Evlilik kararı ülkede gündem oldu! Etrafında 73 adam vardı
İrlanda'da yaşayan 18 yaşındaki Chantelle Kielly isimli genç kızın evlilik kararı, ülkede yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Kielly, düğününe 73 sağdıç ve 7 nedime ile gelince tartışma daha da büyüdü.
Evlilik ve düğün kimileri için çocukluğundan beri bir tutku olabiliyor. Öyle ki gelecekteki düğününü ve gelinliğini hayal etmeyi ya da evliliğini herkese duyurmak istemeyi bir takıntıya dönüştürenler bile var. İrlanda'da yaşayan 18 yaşındaki Chantelle Kielly isimli genç kadın da bunlardan biri. Kielly, kuzeniyle yapacağı düğüne tüm kasabayı davet ederek evliliğinin burada yaşayan herkes tarafından duyulmasını sağladı. -İrlanda'da kuzen evliliğinin önünde yasal bir engel bulunmuyor ancak kültürel olarak pek tercih edilen bir evlilik biçimi değil.- Bu evlilikten herkesin haberinin olmasını isteyen çift, 73 tane sağdıcı ile görkemli bir düğün gerçekleştirdi. 7 nedime ve 73 sağdıç, düğün haberinin yayılmasında aktif rol de aldılar. Topluluk, yılın 10 ayı seyahat etseler de düğün sezonu için herkes mutlaka bir araya geliyor. Çift de evliliklerini kasabanın asla unutamayacağı bir törenle kutladı. Gelin Chantelle nişanında ünlü bir tasarımcı tarafından dikilen ve en az 20 bin kristalle süslenmiş gelinliğiyle göz doldurdu.
Bazı kişiler için ise evlilik bir ömür boyu sürmesi gereken bir bağlılık sözünden çok sadece bir 'bağımlılık' olabiliyor. Yani aslında bazen 'doğru kişi'yi bulmak sanılandan daha uzun sürebiliyor. 11 kez evlenen 53 yaşındaki ABD'li Monette Dias da şimdilerde 12'nci evliliğini yapmak için hazırlanıyor.
'28 KEZ EVLENME TEKLİFİ ALDIM'
Öyle ki eski eşlerinin isimlerini saymakta zorlanan Dias’ın tüm evlilikleri ufak tefek problemler sebebiyle bitmiş. Dias’ın en uzun evliliği 10 yıl, en kısası ise 6 ay sürmüş. Dias ise kendini, "Hızlı âşık oluyorum ve hepsini topladığımda sanırım 28 kez evlenme teklifi aldım. Her zaman düğünümün nasıl olacağını, kocamın nasıl görüneceğini hayal ederim ve ben kesinlikle aşka âşığım. İlişkim yürümediğinde Monette filmine uyması için başka bir aktör bulmam gerektiğini düşünüyorum" diye anlatıyor.
HIZLI EVLİLİK KARARI ALINIYOR ÇÜNKÜ...
Peki hızla evlenip bir çırpıda evlenme kararı alanlar neler hissediyorlar, neden böyle bir ilişki biçimini tercih ediyorlar? Evlilik söz konusu olduğunda günümüzde iki farklı kutup ile karşılaşılıyor. Bir taraf evlilik ile ilgili olumsuz pek çok kalıp yargısının içinde evlenme sürecini oldukça geciktiriyor ya da reddediyor. Diğer tarafsa ilişkilerinin içinde çok hızlı evlilik kararı alıp çok hızlı boşanmalar yaşayabiliyor.
Özellikle günümüzde çalışma saatlerinin artması, esnek çalışma modeli ile beraber insanların gününün çoğunluğunu iş hayatı içerisinde geçirmesi ilişkilere ayrılan zamanı oldukça azalttı. Bu noktada kişiler evlenmeyi aynı evin içinde yaşamak sebebiyle görüşmeyi kolaylaştıracağını düşünerek sıklıkla tercih ediyor. Buna yol açan bir başka sebep ise esnek çalışma modelleriyle şehir dışında veya yurt dışında çalışma olanaklarının artması. Başka bir yere yerleşecek olan çift ayrılma kaygısıyla beraber hızlı bir evlilik kararı alabiliyor. Uzmanlar ise birbirini tanıma süresinde çemberlerin birbirine iyi kenetlenmediği için ilişki zincirinin bir noktada muhakkak koptuğuna ve bu döngünün kişilerin hayatında defalarca tekrar ettiğine dikkat çekiyor.
'DEFALARCA EVLENİP BOŞANIYORLAR'
12'nci ya da 15'inci evliliğini yapanlar göz önüne alındığında bunun altında yatan sebebin evlilik bağımlılığı olduğu söylenebilir mi? Aile ve çift terapisti Tanya Vardar, "Öncelikle benzeri evlilik süreçlerinin daha da artacağını ve evliliğin de süreç içerisinde şekil değiştireceğini öngördüğümüzü söylemeliyim. Bağımlılık pek çok tanı kriterini içeren daha özel bir kavram ama kişinin evliliğe ya da bir ilişki halinde olmaya sürekli olarak ihtiyaç duyduğunu düşünmesi diyerek daha genel bir tanımlama yapabiliriz. Flört süreci oldukça etkili. Flörtün içerisinde var olan heyecan ve yeni birini tanıma anında hissedilen keşif dürtüsü kişiyi bu duruma itiyor” dedi ve ekledi:
"Süreç bir süre sonra gittikçe artan evlilikler içerisinde doyumu asla yakalamayan kişilere dönüşüyor. Durumun altında yatan pek çok kişilik bozukluğu olabilir ama genel olarak ilişkisel süreç ile ilgili bağlanma perspektifinden duruma bakmak gerekiyor. Bağlanma tiplerinden biri olan kaygılı bağlanma özelliği olarak kişi ömür boyu yalnız kalacağı hissiyle hayatında sürekli biriyle ilişki halinde olmak ister. İlişkilerin içine girdiğinde ise kaygılı yapısı sebebiyle hayatında olan kişiyle ilgili doyum sağlayamaz ve sürekli daha çok bağlanmayı ister. Evlilik de bu ihtiyacı için biçilmiş kaftandır ama bu süreçte de kaygısı sebebiyle var olamayıp defalarca boşanma ve defalarca evlenme şeklinde bu döngü devam eder."
'KENDİSİNİ YALNIZ VE İŞE YARAMAZ HİSSEDİYORDU'
Yurt dışındaki gibi Türkiye'de de ileriki yıllarda çok sayıda evlilik gerçekleştirmiş kişilerin görüleceğini öngördüğünü dile getiren Vardar, bu noktada bir danışanının hikayesini şu sözlerle anlattı:
"Ergenlik dönemiyle beraber kendini bildi bileli bir ilişki içerisinde olduğunu söyleyen erkek danışanım, hayatında biri olmadığında kendini amaçsız, yalnız ve işe yaramaz hissettiğini söylüyordu. Böyle danışanların aile öykülerine baktığımızda da oldukça kopuk aile modelleri görürüz, koşullu ilişkilerle sarılmış aile birlikte gibi görünse de güçlü bağlar oluşturamamış duygusal anlamda kopuk ailelerdir. Danışan, genç yetişkinlik sürecinde bir evlilik kararı alıp süreçlere başlamasına rağmen aile tarafından durumun erken bulunup engellenmesiyle ilişkiden kopuş yaşamış. Karşısına ilk çıkan kişiyle 6 ay içinde evlenmeye karar verip başka bir şehre taşınmışlar fakat kısa bir zamanda yaşanan iletişim sorunlarıyla beraber boşanma kararı almışlar."
'BATARYANIZ TAM KAPASİTE DOLMAZSA MÜMKÜN DEĞİL'
Danışanının kendisini şiddetli baş ağrıları ve fizyolojik birtakım sıkıntılar, kaygı bozukluğu, majör depresyon gibi şiddetli psikolojik rahatsızlıkların içerisinde bulduğunu anlatan Vardar, "Bu süre zarfında pek çok yeni ilişki, hatta pek çok yeni evlilik denemesinde bulunmuş ve başarısız olmuş. Özellikle bu tip bir evlilik ve ilişki bağımlılığından söz ediyorsak kişi her daim partnerlerinde ayrılma bahanesi bulup bir yenisiyle hayatına devam eder. Nitekim asıl incelenmesi gereken nokta kök ailesinden başlayan ve ilişkileriyle devam eden kendi bağlanma ve ilişki kurma süreçleri" dedi.
Pandemiyle birlikte artan boşanmalara da dikkat çeken aile ve çift terapisti Tanya Vardar, uzun süre sosyal hayattan uzak kalmanın, aynı ev içerisinde uzun saatler geçirmenin ve bireysel alanların yok denecek kadar azalmasının ilişkilerde kopuşlar yarattığına vurgu yaptı. "2 yıldır danışanlarımızda pandeminin etkilerini yoğun şekilde gözlemliyoruz" diyen Vardar, "Bu durumu telefon bataryalarına benzetiyorum. Kendi bataryanızı tam kapasitede dolduramadığınız müddetçe tam performans hayatın içerisinde olmanız mümkün değil. İlişkilerde bu bireysel alanların pandemi dönemiyle azalmasıyla bireysel bataryalar hiç dolamadı. Dolayısıyla tahammül azaldıkça evliliklerde iletişim problemleri arttı. Bu da kişileri kaçınılmaz son olarak boşanmaya götürdü” diyerek özellikle pandeminin ikili ilişkilerimizi derinden sarstığının altını çizdi.
'YALNIZ KALMAMAK İÇİN HİÇ İSTEMEDİĞİM KİŞİLERİ HAYATIMA ALDIM'
Sürekli bir evlilik ya da ilişki içinde bulunan kişilerin destek alması ve bu sürecin altında yatan sebeplerin keşfedilmesi gerektiğini söyleyen Vardar, "Aile içerisindeki kopukluklar hayatta var olma kaygılarını artırdığından kendilerini ilişkileriyle var etmeye çalışan bu kişiler kesinlikle ilişki örüntülerini bir uzman desteğiyle incelemeliler. Süreç içerisinde pek çok ilişkisinin benzer nedenlerle benzer şekillerde bittiğini, bu ilişkilerinde kök ailesine benzer çok fazla şeyin olduğunu görme fırsatı yakalıyorlar” dedi. Vardar, bu farkındalık sürecinin bakışı değiştirdiğine vurgu yaparak sözlerini şöyle noktaladı:
"Bu süreci geçirmiş bir danışanım 'Yalnız hayat mümkünmüş, tek başıma var olmak bana bir eziyet gibiydi. Hayatıma hiç almak istemeyeceğim kişileri sırf yalnız kalmamak için alırdım. Kendimi sürekli onlara tahammül etmekle sınardım. Oysaki bir sebebi varmış, şimdi geçen o yıllara acıyorum. Kimseye değil yalnız kendime tahammül edemediğimi fark ettim, kendimle barıştım' diyerek sürecini sonlandırmıştı. İlişkileriyle ilgili böyle problemler yaşayan herkesin bu yolda bu ışıkla kendine bakması lazım."
