13.01.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Gazze Şeridi’ndeki savaş sürerken, bölgenin daha büyük bir çatışmaya sürüklenmesi konusunda endişeler artıyor. Bir süredir Kızıldeniz’deki ticari gemileri hedef alan İran destekli Husiler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde alınan kararın hemen ardından ABD ve İngiltere’nin hava operasyonuyla karşılaştı.
Bu iki ülkenin, Avustralya, Kanada ve Hollanda’nın da desteğini alarak önceki gece boyunca düzenlediği saldırılarda İran destekli Husilerin kontrolünde olan başkent Sana’nın kuzeyindeki bir askeri üssün, Hudeyde Havalimanı çevresinin, Saada ili ve Zamar şehrindeki bazı noktaların, askeri birliklerinin hedef alındığı aktarıldı.
Biden: Çekinmeyiz
ABD Başkanı Joe Biden, “Bugün benim talimatım doğrultusunda ABD askeri kuvvetleri İngiltere ile birlikte, Avustralya, Bahreyn, Kanada ve Hollanda’nın desteğiyle Husilerin dünyanın en hayati öneme sahip su yollarından birinde seyrüsefer özgürlüğünü tehlikeye atmak için kullandığı bazı hedeflere başarılı bir saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırılar, tarihte ilk kez gemi savar balistik füzelerin kullanılması da dahil, Husilerin Kızıldeniz’deki uluslararası ticaret gemilerine yönelik benzeri görülmemiş saldırılarına doğrudan yanıt olarak yapıldı” dedi. Biden “İnsanlarımızı korumak ve uluslararası ticaretin serbestçe devam etmesini sağlamak için daha fazla tedbir almaktan çekinmeyeceğim” ifadelerini de kullandı. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin de, saldırıda Husilerin insansız hava araçlarının, balistik ve seyir füzesi ile kıyı radarı ve hava gözetleme kapasitelerinin hedef alındığını aktardı.
İngltere Başbakanı Rishi Sunak ise Husilere Kızıldeniz’deki gemileri hedef alan saldırılarını durdurma ve tansiyonu düşürme çağrısı yaptı. İngiltere’nin saldırıları Kıbrıs’taki üsten havalanan 4 Typhoon savaş uçağıyla gerçekleştirdiği açıklandı. İtalya ise, kendilerine teklif geldiği halde saldırıya katılmadıklarını bildirdi.
‘ABD ve İngiltere hedef’
Husiler, operasyonun ardından ABD ve İngiltere’nin “büyük bedel ödeyeceğini” belirten açıklamalar yaptı, gemileri hedef almayı sürdüreceklerini duyurdu. Husiler saldırılarda en az 5 kişinin öldüğü, 6 kişinin ise yaralandığını açıklarken, daha sonra yapılan bir açıklamada Amerikan ve İngiliz bağlantılı noktaların bundan sonra resmen hedef olduğu duyuruldu.
İran destekli Husi militanları, 17 Ekim 2023’ten bu yana uluslararası nakliye rotalarında 27 gemiye saldırı ve taciz girişiminde bulundu. Bu yasa dışı olaylar arasında Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde gemi savar balistik füzelerin, insansız hava araçlarının ve seyir füzelerinin kullanıldığı saldırılar bulunuyor. Husiler, Hamas’a destek amacıyla, İsrail’e destek götüren ticari gemilere Kızıldeniz ve Aden Körfezi civarında saldırıyor, ancak saldırdıkları gemiler arasında İsrail’le bağlantılı olmayan gemiler olduğu da biliniyor.
Yemen’e saldırıya karışık tepki
ABD ve İngiltere’nin Yemen’de Husi hedeflerini vurması sonrasında Avustralya, Bahreyn, Kanada, Danimarka, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, Güney Kore, İngiltere ve ABD tarafından ortak açıklama yapıldı. Açıklamada, “ABD ve İngiltere’nin bugünkü tepkisi, daha fazla saldırıyı önlemek için Yemen’deki Husi askeri hedeflerine yöneliktir ve BM Şartı ile tutarlıdır. Amacımız gerilimi azaltmak ve Kızıldeniz’de istikrarı yeniden tesis etmek” denildi. İngiltere saldırıların “sınırlı ve hedefe yönelik olduğunu”, şu an için başka saldırı planlamadığını açıkladı. Avrupalı ülkelerin çoğu operasyonları desteklerken, AB’nin bölgeye bir görev gücü göndermesi gündemde.
Rusya ise saldırılar sonrasında BM Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, “Saldırılar, Anglo-Saksonların BM Güvenlik Konseyi kararlarını çarpıtmasının ve kendi yıkıcı amaçları doğrultusunda bölgedeki durumu tırmandırmak adına uluslararası hukuku tamamen hiçe saymasının bir başka örneğidir” ifadesini kullandı.
Husilerin müttefiki İran ve Hizbullah, saldırıları sert biçimde kınadı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, bu saldırılarla Yemen’in egemenlik ve toprak bütünlüğünün, uluslararası yasa ve düzenlemelerin açık şekilde ihlal edildiğini söyledi. Suudi Arabistan saldırılarının ardından ‘bölgede tansiyonun yükselmesinin önlenmesi’ çağrısında bulunurken, Irak hükümetiyse, ABD ve İngiltere’nin saldırılarını kınayarak, bunun savaşın çemberini genişleteceğini belirtti.