14.08.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ - ABD’nin yanı sıra Türkiye’de de tartışılan ve kanserojen etkisi olduğu bildirilen yabani ot öldürücü kimyasal “glifosat”a karşı hukuk mücadelesi sürerken, üretici Monsanto’yu aklamak için Science Media Center (SMC) adlı İngiliz şirketi büyük çaba harcamıştı. SMC, bir halkla ilişkiler ajansı olarak anılmasına karşın, özellikle sağlık ve bilim konularında “uzmanlarla” çalışıyor! Bu uzmanların görüşlerinden derlediği bültenleri, medya kuruluşlarının yanı sıra gazetecilere servis ederek (kendince) işin doğrusunu aktarmaya çalıştığını belirtiyor.
Bağışlarla ayakta
“Bağımsız bir kuruluş” olduğu belirtilen ve başka ülkelerde de ofisleri bulunan SMC, buna karşılık bağışlarla yaşadığını vurguluyor. Nitekim bu konuda uzunca bir bağış listesi de mevcut. Geçmişteki bağışçıları arasında, haberlere ve davalara konu olan “Monsanto”nun yanı sıra onun sahibi konumundaki Bayer, ayrıca BP, DuPont, BASF ve uluslararası birçok kimya, gıda, elektronik eşya üreticileri de mevcut. Dolayısıyla bu durum, SMC tarafından yapılan haberlere de yansımış.
ABD merkezli uluslararası şirket Monsanto, ürünleri “kanserojen” olduğu gerekçesiyle bugüne kadar birçok ülkede protesto edildi. SMC’nin de firmayı savunan bir kamuoyu oluşturmaya çabaladığı anlaşılıyor.
Bilim insanlarını püskürtme hareketi
Reuters muhabiri Kate Kelland’ın, ABD’li Monsanto firmasının yabani ot öldürücü glifosatlı Roundup ürünü hakkındaki iddiaları çürütmeye yönelik haberlerinde SMC’nin de katkısı olduğu anlaşılıyor. Bu haber ajansının, Monsanto’nun aleyhinde oluşabilecek kampanyayı tersine çevirmek için hazırladığı planda katkısı olup olmadığı bilinmiyor. Ancak glifosat ile kanser arasındaki bağlantıyı savunan bilim insanlarının “püskürtülmesi” konusunda hayli yardımcı olduğu, örnekler ve belgelerle sabit! Her ne kadar SMC’nin kurucularından olan ve Marksist görüşleriyle bilinen Fiona Fox’un yalanlamaları olsa da!
E-sigarayı, Milliyet gündeme getirdi
SMC “aklama rolünü”, sadece glifosat krizinde oynamadı! Milliyet’in gündeme getirdiği “elektronik sigaranın gençler arasında yayıldığı ve sağlığa zarar verdiği” yönündeki haberlerin yurtdışında da yayını üzerine hemen SMC devreye girmiş. SMC tarafından 27 Mart 2023’te servis edilen bültende, ABD’de “vaping” olarak nitelenen e-sigaranın bu ülkede gençler arasında yayıldığı yönündeki haberler, bir profesöre yorumlatılmış. Profesör de e-sigaranın gençler arasında yayıldığını kabul ederken, bunun onları sigaraya başlamaya zorlamadığını hatta ergenler arasında sigaraya başlayanların sayısında düşüş olduğunu savunmuş. Bunu da kafa karıştıran verilerle ortaya koymaya çalışırken, e-sigaraların kimyasalları hakkında neredeyse tek kelime etmemiş.
Yeni kampanyası GDO hakkında
SMC’nin en son “şovlarından biri”ne, bu kez Yeni Zelanda’da rastlandı.
Yeni Zelanda’da “Ulusal Parti”, ülkedeki biyoteknoloji kurallarının yeniden gözden geçirilmesi, genom düzenlemesi ve genetik modifikasyonlara izin verilmesini savunan bir kampanya başlattı.
Ulusal Parti, bu yolla zararlılara karşı dirençli bitki üretimini, kanserin yanı sıra kalp ve damar hastalıklarının tevavisinde kullanılacak yeni teknolojiler geliştirilmesini, ziraatte metan emisyonunun düşürülmesinin mümkün olabileceğini savunuyor.
SMC, hemen bu konuyu da yerel uzmanlara sorarak kampanyaya destek olmuş.
SMC’ye konuşan Auckland Üniversitesi’nden bir profesör, ülkenin “genetiği değiştirilmiş organizmalara (GDO) ilişkin yasalarının artık amacına uymadığını, yeni teknolojilerden önce yapıldığını, bunun da bilimin ışığında gerçekleşmediğini” söylüyor. GDO’lara izin vermemekle Yeni Zelanda’nın iklim kriziyle mücadelede kullanabileceği birçok araçtan mahrum kaldığını söyleyen profesör, ülkedeki bitki ve tahılların artan sıcaklarla risk altında olduğunu, bu konudaki yasalarda esnekliğe gidilmesi gerektiğini savunuyor.
Otago Üniversitesi’nden bir başka profesör ise yasanın değiştirilmesiyle yeni aşılar geliştirilmesi ve tedavilere değinmiş.
Dolayısıyla SMC, bu konuda da “bilimsel güzelleme” yaparak, bir lobi gibi yasa değişiminde etkin rol oynamaya çalışmış görünüyor.