31.07.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Daha önce de Afganistan’dan çekilme işlemleri sırasında yaptıkları nedeniyle yoğun eleştiriler alan İngiltere, sürecin üzerinden bir yıl geçtikten sonra Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla hatalarını kabul etti. İngiltere hükümeti, özellikle, Afganistan’dan çekilme sürecinde İngiliz kurumlarıyla çalışan ‘binlerce Afgan’ı Taliban’ın insafına bıraktığı’ suçlamasıyla karşı karşıya kalmıştı.
Euronews Türkçe’nin aktardığına göre Dışişleri yetkilileri, British Council gibi İngiliz hükümetinin finanse ettiği sivil programlarda çalışan Afganların, gerçekten Taliban tehlikesi altında olup olmadığına karar vermenin zor olduğunu belirtiyor. Zira eldeki kanıtların, tehdidin esas olarak kendilerine güvenlik alanında destek sağlayan Afganlar için geçerli olduğunu dile getirdi.
Yetkililer işlemlerin bu yıl yavaş ilerlemesinde, reddedilen başvuruların çokluğunun yanı sıra İngiltere’nin ikamet izni vermeyi reddetmesine karşı açılan davaların da etkili olduğunu belirtiyor.
Sığınaklarda yaşam
Geçen yıl (15 Ağustos 2021) Kabil’in düşmesi sırasında tahliye edilen 15 bin Afgan’a ek olarak şu ana kadar sadece 5 bin Afgan’a İngiltere’ye gelme izni verildi. İngiltere’nin finanse ettiği STK’larda çalışan ve şu an sığınaklarında gizlenerek yaşam mücadelesi veren Afganlar, karşılaştıkları sıkıntılara dair ayrıntılı bilgileri İngiliz “The Guardian” gazetesine anlatmıştı. Bu kişiler, aile üyelerinin Birleşik Krallık’la olan bağlantıları nedeniyle infaz edildiğini ancak buna rağmen İçişleri Bakanlığı’ndan herhangi bir yanıt alamadıklarını aktardı.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Afganistan’dan yapılan tahliyelerle ilgili olarak Mayıs ayında yayınlanan ve sert ifadeler içeren bir rapora verdiği resmi yanıtta, doğrudan İngiltere hükümetince istihdam edilmeksizin Birleşik Krallık’ın çabalarına destek veren Afganlar için “özel durum” tahliye planının “birçok eksikliğe” sahip olduğu, “iletişimin zayıf kaldığı” ve vakaların önceliklendirilmesinin de “mükemmel olmaktan uzak” olduğunu itiraf etti. Ayrıca yanıtta, tahliye sırasında “bazı ekiplerde belirli süreler için personel açığı” olduğu da yer aldı.
Dışişleri Bakanlığı, en kötü senaryo planlamasının iyileştirilmesi gerektiğini, zira Kabil’in Taliban’a bu kadar hızlı bir şekilde teslim edilmesinin hiçbir zaman düşünülmediğini de itiraf etti. Ancak bakanlık, o döneme ait detaylı istihbarat değerlendirmelerini Komiteye sunmayı reddetti.