14.10.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
HABER ARAŞTIRMA
Artık ‘su stresi’ yaşayan bir ülke olarak sınıflandırılan Türkiye’de kişi başına düşen tatlı su miktarının geçen 60 yılda neredeyse 4 kat azaldı. İklim değişikliğinin yarattığı su krizi risklerini analiz eden Boğaziçi Üniversitesi’nden Dr. Akgün İlhan, artan sıcaklıklarla su kaynağının buharlaşarak azalmasının, sudaki kirletici yoğunluğunu oransal olarak artırdığını vurguladı. Bunun da başta balıklar olmak üzere, pek çok su canlısının toplu ölümüne neden olabildiğine dikkat çeken İlhan, mevcut durumun Türkiye’ye etkisini değerlendirdi:
Kıtlık yaşanabilir
“Türkiye, daha sıcak, kurak ve değişken bir iklime sahip olacağı yakın gelecekte, su yeterliliği açısından da ciddi sorunlarla karşılaşacak. Nitekim kuraklık ve sıcak dalgaları, yüzey sularının beslenememesine ve aşırı buharlaşma sonucu su kaybı yaşanmasına neden oluyor. Bunun sonucunda, suya en çok ihtiyaç duyulan sıcak aylarda, su kıtlığı yaşanabilir.
Buzullar eriyince...
Mesela buzullarda ve kar örtüsünde depolanan su kaynaklarının azalması, özellikle sıcak ve kurak dönemlerde, erime suyla beslenen bölgelerde suyun kıtlaşmasına sebep oluyor. Buzulların erimesi sonucu deniz suyu seviyelerinin yükselmesi ise, özellikle kıyı bölgelerinde, yeraltı suyunun tuzlanmasını hızlandırıyor ve yine su kıtlığı yaratıyor.”
Atık su riski
Şehirlerdeki atık suların da ciddi bir tehdide dönüştüğü uyarısını yapan Akgün İlhan, hem temel ihtiyaçları gidermek hem de ekonominin istisnasız her sektöründe üretim yapmak için kullanılan suların kirlenerek atıksuya dönüştüğünü belirtti. İlhan, arıtılmadan doğaya bırakılan atıksunun daha fazla suyun kirlenmesine, canlı ve cansız varlıklarıyla su ekosistemlerinin bozulmasına neden olduğunu vurguladı. İlhan, “Halk sağlığını tehdit etmeye başlıyor. Bütün dünyada, endüstriyel ve kentsel atıksuyun yüzde 80’i herhangi bir ön arıtmadan dahi geçmeksizin doğaya bırakılıyor” dedi.