23.04.2024 - 12:10 | Son Güncellenme:
Euronews
Sabrın bebeğin evleri cumartesi gece yarısından önce bir İsrail hava saldırısıyla vuruldu. Ailesi, savaştan korunmaya çalışan diğer birçok Filistinli gibi Gazze'nin güneyindeki Refah kentine sığınmıştı. İsrail saldırısında Sabrin'in babası öldü, annesi öldü, 4 yaşındaki kız kardeşi öldü.
Saldırı sonrası bölgeye giden acil müdahale ekipleri anne Sabrin el Sakani'nin 30 haftalık hamile olduğunu öğrendi. Cesetlerin nakledildiği Kuveyt Hastanesinde zamana karşı yarışan sağlık çalışanları acil bir sezaryen yaptı.
Küçük Sabrin de ölmek üzereydi, nefes almak için mücadele ediyordu. Sağlık görevlileri açık ağzına yavaşça hava pompalarken minik bedeni küçük bir halı parçası üzerinde yatıyordu. Eldivenli bir el defalarca göğsüne dokundu. Hayata tutunmuştu.
Nefes almaya başlayan Sabrin bebek daha sonra Birleşik Arap Emirlikleri Hastanesinin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bir kuvözün içinde bakıma alındı. Kendisine büyük gelen bir bebek bezi giydirilmiş ve ismi, göğsünün yanındaki bir bant parçasına kalemle yazılmıştı:
'Şehit Sabrin el Sakani'nin bebeği.'
Dünyaya yetim olarak gelen kız bebeğe annesinin ismi verildi. Yoğun bakım ünitesi başkanı Dr. Muhammad Selame, "Sağlık durumunda biraz ilerleme olduğunu söyleyebiliriz, ama durumu hala risk altında. Bu çocuğun şu anda anne karnında olması gerekiyordu ama bu haktan mahrum bırakıldı." dedi.
Doktor Selame, Sabrin bebeği, "prematüre bir yetim kız" olarak tanımladı. Sabrin bebek, annesini, babasını ve ablasını İsrail saldırısında kaybetti. Onlar daha kendisi dünyaya gelmeden öldüğü için hayatı boyunca anne ve baba şefkatinden yoksun büyüyecek. Eğer yaşarsa Sabrin bebeği nineleri büyütecek.
Başucunda duran ve kederli bir ses tonuyla, "O benim sevgili oğlumun kızı. Ona ben bakacağım. O benim aşkım, benim ruhum. O babasının hatırası. Ona ben bakacağım." diyor babaannesi Ahlam el Kurdi.
Gazze merkezli Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, İsrail saldırılarının başlamasından bu yana Gazze'de öldürülen 34 binin üzerindeki Filistinlinin en az üçte ikisi çocuklardan ve kadınlardan oluşuyor.
Öte yandan İsrail'in pazar gece yarısı Gazze'nin Mısır sınırındaki Refah semtine düzenlediği bir diğer hava saldırısında ise aynı aileden 17 çocuk ve iki kadın daha yaşamını yitirdi.
İsrail, 7 Ekim'de, Gazze'nin güneyindeki Refah kentini 'güvenli bölge' ilan ederek halktan buraya toplanmasını istemişti. Ancak şimdilerde, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail hükümeti, Refah'a da askeri operasyon başlatacağı tehdidinde bulunuyor. Semte yönelik hava saldırıları gerçekleştiriliyor.
Sabrin'in yanıbaşında feryat eden bir başka kadın ise Sabrin bebeğin anneannesi Mirvat el Sakani'ydi. "Benim oğlum da onlarla birlikteydi. Oğlum ceset parçalarına dönüştü ve kendisini henüz bulamadılar. Onu tanımıyorlar." diyen Mirvat el Sakani, "Bizim hiçbir şeyle ilgimiz yok. İsrail sadece kadınları ve çocukları hedef alıyor. Bizi neden bombalıyorlar ki?" diye acısını dile getirdi.
Bu arada pazar günkü saldırıda hayatta kalanlar, kaybettiklerini toprağa verdi. Kanlı sargılar içindeki çocuklar ceset torbalarına konuldu, ailelerin feryatları arasında ve yeni bombardıman endişesi altında son yolculuklarına uğurlandılar. Küçük çocuklar ise kuzenlerinin ve arkadaşlarının defnedilişini mezar kenarından izledi.