15.10.2021 - 14:37 | Son Güncellenme:
BBC Türkçe
Cambridge Üniversitesi'nde doktora yapan 28 yaşındaki Giulio Regeni, Mısır'daki sendikalarla ilgili saha araştırması yaptığı Kahire'de 25 Ocak 2016'da ortadan kaybolmuştu. Regeni'nin cesedi 3 Şubat 2016'da bir yol kenarında bulunmuştu.
Regeni'nin bedeninde kesikler, yanıklar, darbe izleri gibi ağır işkence belirtilerine rastlanmış, annesi oğlunu ancak "burnunun ucundan tanıyarak" teşhis edebildiğini söylemişti.
Yaklaşık 5 yıldır süren soruşturma sürecinde Mısır tarafı, İtalya ile iş birliğine yanaşmadığı ve soruşturmayı saptırmaya çalıştığı gerekçesiyle eleştiriliyordu. Mısırlı yetkililer Regeni'nin ölüm nedenini, sıradan bir trafik kazasından eşcinsel aşk cinayetine ve soygun girişimine kadar bir dizi tutarsız açıklamayla geçiştirmeye çalışmıştı.
Roma Savcılığı ise yapılan incelemelerin sonunda yaklaşık bir yıl önce hazırladığı iddianamede, Regeni'nin kaçırılması, işkenceye uğraması ve öldürülmesinden Mısır milli güvenlik teşkilatı yetkililerinin sorumlu olduğunu öne sürmüştü.
İtalyan savcılar, Regeni'nin "casusluk yaptığı" yönündeki bir ihbar üzerine Mısırlı güvenlik güçlerince takibe alındığını ve kaçırıldığını savunuyor.
MISIR ADRESLERİNİ VERMEMİŞTİ
Roma Savcılığı'nın haklarında suçlamada bulunduğu Mısırlı güvenlik yetkilileri, General Tariq Saber ile Athar Kamel Mohamed Ibrahim, Usham Helmi ve Magdi Ibrahim Abdelal Sharif isimli 3 albayın gıyaben yargılanmasına bugün başlandı.
4 yetkili de Regeni'nin kaçırılmasıyla suçlanırken, Sharif'e ayrıca nitelikli cinayet için komplo kurma suçlaması da yöneltiliyor.
Ancak ilk duruşmada mahkeme, sanıklara ulaşılarak haklarında dava açıldığından haberdar edilemedikleri için davayı erteleme kararı aldı. Mısır'ın adreslerini İtalya'ya bildirmemesi nedeniyle sanıklara ulaşılamamış ve haklarında dava açıldığına dair tebligat verilememişti.
Bu durumda davanın alt mahkemede ön inceleme aşamasına dönmesi bekleniyor.
TÜRKİYE ZİYARETİ DE İNCELENMİŞTİ
Mısır'da açılan soruşturma ise geçen yıl herhangi bir suçlama olmaksızın kapatılmıştı.
Mısırlı yetkililer, Regeni'nin Türkiye ve İsrail seyahatleri de dahil eylem ve hareketlerinin istihbarat servisince incelendiğini kabul ederken, "olağandışı davranışlarına rağmen Regeni'nin eylemlerinin ulusal güvenliğe tehdit teşkil etmediği" sonucuna varıldığını belirtmişti.
İTALYA BAŞBAKANLARININ DİNLENMESİ İSTENİYOR
Giulio Regeni cinayeti davası, İtalya-Mısır ilişkilerine etki edebileceği gerekçesiyle de yakından izleniyor.
Regeni'nin anne-babası Paola Deffendi ve Claudio Regeni ile hak savunucuları başta olmak üzere bir kesimden yıllardır İtalyan hükümetine Mısır ile diplomatik ve askeri ilişkileri askıya alması çağrıları geliyordu. İtalya, Regeni'nin öldürülmesinin ardından ilk aşamada Kahire Büyükelçisi'ni geri çekmiş ancak 2017'de İtalyan büyükelçi Kahire'ye dönmüştü.
İtalya'ya, Mısır ile askeri anlaşmaları durdurma çağrıları da yapılıyor. Ancak tepkilere rağmen İtalya Mısır'a iki fırkateyn de dahil silah satışına devam etmişti.
Giulio Regeni'nin ailesi, davada İtalya'da son 5 yılda başbakanlık yapmış olan Matteo Renzi, Paolo Gentiloni, Giuseppe Conte ve Mario Draghi'nin de tanık olarak dinlenmesini talep ediyor.