26.12.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
İsrail ordusu, Gazze’de 14 Kasım’da düzenlenen ve aynı aileden dokuz kişinin hayatını kaybettiği hava saldırısında hata yapıldığını itiraf etti. Olayla ilgili yapılan incelemenin ardından İsrail Silahlı Kuvvetleri’nden yapılan açıklamada, saldırının düzenlendiği binada bir hata sonucu sivillerin bulunmadığının düşünüldüğü belirtildi.
Associated Press ajansının aktardığı habere göre, açıklamada, binanın İslami Cihat örgütü tarafından kullanıldığının bilindiği, ancak sivil kayıpların beklenmediği ifade ediliyor. İsrail ordusunun açıklamasında, sivillerin öldürülmesinde İslami Cihat’ın da sorumluluğu olduğuna işaret edilerek, örgütün askeri faaliyetlerini “sivil halkın içinde” ve nüfusun yoğun olduğu bölgelerde yürütmesi eleştirildi. Açıklamada, bu hatadan ders çıkarıldığı ve benzer hataların gelecekte tekrarlanmayacağı ifadesi de yer alıyor.
İsrail ordusunun 14 Kasım’da düzenlediği hava saldırısında, Filistin örgütü İslami Cihat liderlerini hedef alınmış, saldırıda 8 kişi yaşamını yitirmişti. Söz konusu saldırıda hayatını kaybedenler arasında beş çocuk ve iki de kadın bulunuyordu. Saldırıda hedef alınan Salim Ebu Malhus’un yakınları, İslami Cihat ile bağlantısı olduğu iddialarını reddediyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, olayın ardından İsrail yönetiminden durumu acilen soruşturmasını istemişti. Olayın ardından Haaretz gazetesi, saldırının aile evinin eski bir “Hedef Bankası” listesinde ekli olması nedeniyle ve sakinlerinin kimlikleri yeniden incelenmeden gerçekleştirildiğini bildirmişti.
Olay İsrail ordusunun Gazze’de kullandığı taktikleri de tartışmaya açtı. İsrail bu konuda meşru müdafaa kapsamında hareket edildiğini ve Filistinlilerin sivillerin hayatını tehlikeye attığını ifade ediyor. Buna karşın geçtiğimiz hafta, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail’in Kudüs, Gazze ve Batı Şeria’daki faaliyetleriyle ilgili bir ‘savaş suçları’ soruşturması açılacağını duyurmuştu. UCM Başsavcısı Fatou Bensouda tarafından yapılan açıklamada, Filistin’deki durumla ilgili ön incelemenin tamamlandığı, soruşturma başlatmak için “makul temeller” bulunduğu ifade edilmişti.