Kırış kırış moda

PELİN AYKIN - Paris Moda Haftası “ütüyü” rafa kaldırarak kırışık kıyafet modasını dünyaya sundu. Bu trend, zamanı kısıtlı tüketiciler için bir devrim olarak nitelendirildi. Tasarımcılar Mary-Kate Olsen ve Ashley Olsen’ın markası “The Row”un çarşaf gibi görünen kırışık pamuklu parçaları dikkat çekerken, Burberry’nin şovunda da kırışık elbiseler vardı. Bottega Veneta defilesindeyse belirgin kırışıklara sahip deriden yapılmış pantolonlar ön plana çıktı.

Gerçeği tümüyle kucaklıyor

Prada da koleksiyonunda kırışık elbise ve midi eteklere yer verdi. Prada tasarımcısı Raf Simons, kırışıklıkların, bir ömrü olan parçaları kopyalamak için tasarlanmış “hata jestleri” olduğunu söyledi. Simons, bu trendin pandemi sonrası modadaki değişimle uyumlu olduğunu, parlak bir mükemmellikten uzakta tüm gerçekliği kucakladığını ifade etti.

Kolalanmış hissine ‘hayır’

Moda direktörü Gary Armstrong da ütü yapmanın zaman kaybı olduğunu dile getirdi. Kırışıklığın “abartılı zarif görünümün” bir parçası olduğunu belirten Armstrong, “Her şeyin süper mükemmel olduğu Tom Ford gibi tasarımcılar, kendilerini çok modası geçmiş hissettiriyor” diye konuştu. Değişikliğin kısmen pandemi nedeniyle olduğunu da söyleyen Armstrong, “İnsanlar daha rahat olmaya alıştı, kolalanmış gibi hissetmek istemiyorlar” ifadesini kullandı.

Elektrik tasarrufu

Zara ve Weekday gibi zincir mağazalar da kırışık giysiler piyasaya sürmeye başladı. ABD’li oyuncu Julia Fox’un bir galada, Zac Posen tasarımı kırışık gümüş renkli bir elbise giymesi de trendin kırmızı halıya yansıdığını gözler önüne serdi. Kırışıklık modası, Rusya’nın doğal gazı kesmesiyle enerji krizine giren Avrupa’daki modaseverlere de can simidi oldu. Ütü raflara kaldırılırken artık kimse kimseyi “özensiz” diye yargılamayacak.