DünyaEyfel Kulesi'ni 2 kez sattı, Sülün Osman'ın azılı rakibi oldu!

Eyfel Kulesi'ni 2 kez sattı, Sülün Osman'ın azılı rakibi oldu!

18.07.2023 - 06:30 | Son Güncellenme:

Kimi zaman sinemaya kimi zaman da edebi eserlere konu olan dolandırıcılık hikayelerinden bazıları var ki üzerinden yıllar geçmesine rağmen kendisinden bahsettiriyor. Bunlar arasında Türkiye'nin 'Sülün Osman'ı ile Çekyalı Victor Lustig'in arasındaki benzerlik ve yaşanılanlar ise pes dedirtecek türden.

Eyfel Kulesini 2 kez sattı, Sülün Osmanın azılı rakibi oldu

Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Osman Ziya Sülün 1923'te İstanbul'da doğdu ve 1950 ve 60'lı yıllarda onlarca kişiye hayal satarak dolandırıcılık tarihine geçti. 1950’li ve 1960 yıllar İstanbul’un Anadolu’dan göç almaya başladığı yıllardı. Türkiye’nin her yerinden binlerce kişi İstanbul’a gelerek yeni bir hayata başlamayı ve daha iyi bir hayat sürmeyi planlıyordu. Ancak böyle düşünen bazı kişilerin hayalleri Sülün Osman engeline takıldı. Galata Kulesi, kent meydanlarındaki saatler, şehir hatları vapurları gibi kamu mallarını Anadolu’dan gelen gözüne kestirdiği vatandaşlara satarak ya da kiraya vererek ‘efsane’ haline gelen Sülün Osman, polis tarafından yakalandığında ağına düşürmeye çalıştığı bir kişiye Galata Köprüsü'nü satmaya çalışıyordu. Osman Ziya Sülün’ün ölümüyle ilgili kesin bilgi bulunmuyor olsa da 1984'te Beyoğlu'nda sürekli kaldığı otelde kalp krizinden öldüğü ve kimlik taşımadığı için kimsesizler mezarlığına gömüldüğü tahmin ediliyor.

Eyfel Kulesini 2 kez sattı, Sülün Osmanın azılı rakibi oldu

Haberin Devamı

Birçok kişi Sülün Osman’ın türünün tek örneği olduğunu düşünse de aslında bu pek doğru değil. Hatta belki de ondan daha ‘iyi’ olanlar da var. Bu isimlerin başında da Avrupa’daki dolandırıcılık ‘kariyeri’ sayesinde tarihin en ünlü dolandırıcılarından biri olarak kabul edilen Victor Lustig. Lustig’in en ünlü ‘işlerinden’ birinin başrolüyse Fransa’nın Başkenti Paris’in sembolü haline gelen Eyfel Kulesi.

OKULU BIRAKTI, DOLANDIRICI OLDU

1890 yılında bugün ki Çek Cumhuriyeti sınırları içinde kalan Hostinne Kasabası'nda doğan Lustig, çabuk öğrenmesi kıvrak zekalı olmasıyla tanınıyordu ve lise eğitimini tamamladıktan sonra eğitimini sürdürmesi için babası onu Paris’e üniversiteye yollamıştı. Paris’ta kumar bağımlısı haline gelen Lustig, kısa süre sonra okulu bırakmaya karar verdi. Lustig, zekasını insanları dolandırmak için kullanmaya karar vermişti ve ilk kurbanları Fransa-ABD arasında transatlantik gemiler ile seyahat eden ve yolculuk esnasında poker oynayan zengin insanlar olacaktı. Lustig, 25 yaşına girdiğinde 5 dil bilen, dünyanın birçok noktasında farklı isimlerle insanları dolandıran birine dönüşmüştü.

Haberin Devamı


Eyfel Kulesini 2 kez sattı, Sülün Osmanın azılı rakibi oldu

Lustig, her geçen gün daha fazla insanı dolandırmaya devam ettiği sırada kendisini durdudan şey Birinci Dünya Savaşı oldu. Transatlantik seferleri savaş sebebiyle durdurulmuştu. Lustig’e yeni bir ‘gelir kapısı’ gerekiyordu ve bunun için en uygun seçeneğin ABD olduğunu düşünüyordu. 1925 yılında kadar ABD’de yaşayan ve bu süre içinde bankalar başta olmak üzere çok sayıda kişi ve kurumu dolandırmaya çalışan Lustig, birçok defa gözaltına alınmış olsa da her defasında delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Lustig, ABD'de kaldığı süre boyunca ünlü mafya lideri Alcapon'u dahi 50 bin dolar dolandırdı. Takvimler 1925 yılını gösterirken Lustig ABD’den ayrılmaya karar vermişti ve hedefi Fransa’ya ulaşmaktı.

TARİHE GEÇEN ‘İŞ’

1925'te Fransa'ya geri dönen Lustig, tarihe geçen dolandırıcılık planını gazetede gördüğü bir haberden yola çıkarak kurguladı. Gazetede yer alan haberde Eyfel Kulesi'nin bakımıyla ilgili karşılaşılan sorunlar ve bakım masraflarının yüksek maliyeti konu edilmişti. Lustig’in planı hazırdı. Eyfel Kulesi'ni ‘satmayı’ kafasına koymuştu.

Hızlıca metal endüstrisinde çalışan üst düzey iş adamlarına göndermek için mektuplar hazırlayan dolandırıcı, onları bir toplantı için otele davet etti. Mektupta Eyfel Kulesi'nin mühendislik hataları, çok pahalı bakım masrafları ve diğer sorunlarına dikkat çeken Lustig, kulenin yıkılmasından ve kuleden arda kalan metallerin hurdaya çıkarılmasından bahsediyordu. Fransız hükümetinin Birinci Dünya Savaşı'ndan arda kalan ekonomik zorlukları aşmaya çalıştığı biliniyordu. Bu nedenle Eyfel Kulesi'nin satılığa çıkarılması birçok kişi için mantıklı bir adımdı. Lustig, planı gereği bir devlet yetkilisi gibi davranacak ve kurbanlarını ağına düşürmeye çalışacaktı.

Eyfel Kulesini 2 kez sattı, Sülün Osmanın azılı rakibi oldu

Haberin Devamı

Yapılan açık artırmada düzmece ihaleyi 350 milyon dolarla Andre Poisson isimli iş adamı kazandı. Lustig’in planı uzun süre fark edilmemiş olsa da Andre Poisson kısa süre sonra dolandırıldığını anladı. Dolandırılan iş adamı itibarının zedelenmemesi için sessiz kaldı. Elde ettiği başarıdan cesaret alan Victor Lustig, aynı yöntemi 2 ay sonra tekrar denemeye çalıştı ancak bu kez fazla dikkat çekmişti. ABD güvenlik birimleri, 1920'de Amerika ekonomisini etkilemeyi başaracak kadar büyük ölçekte sahte para bastırdığı için Lustig’in peşindeydi ve açgözlülüğü onu ele vermişti.

Lustig, 1935 yılına kadar yetkililerden kaçarak dolandırıcılık yapmaya devam etti ve 28 Eylül 1935’te yolun sonuna geldi. FBI (Federal Soruşturma Bürosu) tarafından yakalanan Lustig, New York’ta yapılan mahkemede 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve cezasını çekmek için Alcatraz Hapishanesi'ne gönderildi. Lustig, cezaevine girdikten 2 yıl sonra zatürre geçirdi ve hayatını kaybetti.