zarar görmeden çıkarılmasını da içeren net ve uygulanabilir bir plan görmesi gerektiğini söyledi. Blinken, "Sadece sivilleri tehlikeden uzaklaştırmak için değil, aynı zamanda tehlikeden kurtulduktan sonra barınak, gıda, ilaç, kıyafet gibi uygun şekilde bakım gördüklerinden emin olmak için de açık ve uygulanabilir bir plan görmeliyiz ve henüz böyle bir plan görmedik" dedi.

Blinken, ABD'nin İsrail ve aracılar Katar ve Mısır ile birlikte İsrail ve Hamas arasındaki savaşaara verilmesini sağlayacak bir rehine anlaşması için kalan boşlukları doldurmak üzere yoğun bir şekilde çalıştığını kaydetti.

İsrail'in heyet göndermesinin rehinelerin serbest bırakılması konusunda bir anlaşmaya varmak için 'hem olasılık hem de aciliyet duygusunu' yansıttığını söyleyen Blinken gazetecilere verdiği demeçte, "Şu anda biz burada konuşurken görüşmelerimiz devam ediyor ve önümüzdeki günlerde de devam edeceğine inanıyorum" dedi.

İsrail'in onayladığı ateşkes teklifinin üzerinden iki haftadan fazla bir süre geçtikten sonra Hamas, bir aydan fazla bir süredir ilk resmi karşı teklifini, arabulucular üzerinden sundu. Yeni teklif, her iki tarafın daha önceki öneriler gibi, yardımların girmesine izin verecek haftalar sürecek bir ateşkes sırasında İsrail hapishanelerinde tutulan yüzlerce Filistinli’ye karşılık onlarca İsrailli rehinenin serbest bırakılmasını öngörüyor.

Ayrıca, daha sonraki bir aşamada savaşın sona erdirilmesi için görüşmeler yapılması çağrısında bulunuyor. İsrail ise sadece geçici bir ateşkes için müzakere edeceğini söylüyor.

İsrail’in şartları 'hala gerçekçi değil' olarak tanımlaması, Netanyahu'nun geçen ayki Hamas teklifi için kullandığı 'tamamen hayal ürünü' ve 'başka bir gezegenden' ifadelerinden daha hafif olarak nitelendiriliyor.