03.01.2023 - 07:03 | Son Güncellenme:
Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - İdam mahkûmları işlediği suçun ağırlığı bakımından birçok kişi tarafından ölmesi, ölene kadar da değer gösterilmemesi gereken kişiler olarak görülüyor. Ancak bazıları için durum oldukça farklı. Dünyanın farklı noktalarında yaşayan, farklı mesleklere sahip 3 kişi çok uzun yıllardır idama mahkûm edilmiş suçlularla mektuplaşıyor. Bunu yapmalarının altında ise tek bir neden var. İdama mahkûm edilmiş kişileri tanıdıkça onlara verilen cezaları sorgulayan Mat Prountzos, Rosemary Power ve Jan Arriens üstelik son anlarına kadar da onlara eşlik ediyor.
MAT PROUNTZOS: HER HAFTA 10 SAYFALIK MEKTUP YAZDI
İngiltere'de yaşayan, şimdilerde 50'li yaşlarında bir aktör ve iletişim becerileri uzmanı olan Mat Prountzos, ilk mektup arkadaşını 1988 yılında buldu. 80'li yılların sonunda ABD'de idam mahkûmlarını onlara mektup yazarak destekleyen yardım kuruluşu LifeLines'da araştırma yapan Prountzos ilk olarak o günlerde mahkûmlarla yakın bir temasa geçmişti. Yıllar içinde birçok mektup arkadaşı edinen Mat Prountzos'un en sık mektuplaştığı arkadaşı Kaliforniya'da idam cezasına çarptırılan Peter'di. Mat her hafta arkadaşına tam 10 sayfalık mektup yazıyordu. Arkadaşı Peter ile yıllar içinde gelişen dostluklarında onun ne kadar pişman olduğunu ve sürekli tövbe ettiğini gördükten sonra bu cezanın gerçekten acımasız bir yöntem olduğuna kanaat getirdi. Mat, kısa bir süre öncesine kadar Peter'le iletişim halindeydi ancak ondan son aylarda haber alamıyor. Sık sık Peter'i düşünen Mat insanı ayakta tutan iki şeyin umut ve güven olduğunu, insanın bu iki duyguyu kaybetmesi halinde çok daha tehlikeli biri olabileceğini düşünüyor. Mahkûmların idam edilmek için bekledikleri 20-30 hatta belki 40 yıl içerisinde rehabilite edilebileceklerine inanan Prountzos şunları söyledi: "İnsanları ideal vatandaşlar haline getirmenin daha iyi bir yolu olmalı."
ROSEMARY POWER: PİŞMANLIĞINA YILLARCA ŞAHİTLİK ETTİ
İskoçya'da yaşayan Rosemary Power ise tam 26 yıldır mahkûmlara mektup yazıyor. 68 yaşındaki Power çevresindekiler tarafından çok fazla eleştirildiğini ancak hiçbir eleştiriye kulak asmadığını, yaptığı şeyin tamamen insan olmakla ilgili olduğunu söyleyerek doğru savunuyor. Tıpkı Mat'in arkadaşı Peter gibi Rosemary'nin de 17 yıldır mektuplaştığı yakın bir arkadaşı var: Twin. Rosemary Power'ın birçok mahkûm arkadaşı vardı ancak içlerinden en çok Twin'in hikâyesi onu etkilemişti. Power'ın anlattığına göre Rosemary 17 yıl önce kendisiyle arkadaş olmuştu, hiç yüz yüze gelmeyen ikili ara sıra telefonla konuşuyor, sıklıkla da mektuplaşıyordu. Karşılıklı olarak birbirlerini sevdiklerine çok emin olan Power, 21 yıl boyunca idam hücresinde kalan Twin'in 21 yıl sonra ana cezaevine taşındığını söyledi. Emekli bir akademisyen ve yazar olan Rosemary yıllar içerisinde Twin'in değişimlerine ve pişmanlığına birebir tanıklık etti. Birkaç yıl önce büyük bir ameliyat için dışarı çıkarılan Twin'in döndükten sonra hapishanedeki 40'a yakın mahkûm tarafından geçmiş olsun dileklerini içeren notlarla karşılandığını söyleyerek sevilen bir insan olduğu detayını verdi.
Twin'in yanı sıra diğer mahkûm arkadaşlarından da bahseden Rosemary içlerinden birinin cezasının ağır olmasına rağmen dışarıdan üniversiteyi bitirdiğini, hatta ders çalışabilmesi için diğer mahkûmların bazı günler sessizce oturduğunu anlattı.
Hem Rosemary hem de Mat hapishanede mektup için pul almanın bile zor olabildiğini, bu şartlara rağmen mektup arkadaşlarının yılmadan onlara cevap verebildikleri için mutlu olduklarını söyledi.
JAN ARRIENS: İDAM EDİLENE KADAR MEKTUPLAŞTI
Dünyanın dört bir yanından insanların mahkûmlarla iletişim kurmasını ve onlara yolculuklarında arkadaşlık etmelerini sağlayan, Rosemary ve Mat gibi onlarca insanı aynı noktada buluşturan kişi Jan Arriens'ti. Arriens yıllar önce BBC'de idam mahkûmlarıyla ilgili izlediği bir belgeselden etkilenerek 1988 yılında LifeLines'ı kurdu. Kısa sürede kuruma olan ilgi ciddi derecede arttı. Dünyanın birçok yerinden insanlar yine dünyanın farklı yerlerinde idam cezasına çarptırılmış mahkûmlarla iletişim kurdular ve kurmaya da devam ediyorlar. Jan Arriens sadece bu kurumu kurmakla kalmadı, o da birçok mektup arkadaşı edindi. Jan, Florida'da ölüm hücresinde olan Mike Lambrix ile tanışmış, Mike 2017'de idam edilene kadar 25 yıl boyunca mektuplaşmışlardı. Jan hem kendi mektup arkadaşları için hem de kuruma bağlı kişilerin mektuplaşırken unutmamaları gereken birçok durum olduğunun altını çizdi. Sonuçta mektubun diğer ucundaki kişi ölüme mahkûm edilmişti ve her an ortadan kaybolabilirdi. Karşılıklı olarak tarafların bu duruma hazır olması gerekiyordu.
Mat, Rosemary ve Jan gibi LifeLines'dan mektup arkadaşı edinen onlarca, yüzlerce kişi var. Hepsinin öğrendiği en büyük şey ise mahkûmların da gerçekten pişman olabileceği ve insani olarak sanıldığının aksine duygularının hâlâ canlı olduğu.
Yıllar içinde hapishanenin dışında olanlar da mahkûm arkadaşlarının cezaları için itiraz etti, onların ailelerine yardım etti, hatta çoğu yüz yüze görüş günlerinde buluşup tanıştı. Verilen hukuki cezanın seyri değiştirilemese de onların son yolculuğuna eşlik edecek gerçek bir dostun varlığı muhteşem bir kazanım olarak geride kalmış gibi görünüyor.