29.04.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal harekatı devam ederken, Moskova’nın dikkatle izlediği bir diğer bölge olan Transdinyester’de yaşananlar, tehlikeli bir domino etkisi yaratma potansiyeline sahip.
Moldova toprakları içerisinde yer alan ancak tek taraflı bağımsızlık ilan eden Rusya destekli Transdinyester’de son günlerde yaşananlar ve yapılan açıklamalar, olayların tahmin edilenden daha büyük bir sonuç yaratabileceği konusundaki endişeleri artırıyor.
Geçen hafta Rus General Rustam Minnekaev, Ukrayna’nın güneyi üzerinde sağlanacak kontrolün, Rusya’nın Transdinyester’e erişimini sağlayacağını vurgulamıştı. Bu sözler büyük ses getirirken, Rusya’nın Ukrayna’dan sonraki hedefinin Moldova olduğu konusunda düşünceleri kuvvetlendirdi.
‘SAHTE BAYRAK’ ŞÜPHESİ
Açıklama sonrası Transdinyester’de gerçekleştirilen “saldırılar” ise, bölgeyi iyice hareketlendirdi. Bölge yetkilileri saldırılardan Ukrayna’yı suçlarken, Kiev yönetimi ise Rusya’nın Donbas’ta olduğu gibi bir ‘sahte bayrak’ operasyonu düzenlediğini ve işgali yaymak için bahane aradığını belirtiyor.
Bununla birlikte Rusya’nın, Transdinyester’e ve dolayısıyla Moldova’ya yönelik bir operasyon düzenlemesi büyük sonuçlar doğurabilir.
NATO İLE KARŞI KARŞIYA
Moldova, etnik, tarihsel ve kültürel olarak Romanya’ya sıkı sıkıya bağlı bir ülke. Hatta iki ülkenin birleşmesi bile son dönemde gündeme geldi. Bu nedenle de, Rusya’nın resmen Moldova toprakları içerisinde bulunan Transdinyester’e olası müdahalesi yahut bu bölgeden Ukrayna’nın güneyine saldırı düzenlemesi, NATO üyesi Romanya’yı da işin içine sokabilir. Dolayısıyla bir NATO ülkesiyle karşı karşıya gelme ihtimali beliren Rusya’nın, son günlerde sıklıkla gündeme getirdiği ‘3. Dünya Savaşı’na imaları dayanıksız değil gibi görünüyor.
NATO yönetimi de Rusya’nın Ukrayna’da “ikinci aşamaya geçildiği” açıklamasıyla birlikte, daha uzun bir mücadeleye hazırlanıyor. Nitekim NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İttifak’ın, önümüzdeki yıllarda da Ukrayna’nın Rusya’ya karşı mücadelesine destek vermeyi sürdüreceğini belirtti.
OLİGARKLARIN MALLARI SATILACAK
ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna’ya yardım konusundaki yeni destek planı belli oldu. Biden, Kongre’den Ukrayna’ya önümüzdeki 5 ay içinde sağlanmak üzere 33 milyar dolarlık destek paketi talep ettiğini açıkladı. Bu paketin 20 milyar doları askeri, 8.5 milyar doları ekonomik, 3 milyar doları ise insani yardımlardan oluşuyor.
Öte yandan bu maddi desteğin sağlanması adına Rus oligarklara ait mallara el konulmasını kolaylaştıran ve bu gelirin Ukrayna’ya parasal yardım olarak gönderilmesi için bir yasa tasarısı hazırlandı. Geçtiğimiz hafta Biden 800 milyon dolarlık bir pakete onay vermişti.
GUTERRES KİEV’DEYKEN SALDIRI
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Türkiye ve Moskova ziyaretlerinin ardından dün Ukrayna’ya geçti. Kiev bölgesindeki Buça, Irpin ve Borodyanka kentlerini ziyaret eden Guterres, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile de bir araya geldi. Guterres henüz şehirdeyken Rusya kenti füzelerle vurdu. Sivillere ait evlere isabet eden füzeler nedeniyle iki büyük patlama meydana geldi. Füzelerin Kırım’dan fırlatıldığı belirtilirken, ilk belirlemelere göre 6 kişi yaralandı. Zelenskiy’nin danışmanlarından Mykhailo Podolyak, yaptığı açıklamada “Antonio Guterres’in resmi ziyareti sırasında Kiev şehir merkezine füze saldırısı düzenlendi. Bir gün önce Kremlin’de uzun bir masada oturuyordu ve bugün başının üstünde patlamalar var” dedi. Öte yandan dün Bulgaristan Başbakanı Kiril Petkov da Ukrayna’ya gitti.
LONDRA-MOSKOVA GERGİNLİĞİ
Moskova’nın, Batı ülkeleri tarafından Ukrayna’ya yönelik desteğin sürekli artmasından duyduğu rahatsızlık büyüyor. Bu nedenle, yardımlarda başı çeken ülkelerden biri olan İngiltere ile Rusya arasında büyük bir gerilim yaşanıyor.
İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, Ukrayna’nın egemenliğini savunması amacıyla küresel birlik oluşturmanın önemini vurgulayarak, “Putin başarılı olursa, Avrupa’da daha korkunç sonuçlar olacak. Bu yüzden hazırlıklı olmalı, Ukrayna’ya olan desteğimizi ikiye katlamalı ve birleşik olmalıyız” dedi. Truss, “Putin’in bu korkunç savaşı finanse edebileceği hiçbir yer olmamalı. Bu nedenle bu, petrol ve gaz ithalatını kesin olarak kesmek anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
Açıklamaya yanıt veren Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Batılı ülkelerin, Ukrayna ve diğer ülkelere silah tedariğinin, Kıta Avrupası’nın güvenliğini tehdit ettiğini söyledi. Peskov, “Ağır silahlar da dahil olmak üzere Ukrayna’ya ve diğer ülkelere silah tedariği, başlı başına kıtanın güvenliğini tehdit eden ve istikrarsızlık yaratan eylemlerdir” dedi.