02.09.2022 - 09:54 | Son Güncellenme:
Her iki taraf da çatışmayı başlatan ilk kurşunun 24 Ağustos sabahı erken saatlerde Tigray'ın güney sınırlarındaki Kobo kasabasından atıldığı konusunda hemfikir. Her iki taraf da birbirini suçluyor.
Batılı diplomatlardan elde edilen bilgilere göre, Etiyopya Ulusal Savunma Gücü ve Fano olarak bilinen müttefiki Amhara milisleri önceki haftalarda bu bölgeye büyük bir askeri güç sevk etti.
Diğer tarafta TPLF, toplu askere alma kampanyasıyla saflarını sıklaştırdı ve kaynaklarının çoğunu eğitime ve yeniden silahlanmaya ayırdı. Ancak zorla askere alma iddialarını da reddetti.
TPLF'nin geçen yılki çatışmalarda federal ordudan büyük bir cephanelik ele geçirdiğine ve yurt dışından yeni silahlar satın aldığına dair söylentiler var. Gerilimler son dönemde yükseliyor olmasına rağmen, sadece birkaç hafta öncesine kadar barış görüşmelerinin yakında başlayacağına dair iyimserlik vardı.
Başbakan Abiy Ahmed, Temmuz ayında faaliyetlerine başlayan barış komitesinin başkanlığını, yardımcısı Demeke Mekonnen'e vermişti. Bundan önceyse, Abiy'in TPLF ile gizlice görüşmeleri için üst düzey yetkilileri görevlendirdiği bildirilmişti.
Seyşeller ve Cibuti'deki oturumlarda, Etiyopya kuvvetlerinin Tigray ablukasını kaldıracağı, Eritre'nin hükümeti desteklemek için gönderdiği birlikleri geri çekeceği ve iki tarafın Kenya'nın başkenti Nairobi'de Başkan Uhuru Kenyatta'nın ev sahipliğinde görüşmelere başlayacağı konusunda anlaşmaya varıldı. Görüşmelerde ilk gündem maddesi kalıcı bir ateşkes sağlanması olacaktı.
Perde arkasında, ABD bu görüşmeleri güçlü bir şekilde destekliyor ve Kenya ile ortaklaşa çalışıyordu.
SAVAŞIN ARKAPLANI
Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) adlı milis örgütlenmesi, 1991 yılında hükümeti deviren ittifakın bir parçasıydı. Bu yapı, Nobel Barış Ödülü sahibi Başbakan Abiy Ahmed'in, TPLF'nin katılmayı reddettiği, yeni bir koalisyon hükümeti kurduğu 2019 yılına kadar etkili olmayı sürdürdü. Tigray'da iktidarını sürdüren TPLF, 2020'nin Eylül ayında, Ahmet hükümetinin ulusal düzeyde Covid-19 salgını nedeniyle seçimleri erteleme kararını tanımayarak seçimlere gitti.
İki ay sonra TPLF birlikleri bölgedeki Etiyopya ordusuna ait bir üsse saldırı düzenledi. Federal hükümet de yanıt olarak Tigray'a karşı büyük bir askeri harekata girişti. O tarihten beri bölgede gerginlik ve çatışma askeri düzeyde devam ediyor.
'AÇLIK BİR SİLAH OLARAK KULLANILIYOR'
2 Ağustos'ta Tigray başkenti Mekelle'yi ziyaret eden ABD Özel Temsilcisi Mike Hammer ile Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler elçileri, bölgede "elektrik, telekomünikasyon, bankacılık ve diğer temel hizmetlerin hızlı bir şekilde yeniden verilmeye başlanması" ve "sınırsız insani erişim" çağrısında bulundular. Abiy bunları yerine getirmeyi kabul etmişti.
TPLF, hükümeti taahhütlerini yerine getirmemekle suçluyor. Hükümet TPLF ile herhangi bir görüşme yapıldığı iddialarını kabul etmiyor. Uluslararası elçiler de görüşmelerin neden bozulduğu konusunda sessiz kalıyor.
Temmuz ve Ağustos boyunca, Addis Ababa temel hizmetleri büyük ölçüde abluka altında tuttu ve bu dönem yalnızca çok az gıda, ilaç ve gübrenin ülkeye ulaşmasına izin verdi.
TPLF, Ababa'nın açlığı bir silah olarak kullandığını ve uluslararası yardımın son derece yetersiz olduğunu savunuyor. TPLF lideri Debretsion Gebremichael, savaşın arifesinde uluslararası liderlere gönderdiği açık mektupta şunları söylemişti:
"Ne tarafa dönersek dönelim ölümle yüzleştiğimiz noktaya hızla yaklaşıyoruz. Seçimimiz açlıktan mı yoksa haklarımız ve onurumuz için savaşarak mı öleceğimizden ibaret."
AÇLIKTAN ÖLENLERİN SAYISI BİLİNMİYOR
Tigray'da açlık yüzünden toplam kaç kişinin öldüğünü kimse bilmiyor ama Belçika liderliğindeki bir akademik ekip tarafından bu yılın başlarında yapılan bir araştırmada, Kasım 2020'de iç savaş başladığından bu yana 500 bin kadar Tigraylı'nın açlıktan ve buna bağlı nedenlerden öldüğü tahmin edilmişti.
TPLF'nin yönetimi yeniden ele geçirdiği Haziran 2021'den bu yana uluslararası basından ya da yardım kuruluşlarından neredeyse kimsenin bölgeye girişine izin verilmiyor. Kriz kısa vadede giderek derinleşecek gibi görünüyor.
Etiyopya hava kuvvetleri geçen hafta Mekelle'yi bombalayarak bir anaokulunu vurdu ve sağlık personeline göre üçü çocuk yedi kişiyi öldürdü. Hükümet bu iddiaları reddetti. Salı gecesi Mekelle'ye ikinci bir hava saldırısı yapıldığı bildirildi.
Etiyopya hava kuvvetleri, Sudan hava sahasından Tigray'a silah getiren bir uçağı düşürdüğünü iddia etti. TPLF bunu yalanladı. Eritre'de Tigray sınırına yakın konumlarda büyük askeri birliklerin hareket ettiğine dair haberler var. Eritre hükümeti bu iddalara yanıt vermedi. Çarşamba günü, Tigray'ın batısından Sudan sınırına doğru çatışmalar yaşandığı bildirildi.
Kobo için büyük bir savaş koptuğu da gelen bilgiler arasında. Tigray kaynakları, büyük bir cephaneliğin ele geçirildiğini, 20 tümenden oluşan devasa bir kuvvete karşı kesin bir zafer kazanıldığını iddia ediyor. Bu iddia bağımsız kaynaklar tarafından henüz doğrulanamadı.
Etiyopya hükümeti kayıplara uğradığını reddediyor. Yönetim Kobo'yu tahliye ettiğini açıkladı. Ve Kobo'nun 50 km güneydeki Woldia kentinden gelen haberler, ordunun burada görülmediğini söylüyor.
TPLF şimdiye kadar güçlerini güneye kaydırmadı; Woldia'yı ele geçirdiğine dair haberleri de yalanladı. TPLF, barış görüşmelerinin acilen başlamasını istediğini söylüyor. Ülkede yeni bir yönetim oluşturulmasını sağlayacak resmi ve güvenilir bir süreç de işlemiyor. Bugüne kadar ABD ve Kenya tarafından başlatılan girişimler başarısız oldu. TPLF, herhangi bir müzakereye ön koşul olarak, kuşatmanın kaldırılmasını talep ediyor.
Geçen hafta yaşanan ölümler ve acı Etiyopyalılar ve uluslararası toplum tarafından şimdiye kadar çoktan anlaşılması gereken bir şeyi bir kez daha kanıtladı: Tigray'daki savaşın askeri bir çözümü yok.
Kaynak: BBC Türkçe